Advertisement

İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi'nin ''Futbolda şike'' iddialarına ilişkin gerekçeli kararında, Fenerbahçe Spor Kulübü yönetiminin bir örgüt olarak gösterilip kabul edildiği iddialarının tamamen gerçek dışı olduğu belirtilerek, ''Bu iddialar, bir kısım sanıkların spor kulübünün temsil ettiği büyük toplumsal kitlenin desteğini almaya ve tümüyle kendilerini suçtan kurtarmaya dönük çaba olarak değerlendirilmiştir'' denildi.

İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından hazırlanan 682 sayfalık gerekçeli kararda, iddialara, sanık savunmalarına, müşteki ve tanık beyanları ile savcının görüşlerine yer verildikten sonra genel değerlendirme ve gerekçelere geçildi.

İngiliz yazar Simon Kuper'in ''Futbol asla sadece futbol değildir'' sözüne yer verilen gerekçeli kararda, ''Fenerbahçe Spor Kulübü yönetiminin bir örgüt olarak gösterilip kabul edildiği iddiaları tamamen gerçek dışı olup, bir kısım sanıkların spor kulübünün temsil ettiği büyük toplumsal kitlenin desteğini almaya ve tümüyle kendilerini suçtan kurtarmaya dönük çaba olarak değerlendirilmiştir'' denildi.

Kararda, Fenerbahçe Spor Kulübü'nde 15 asil ve 5 yedek olmak üzere toplam 20 yönetici bulunmasına rağmen bu yöneticilerden yalnızca suçla ilişkili oldukları belirlenen sanıklar Aziz Yıldırım, İlhan Yüksel Ekşioğlu, Mehmet Şekip Mosturoğlu ile Alaeddin Yıldırım hakkında kamu davasının açıldığı ve mahkemece yapılan yargılama sonunda eylemleri sabit görülerek cezalandırılmalarına karar verildiği anlatıldı.

Gerek soruşturma ve gerekse kovuşturma aşamasında söz konusu sanıklar dışında Fenerbahçe Spor Kulübü Yönetim Kurulu Üyesi olan kişilerin suç örgütü kurma ve üye olma ile şike ve teşvik primi suçlarını işlediklerine dair herhangi bir delil bulunmadığı belirtilen kararda, suçla ilgisi olmayan bu yöneticilerin, adları geçen sanıklar tarafından yürütülen şike ve teşvik primi faaliyetlerinden haberdar olduklarına dair de herhangi bir bulguya rastlanılmadığı kaydedildi.

Gerekçeli kararda, şu ifadelere yer verildi:

''Bu durum dahi sanıkların, Fenerbahçe Yönetim Kurulu'nun yargılandığı yönündeki savunmalarını çürüttüğü gibi suç işleyen bir kısım sanıkların, özellikle sanık Aziz Yıldırım'ın suçlarını perdelemek amacıyla diğer savunmalar yanında bu yöndeki savunmaları da dile getirdiklerini göstermektedir.

Demokratik bir hukuk devletinde suç isnadı altında bulunan bir kişinin, işgal ettiği makamlar ile temsilcisi olduğunu iddia ettiği toplumsal yapıların büyüklüğünün, adeta suçsuzluğuna karine olması gerektiğini savunması kabul edilebilir bir durum değildir.''

Kararda, mahkemece verilen hükmün, spor kulüpleri ve yönetimlerini değil, centilmenlik ile sportmenlik çerçevesinde sürmesi gereken rekabet ortamını, kulüpleri lehine sözde avantaj sağlama çabası içerisine girerek, başta kendi kulübü olmak üzere tüm spor izleyicileri ve taraftarlarını, alınlarının teriyle sahada mücadele eden sporcuların, teknik heyet olmak üzere tüm spor camiasına karşı suç işleyen sanıkların ve onlara yüklenen teşvik ve şike suçlarına ilişkin olduğu vurgulandı.

Devam edecek...