BDDK: Küresel büyüme güç kaybetmiştir
BDDK 27. Finansal Piyasalar Raporu'nu yayımladı, raporda küresel büyüme performansının 2012'nin ikinci yarısında güç kaybettiği vurgulandı
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun (BDDK) Eylül 2012 Finansal Piyasalar Raporu'nda, küresel krizin merkezinde yer alan ülkelerde, büyümeyi destekleyici para politikasının devam ettiği izlenirken, kamu borçlanma sorunlarının beraberinde getirdiği belirsizliklerin yansımalarının devam ettiği bildirildi.
BDDK'nın Finansal Piyasalar Raporu Eylül 2012, Kurumun internet sitesinde yayımlandı.
Buna göre, küresel büyüme performansı, 2012 yılının ikinci yarısında güç kaybetti. Gelişmiş ekonomilerin orta vadeli politika perspektiflerine yönelik güven kaybı bu gelişmenin ana nedeni olarak görüldü. Gelişmiş ekonomilerin kamu kesimi dengelerinde kısa vadede gözlenen iyileşmelerin, borç stokunda belirgin düzeltmeler sağlayabilecek uygulamalarla desteklenemediği gözlendi. Bu durum, önümüzdeki dönemde büyüme politikaları ile kamu borç sürdürülebilirliği için gerekli önlemlerin, hassas bir dengede yürütülmesi ihtiyacına işaret etti.
Küresel krizin merkezinde yer alan ülkelerde, büyümeyi destekleyici para politikasının devam ettiği izlenirken, kamu borçlanma sorunlarının beraberinde getirdiği belirsizliklerin yansımaları devam etti. Halen görece güçlü yurt içi talebe sahip olan ve sağlam kamu maliyesini sürdüren gelişmekte olan ülkeler, dış ticaret ve sermaye kanalıyla oluşan ters etkileri asgariye indirmek ve küresel büyümeyi desteklemek amacıyla yeni politika stratejileri uyguluyor.
IMF, 2012 yılında büyüme hızını, gelişmekte olan ekonomiler için yüzde 5,6, gelişmiş ekonomiler için yüzde 1,5 ve dünya için yüzde 3,3 olarak aşağı yönlü güncelledi. Finansal piyasaların, artan makro ekonomik risklerden ve bozulan beklentilerden olumsuz etkilendiği gözlendi.
Küresel belirsizliklerin devam ettiği bir ortamda Türkiye, büyüme stratejisini sürdürülebilir kılmak için, makro finansal riskleri asgari düzeye indiren teşvik sistemleriyle para politikalarını eşanlı olarak yürütüyor. Rekabet gücünün artırılması, mali disiplinin korunması, cari açığın azaltılması, yurt içi tasarrufların artırılması, kayıt dışılıkla mücadele, şirketler kesiminde borçlanma yerine öz kaynak kullanımının özendirilmesi, yatırım ortamının iyileştirilmesi ve İstanbul Uluslararası Finans Projesi'nin desteklenmesi hususları, söz konusu politika bileşimlerinin özünü oluşturuyor.
-Türkiye ekonomisinin dayanıklılığı teyit edildi
Uygulanan makro politikaların güvenilirliği ve Türkiye ekonomisinin dış şoklara karşı dayanıklılığı, gecikmeli de olsa bir uluslararası derecelendirme kuruluşu tarafından ülke notunun yükseltilmesiyle teyit edildi. 2012 yılının üçüncü çeyreği itibarıyla, dış ticaret dengesindeki düzelme eğilimi devam etmekte, cari açık hız kesmekte, mali disiplinden sapma olmaması için önlemler alınmakta ve not artırımıyla olası parasal genişlemeye bağlı hızlı sermaye girişlerine karşı esnek para politikası duruşu korunuyor.
Bankacılık sektörü finansal sağlamlık göstergeleri, güçlü bir yapıya işaret ediyor. Sektör aktiflerinin yüzde 57,7'si temel aracılık fonksiyonunu ifade eden kredilerden oluşuyor. Sektör yüksek likiditeye sahip varlık yapısıyla çalışıyor. Bir ay vadeli likidite yeterlik rasyosu, yüzde 100'ün üzerinde ve yüzde 124,1 düzeyinde. Sektörde yabancı kaynak kullanımı yönetilebilir bir kaldıraç oranına işaret ediyor, varlıkların yüzde 87,1'i yabancı kaynakla finanse ediliyor. Aktif kalitesine ilişkin en temel gösterge olan takibe dönüşüm oranı, 2009 yılından itibaren azalma eğilimi göstermekle beraber, yılın üçüncü çeyreğinde 0,32 puanlık kısmi artış gösterdi ve yüzde 2,95 olarak gerçekleşti.
Gelir-gider ve karlılık rasyoları incelendiğinde, varlıkların gelir yaratma ve karlılık oranlarında, bu yılın ilk çeyreğinden başlamak üzere artış yaşandı.
Sektörün faiz dışı gelirler/faiz dışı giderler rasyosundaki azalma, üçüncü çeyrekte de devam etti. Faiz dışı gelir-faiz dışı gider pozisyonunda dengeye yakınsama, karlılık açısından olumlu olacak.
-Kredilerdeki yıllık artış yüzde 14,3 olarak gerçekleşti
2011 yılının ikinci yarısından itibaren kredi artışının yavaşladığı ve kredi büyümesinin makul düzeyde seyrettiği görüldü. 2012 yılının üçüncü çeyreği itibarıyla, kredilerdeki yıllık artış yüzde 14,3 olarak gerçekleşti. Mevcut büyüme oranı, 2010 ve 2011 yıllarındaki kredi büyüme hızına kıyasla daha düşük seviyede. Eylül 2012 itibarıyla, TÜFE'ye göre yıllık reel büyüme yüzde 4,7, ABD doları bazlı büyüme ise yüzde 18,1 oldu.
Kredi genişlemesi analizine göre, kredi kartları haricindeki kredi türlerinin tamamının kredi genişlemesini ifade eden eşik değerlerin altında kaldığı görüldü.
BDDK, kuruluşundan bu yana birleşme, satın alma, devir dışında ilk defa bir bankaya kuruluş ve faaliyet izni verdi. Kredi derecelendirme kuruluşları tarafından yayımlanan raporlarda, Türk Bankacılık Sektörünün güçlü bir yapıya sahip olduğuna vurgu yapılması, özellikle yabancı sermayenin bankacılık sektörüne olan ilgisini artırmaya devam etti. Türk finans sektörü, gelişmiş ülkelerle kıyaslandığında az sayıda bankaya sahip olmasına rağmen, şubeleşme ağını yurt içi şubeleşmeye ağırlık vererek büyütmeye devam etti. Teknolojik gelişmelere uyumlu olarak finansal hizmetlerin elektronik olarak yatırımcılara sunulması, elektronik bankacılık şube sayısının artışını destekledi. Bankacılık sektöründe yeni açılan 173 yurt içi şubenin, personel sayısını 1.238 kişi artırdığı görüldü.
Yurt dışı şube sayısının 1 adet artışıyla personel sayısı 16 kişi arttı. Bankacılık dışı finansal kurumlar, yılın üçüncü çeyreğinde personel sayısını 211 kişi artırdı. Müşterilerin, para çekme ve bakiye sorma gibi temel fonksiyonlarıyla döviz alımsatım, mobil telefonlara TL yükleme, fatura ödemesi, vergi ödemesi gibi şubede yapılabilecek birçok işlemi ATM'lerden yapabilmeleri, ATM kullanımını artırdı.
Alternatif dağıtım kanalları arasında genel kabul görmüş ATM'lerin sayısı, 2012 Eylül döneminde bir önceki yıla göre yüzde 2,3 oranında artış gösterdi. Finansal sektörün aktif büyümesi 2012 üçüncü çeyrekte de devam etti, büyüme yüzde 2,7 düzeyinde gerçekleşti.