Ziraat GM Aydın: Faizler büyümeyle uyumlu
Ziraat Bankası GM Aydın, "Faizler, ülkenin büyümesiyle, genel ekonomik yapıyla uyumlu seyretmekte" dedi
Ziraat Bankası Genel Müdürü ve Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Başkanı Hüseyin Aydın, faizlerin, büyüme ve genel ekonomik yapıyla uyumlu seyrettiğini, Merkez Bankası'nın son derece başarılı proaktif politikalar izlediğini belirterek, ''Faizlerin, büyümenin ve sair makro göstergelerin daha önce belirlenmiş seviyelerinde devam ettiğini çok açık biçimde ifade ediyoruz'' dedi.
Hüseyin Aydın, Türkiye'deki bankacılık sektörünün mevcut durumu, BDDK Başkanlığı'na yapılan yeni atama, yeni Türk Ticaret Kanunu'nun getirdiği kefalette eş onayı, mevcut ekonomik durum konularında AA muhabirlerinin sorularını yanıtladı.
Türk bankacılık sektörünün uluslararası konumunu değerlendiren Aydın, Türkiye'deki siyasi istikrarın ekonomik istikrarı doğurduğunu, ekonomik istikrarın da ekonominin ciddi oyuncularından olan bankalara olumlu yansıdığını belirtti.
''Türkiye'de artık herkesin bankacılığı bankacılık faaliyeti için yaptığını'' ifade eden Aydın, ''Türkiye'de ticaret ve siyaset birbirlerinden net biçimde ayrılmıştır. Ciddi anlamda hızlı büyüdük, şimdi yumuşak bir geçiş yapıyoruz. Bunu da bankacılık sektörü ile ekonomi yönetimi hep birlikte istişare ederek yapıyoruz'' dedi.
-''BDDK Başkanlığı'na damdan düşen bir arkadaşımız geldi''-
Aydın, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkanlığı'na yapılan atama ve bunun sektöre yansımasına ilişkin soruya, ''Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da iyi ilişkilerimizin devam edeceğini düşünüyoruz. Sektörden bir arkadaşımız, damdan düşen bir arkadaşımız gelmiştir. Sorunlarımızı bilen birisi gelmiştir. Daha önceki dönemde olduğu gibi iyi bir sinerji yakalayarak Türk bankacılık sektörünü ve ekonomisini olumlu şekilde taşıyacağımızdan hiçbir şüphem yok'' yanıtını verdi.
-''Şu anda kredilendirmeyi aksatacak bir durum yok''-
Yürürlüğe giren yeni Türk Ticaret Kanunu'nun, kredi kefaletinde eşin de onayını zorunlu kılmasının kredileri nasıl etkilediği yönündeki soru üzerine Aydın, bunun alışılmadık, yıllardır yapılmayan bir durum olduğunu söyledi. Aydın, ''İlk pratik uygulamasında ciddi sıkıntılar, zorluklar gördük, yadırgandığını gördük. Hatta bankacıların bunu abarttığı bile söylendi. Hayır, biz yasaların uygulayıcısıyız'' dedi.
Uygulamaya bakacaklarını, ''başlangıçtaki o yadırgatıcı tavrın zaman içinde ortadan kalkacağını'' ümit ettiğini belirten Aydın, ''Eğer büyük sorunlar çıkarsa elbette yasa koyucu gerekli değişikliği yapabilir. Şu an için hayatı durdurmuş diyemeyiz ama eskiye kıyasla sıkıntıların olmadığını da söyleyemeyiz. Sektör olarak gözlüyoruz. Eğer işin zaman açısından, çevrilebilirliği açısından, ciddi sıkıntılar olursa, yasa koyucuya sıkıntılarımızı iletiriz. Elbette yasayı yapan TBMM'dir. Uygun görürlerse bir değişiklik yaparlar, uygun görmezlerse yasa neyi gerektiriyorsa onu yaparız. Ben Türk halkının buna adapte olacağını düşünüyorum. Şu anda kredilendirmeyi aksatacak bir durum yok'' diye konuştu.
-''Türkiye'de son yılların en düşük faizi''-
TBB Başkanı Aydın, reel faizlerin yüksek olduğuna yönelik eleştirilerin hatırlatılması üzerine, faizin piyasada belirlendiğini, talimatla aşağı-yukarı yapıldığı zaman bunun piyasada karşılık bulmaması durumunda yeterli olmayacağını belirtti.
Türkiye'de son yılların en düşük faizinin yaşandığını, şu an faizin yüzde 7,5'lar düzeyinde olduğunu ifade eden Aydın, ''Ama bu 7,5 üzerinde, (Türkiye ölçeğinde çok düşük olmakla, çok iyi bir seviye olmamakla birlikte şöyle bir etrafımıza baktığımız zaman) hala gidecek bir yolumuz olduğunu düşünüyorum'' dedi.
Reel faizin, piyasa faiziyle enflasyon arasındaki fark olduğuna dikkati çeken Aydın, şunları kaydetti:
''Bu öyle bir farktır ki sizin bir tasarruf açığınız vardır, o tasarruf açığını giderecek bir sermaye artışının ülkeye gelmesini de teşvik edecek düzeyde olmalıdır. Şu anda bu korelasyon bize göre doğru çalışıyor. Türkiye'ye sermaye akışı devam ediyor. Çünkü Türkiye büyümek zorunda. Türkiye genç bir nüfusa sahip. Büyümek için tasarrufa ihtiyacı var. Türkiye'nin kendi yerel tasarrufları yeterli değildir. Dışarıdan tasarruf almak lazım. O ayıp bir şey de değil. Bütün gelişmiş veya gelişmekte olan ülkeler, dışarıdan bu tarz sermaye transferleri yaparlar. Siz daha cazip kılacaksınız, daha avantajlı kılacaksınız ki sizin coğrafyanıza gelip yatırım yapsınlar. Sizin coğrafyanıza yatırım yaptıklarında sizin insanlarınız çalışacak, size vergi verecekler. Böylece gelişeceksiniz. Bu yönüyle baktığınız zaman faizler, ülkenin büyümesiyle, genel ekonomik yapıyla uyumlu seyretmekte. Merkez Bankamız son derece başarılı proaktif politikalar izliyor. Biz faizlerin de büyümenin de sair makro göstergelerin de daha önce belirlenmiş seviyelerinde devam ettiğini çok açık biçimde ifade ediyoruz.''
-Ekonomideki soğumanın sektöre etkisi-
Aydın, son dönemde ekonomide yaşanan soğumanın kredi dönüşleri ve bankacılık sektörünü nasıl etkilediği yönündeki soru üzerine şunları kaydetti:
''Ekonomiyi soğutma, yumuşak geçişi sağlamak için gerekli önlemleri aldık. Yüzde 9'lar seviyesindeki bir büyümeden şimdi yüzde 3-4'leri telaffuz ettiğimiz bir duruma geldik. Yani 9'dan 4'e indiğiniz zaman o ekonomide bir takım şeyler olur, olmaması mümkün değildir. O olan şeylerin de bir yerlere etkisi oluyor. Piyasada çeklerde bozulma olur, senet portföyünde bozulma olur, alacak paritesinde bozulma olur.
'Bunun sektöre etkisi nedir?' diye baktığımız zaman, biz buna sorunlu kredi bölü toplam kredi rasyosuna bakarak karşılık veriyoruz. Öncesine nispetle, yönetilecek seviyede küçücük bozulmalar görüyoruz ama 'öldüm kaldım, çok kötü oldu' anlamında söyleyecek herhangi bir durumumuz yoktur. Sorunlu kredi bölü toplam kredi rasyosunda 2,6'lardan 3'lere doğru seyreden bir oran görüyoruz. Bu, beklediğimiz bir şeydir. Bunu sektör yönetmeye hazırdır. Bundan böyle de herhangi bir dağılımda, yani bireysel, kurumsal ve KOBİ diye ayrıştırma yaptığınızda, oradaki dağılımın da birbirleriyle dengeli olduğu gözüküyor. Yani herhangi bir bölümde çok özel bir bozulma görmedik. Sektör buna hazırlıklı ve deneyimli. Bankacılık sektörünün bundan negatif etkileneceğini düşünmüyoruz.''
-''Bankaların Türkiye'ye yönelimleri devam edecek''-
Avro Bölgesi'ndeki krizin Türk bankacılık sektörüne etkisini de değerlendiren Aydın, ''Bankacılık büyüklüğünün milli gelire oranı, kredilerin milli gelire oranı, bu tarz rasyolara baktığımız zaman Türkiye'ye bankaların yönelimleri devam edecek. Çünkü Türkiye'de sektör itibariyle henüz bakir alanlar var'' dedi.
''Hal böyleyken, bankalar neden gidiyor?'' sorusunu yönelten Aydın, şöyle konuştu:
''Çünkü bu bankaların ana bankaları, ana ülkelerinde sıkıntılar var. Kaynak gerekiyor. Acil kaynak lazım olduğunda en likit olan likiditeye çevrilir. Ellerindeki aktiflerde en hızlı, en uygun fiyatla likiditeye çevirecekleri pazar Türkiye. Onun için Türkiye pazarını paraya çeviriyorlar. Paraya çevirdikleri bu durum, hemen bir başka oyuncu tarafından gelip dolduruluyor. Yani o bankayı Türkiye'deki yerel sermayeli bir banka almıyor. Yine uluslararası sermayeden bir banka gelip alıyor. Bu, Türk bankacılık sektörüne talebin devam ettiğini gösteriyor.
Fiyata baktığınız zaman hala buradaki çarpanlar önemli çarpanlar. Elbette 2007'deki çarpanları görmüyoruz ama hala iyi çarpanlar. Onun için bunun bir geçici durum olduğunu, Türk bankacılık sektörüne hem Avrupalı, hem Amerikalı, hem körfezdeki yatırımcıların ilgi göstermeyeceğini düşünmüyoruz. Çünkü Türkiye'nin genç bir nüfusu var, güvenli ve kurumsallaşan bir Türkiye var. Bu pazarda para kazanmak, sürdürülebilir bir karlılığı elde etmek var, huzur var, istikrar var. Sizde de para varsa getirip kazanacaksınız. Türkiye'ye yönelim sektör anlamında devam edecek.''