Bloomberght
Bloomberg HT Haberler TBB/Keskin: Bankacılık sektörü krizde sağlam durdu

TBB/Keskin: Bankacılık sektörü krizde sağlam durdu

  • TBB Genel Sekreteri Keskin, küresel kriz sürecinde Türk bankacılık sektörünün çok sağlam bir duruş sergilediğini bildirdi

Giriş: 14 Aralık 2012, Cuma 15:10
Güncelleme: 14 Aralık 2012, Cuma 17:22

Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Genel Sekreteri Ekrem Keskin, küresel kriz sürecinde Türk bankacılık sektörünün çok sağlam bir duruş sergilediğini bildirdi.

Keskin, Ekonomi Muhabirleri Derneği (EMD) üyelerine, ''Uluslararası Gelişmeler, Türkiye Ekonomisi ve Bankacılık Sektörü'' konusunda bir sunum yaptı.

Sunumunda uluslararası gelişmelere değinen Ekrem Keskin, gelişmiş ülkelerde finansal sektördeki toparlanmanın beklenenden çok yavaş olduğunu, AB ve ABD başta olmak üzere gelişmiş ülkelerin merkez bankalarının para politikası desteğinin devam ettiğini söyledi.

''Daha açık bir ifadeyle bu ülkelerdeki merkez bankaları para basmaya devam ediyor'' diyen Keskin, dikkatli olunmazsa bu ülkelerde sorunların tüm dünyaya finanse ettirileceğini kaydetti.

Küresel ekonomide hiç kimsenin kısa sürede hızlı bir toparlanma beklemediğini vurgulayan Keskin, 2013 yılı tahminlerinin dünya ekonomisindeki büyümenin bu yıldan biraz daha iyi olacağını gösterdiğini ifade etti.

Türkiye'de 2012 yılındaki büyüme hızının beklenenden düşük kaldığını, yatırımların azaldığını, tasarruf açığının küçüldüğünü, sermaye girişinin devam ettiğini, bütçe açığının hedefin biraz üzerinde seyrettiğini, enflasyon, işsizlik oranın düştüğünü belirten Ekrem Keskin, ayrıca TL üzerindeki baskının hafiflediğini ve TL likiditenin arttığını dile getirdi.

Bankacılıkta aktif büyümesinin reel olarak yavaşladığını, kredi büyümesinin de yavaş olduğunu, ancak son 3 aylık dönemde bir kıpırdama olduğunu anlatan Keskin, ''Asıl olumlu gelişme ise GSYH'nin yavaşladığı bir dönemde deflatörün de aşağı inmesi. 2012 yılının başında yüzde 9,2 olan deflatör, yılsonu itibariyle yüzde 7-7,5 civarında gerçekleşecek'' dedi.

Tasarruf açığının alınan son tedbirlerle yüzde 7'ye yaklaştığına işaret eden Keskin, tasarruf açığındaki daralmanın da büyük ölçüde özel sektörden geldiğinin görüldüğünü ifade etti.

Keskin, Türkiye ekonomisinde son 10 yılda yaşanan performansın en çarpıcı göstergesinin kamu kesiminin kaynaklar üzerindeki baskısının azalmış olması olduğuna dikkati çekerek, ''Bu sayede Türkiye daha fazla kaynağı özel sektöre aktarabilmiş'' diye konuştu.

Merkez Bankası'nın sıkılaştırmayı bir miktar gevşetmesinin faiz oranlarına hemen yansıdığını belirten Keskin, yüzde 10,5-11 düzeyinde olan mevduat faiz oranlarının da yüzde 8,-8,5 aralığına gerilediğini kaydetti.

Keskin, TL'nin şu anda reel olarak yıllık bazda yüzde 10 düzeyinde değer kazanmış durumda olduğunu ifade ederek, ''Burada TL'nin değer kazanmasının geçen yıllardan farkı; kurlar neredeyse sabit, ancak enflasyon aşağı düştüğü için TL değer kazanıyor'' dedi.

-Bankacılık sektöründeki gelişmeler-

Keskin, uzun zamandan beri bankacılık sektörünün GSYH büyümesinin altında bir büyüme gösterdiğine dikkati çekti. Bankaların kredi büyüme hızının ise 2010 yılı sabit kurlarıyla şu anda yüzde 17-18 düzeyine ulaştığını belirten Keskin, ''Alınan önlemlerin bireysel kredilerin büyümesine çok iyi bir etki yaptığını görüyoruz'' diye konuştu.

Toplam mevduatın seyrine bakıldığı zaman artış hızının şu anda yüzde 13'ler düzeyinde olduğunu kaydeden Keskin, buna karşılık yabancı para mevduatın artış hızında bir yavaşlama olduğuna vurgu yaptı.

Keskin, 2002 yılında TL kredilerin milli gelire oranı yüzde 6 iken, bu oranın şimdi yüzde 41'e yükseldiğini dile getiren Keskin, ''Bankaların bilançolarının yarıdan fazlası krediye gidiyor şu anda. AB'de ise ortalama yüzde 60 civarında'' dedi.

Bankacılık sisteminin şu anda daha çok özel sektörü finanse eder duruma geldiğini anlatan Keskin, ''Kredilerin dağılımına baktığımızda 2002 yılında kurumsal krediler yüzde 86, bireysel krediler yüzde 14 oranında dağılımıa sahipken, 2012 Kasım'da bu oran sırasıyla yüzde 67 ve yüzde 33 olmuş. KOBİ kredilerinde de tahmini olarak yüzde 26 düzeyinde paya sahip olduğunu gösteriyor'' diye konuştu.

Keskin, tasarruflarla bireysel kredilerin ilişkisine bakıldığı zaman 2002 yılında tasarrufların yüzde 7'si kadar kredi kullanılırken, 2012 yılında bu oranın yüzde 56'ya yükseldiğini ve tasarruf oranında TL lehine çok önemli gelişme olduğunu kaydederek, öte yandan 2002 yılında tasarrufların yüzde 64'ü yabancı para iken, bu oranın bugün yüzde 32'ye indiğini bildirdi.

Son dönemde kredi riskinde bir miktar artış olduğuna işaret eden Keskin, 2011 yılında yüzde 2,7 olan tahsili gecikmiş alacakların toplam krediye oranın Kasım ayında yüzde 3'e çıktığını söyledi. Keskin, söz konusu artış da ekonomideki yavaşlamanın etkisi olduğunu vurguladı.

Bası kesimlerde ''çekte hapis cezası kaldırıldığı için karşılıksız çek sayısının arttığı'' yönünde söylemlerin olduğunu ifade eden Keskin, karşılıksız çek sayısındaki artışın nedeninin de ekonomideki yavaşlama olduğunu dile getirdi.

Gerek küresel riskler, gerekse ekonomideki yavaşlamanın getirdiği riskler açısından gözlerinin bankaların özkaynaklarında olduğunu belirten Keskin, ''Kriz süresince Türk bankacılık sektörü çok sağlam bir duruş sergiledi'' dedi.

Bankacılık sektöründe 184 bin civarında çalışan bulunduğunu ve yılın son çeyreğinde çalışan sayısının 3 bin kadar arttığını anlatan Keskin, bankalardaki şubeleşmenin de İstanbul ve Ankara dışındaki illerde arttığını kaydetti. Keskin, internette aktif müşteri sayısının da 10 milyonu aştığını söyledi.

Keskin, yeni dönemde önceliklerinin küresel gelişmelerden kaynaklanabilecek negatif şoklara hazırlıklı olmak, tasarruf oranlarını yükseltmek ve vadeyi uzatmak olduğunu kaydetti.