Bloomberght
Bloomberg HT Haberler Aydın: 60 bankaya çıkacak bir husus olduğunu düşünmüyorum

Aydın: 60 bankaya çıkacak bir husus olduğunu düşünmüyorum

  • TBB Başkanı Hüseyin Aydın, "Piyasada bugünden yarına 49 bankadan 60 bankaya çıkacak bir husus olduğunu düşünmüyorum" dedi

Giriş: 29 Kasım 2012, Perşembe 15:00
Güncelleme: 29 Kasım 2012, Perşembe 17:56

Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Başkanı ve Ziraat Bankası Genel Müdürü Hüseyin Aydın, bankaların büyümenin yanı sıra karlılık ve verimliliği de dikkate aldığını belirterek, ''Bunlar da dikkate alındığında ortalama gelecek yılları da içerecek şekilde yüzde 10'un altında olmayacak büyümeleri Türk bankacılık sektöründe her zaman görebileceğiz'' dedi.

Anadolu Ajansı (AA) Finans Masasına konuk olan Aydın, Türk bankacılık sektöründe 49 banka bulunduğunu, bunların 32'sinin mevduat, 13'ünün kalkınma ve yatırım bankası 4'ünün de katılım bankası olduğunu anımsatarak, bir zamanlar bu sayıların 70-80 civarında olduğunu kaydetti.

Türk bankacılık sektörünün krizde sağlam bir duruş sergileyerek, dünyaya örnek olduğunu ifade eden Aydın, şunları söyledi:

''Bu imkanı sağlayan siyasi ve ekonomik istikrar başta gelmektedir. Türk bankacılık sektörü geçmişten de ders almıştır. Türkiye'ye olan güvenin altının çizilmesi gerekiyor. Türkiye'deki bankacılığın makro verilerine bakıldığında toplam aktiflerin milli gelir içindeki payı şu anda yüzde 95'ler seviyesindedir. Kredilerin payına bakıp o rasyolarla Batıyı mukayese ettiğimiz zaman, Türkiye'de gidilecek çok yer olduğunu görüyoruz. Türkiye'nin demografik yapısı da buna çok uygun. Türkiye şu anda parlayan bir yıldız. Bir derecelendirme kuruluşu, Türkiye'ye 'yatırım yapılabilir' notu verdi. Bunlar, Türk bankacılık sektörüne olan talebin devam etmesini sağlayacak etmenler.''

BDDK Başkanı Mukim Öztekin'in ''49 olan banka sayısı 60'a ulaşabilir'' sözünün hatırlatılması üzerine de Aydın, ''Piyasada bugünden yarına 49 bankadan 60 bankaya çıkacak bir husus olduğunu düşünmüyorum. Sayın Başkan Türk bankacılık sektörüne olan talebi kastediyor'' dedi.

-''Büyüme konusunda bir sıkıntı yaşamayacağız''-

Aydın, Türkiye'de rekabetin en yoğun olduğu sektörlerden birinin bankacılık sektörü olduğunu dile getirerek, ''Türkiye'nin daha çok büyümesi gerekiyor. Bankalar bir ülkenin büyümesi için önemli kilometre taşlarıdır. Yeni rakiplerin gelişi bizim hiçbir zaman reddetmeyeceğimiz hususlardır. Fakat Türk bankacılığında da başarılı olmak için günü iyi değerlendirmek gerekiyor. Sektöre girişler ve çıkışlar devam edecektir. Türkiye'ye ve Türk bankacılık sektörüne talepler artarak devam edecek'' diye konuştu.

Bankacılık sektörünün büyüme öngörüsüne ilişkin soruya Aydın, şöyle yanıt verdi:

''Türk bankacılık sektöründe 2012 yılı kredi büyümesi yüzde 15'ler civarında seyretmektedir. Ama yüzde 15'lik kredi büyümesi kadar aktif bir büyümesi de olmadı. Büyüme, karlılık ve verimlilik arasında bir mukayese yapıyoruz. Bankalar, sadece büyümeyi ön plana almıyor. Aynı zamanda karlılık ve verimliliği de dikkate alıyor. Bunlar da dikkate alındığında ortalama gelecek yılları da içerecek şekilde yüzde 10'un altında olmayacak büyümeleri Türk bankacılık sektöründe her zaman görebileceğiz. Bu çok rahat ulaşabileceğimiz büyüme rakamlarıdır. Çünkü Türkiye'de hala bir bankanın bulunmadığı ilçelerimiz var. Daha ulaşmadığımız noktalar var.

Batıda banka aktiflerinin milli gelir içindeki payı yüzde 150'lerdeyken Türkiye'de daha yüzde 95'lerde bulunuyor. Kredilerin payı da son derece aşağıda yer alıyor. Büyüme konusunda bir sıkıntı yaşamayacağız. Kredi büyümesi de ülkenin, dünyanın büyümesine paralel ölçülmesi gereken bir husus. Türkiye yüzde 9 büyürken, sektörün kredi büyümesiyle Türkiye yüzde 3-4 büyürken sektörün kredi büyümesinin aynı olması mümkün değildir. Bu konuda Türkiye'de bir sene çok hızlı öbür sene negatif büyüme olmasın. Daha yumuşak, dünyanın gelişmelerine paralel olacak şekilde kendi kontrolümüzde olan büyümeyi yönetiyoruz.''

Türkiye'nin Avrupa'ya yaptığı ihracata değinen Aydın, ''Batıda düzelme olmadığı sürece sektörün bu meyandaki büyüklüklerini de oradaki risklere göre ayarlanıyor. Orada ciddi düzelme görürsek, Türkiye'deki reel sektörü ona göre finanse ederiz. Onun için kredi büyümesi gelecek yıl 2012'nin (yüzde 15'in) biraz üstünde olacağını düşünüyoruz'' diye konuştu.

Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Başkanı ve Ziraat Bankası Genel Müdürü Hüseyin Aydın, aktifte tuttukları bazı kalemlerin risk ağırlığının farklı olduğunu belirterek, ''Bu farklı olunca da sermaye yeterlilik rasyosunu farklı şekilde etkilemektedir. Merkez Bankası birtakım değişiklikler yaptı. Türkiye yatırım yapılabilir seviyeye bir not daha alırsa, bizim eurobond ihraçlarından kaynaklanan ve 0,50 gibi sermaye yeterliliğimize etki olan husus da ortadan kalkacaktır'' dedi.

Anadolu Ajansı (AA) Finans Masası'na konuk olan Aydın, Türk bankacılık sektöründeki sorunlu kredilerin toplam krediler içindeki payının yüzde 3 olduğunu söyledi. Bunun yönetilebilir bir oran olduğunu aktaran Aydın, ''Türkiye'nin büyümesi yüzde 9'lardan yüzde 3-3,5'lara inmiş olmasına rağmen, kredi kalitesinde söylendiği kadar bir bozulma olmamıştır. Yönetilebilir bir orandır. Bunun da nedeni şudur; bankacılık iyi kredilendirme yapıyor. İkincisi reel sektör de bizden kredi talebinde basiretli davranıyor. Çabuk piyasa değiştirebiliyor'' dedi.

Türkiye'nin AB'ye olan ihracatının azalmasına rağmen toplam ihracatını artırmasının reel sektörün halen satış yapabildiğinin göstergesi olduğunu vurgulayan Aydın, kredi kalitesinde herhangi bir bozulma olmadığını ve bozulma beklentisinin de bulunmadığını ifade etti.

Verilen kredilerin geri dönüşlerinde her zaman ufak tefek kayıp-kaçakların olduğuna dikkati çeken Aydın, ancak bunun Türk bankacılık sektörünün mali yapısını asla tehdit etmediğini dile getirdi.

-''İnternet bankacılığı müşteri sayısı 21 milyon''-

İnternet bankacılığı müşteri sayısının 21 milyon olduğu bilgisini veren Aydın, bu müşterilerin 10 milyonunun aktif olduğunu kaydetti. Bunların 9 milyonunun bireysel müşteri olduğunu vurgulayan Aydın, kalanının da kurumsal müşteri olduğunu aktardı.

Aydın, internette 40 milyon işlem yapıldığını belirterek, Türk bankacılık sektörünün sadece internet bankacılığını kullanmadığını diğer alternatif dağıtım kanallarını da kullandığına dikkati çekerek, ''Burada 3 şey önemli. Bunlardan birisi insan kaynağı, biri sermaye, diğeri de teknolojidir. Türk bankacılık sektörü teknolojiyi iyi kullanmaktadır. Bu müşterilerin hem zaman tasarrufu, hem de müşterilerin şubeye gitmesini gerektirmediği için sektörün operasyonel giderlerini sağlıklı yönetmesine imkan sağlamaktadır'' ifadelerini kullandı.

Türk bankacılık sektörünün sermaye yeterlilik rasyosunun yüzde 16,5 olduğu bilgisini veren Aydın, bu oranın son derece yüksek olduğunu dile getirdi.

Kabul edilebilir sermaye yeterlilik rasyosunun yüzde 8 olduğunu anımsatan Aydın, Türkiye'deki bankacılık otoritesinin bunu yüzde 12 olarak uyguladığını ve sektörün halen o sınırların üzerinde olduğunun altını çizdi.

Aktifte tuttukları bazı kalemlerin risk ağırlığının farklı olduğunu belirten Aydın, sözlerine şöyle devam etti:

''Bu farklı olunca da sermaye yeterlilik rasyosunu farklı şekilde etkilemektedir. Merkez Bankası birtakım değişiklikler yaptı. Türkiye yatırım yapılabilir seviyeye bir not daha alırsa, bizim eurobond ihraçlarından kaynaklanan ve 0,50 gibi sermaye yeterliliğimize etki olan husus da ortadan kalkacaktır. Merkez Bankası sermaye yeterliliğimizi negatif etkileyen hususta gerekli gayreti göstermiş ve düzenlemeyi yapmıştır. Risk ağırlıkları bankalar için sermayeyi yiyen bir husus olarak gözükmekle birlikte, bankaların güçlü kalabilmeleri için de otoritelerin zaman zaman farklılaştırma uygulamalarını da görüyoruz. TTK ve Borçlar Kanunu'nda yapılan değişikliklerle hayatın kolaylaştırılması, ticaretin daraltılmaması, müşteri banka ilişkilerinin hızlı bir şekilde devam etmesi için bazı eleştirilerimiz olmuştu. Bu konuda ekonomi yönetimiyle, konunun sahipleriyle birtakım toplantılar yaptık. Taleplerimizin bir bölümü zaten yasa yürürlüğe girmeden düzeltildi. Ama yasaların temel mantığına, çağa uyumuyla çelişmemek hususuyla taleplerimizi iletiyoruz. En çok tartışılan konu eş kefaletidir. Toplumda onun uygulanması konusunda birtakım güçlüklerle karşılaşıyoruz. Bu konuda bizim operasyonel anlamda sıkıntılarımız oluyor. Müşterilerin de sıkıntıları oluyor. Bu konuda TTK ve Borçlar Kanunu'na yönelik bazı taleplerimiz var. Zaman içerisinde dikkate alınacağını ümit ediyoruz. Ama şu anda hayatı durduracak iş yapma girişimimizi ortadan kaldıracak bir sıkıntının da olmadığının altını çiziyorum. 'Yarın olsun' dediğimiz bir talebimiz kalmamıştır.''

Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Başkanı ve Ziraat Bankası Genel Müdürü Hüseyin Aydın, Türk bankacılık sektörünü ilgilendiren yasadaki flu olan hususların netleştirilmesini istediklerini belirterek, ''İlk talebimiz bu. İkinci talebimiz ise sadece Rekabet Kurumu'nun uygulamasında değil, diğer bütün uygulamalarda olduğu gibi cezaların caydırıcı olmasıdır. Ama bitirmemeli'' dedi.

Anadolu Ajansı (AA) Finans Masası'na konuk olan Aydın, rekabetin en yoğun yaşandığı sektörlerden birisinin Türk Bankacılık sektörü olduğunu söyledi.

Rekabet Kurumu'nun bankalara yaptığı incelemeleri hem birlik başkanı, hem de bir bankanın genel müdürü olarak kamuoyundan bildiğini kaydeden Aydın, ''Halen Genel Müdürlüğünü yaptığım banka için de benzer bir uygulama var. Biz de bir soruşturma geçirdik, savunmalarımızı verdik. Bizi de içine aldı'' dedi.

Hatadan münezzeh insanlar olmadıklarını belirten Aydın, herkesin yaptığı gibi bankacılık sektörünün de yanlış yapabileceğini ifade etti.

Rekabet Kurumu'nun bankalara kestiği cezalara yönelik, burada hata olup olmadığının tartışılması gerektiğinin altını çizen Aydın, eğer eksik yapılan bir şey varsa bunun müeyyideleştirilmesinin kendilerinin de hedeflediği bir husus olduğunu dile getirdi.

Burada uygulanan cezaların Türk bankacılık sektörüyle uyumlu olması gerektiğini belirten Aydın, ''Bizim ciro kriteri genelde ticari firmalar için gördüğümüz, reel sektör için benchmark kabul ettiğimiz bir orandır. Bankada ciro nedir? Çok net bir kavram değildir. Bankaların faiz gelirleri evet, ücret ve komisyon gelirleri evet, bunlar cirodur. 'Bunların brüt olanlarını dikkate alırız' diyorlar. Ama biz faiz geliri elde ederken, faiz gideri de yapıyoruz. Komisyon geliri elde ederken, komisyon gideri de elde ediyoruz'' ifadelerini kullandı.

Türk bankacılık sektörü için yasada flu olan hususların netleştirilmesini istediklerini, ilk taleplerinin bu olduğunun altını çizen Aydın, şöyle devam etti:

''İkinci talebimiz ise sadece Rekabet Kurumu'nun uygulamasında değil, diğer bütün uygulamalarda olduğu gibi cezaların caydırıcı olmasıdır. Ama bitirmemeli. Kamuoyunda tartışılan rakamların gerçeği yansıtmadığının zaten bugün Rekabet Kurulu tarafından altı çizildi. Şu anda somutlaşmış, bu konuda herhangi bir bankamıza tebliğ edilmiş herhangi bir somut ceza söz konusu değil. Mart ya da nisan ayında herhangi bir sonuçlanma olabilir. Savunmalarımızı yapıyoruz. Bir şey yapmışsak neden yaptığımızı ifade edeceğiz. Özetle, kabul edilebilir sınırlar içerisinde biz rekabetin en iyi şekilde devam etmesini arzu ediyoruz. Aynileşmeyi hiçbir zaman savunmadık. Bu konuda 'şeriatın kestiği parmak acımaz' diye bir deyim vardır. Geçmişte olduğu gibi makul bir seyir içerisinde, bankacılık sektörünün de hayatını devam ettirecek tarzda bir sonucun çıkacağını temenni ediyoruz. Ama bu yasadaki bazı flu noktaların ortadan kalkmasını istiyoruz. Rekabet Kurulu'nun Türk bankacılık sektörü ile ilgili yaptığı incelemeler, Rekabet Kurulu'nun kendi görev alanı ile ilgili incelemeler. Bu incelemelerin farklı tasarruflara yönelik olarak zaman zaman gerçeği yansıtmayan şekildeki kamuoyu yansımalarını da doğru bulmadığımızın altını çiziyoruz.''

Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Başkanı ve Ziraat Bankası Genel Müdürü Hüseyin Aydın, ''Faizlerin aşağı yönlü seyrinin devam edeceğini bekliyoruz'' dedi.

AA Finans Masası'na konuk olan Aydın, Ziraat Bankası'nın özelleştirilmesine ilişkin olarak, ''Ziraat Bankası her gün için böyle bir eylem, böyle bir operasyona işlem yapılırsa buna hazır hale gelmek için var gücümüzle çalışıyoruz. Ama şu anda bu konuda alınmış herhangi bir karar yok. Alınmış bir karar olmadığı için, bize de tebliğ edilmiş bir karar yoktur'' diye konuştu.

Ziraat Bankası'nın Türkiye'nin çok önemli bir aktifi olduğunu vurgulayan Aydın, şöyle devam etti:

''Böyle bir karar alınır ve bizden böyle bir şey yapmamız arzu edilirse, başta ben bankanın Genel Müdürü olarak, bütün çalışma arkadaşlarım elimizden gelen bütün gayreti gösteririz. Zaten hazırlıklarımız da bu yönde devam etmektedir. Ama ben kamu bankalarının bu meyandaki halka arzlarını artı bir daha önemsiyorum. Daha şeffaf, daha açık, daha hesap verebilir hale geliyorlar, o anlamda ciddi bir disiplin sağlıyorlar. Doğal olarak böyle şeylerin yapılmasını olumlu bulduğumu, yani halka arzların yapılmasını olumlu bulduğumu bir kez daha belirtiyorum.''

Merkez Bankası'nın faiz politikasına ilişkin ise Aydın, şunları söyledi:

''Merkez Bankası koridorla ilgili nasıl davranacağını zaten her toplantı sonrası açık bir şekilde deklare ediyor. Gerek genel müdürü olduğum banka, gerekse diğer bütün bankalar Merkez Bankası Başkanı'nın, Para Piyasası Kurulu'nun ne dediğini ne demediğini, ne demek istediğini her kelimesi üzerinde çokça düşünerek biz de yorumluyoruz. Tabii Merkez Bankası çok değişik parametreler, dünyadaki bütün verileri izliyor ve onlardan sonra karar veriyor. Biz de izliyoruz. Fakat Merkez Bankası bazı verileri, bazı doneleri, bizden daha detaylı görebiliyor. Şu ana değin Merkez Bankası'nın bu meyandaki uyguladığı politikaları olumlu buluyoruz. Merkez Bankası bugüne kadar hep proaktif davranmıştır. Sadece Merkez Bankası değil ekonomi yönetiminin tümü proaktif davranmıştır. Türkiye ekonomisinin bugünkü durumu, bankacılığın seyri de bunu göstermektedir. Hakkı da teslim etmek gereklidir. Son iki uygulamada biliyorsunuz, koridorun üst bandında indirim yapılmıştır. O alt bandı ile ilgili ne yapacağını çok net açıklamıştır. Onları görürse yapar, görmezse yapmaz.

Biz de onları takip ediyoruz. Bu indirimlerin piyasaya etkilerine baktığımız zaman, bireysel kredilerde 0,80, 0,90'lar deklare edildi. Bu en iyi zamanların faizi. Bugün geldiğimiz noktada piyasadaki faiz indirimleri, bankaların, aktiflerine hızlıca yansıttığı bir husustur. Bankalar yansıtmıştır. Biz karlılıkta net faiz marjını çok önemsiyoruz. Net faiz marjı daralmaktadır. Yani pasifteki maliyetlerimiz devam ederken biz aktifteki fiyatlarımızı daha hızlı aşağı çekiyoruz. Bunu bankaları iyi analiz ettiğimiz zaman görüyoruz. Doğal olarak piyasada aşağı yönlü faiz hareketleri banka faizlerine aynı real time gibi yansımaktadır. Biz de bundan böyle faizlerin aşağı yönlü seyrinin devam edeceğini bekliyoruz.''

-Rekabet Kurulu'nun incelemesi-

Aydın, Rekabet Kurulu'nun bazı bankalara ilişkin başlattığı incelemeye ilişkin olarak, ilgili yasada bazı flulukların giderilmesi gerektiğini belirtti.

''Yasadaki düzeltmenin illa bu işle ilgili bitmesi de gerekmiyor. Hayat devam ediyor, bundan sonrası ile ilgili de olabilir'' diyen Aydın, ''Hangi üründen kaynaklanmıştır bir ihlalimiz söz konusu olmuş ise. Biz bir defa 'böyle bir ihlali yapmadığımızı' söylüyoruz. Rekabet Kurulu'na göre ihlal ettiğimiz bir husus var ise mesela buna yönelik müeyyideleştirmemiz, o ihlali yaptığımız kesimde elde ettiğimiz iddia edilen gelirle ilgili oranda olabilir. Bankaların cirosu ile reel sektörün ciro tanımları netleştirilebilir. Biz sadece bunu söylüyoruz. Başka hususlarla ilgili de flu alanlar varsa yasada, bunların netleştirilmesi hususunda ekonomi yönetimi ile rekabet kurulu ile Bankalar Birliği olarak birtakım temaslarımız devam ediyor'' şeklinde konuştu.

Bankaların kredi komisyon ücretlerine de değinen Aydın, şu açıklamaları yaptı:

''Türkiye'de de Avrupa'da da, dünyada da bankalar iki kalemden gelir elde etmektedir. Birisi faiz geliridir, birisi de ücret ve komisyonlardır. Türk bankacılık sektörünün dünyadaki başarısından söz ederken, Türk bankacılık sektörünün yabancı partnerler birlikteliklerinden söz ederken, halka arzlardan söz ederken, bütün dünyanın kullandığı bir gelir kalemini Türk bankacılık sektörü için sonlandırmak asla düşünülecek bir şey değildir. Zaten böyle bir şey de yapılmamaktadır. Yapılamak istenen husus şudur; bankaların yaptıkları hizmetler karşılığında uyguladıkları fiyatları önceden müşterinin bilmesini temin etmektir. Bizim savunduğumuz budur. Kişi isterse bir havale işlemini 10 liraya yapan banka varsa oradan, 100 liraya yapan banka varsa oradan yapabilir. Müşteri isterse kredi kartını aidatı 10 liraya olan bir bankadan da alabilir, kredi kartı aidatı 100 lira olan bir bankanın kredi kartını da alabilir. Burada bir ölçü konmasını da istemiyoruz. Bu rekabete aykırı olsun istemiyoruz. Rekabete açık, şeffaf, adil, uygulanabilir düzenlemeler. Burada yapılan çalışmalar kamuoyunda sık sık tartışılmaya meydan vermemeli. Tüketicilerin mağduriyetine de sebep olmamalı. Ama bankaları da bir gelirden mağdur etmeme hususudur. Karşılıklı görüşmeler devam etmektedir. Biz Bankalar Birliği olarak görüşümüzü söyledik. BDDK görüşünü söylüyor. Elbette Bakanlık da görüşlerini söylüyor. Bu kalemi ortadan kaldırmayan, ama kalemi daha sağlıklı, adil, objektif çalışmasını sağlayacak bir düzenlemenin yapılacağını bekliyoruz. Yoksa bizim bu kalemden mahrum olmamız söz konusu değildir. Olmamalıdır da. Böyle bir şey de düşünülmemektedir. Hangi sonuç ortaya çıkacaktır. Onu da çok yakında göreceğiz zaten. Ticareti tıkamayacak, ticaretin devamına mani olmayacak bir düzenlemenin gerçekleşeceğini ümit ediyoruz.''

-''Özkaynak karlılığın belli bir düzeyde muhafaza edilmesinden yanayız''-

Aydın, TBB'nin 2013 yılına ilişkin hedeflerine de değinerek, ''Hep bahsettik Türk bankacılık sektörünün sermaye rasyosu yüksektir, kredi kalitesi iyidir, dünyanın genel konjonktürüne baktığımız zaman büyümesi de iyidir. Ama Türk bankacılık sektörü hala küçüktür. Türk bankacılık sektörünü büyütmek istiyoruz. Türk bankacılık sektörü kayıt altında çalışan, son derece nitelikli insan gücü kullanan, teknolojinin gelişmesinden en çok yarar sağlayan bir kesimdir. Doğal olarak bankacılık sektörünün 2013 yılında karlı ve verimli bir yıl geçirmesini istiyoruz'' dedi.

Aydın, ''Kar etmek başkadır, karlılık başkadır. Bugün Türk bankacılık sektörünün çok ciddi rekabette olduğundan söz ettik. Özkaynak karlılığın belli bir düzeyde muhafaza edilmesinden yanayız. Bunu istiyoruz. Çünkü özkaynaklar bizim bu sektörde önem verdiğimiz bir unsurdur. Niçin? Özkaynağı güçlü banka ülkenin büyümesine katkı sağlayan bankadır. Özkaynağı güçlü bankacılık kriz döneminde reel sektörüne bir çınar gibi güçlü durabilen bankadır. Doğal olarak 2013 yılında sektör için karlı, verimli yıl olmasını diliyorum. Bunu gerçekleştirecek, yeteneğe, güce, moraliteye sahibiz. Ekonomi yönetimi ile fevkalade uyumlu ve olumlu ilişkilerimiz devam etmektedir'' şeklinde konuştu.

Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Başkanı ve Ziraat Bankası Genel Müdürü Hüseyin Aydın, Bankalar Birliği üyelerini POS'un amacı dışında kullanılmaması konusunda uyardıklarını, bu konuda tespitleri olduğunda gerekli yasal düzenlemeleri yapacaklarını belirtti.

Anadolu Ajansı (AA) Finans Masasına konuk olan Aydın, ''POS tefeciliği'' ile ilgili şikayetlerin her geçen gün arttığı ve bu konuda Bankalar Birliği'nin neler yaptığına yönelik soruya, şöyle cevap verdi:

''POS'la ilgili bu tür uygulama bizi çok rahatsız ediyor. Bütün üyelerimizi POS'un amacı dışında kullanılmaması konusunda uyarıyoruz. Bu konuda bizim bir tespitimiz olursa gerekli yasal düzenlemeleri yapıyoruz. Az sayıda olsa da bu tarz durumlarla karşılaştığımız oluyor. Bu tür sorunların tamamen kökünün kazınması hususunda her tür gayreti göstereceğimizi buradan kamuoyu ile paylaşıyoruz.''

İstanbul Finans Merkezi (İFM) kapsamında Ziraat Bankası Genel Müdürlüğü'nün İstanbul'a taşınması konusunda Aydın, proje kapsamında Ataşehir'de bir yer aldıklarını, ekonominin bazı diğer oyuncularının da oradan yer aldığını hatırlatarak, şunları aktardı:

''Yerin master plan çalışması tamamlandı. Ziraat Bankası olarak yapacağımız proje çalışmaları için çok sayıda firma ile görüşme halindeyiz. Yıl sonunda bir firmayı beğeneceğiz. Biz bu arada Ziraat Bankası'nın Ankara'dan İstanbul'a taşınma sürecini başlattık. Ataşehir'e geldiğimizde Ankara'nın tamamı da İstanbul'da olmuş olacak. Şu anda Maslak'ta faaliyet gösteriyoruz. Gelecek asırlarda 'ne güzel bina yaptılar, iyi ki yapmışlar' dedirtecek, dünyanın en güzel şehirlerinden biri olan İstanbul'a Cumhuriyet'imizden daha eski olan Ziraat Bankası'na yakışır çok güzel çalışma ortamı olan bir hizmet binasını kavuşturacağız. 3-4 senelik bir zaman dilimi içerisinde tamamen nihayete ereceğini ümit ediyorum.''

-''Ziraat Bankası küçülerek, daha karlı bir banka haline geldi''-

''Ziraat Bankası birkaç yıl öncesine kadar aktif büyüklükte Türkiye'nin en büyük bankası idi. Şimdi 2. sırada. Ziraat Bankası kaç yıl sonra tekrar ilk sırada olacak?'' sorusu üzerine Aydın, aktif büyüklüğün ciddi bir şey olduğunu ve bunu reddetmediklerini söyledi.

Aydın, bir bankanın etkinliği, karlılığı, verimliliği ve çevikliğinin de aktif büyüklük kadar önemli olduğuna dikkati çekerek, şu değerlendirmelerde bulundu:

''Biz 30 milyar liralık mevduatı sektöre bıraktık. Daha karlı, verimli ve efektif olabilmek için... O an için kullanamayacağımız bir kaynağı sırf büyüklük adına bankada tutmayı sektör, ülkemiz ve Ziraat için doğru bulmadık. Matematiği olan bir şey değildi bu. Biz yönetebildiğimiz kadar, ihtiyacımız olduğu kadar bir noktada durduk. Ziraat Bankası, portföyünde ağırlıklı olarak devlete borç veren bir bankadır. Artık devlet 2002, 2003, 2004'teki gibi borçlanmıyor ki borçlanma gereksinimi düştü. Paran olunca nereye satacaksın? Ya devlete ya da reel sektöre satacaksın. Kaldı ki artık devlet almıyor. Şu an devlet yüzde 5,7-6'dan borçlanıyor. Mevduata yüzde 7,5 ver, yüzde 6'ya sat. Bu ticaretin sonu nereye gider? Bunun sonu hüsran olur. Biz bunun üstüne oturmadık. Devlet iyi yönetildikçe, on senedir iyi yönetiliyor, biz bu kaynağı bir yerlere satmaya çalışıyoruz.''

Bankadaki dönüşümün nedeni olarak daha çok reel sektörü finanse edebilmek için müşterilerini ve şubelerini yeniden dizayn ettiklerini vurgulayan Aydın, ''Daha çok devlete borç veren bir yapıdan, daha çok reel sektörü finansa eden bir Ziraat'e geçiş yaptık. Bunun için ikinci sıraya düştük. Ama karlılık ve verimliliğimizi asla kaybetmedik. Bizim özkaynak karlılığımız neydi, şimdiki özkaynak karlılığımız ne, buna bakacağız'' dedi.

Karın başka bir şey, karlılığın başka bir şey olduğunu ifade eden Aydın, şöyle konuştu:

''Ziraat Bankası küçülerek, daha karlı bir banka haline gelmiştir. İkinci sıradan aşağı bir yere gider miyiz? Şimdilik öyle bir şey gözükmüyor. İfade ettim; 500 kadar şube açacağız. Birinci de kim olmuştur? Türkiye'nin güzide bankalarından biri olmuştur. Biz onları geçeceğiz, arkadaki bizi geçecek bu tatlı bir rekabettir. Hepsi bu ülkeye çalışıyor. Hepsi bu ülkenin reel sektörüne hizmet ediyor. Ziraat Bankası, bilinçli bir strateji uygulamıştır. Elbette birinci olmak isteriz. Ama olmazsa dünyanın sonu değil. Bunun bir matematiği var. Şimdilik biz ikinciyiz. Bizden daha iyi koşan, daha çok gayret eden varsa elbette bizi geçebilir. Biz de onlara geçilmemek için büyük gayret göstereceğiz.''

AA