Bloomberght
Bloomberg HT Haberler Arınç: Allah kadına erkeğin hizmetçisi rolünü vermemiştir

Arınç: Allah kadına erkeğin hizmetçisi rolünü vermemiştir

Başbakan Yardımcısı Arınç, "Allah, kadına erkeğin hizmetçisi rolünü vermemiştir; sorun, aklı ve vicdanının yerine kaslarıyla hareket edenlerin ilkel davranışlarından kaynaklanıyor" dedi

Giriş: 23 Aralık 2011, Cuma 06:58
Güncelleme: 23 Aralık 2011, Cuma 12:26

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, dünyadaki genel kadın manzarasının, hakları, umutları, gelecekleri hatta isimleri ellerinden alınmış kadınlardan oluştuğunu söyledi.

''Müslüman Toplumlarda Değişim ve Kadının Rolü'' konferansının gala yemeğinde konuşan Arınç, çok önemli bir toplantının akşam yemeğinde buluştuklarını, konferansın yarından itibaren iki gün devam edeceğini söyledi.

Toplantıya böylesine zengin bir kadroyla katılan ve zahmet ederek İstanbul'u teşrif eden konuklara teşekkür eden Arınç, dünyanın en güzel kentlerinden biri olan İstanbul'a ''dünyanın incisi'' gözüyle baktıklarını kaydetti.

Arınç, İstanbul'un kendileri için ayrı bir özelliği bulunduğunu, bazı yazarların, gönülden yazan ve çizen insanların İstanbul'u ''şehirlerin annesi'' olarak da vasıflandırdıklarını anlatarak, ''Çünkü İstanbul, dünyanın hiçbir yerinde olmadığı kadar, üzerinde kadınların izlerini, isimlerini ve simgelerini taşıyor. İnsanlar bu kente girdikleri zaman Kız Kulesi'ni geziyorlar, Kız Taşı'nı görüyorlar, Kadınlar Pazarı'nı işitiyorlar, Üsküdar'da muhteşem Mihrimah Sultan Camisi'ni, Aksaray'da Valide Atik Camisi'ni, Bezmialem Valide Sultan Vakıf Gureba Hastanesini, Pertevniyal Lisesi gibi kadınların isimlerini taşıyan büyük dev eserleri görüyorlar. Bundan dolayı kadınlarla ilgili bir kongrenin burada yapılması çok önemli'' diye konuştu.

Bu nedenle Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin'e teşekkür eden Arınç, Şahin'in, 61. hükümetin en başarılı bakanlarından biri olduğunu söyledi.

-Dünyada kadının durumu

Arınç, tüm dünyanın değiştiği gibi, İslam ülkelerinin de değiştiğini belirterek ''Bizim ülkemiz de değişiyor. Hayatlarımız, bin yıllık geleneklerimiz, alışkanlıklarımız, kısacası her şey büyük değişimin birer halkası gibi'' dedi.

Yüzyıl önce sadece kendi şehrini, kendi ülkesini izleyen insanoğlunun, bugün artık dünyanın en ücra köşesini de izleyebildiğini ve anında haberdar olabildiğini dile getiren Arınç, ''Üzülerek belirtmek istiyorum ki, bugün kolaylıkla izleyebildiğimiz dünyamızda her zaman iyi şeylere tanıklık edemiyoruz. Kadın ve çocuklara dair iyi haberlerden çok, üzücü haberler duyuyoruz'' diye konuştu.

Arınç, özellikle İslam ülkelerinden yansıyan kadın ve çocuk manzaralarının herkesin yüreklerini kanatacak türden olduğunu anlatarak, şunları kaydetti:

''Bir ülkede sokaklardan çöp toplayarak yavrusunu doyurmaya çalışan kadınlar, bir ülkede sel felaketinde eşini yitiren yapayalnız kalmış anneler, bir ülkede sistematik bir şiddetin kurbanı olmuş, tecavüze uğramış gözü yaşlı genç kadınlar, bir ülkede her gün patlayan bombaya çocuğunu kurban veren yüreği yaralı anneler, gelecekten ümidini kesmiş umutsuz genç kızlar. Tabii ki Gazze'de, Kudüs'te, Ramallah'ta, umutları, hayalleri, sevinçleri bastırılmış, acıya ve gözyaşına mahkum edilmiş çiçeği burnunda genç kızlar, acılı anneler, sabır taşına dönüşmüş nineler... Maalesef benim ülkemde de teröre, töreye, şiddete maruz kalmış, çocuklarının babası tarafından bıçaklanmış cansız bedenler...

Ülkelerimizde ekranlara ve gazete sayfalarına yansıyan kadın manzaraları bunlar. Peki İslam ülkeleri dışındaki dünyada durum daha mı iç açıcı? Buna gönülden 'evet' demek isterdim. Ancak dünyamızın kuzey yarım küresi diye tanımlayabileceğimiz veya daha gelişmiş ülkelerde kadınların durumu daha da iyi değil.''

Bu bölgelerde de kadının daha farklı bir sömürü, daha farklı bir şiddetin kurbanı haline dönüştüğünü kaydeden Arınç, ''Dünyadaki genel kadın manzarası, hakları, umutları, gelecekleri hatta isimleri ellerinden alınmış kadınlardan oluşuyor. Bu, sadece bugünkü modern dünyaya ait görüntüler değil'' şeklinde konuştu.

-Bu bir kader değil

Tarih boyunca kadınların çıkarmadığı ve sürdürmediği savaşlarda çocuklarını yitirdiklerini, geleceklerini kaybettiklerini anlatan Arınç, bunun bir kader olmadığını belirtti.

Arınç, ''Çünkü bizleri yaratan Rabbimiz, asla ve asla erkekler gibi bir kulu olan kadınlara böylesine acı bir kaderi reva görmemiştir. İnsanı bir erkek ve dişi olarak yaratan yüce Allah, erkeği kadına üstün, kadına da erkeğin hizmetçisi rolünü vermemiştir. Bilakis kadın da erkek de Allah katında birdir ve eşittir. Hz. Hatice validemiz, İslam ile ilk müşerref olma ayrıcalığına sahiptir. Efendimizin peygamberliğinin ilk şahididir. Dinimiz, kız çocuklarını bir utanç vesilesi olarak gören cahiliye anlayışına karşı kadını en kutsal ferdine dönüştürmüştür'' diye konuştu.

Yalnız İslam'da değil, Hz. Adem'in yaradılışından Hz. Muhammed'e kadar tüm hak dinlerde kadınların hep belirleyici ve önemli figürler olduğunu vurgulayan Arınç, şöyle devam etti:

''Havva validemiz, Hacer validemiz, Meryem validemiz, Allah'ın hak dinlerinin yayılmasında hep öncü roller üstlendiler. Bugün Müslümanlar için son derece önemli olan hac farizasının en sembolik anlama sahip parçalarından biri sa'y ibadetidir. Sa'yda Müslümanlar binlerce yıldır Hacer validemizin izini takip ediyorlar. Peygamberimiz, 'Cennet annelerin ayakları altındadır' mesajıyla hem İslam dinimizde hem de İslam toplumlarında kadını ayrıcalıklı bir yere oturtmuştur. Demek ki kadınlar için bu sorunlu durum, inançlarda değil, sorunlu kafalarda ve yanlış anlayışlarda yatıyor. Sorun, aklı, yüreği ve vicdanının yerine kaslarıyla hareket edenlerin ilkel tavır ve davranışlarından kaynaklanıyor. Ancak bunca yaşanan acıya karşı şunu da ümitle ifade etmek durumundayım. Bugün artık kadınlar ne ekmek, ne merhamet istiyorlar, bilgilenmek istiyorlar. Bugün dünyanın her yerinde kadınlar haklarını, en temel insan haklarını, eğitim haklarını, çalışma haklarını, eşitlik haklarını talep ediyorlar. Kadınlar her zamankinden daha fazla öğrenmek, bilgilenmek istiyorlar. Kendileri için, çocukları için, gelecekleri için daha fazla eğitim istiyorlar. Hayatın her alanındaki etkinliklerde daha fazla söz sahibi olmak için seslerini yükseltiyorlar. Kadınlar hibe değil, sadaka değil, insan onuruna yakışır bir şekilde var olmayı ve güçlü bir şekilde bunun için mücadele etmek istiyorlar.''

Arınç, henüz kat edilecek uzun bir mesafe olduğunu, henüz aşmaları gereken büyük engeller bulunduğunu, daha fazla insan hakları konusunda mücadele etmeleri gerektiğini bildiklerini dile getirerek, bu yüzden çalışmalarına özenle ve kararlılıkla devam ettiklerini söyledi.