Advertisement
GÜNCEL / SİYASET ABONE OL

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Çin bankalarının Türkiye'de daha fazla iş yapması ve daha fazla şube açmasını, Türk bankalarının da Çin'de daha faal olmasını ve Çin'de kurulmuş Türk bankalarının oluşmasını arzu ettiklerini belirterek, ''Karşılıklı lisanslar konusunda iki hükümet olarak da bir çalışma başlatmış durumdayız'' dedi.

Babacan, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) tarafından düzenlenen ''Türkiye Çin Ekonomik ve Ticari İşbirliği Forumu''nda yaptığı konuşmada, iki ülke arasında siyasi ve diplomatik ilişkilerin yanı sıra kültürel ilişkileri de son derece önemsediklerini, 2013 yılında Çin'de Türkiye yılı olacağını vurguladı.

Çin'de öğrenim gören Türk öğrencilerin sayısının bin 500'ü geçtiğini, Türkiye'de de Çinli öğrencilerin eğitim gördüğünü anlatan Babacan, Çin'de Yunus Emre Enstitülerinin kurulması, Türk dili ve kültürüyle ilgili daha yakın bir öğrenme ortamının oluşturulmasının Çin hükümetiyle yaptıkları görüşmelerin gündem maddelerinden biri olduğunu belirtti.

İki ülke arasındaki ticaret hacminin 2002 yılında toplamda yaklaşık 1 milyar dolar olduğuna değinen Babacan, 2011 sonunda bunun 24 milyar dolara çıktığını, ivmenin bu şekilde devam etmesini beklediklerini vurguladı.

-''Finansta İstanbul, bölgesel merkez olarak düşünülmeli''-

Turizmin önemine de değinen Babacan, Avrupa'nın dördüncü büyük hava yolu olan THY'nin, 2012 yılı sonu itibarıyla üçüncülüğü yakalayacağını söyledi.

THY aracılığıyla İstanbul'da bütün coğrafyaya her gün uçuş olduğunu ifade eden Babacan, ''THY, İstanbul'dan 190 noktaya uçuyor. Dolayısıyla burayı baz almak, İstanbul'u baz almak son derece önemli'' diye konuştu.

Finans sektörü için de bu durumun aynı olduğunun altını çizen Babacan, şöyle devam etti:

''Biz kendimiz için hedefler koyduk. 2023 yılı geldiğinde Türkiye, dünyanın en büyük 10 ekonomisinden, İstanbul dünyanın en önemli 10 finans merkezinden biri olacak. Bunun için yoğun çaba gösteriyoruz. Finans konusunda da İstanbul'un bölgesel merkez olarak düşünülmesi son derece önemli.

Çin bankalarının Türkiye'de daha fazla iş yapması, buraya daha fazla şube açması, daha çok sayıda Çin bankasının Türkiye'yi baz alması yine bizim çok arzu ettiğimiz bir konu. Türk bankalarının da Çin'de daha faal olmasını istiyoruz. Çin'de de kurulmuş Türk bankalarının oluşmasını arzu ediyoruz. Bunlar ticaretin, yatırımın önünü açacak önemli konular. Karşılıklı lisanslar konusunda iki hükümet olarak da bir çalışma başlatmış durumdayız.''

-''Ufkunuzu sadece siyasi sınırlarla sınırlandırmayın''-

Başbakan Yardımcısı Babacan, ekonomik ilişkilerin gelişmesinin daha çok ticaret, daha çok yatırım ile mümkün olabileceğini, bunun da şirketlerin, iş dünyasının, iş adamlarının ve iş kadınlarının çabasıyla gerçekleşeceğini söyledi.

Devlet olarak iş dünyasının önünü açacaklarını, engelleri kaldıracaklarını vurgulayan Babacan, yapılması gereken, atılması gereken adımlar varsa bu noktada iş dünyasının işini kolaylaştıracaklarını ifade etti.

Türkiye'nin, dünya nüfusunun yaklaşık dörtte birinin olduğu coğrafyanın merkezinde yer aldığına değinen Babacan, şöyle konuştu:

''Türkiye'nin sadece lojistik olarak değil, kültürel olarak da bu bölgeye yakın olması Türk iş adamlarının, iş kadınlarının bölgeyle iş yapması, birbirinin dilinden kolay anlaması önemli bir avantaj. Gittikçe artan sayıda çok uluslu şirket, uluslararası finans kuruluşu Türkiye'yi, İstanbul'u baz olarak alıyor. Sadece Türkiye operasyonları için burada değiller. Çok daha geniş bölge için buradalar. Dolayısıyla Çinli iş adamlarımız, şirketlerimiz Türkiye'ye, İstanbul'a geldiklerinde ufuklarını sadece siyasi sınırlarıyla sınırlı tutmasınlar. Daha da ötesine baksınlar. Burada kendilerine seçecekleri ortaklar, bölgeyi çok iyi tanıyan kişilerdir.''

Taahhüt, inşaat firmalarının üçüncü ülkelerde beraber yapacakları projeleri de çok önemli potansiyel olarak gördüğüne dikkati çeken Babacan, ''Çin firmalarıyla birlikte gerçekleştirilecek projeler ki bizim bir atasözümüz vardır, 'bir elin nesi var, iki elin sesi var' derler, beraber kurulacak ortaklıklarla üçüncü ülkelerdeki çalışmalar önemli potansiyel arz edecektir'' diye konuştu.

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, kurul başkan ve üyelerin görevlerinde sınırsız bir sürenin söz konusu olmayacağını, 5 artı 5, iki dönemle sınırlı bir şekilde görev yapacaklarını ve 10 yılı geçmeyeceğini, atamadaki süreyi de 6 yıldan 5 yıla indirmelerinin söz konusu olduğunu bildirdi.

Babacan, Türk-Çin Ekonomik ve Ticari İşbirliği Forumu sonrasında gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) ile Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) ile ilgili ''Bazı yasa değişiklileri söz konusu. Dün yaptığınız açıklamada bundan haberiniz olmadığını söylemiştiniz. Buna bir açıklama getirebilir misiniz?''şeklindeki soru üzerine Babacan, dün öğleden sonra ilgili arkadaşlarla görüşmeler yaptıklarını söyledi.

Konunun ne şekilde çıktığına değinen Babacan, bunun Başbakanlık bürokrasisi tarafından yapılan bir çalışma olduğunu belirtti.

Ali Babacan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

''Özellikle TMSF Başkanının atama geçmişine baktığımız zaman, bundan sonra tekrar atanıp atanamayacağıyla ilgili hukuki boşluk var. Bazı hukukçular diyor ki 'tekrar atanabilir', bazıları diyor ki 'olmaz'. Bundan sonra benzer durumlarla karşı karşıya kalmamak için kanunda bir açıklık olması ihtiyacı düşünmüş arkadaşlar. Bunu da bizim direkt Grup Başkan Vekillerine bildirerek ''böyle bir şeyi bir kanuna, bir teklife koyarsanız, o da açıklığa kavuşur' denmiş. Fakat Meclis'te bu biraz daha genişlemiş ve farklı bir şekil almış. Dün Sayın Başbakanımız ile akşam burada bu konuyla ilgili gerekli görüşmeleri yaptık. Oradaki düzenlemeyi şu şekilde yapacağız; kurul üyeleri ve kurul başkanları bundan sonra 6 yıllığına değil 5 yıllığına atanacak ve en fazla iki dönem olacak. Yani 5 artı 5, 10 yıllığına sınırlamış olacağız. Dolayısıyla Başbakanlıkla ile AK Parti Grubu arasındaki teknik konuyu daha açıklığa kavuşturmuş olduk. Başbakanımızın talimatıyla bu şekle bağladık.

Başbakanlıkta bugün bununla ilgili gerekli taslak hazırlanacak, Meclis'teki arkadaşlarımıza iletilecek. Tabii takdir Meclis'in, ama Meclis'te torba yasa içinde onu bu şekilde çözmüş olacaklar. Dolayısıyla sınırsız bir süre söz konusu olmayacak. 5 artı 5, iki dönem sınırlı bir şekilde üyeler ve başkanlar bundan sonra görevlerini yapmış olacaklar. Ancak ne olursa olsun herhangi bir üyenin ya da başkanın toplam görev yaptığı süre 10 yılı geçmeyecek. İki dönem ya da bazı ara dönemler oluyor. Fakat 10 yıl ile sınırlamış oluyoruz. Atamadaki süreyi de 6 yıldan 5 yıla indiriyoruz. O şekilde bunu netleştirmiş olduk.''

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Türk bankalarının Çin'deki faaliyetlerine ilişkin, ''Ziraat Bankası olur, başka bir banka olur, ama Çin'de de kurulu, Çin'de lisans almış bir bankanın orada hizmete girmesi çok faydalı olacaktır'' dedi.

Babacan, Türk Çin Ekonomik ve Ticari İşbirliği Forumu sonrasında gazetecilerin sorularını yanıtlarken, geçen yıl bir Çin bankasına İstanbul'da büro açmasıyla ilgili lisans verdiklerini ve bu bankanın çalışmaya başladığını hatırlattı.

Türkiye'de kurulmuş bir Çin bankası görmeyi de arzu ettiklerini dile getiren Babacan, ''Yine Ziraat Bankası olur, başka bir banka olur, ama Çin'de de kurulu, Çin'de lisans almış bir bankanın orada hizmete girmesi çok faydalı olacaktır. Biz buna açığız. BDDK, Çinli muhataplarıyla görüşecek. Bu, ne kadar kısa zamanda gerçekleşirse o kadar iyi olur diye düşünüyoruz'' şeklinde konuştu.

-''BDDK kriterlerine uygun Çin bankalarına kapı açık''-

Çin'den Türkiye'ye gelecek başka banka olup olmadığı sorusuna ise Babacan, ''Biz açığız. Bankacılığın tabiatı gereği, başvuru süreçleri karar alınana kadar biraz daha örtülüyor. Kendileri açıklamak isterse problem yok. Ama biz demiyoruz ki 'şu banka başvurdu' diye... Bizim açıklamamız doğru değil. Ama kapı açık. Tabii ki BDDK'nın kriterleri var. BDKK'nın kriterlerine uyan Çin bankalarına kapı açık'' karşılığını verdi.

Çinlilerin Türk tahvillerine olan ilgisine ilişkin de Babacan, bu konuda fiili işlemlerin birkaç ay önce başladığını bildirdi.

-''Belirsizlik alanı şimdilik açılmış oldu''

Yunanistan ile ilgili de Babacan, şu görüşleri dile getirdi:

''Yunanistan konusunda doğru bir anlaşma var. Ancak bunun uygulanmasını hep beraber yakından incelememiz gerekiyor. Bir taraftan Yunanistan'ın vermiş olduğu taahhütleri yerine getirmesi bundan sonraki dönemde önemli olacak. Ancak belirsizlik bir ölçüde azaldı. Tamamen ortadan kalkmadı, ama bir ölçüde azaldı. Avrupa ekonomisiyle olumlu gelişmeler, belirsizliklerin azalması her zaman kuşkusuz Türkiye'ye de olumlu yansıyacaktır. Ancak tabii tek problem Yunanistan değil. Daha çok problem var. Daha köklü adımlar atılması gerekiyor. Birçok ülkede reformlar gerekiyor. Pek çok ülkenin, ülkesine çeki düzen vermesi gerekiyor. Bunlar da daha zaman alacak. Avrupa'da hemen akşamdan sabaha düzelecek bir tablo yok. En azından kısa vadeli bir belirsizlik alanı vardı. O şimdilik açılmış oldu. Ama uygulamayı yakından takip etmemiz gerekiyor. Uygulamada problem çıkmaması için her iki tarafın da gayret göstermesi gerekiyor.''

-''Çinlilerle diyalog başlayacak''-

Nükleer enerjiye ilişkin bir soru üzerine ise Babacan, Enerji Bakanlığı ile Çin'in ilgili birimleri arasında bir diyalog süreci başlayacağını söyledi.

2023 yılı hedeflerinin 3 santral olduğuna işaret eden Babacan, birincisi için Rusya ile anlaşıldığını, ikincisinde Koreliler ve Japonlarla devam eden sürecin söz konusu olduğunu hatırlattı.

Ali Babacan, şöyle devam etti:

''Ama bir de üçüncü nükleer santral projemiz var. Dolayısıyla Çinlilerle bir diyalog başlayacak. Bu diyalogda ikinci Çin mi olur, üçüncü Çin mi olur, o biraz da Japonlarla olan görüşmelerin gidişine bağlı. Ben Tokyo ziyaretinde söyledim; biz Japon teknolojisine güveniyoruz ve Japonya ile görüşmelerin en kısa zamanda bitmesini arzu ediyoruz. Öte yandan Kore ile diyalog tekrar canlanmış durumda. Çinlilerle de yeni bir diyalog süreci başlıyor. Ama unutmayalım ki 2023 hedefi 3 santral...''

Bu arada, forum kapsamında Ali Babacan, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan ve Çin Devlet Başkan Yardımcısı Şi Cinping, sadece görüntünün alındığı basına kapalı kısa bir görüşme gerçekleştirdi.