Atalay: Suriye'de endişe verici gelişmeler oldu
Başbakan Yardımcısı Atalay, "Suriye'de son iki gün özellikle endişe verici gelişmeler oldu" dedi
Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, ''(Suriye'de) Son iki gün özellikle endişe verici gelişmeler oldu. Yine hayatını kaybeden insanların sayısı artıyor. BM kesiminden de Annan Planı'yla ilgili doğrusu kötümser ifadeler duyuyoruz'' dedi.
Başbakan Yardımcısı Atalay, Suriyeliler'in kaldığı konteyner kentte incelemelerde bulunduktan sonra Kilis Valiliği'ni ziyaret etti.
Vali Yusuf Odabaş tarafından karşılanan Atalay, Valilik özel defterini imzaladıktan sonra temaslarıyla ilgili basın toplantısı düzenledi.
Suriye'deki gelişmeleri değerlendiren Atalay, ''Son iki gün özellikle endişe verici gelişmeler oldu. Yine hayatını kaybeden insanların sayısı artıyor. BM kesiminden de Annan Planı ile ilgili doğrusu kötümser ifadeler duyuyoruz. Bir yandan da Annan Planı'nın gereği olan 6 husustaki gelişmeler de pek fazla sağlanamıyor gibi. Bir defa daha ifade edelim, biz Türkiye olarak Annan Planı'na destek verdik, destekliyoruz. Uluslararası camianın birlikte hareketi önemli. BM, Arap Birliği, Suriye'nin Dostları Grubu'nun İstanbul toplantısı hepsi Annan Planı'nı önemli gördü, biz de önemli gördük'' diye konuştu.
Atalay, BM ve Arap Birliği Suriye temsilcisi Kofi Annan'ın bir süre önce Türkiye'ye geldiğini ve Suriyeliler'in kaldığı kampları ziyaret ettiğini anımsattı. Türkiye ziyaretinden sonra Kofi Annan ile görüştüklerini ifade eden Atalay, şöyle devam etti:
''Türkiye ziyaretinden sonra kendisiyle görüşmemizde uyarılarımızı ifade ettik. 'Biz sonuna kadar destekliyoruz, inşallah başarılı olursun, inşallah Suriye tarafı bunu son bir imkan olarak görür de buradaki kurallara uyar ve bunları uygular'. Ama şuna da dikkat etmek lazım, zaman kazanmak için onlara vakit verilmesin, iyi denetlensin. Doğrusu o denetleme de iyi gidiyor. Bizzat Annan ve BM orada iyimser değiller. Yani denetleme iyi yürüyor dediğim, orada olup bitenler iyi takip ediliyor, olup bitenler de hiç iç açıcı değil. Bu çerçevede Annan Planı'nın akıbeti netleşince BM ve uluslararası camia tekrar değerlendirecek ve etkili tedbirler alacaktır. Belki de bu Annan Planı'nın akıbeti, bundan sonraki tedbirlerin mahiyetini daha gerçekçi planlamaya vesile olur.''
-''Türkiye'nin hassasiyeti''
Atalay, Suriye'deki baskı ve şiddetin bir an önce sona erdirilmesini temenni ettiklerini, uluslararası camianın titizliğinin ve dikkatinin sürmesini istediklerini vurguladı.
Türkiye olarak bu konuda hassas olduklarını ifade eden Atalay, ''Türkiye olarak hassasiyetimizi söylemeye gerek yok. Türkiye olarak, Arap Baharı konusunda, halkların talebi konusunda ve Suriye'de olup bitenler konusunda zaten tarafız. Taraf olduğumuzu da ta başından beri açıkladık. Bu çerçevede elimizden geleni yapıyoruz, yapmaya devam ediyoruz'' şeklinde konuştu.
Atalay, Suriye'de bir yılı aşkın süredir olaylar yaşandığını, ülkede ciddi bir baskı ve zulmün sürdüğünü, çok sayıda insanın hayatını kaybettiğini ifade etti.
Suriye'de her şeyin normalleşmesini istediklerini bildiren Atalay, ''Bütün dileğimiz Suriye'de her şeyin normalleşmesi, uluslararası camianın oraya gerekli titizliği göstermesi, gerekli müdahaleyi yapması, bir an önce de Suriye'nin huzura kavuşması ve buradaki vatandaşların da kendi evlerine dönmesi'' dedi.
Atalay, Türkiye olarak üzerlerine düşeni yaparken, uluslararası camiayı da Suriye'yle ilgili duyarlı olmaya çağırdıklarını kaydetti.
Türkiye'de 23 bin 682 Suriye vatandaşının bulunduğunu belirten Atalay, şu bilgileri verdi:
''Bunların bir kısmı Hatay'da 5 ayrı çadır kentte barındırılıyor. Özellikle nisan ayından itibaren gelişler hızlandığı için Gaziantep'in İslahiye ilçesine bir çadır kent kuruldu. Hatay'da 7 bin 15, İslahiye'de 6 bin 122 Suriye vatandaşı bulunuyor. Şanlıurfa Ceylanpınar'da da 860 kişi çadır kentte yaşıyor. En büyük grup ise Kilis'te... 9 bin 685 Suriye vatandaşı da buradaki konteyner kentte bulunuyor.''
Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, Türkiye'nin komşularıyla ilgili veya genelde nerede mazlum varsa, nerede ihtiyaç sahipleri varsa yardıma çalıştığını belirtti.
Atalay, Suriyeliler'in kaldığı konteyner kentte incelemelerde bulunduktan sonra Kilis Valiliği'nde düzenlediği basın toplantısında, Türkiye'ye sığınmaların yeni olmadığını belirtti.
Daha önce Türkiye'ye yaşanan sığınma olaylarına değinen Atalay, şöyle konuştu:
''Türkiye bu konularda daima üzerine düşeni yapmıştır. Biz komşularımızla ilgili veya genelde nerede mazlum varsa, nerede ihtiyaç sahipleri varsa yardıma çalışırız. 1990'lı yıllarda bir olay yaşandı. Kuzey Irak'tan ülkemize büyük bir grup geldi. Türkiye onların da ihtiyacını karşıladı. Bulgaristan'da olaylar oldu, soydaşlarımıza baskı yapıldı, onlar geldiler. Onlar için de çadır kentler kurduk. Bosna Hersek'ten geldiler... Biz bu konularda elimizden geleni yapıyoruz.''
Son haftalarda Türkiye'de Suriyelilerin kaldığı kampları uluslararası camiaya açtıklarını ifade eden Atalay, Türkiye'nin yaptığının bir fedakarlık olduğunu, uluslararası camiayı da bunu paylaşmaya çağırdıklarını dile getirdi.
Çok sayıda ülkenin yardım teklifinin olduğunu dile getiren Atalay, şöyle konuştu:
''Ama biz ayni yardımdan çok nakdi katılım istiyoruz. Çünkü ayni yardım olarak konteynerler, çadır kentler, onların imkanları sağlandı. Eksikliği duyulan ayni yardım varsa alınacak. Onun ötesinde daha çok genel manada mali bir katılımı tercih ediyoruz. Bu ayni yardımların tamamının reddi asla değil. Ayni olarak düzen kuruldu, tüm ihtiyaçlar karşılandı. Talepleri karşılıyoruz.''
-''Suriye'den gelenler için yapılan harcamalar''-
Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Atalay, Suriye'den gelenler için yapılan harcamaların yaklaşık 150 milyon dolar civarında olduğunu bildirdi.
Kilis'teki konteyner kentin doğal afetler başta olmak üzere başka ihtiyaçlar için de kullanılacağını dile getiren Atalay, ''Burası iyi organize edilmiş, imkanları iyi olan bir konteyner kentimiz'' diye konuştu.
Atalay, çadır kentler ve konteyner kentte güvenlik zafiyeti bulunmadığını vurgulayarak, ''Konteyner kentte yaşayan Suriyeli vatandaşlar için bir risk ve tehlike yoktur'' şeklinde konuştu.