Advertisement
GÜNCEL / SİYASET ABONE OL

Merkez Bankası Para Politikası Kurulu (PPK), maliyet ve talep yönlü baskıların hafiflemesiyle temel enflasyon göstergelerinin yıllık artış oranları aşağı yönlü eğilimini sürdürürken hizmet fiyatlarının ılımlı seyrini koruduğu belirtildi.

Kurulun, 25 Eylül tarihli toplantı özetinde yer alan enflasyon gelişmeleri başlıklı bölümde, ağustos ayında tüketici fiyatlarının yüzde 0,56 oranında artarken, yıllık enflasyonun yüzde 8,88'e gerilediği ve bu gerilemenin büyük ölçüde temel mal fiyatlarından kaynaklandığı belirtildi. Bu dönemde, maliyet ve talep yönlü baskıların hafiflemesiyle temel enflasyon göstergelerinin yıllık artış oranlarının aşağı yönlü eğilimini sürdürürken hizmet fiyatlarının ılımlı seyrini koruduğu kaydedildi.

Toplantı özetine göre, gıda ve alkolsüz içecekler grubunda yıllık enflasyon yüzde 9,14 ile geçen aya kıyasla paralel seyretti. Yıllık enflasyon işlenmemiş gıda grubunda yükselirken, işlenmiş gıda grubunda geriledi. Mevsimsellikten arındırılmış işlenmemiş gıda fiyatları temmuz ayının ardından ağustos ayında da yükseldi. Bu dönemde meyve ve sebze fiyatlarının yanında, et ve süt fiyatlarında da artış kaydedildi. Öncü göstergeler, taze meyve ve sebze fiyatlarındaki gelişmeler sonucu işlenmemiş gıda fiyatlarındaki yükselişin eylül ayında da sürdüğüne işaret etti. İşlenmiş gıda grubunda ise ekmek ve tahıl grubu fiyatlarındaki artışa karşın, diğer işlenmiş gıda fiyatlarındaki görece ılımlı seyirle yıllık fiyat artış oranı ağustos ayında azaldı. Uluslararası piyasalardaki fiyat artış eğilimindeki duraksamaya karşın, buğday fiyatlarının ulaştığı yüksek seviye işlenmiş gıda fiyatları üzerinde risk oluştursa da, bu grupta yıllık enflasyondaki yavaşlamanın önümüzdeki dönemde de süreceği tahmin edildi.

Enerji fiyatları petrol fiyatlarındaki gelişmelere bağlı olarak, akaryakıt ve tüp gaz fiyatlarındaki artış ile ağustos ayında yüzde 2,29 gibi yüksek bir oranda arttı. Hizmet grubunda ise yıllık enflasyon son üç aydaki yatay seviyesini korudu. Bu dönemde yıllık enflasyon ulaştırma hizmetlerinde gerilerken, kirada yükseldi. Mevsimsellikten arındırılmış fiyat ve yayılım verileri hizmet fiyatlarının ana eğilimindeki ılımlı seyrin korunduğuna işaret etti.

Temel mal grubunda yıllık enflasyon 0,7 puanlık bir azalışla yüzde 7,41'e geriledi. Söz konusu gerileme temel malların ana alt gruplarının tamamında gözlendi. Özellikle, dayanıklı tüketim malları fiyatlarının birikimli artışının yılbaşından bu yana sınırlı bir oranda kalması dikkati çekti.

Bu gelişmeler ışığında Para Politikası Kurulu (Kurul), enflasyondaki düşüşün eylül ayında geçici olarak kesintiye uğrayabileceği ancak sonrasında belirginleşerek devam edeceği değerlendirmesinde bulundu. Çekirdek enflasyon göstergelerinin ise kademeli düşüşünü sürdürmesi beklendi.

-Enflasyonu etkileyen unsurlar-

Toplantı özetine göre, iktisadi faaliyet, 2012 yılının ikinci çeyreğinde Temmuz Enflasyon Raporu'nda ortaya koyulan görünümle uyumlu olarak bir önceki çeyreğe kıyasla belirgin bir artış sergiledi. Bununla birlikte Kurul, bu artışta ilk çeyrekte iktisadi faaliyetin yavaşlamasına neden olan olumsuz hava koşulları gibi geçici unsurların telafisinin de önemli rol oynadığını, dolayısıyla iktisadi faaliyetteki eğilimin ılımlı büyüme şeklinde olduğunu vurguladı. Ayrıca net dış talebin yıllık büyümeye yüksek oranlı katkı sağlamasının 2010 yılının sonlarından itibaren uygulanan politikaların ekonomideki dengelenme sürecine olan katkısını yansıttığı tekrar vurgulandı.

Yılın üçüncü çeyreği itibarıyla yurt içi nihai talep ılımlı seyretmeye devam ediyor. Temmuz ayında tüketim malları üretim ve ithalatı bir önceki çeyrek ortalamasının üzerinde gerçekleşti. Otomobil satışları ve tüketim endeksleri artışlara işaret ederken beyaz eşya satışlarında düşüş görüldü. Makine ve ekipman üretimi ile ağır ticari araç satışları ise yatırım talebinde tüketime kıyasla daha zayıf bir görünüme işaret etti.

Üretime ilişkin göstergeler de iktisadi faaliyetteki ılımlı görünümü teyit etti. Mevsimsellikten arındırılmış sanayi üretimi temmuz ayında haziran ayındaki düşüşü büyük ölçüde telafi etti. İmalat sanayi firmalarının gelecek üç aya ilişkin sipariş beklentileri temmuz ayından sonra ağustos ayında da artarken kapasite kullanım oranı bu dönemde yatay seyretti. Öte yandan Kurul, tüketici ve yatırımcı güveni ile imalat sanayi yatırım eğiliminde gözlenen yavaşlamanın iktisadi faaliyetin görünümüne dair aşağı yönlü risk oluşturduğunu belirtti.

İç ve dış talep arasındaki dengelenme öngörüldüğü şekilde devam etti. Ilımlı kredi büyümesi ve göreli fiyat hareketlerine bağlı olarak ithalat yıllık bazda gerilerken, küresel büyüme görünümündeki zayıflamaya rağmen ihracat artış eğilimini korudu. Bu çerçevede, 12 aylık birikimli cari işlemler açığı kademeli olarak azalmaya devam etti.

Haziran döneminde tarım dışı istihdamdaki artışın etkisiyle işsizlik oranı geriledi. Tarım dışı istihdam artışına hizmet ve inşaat sektörleri katkıda bulunurken sanayi istihdamı bu dönemde yatay bir seyir izledi. Sanayi istihdamına ilişkin öncü göstergeler üçüncü çeyrekte istihdam artış hızının yavaşladığı yönünde sinyal verdi. İşgücü piyasasına ilişkin diğer göstergeler de Temmuz-Ağustos dönemi için istihdam artışında bir miktar yavaşlamaya işaret etti. Kurul, iktisadi faaliyetteki ılımlı artışa paralel olarak istihdam artışlarının da ılımlı bir seyir izleyeceği değerlendirmesinde bulunmuştur. Bununla birlikte, küresel ekonomiye dair belirsizlikler önümüzdeki dönemde yatırım ve istihdam artışını sınırlayabilecek bir unsur olarak önemini koruyor.

Merkez Bankası Para Politikası Kurulu (PPK) Toplantı Özeti'nde, enflasyondaki düşüşün yılın son çeyreğinde belirginleşeceği tahminine yer verildi.

Kurulun, 25 Eylül tarihli toplantı özetinde yer alan Para Politikası ve Riskler başlıklı bölümüne göre, yaşanan gelişmeler ışığında toplam talep koşullarının enflasyondaki düşüşü desteklediği değerlendirildi.

Bunun yanı sıra, imalat sanayi fiyatlarındaki ılımlı seyir de maliyet baskılarının azalmasında temel enflasyon dinamiklerini olumlu etkiliyor.

Bu çerçevede, geçtiğimiz yılın baz etkisi de göz önüne alındığında, enflasyondaki düşüşün yılın son çeyreğinde belirginleşeceği tahmin ediliyor. Bununla birlikte, enerji fiyatlarındaki artışlar ve enflasyonun bir süre daha hedefin üzerinde seyredecek olması fiyatlama davranışlarına dair temkinli bir duruş gerektiriyor.

Kurul Enflasyon Raporunda belirtilen ''gelişmiş ülke merkez bankalarının ek parasal genişlemeye gitme olasılığı'' senaryosu kısmen gerçekleşti. Nitekim yakın dönemde yaşanan gelişmeler küresel finansal piyasalarında risk iştahının artmasına neden oldu.

Bu durum sermaye girişlerini hızlandırma potansiyeli taşıyor. Böyle bir konjonktürde rezerv opsiyonu katsayıları bir miktar daha artırılırken, faiz koridorunun daraltılmasının finansal istikrarı destekleyeceği değerlendirildi. Ayrıca, gerekli görülmesi halinde önümüzdeki dönemde aynı doğrultuda ölçülü bir adım atılabilecek.

-Enflasyon görünümüne göre para politikası duruşu güncellenebilecek-

Rezerv opsiyonu mekanizması, sermaye akımlarının yurt içi piyasalar üzerinde oluşturduğu oynaklığı azaltması bakımından, faiz koridoruna olan ihtiyacı kısmen azalttı.

Bununla birlikte Kurul, faiz koridorunun hem kredi aktarım mekanizması hem de etkin likidite yönetimi açısından farklı işlevleri olduğunu hatırlattı. Dolayısıyla, faiz koridorunun fiyat istikrarına ve finansal istikrara yönelik etkin bir politika aracı olarak kullanılmaya devam edileceği belirtildi.

Kurul, yakın dönemde yaşanan gelişmelerin finansal piyasalarda risk algılamalarının kısmen iyileşmesine neden olsa da, küresel ekonomiye dair belirsizliklerin sürmesinin para politikasında her iki yönde de esnekliğin korunmasını gerektirtirdiğini ifade etii.

Bu doğrultuda, alınan tedbirlerin krediler, yurt içi talep ve enflasyon beklentileri üzerindeki etkilerinin dikkatle takip edileceği, Türk lirası fonlama miktarı gerekli görüldüğünde aşağı veya yukarı yönlü ayarlanacağı kaydedildi.

Kurulun, para politikası stratejisini oluştururken maliye politikasına ilişkin gelişmeleri yakından takip edeceği, mevcut para politikası duruşunun, mali disiplinin süreceğini ve yönetilen/yönlendirilen fiyatlardaki ayarlamaların enflasyon hedefi ile uyumlu gerçekleşeceğini ve maliye politikasının söz konusu çerçeveden belirgin olarak sapması ve bu durumun orta vadeli enflasyon görünümünü olumsuz etkilemesi halinde para politikası duruşunun da güncellenmesi söz konusu olabileceği ifade edildi.

-''Ekonominin dayanıklılığının korunması kritik önem taşıyor''-

Son yıllarda uygulanan ihtiyatlı maliye politikalarının gelecek dönemde de devam etmesi küresel konjonktürdeki belirsizliklere karşı ekonominin dayanıklılığının korunması açısından kritik önem taşıyor. Orta vadede ise mali disiplini kalıcı hale getirecek ve tasarruf açığını azaltacak yapısal reformların sürdürülmesi, Türkiye'nin kredi riskindeki göreli iyileşmeye katkıda bulunarak fiyat istikrarını ve finansal istikrarı destekleyecek.

Bu yönde atılacak adımlar aynı zamanda para politikasının hareket alanını genişletecek ve uzun vadeli kamu borçlanma faizlerinin düşük düzeylerde kalıcı olmasını sağlayarak, toplumsal refahı destekleyecek. Bu çerçevede, OVP'nin gerektirdiği yapısal düzenlemelerin hayata geçirilmesi konusunda atılacak adımlar büyük önem taşıyor.