Bloomberght
Bloomberg HT Haberler Erdoğan: Süte sığınıp siyaset yapmak vicdansızlık

Erdoğan: Süte sığınıp siyaset yapmak vicdansızlık

Başbakan Erdoğan, "Çocukların eline taş verip askere, polise taş attırmak, o çocukların arkasına sığınıp siyaset yapmak nasıl bir vicdansızlıksa, sütün arkasına sığınıp siyaset yapmak da o kadar vicdansızlıktır" dedi

Giriş: 16 Mayıs 2012, Çarşamba 14:04
Güncelleme: 16 Mayıs 2012, Çarşamba 14:07

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Çocukların eline taş verip askere, polise taş attırmak, çocukların eline molotof tutuşturup dershaneye, yurda, hatta belediye otobüsüne saldırtmak, o çocukların arkasına sığınıp siyaset yapmak nasıl bir vicdansızlıksa, sütün arkasına sığınıp siyaset yapmak da o kadar vicdansızlıktır. Biri gidiyor Doğu'da, Güneydoğu'da o masum çocukların arkasına saklanıp siyaset üretiyor. Bunlar da gidiyor, 7 milyon 200 bin öğrenciye ulaştırılan süt üzerinden siyaset yapıyor'' dedi.

Başbakan Erdoğan, AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda, muhalefet partilerinin okullarda öğrencilere dağıtılan süt uygulamasını istismar ettiğini söyledi.

Tüm anne ve babalara seslenen Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:

''Süt konusu geleceğimiz için, sağlıklı nesiller için önemli bir konu. Bunun daha birçok boyutu var. Tarım, hayvancılık boyutu var. Süt üretim sektörüyle, taşımacılık sektörüyle ilgili boyutu var. Benim hayvancılıkla uğraşan çiftçi kardeşimle ilgili boyutu var. Süt konusu, Türkiye'de nasıl bir muhalefet zihniyetinin var olduğunu göstermesi açısından da önemli bir konu.''

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, CHP'li İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin her gün süt dağıttığını söylediği, ancak haftada bir gün bardak şeklinde basit ambalajlarda süt dağıtıldığının ortaya çıktığını anımsatan Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:

''Ayrıca, 'Hafta sonları da 1 litre süt veriyor' dedi. O 1 litre sütün de pastörize süt değil, UHT süt olduğu ortaya çıktı. 'Sen çocuklarımızı zehirledin' dedi. Şahsıma bunu dedi. Bilimsel raporlar bilim insanları bunun yalan olduğunu, tek bir zehirlenme vakasını bulunmadığını, dağıttığımız sütte tek bir zehirleyici madde bulunmadığını ortaya koydu. Ben bu zatı milletimize ifşa ediyorum tekrar. Milletim iyi biliyor, ama yüzde 25 de iyi bilsin istiyorum. Türkiye'deki 17 süt firmasının 17'si de ihaleye katılmıştır. Evrakları eksik olan biri dışında hepsine ihale verilmiştir. Ayıptır ya, ayıptır, nasıl bunu söylüyor. Her zaman yaptığı iş bu, hep komplo. Ne inceleme, ne araştırma öyle bir şey yok. 'Yandaş, kadrolaşma, yandaş' söylediği tek şey bu. Ayıptır, insan biraz edep eder, iftira atmanın da bir namusu vardır.

İzmir Belediyesi'nin süt temin ettiği firma da ihaleye katılmış ve almıştır. Pınar, biz Pınar'dan alıyoruz. CHP'de 2 dönem milletvekilliği yapan, kendi yol arkadaşlarının firması da ihaleye girmiş ve kazanmıştır. Başka bir iddiası da şu: İzmir pastörize sütü 37 kuruş'a alıyor, bunlar 53 kuruş ödüyor. İzmir'deki süt sadece İzmir içinde dağıtılıyor, biz 780 bin kilometrekareye dağıtıyoruz. Nakliye masrafı maliyete ekleniyor. İzmir'de bir gün bardakta, bir gün UHT kutuyla dağıtılıyor. Biz her gün UHT kutu, daha kaliteli, onunla dağıtıyoruz. Sütlerin terkipleri farklı. Sadece bir süt konusunda, sadece birkaç cümle içinde bu kadar yalanı arka arkaya sıralıyor.''

-''Biz senin pisliğini mi temizleyeceğiz, bu nasıl siyasettir?''

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Erdoğan, Dünya Çiftçiler Günü'nde yaptığı konuşmanın ardından Kılıçdaroğlu'nun da bir konuşma yaptığını ve konuşmasında ''Ben öyle demek istemedim, süte karşı çıkmadım, daha kaliteli sütten bahsettim'' dediğini anımsatarak, ''Biz zaten ne var ne yok bütün sütü topluyoruz. Bu ifadeleri, yalanları kullanmakla milyonlarca çocuğun zihninde, ailelerinde tereddüt oluşturdun. Yazık değil mi? Sen ortaya atacaksın pisliği, biz de senin pisliğini mi temizleyeceğiz. Ayıptır, bu nasıl siyasettir?'' dedi.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun konuşmalarını ve iddialarının ardından ''çark ettiğini'' belirten Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:

''Arkasında bıraktığı enkazdan her zamanki gibi haberi yok. Çünkü tarzı bu. Çamur at arkasından da çark et. İftira at, pişkinliğe vur. Karala, kaç. Bunu siyaset zannediyor. Belki ağır olur, ama söylemek zorundayım: Çocukların eline taş verip askere, polise taş attırmak, çocukların eline molotof tutuşturup dershaneye, yurda, hatta belediye otobüsüne saldırtmak, o çocukların arkasına sığınıp siyaset yapmak nasıl bir vicdansızlıksa, sütün arkasına sığınıp siyaset yapmak da o kadar vicdansızlıktır. Bu kadar ağır söylüyorum. Çünkü biri gidiyor Doğu'da, Güneydoğu'da o masum çocukların arkasına saklanıp siyaset üretiyor. Bunlar da gidiyor, 7 milyon 200 bin öğrenciye ulaştırılan süt üzerinden siyaset yapıyor.

12 Haziran seçimleri öncesinde CHP Genel Başkanı, hayatını kaybeden bir bebeği tamamen çarpıtarak, yanlış bilgilerle aylarca siyaset malzemesi yaptı, siyasi istismar malzemesi yaptı. Bebeğin annesi çıktı, adeta yalvardı, 'Benim yavrumu artık rahat bırakın, televizyonda duydukça acım daha da büyüyor' dedi. 12 Haziran seçimleri sürecinde meydanlarda bizzat ben de CHP Genel Başkanından ricacı oldum. Annenin acısını, feryadını hatırlattım, ama duymadı, duymazdan geldi. Aynı şekilde üniversite sınavına girecek milyonlarca gencin duygularını, eline tutuşturulan sahte bir e-posta ile istismara kalkıştı ve bakanıma iftira attı. Aynı duyarsızlığı bugün süt konusunda gösteriyor, aynı duyarsızlığı bugün yine Güneydoğu'daki terör olaylarıyla ilgili takındığı tavırda gösteriyor.''

-''Biz, toplumsal uzlaşıdan kaçmıyoruz ki buradayız''

Başbakan Erdoğan, Kılıçdaroğlu'nun, terörle mücadele konusunda da ''toplumsal uzlaşma'' konusunu dile getirdiğini belirterek, ''Tutturmuş, 'terörle mücadele toplumsal uzlaşmayla olur'. Buyurun biz, toplumsal uzlaşıdan kaçmıyoruz ki buradayız. Toplumsal uzlaşma adına ne söyleyeceksen söyle, senin ağzını, dilini tutan mı var. Ne söyleyeceksen söyle, iki de bir 'toplumsal uzlaşma, uzlaşma'. Tamam da toplumsal uzlaşma nedir? Toplumsal uzlaşma adına ne söyleyeceksin bunu söyle, ama söyleyeceği bir şey yok'' dedi.

''Dün de söyledim, Hakkari'ye gittiğinde orada bir Türk bayrağını mitinginde kullanamayacak kadar bu toplumun değerlerinden uzak bir insansın sen'' diyen Başbakan Erdoğan, şunları belirtti:

''Uzak bir insansın. Çünkü orada özel anlaşmayla o mitingi yaptın. Yoksa oraya gidemezsin sen. Anamuhalefet partisi genel başkanının muhalefet etme tarzı, dili, söylemi bu şekilde olmaz, olmamalı. Gazete kupürünü eline alıp, gazetedeki yandaş yazarı okuyup, delilsiz, belgesiz, mesnetsiz muhalefet yapılmaz. Söylediğin sözün nereye gideceğini bileceksin, göreceksin. Ortaya bir iftira atıp namuslu insanları lekeleyip, çocukların, gençlerin zihnini bulandırıp, pişkince geri çekilmeye hakkın yoktur, bu siyaset değildir.

AK Parti olarak bizim çok işimiz var, çok iş yükümüz var. Biz Türkiye'yi büyütmeye çalışıyoruz. Türkiye'nin sorunlarını çözmeye çalışıyoruz. Bizim işimiz başımızdan aşkın. CHP Genel Başkanına bir de muhalefet etme dersi veremeyiz. Arzu ederse AK Parti Siyaset Akademisi'nin kapısı ardına kadar açıktır. Kendisine tavsiye ediyorum, buyursun seminerlerimize katılsın, mutlaka istifade eder. Çünkü buraya gelen, buradan boş dönmez.''

-''AK Parti dünyanın partisidir''

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Erdoğan, temmuz ayının ortasında büyük kongreye hazırlandıklarını dile getirerek, ''Durmak, duraklamak, mola, rehavet yok. Millet bizden hizmet bekliyor, hizmet üretmeye devam edeceğiz. Hem içeride, hem dışarıda. Çünkü AK Parti dünyanın partisidir. Bizim Türkiye sorumluğumuz gibi dünya sorumluluğumuz var. Sadece kendi insanımız için değil, insanlık için sorumluluğumuz var'' dedi.

2014'teki yerel seçimlere çok fazla gayret göstererek hazırlanacaklarını ve iktidarda büyümeyeme örnek olarak bütün teorileri, tezleri, ön yargıları yıkacaklarını söyleyen Başbakan Erdoğan, konuşmasının ardından, AK Parti AR-GE Başkanlığı'nın düzenlediği Sosyal Bilimler Teşvik Ödülleri Yarışması'nda dereceye girenlere ödüllerini ve plaketlerini vererek, fotoğraf çektirdi.

Toplantıya, Başbakan Yardımcıları Bülent Arınç, Beşir Atalay, Bekir Bozdağ; Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, AK Parti Genel Başkan Yardımcıları ve milletvekilleri de katıldı.