Advertisement
GÜNCEL / SİYASET ABONE OL

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, BloombergHT'de canlı yayında zorlu bir dönemden geçildiğini belirterek Likidite krizi tüm krizlerin anasıdır. Hiçbir ülke ve banka zor durumda bırakılmamalı" açıklamasında bulundu.

Babacan, Euro Bölgesi ile ilgili gelişmelerin kaygı kaynağı olduğunu belirtirken "Devletlerin kredibilitesinin sorgulandığı dönemden geçiyoruz, riskler çok büyüyor." dedi.

Son 6 aylık dönemin çok inişli çıkışlı geçtiğini belirten Babacan, "Mali anlaşmayı uygulamaya çalışan ülkelerde liderler zor zamanlar yaşadı, Hollanda'da hükümet dağıldı. AB'de alınan kararların uygulamaları sorgulanıyor." açıklamasında bulundu.

"Bankacılık politikalarıyla ilgili düzenlemeler kritik önemde." diyen Babacan, İşlerin iyi olduğu dönemde bankalar için sıkı tedbirler uygulanması gerektiğini belirterek "İşlerin kötü olduğu dönemde bankaların eli rahatlatılmalı. AB'de bankalar için sıkılaştırıcı önlemler için çok erken davranıldı, güvenin yeniden tesis edilmesi gerekiyor. Sermayelerin daha fazla erimesine izin verilmemeli. Avrupalı siyasetçiler bankalar konusunda popülizm yapıyor." dedi.

Bu dönemde hiçbir ülkenin ve bankanın zor durumda bırakılmaması gerektiğini belirten Babacan, "Likidite krizi tüm krizlerin anasıdır. Avrupa Merkez Bankası yöneticilerinin güçlerinin ve yetkilerinin de bir sınırı var. Piyasalara güvence verdikten sonra bütçe önlemlerini almak kolaylaşır." açıklamasında bulundu.

"Bu yıl için kredi hacmiyle ilgili bir limitimiz yok" diyen Babacan, "Kredi hacmi genişlemesinde bir sorun görülmüyor. Kredi geri dönüş oranlarında herhangi bir bozulma görülmüyor." dedi.

-1 Temmuz

Banka bilançolarında etki analizi yapılmasını istediklerini belirten Babacan, "Bankalarımız sağlam, 1 Temmuz tarihinde devreye girecek olan kurallara hazır olmalıyız. TCMB ve BDDK bankalar için ayrı ayrı rapor hazırlıyorlar." dedi.

1 Temmuz tarihinde başlayacak olan yeni Türk Ticaret Kanunu ile ilgili iş dünyasının haklı endişeleri olduğunu söyleyen Babacan, "Yeni TTK için değişiklik paketimiz hazır durumda. Değişiklikler yetişmezse 1 temmuz tarihi ertelenebilir." açıklamasında bulundu.

Finansal İstikrar Komitesi'nin kurumlararası koordinasyon amacıyla kurulduğunu belirten Babacan, "Komitede bankaların durumunu görüşeceğiz. Bankacılık sektörüyle ilgili herhangi bir sorunumuz yok. Tüketici kredilerinin daha kontrollü bir şekilde akmasını istiyoruz." vurgusu yaptı.

"Hem ihracatta hem finansmanda Avrupa'ya olan bağımlılığımızı azaltmalıyız."  diyen Babacan, "Asya'ya ve Körfez Bölgesi'ne daha fazla eğilmemiz lazım. Örneğin Nikkei'nin Türkiye'de ofis açmasını ben istedim." açıklamasında bulundu.

Kira sertifikası düzenlemsinin meclis genel kurulunun gündemin olduğunu söyeleyen Babacan, "Kira sertifikası ile tahvil - bono düzenlemelerini eşitledik. " dedi.

2012 Avrupa için önemli bir yıl, 2013'te ABD izlenecek." diyen Babacan, "AB'de devletler üzerinden operasyon yapılması halinde riskler daha da artar. Bankaların doğrudan sermayelendirilmesi için yöntemler aranıyor. Avrupa'da kriz yönetimi kolay işe değil. Euro Bölgesi krizi daha da derinleşirse Almanya da bu yükü kaldıramaz. Avrupa mali birlik, bankacılık birliği yolunda ileriliyor." açıklamasında bulundu.

"Uyguladığımız politikalar ileriye doğru esneklik verir nitelikte." diyen Babacan, "Faiz dışı fazla rakamı son derece iyi ülkeler arasındayız. İlk 4 yılda milli gelirin yüzde 4.5'lik oranında faiz dışı fazla ürettik. Bu yıl için Orta Vadeli Plan'da görülen FDF milli gelirin yüzde 1'i düzeyinde." açıklamasında bulundu.

Büyüme tahmininde aşağı ya da yukarı yönlü revizyon düşünmediklerini belirten Babacan, "Büyüme ile ilgili herhangi bir endişemiz yok. Bu yıl için yüzde 4'lük büyüme hedefi gerçekçi ve ulaşılabilir." dedi.