Babacan: Bizim, vatandaşa tavsiyemiz...
Bireysel Emeklilik Sistemini anlatan Başbakan Yardımcısı Ali Babacan; BES'ten maksimum fayda sağlama konusunda tavsiyelerini sıraladı
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, 2013 bütçesine 1 milyar 250 milyon liralık devlet katkısı ödeneği koyduklarını belirterek, ''Eğer tahminden daha da öte başvuru olursa, bu ödeneğin daha yüksek seviyelere çıkarılması mümkün olabilecek'' dedi.
Babacan, devlet katkısı ödemeleri ve bunun getirisinin Takasbank'ta katılımcıların kendi adına açılmış bir hesapta kendi birikimleriyle birlikte saklanacağını belirterek, ''Vatandaşların yatırdığı rakamlar, bireysel emeklilik şirketlerinin kendi sahibi olduğu hesaplara yatırılmıyor. Herkesin kendi şahsi hesabı ve bu hesaplar da Takasbank nezdinde tutuluyor'' diye konuştu.
Bireysel emeklilik şirketlerinin vatandaşların adına bu rakamları yatırım alternatiflerine yönlendirdiğini ifade eden Babacan, şunları kaydetti:
''BES uzun vadede tasarrufta bulunmayı ve emeklilik dönemindeki refah düzeyini arttırmayı amaçlayan bir sistem. Devlet katkısı uygulamasını getirirken de bu önemli hususu göz önünde bulundurduk. Sistem tamamen gönüllülük esasına göre ve teşvik mekanizmalarıyla çalışıyor. 1990'lı yıllarda farklı methodlar gündeme gelmiş. Konut edindirme yardımı hesapları, çalışanların tasarruflara teşvik hesapları, zorunlu tasarruf dediğimiz gibi uygulamalar yapılmış. Bir bakıma cebren ve vatandaşlarımızın gelirlerinden zorla kesilen paralarla bu hesaplar yürütülmeye çalışılmış. Oysa biz bundan sonraki dönemde gönüllülük ve teşvik esasını baz alıyoruz. 1990'lı yıllarda denenen yöntemlerle bizim 2013 yılından itibaren başlattığımız yöntem arasındaki en önemli fark bu.''
Sistemin asıl özelliğinin emeklilik olduğuna işaret eden Babacan, ''Bu yüzde 25'lik devlet katkısı da yatırılan paraların emeklilik döneminde ihtiyaç olacak birikim ruhuna uygun olması gerekir. Devlet katkısı sisteminin, gerçekten emekliliğe yönelik uygulanması da sistemin en önemli unsurlarından biridir. Biz vatandaşlarımıza; çok zaruri olmadıkça kısa vadeli ihtiyaçları için sistemdeki birikimlerine dokunmamalarını ve sistemde en az 10 yıl kalıp 56 yaşını doldurduktan sonra emeklilik hakkını kazanarak, sistemden ayrılmalarını tavsiye ediyoruz. Zira bahsettiğimiz yüzde 25'lik devlet katkısından tam olarak yararlanabilmek için bu koşulların yerine getirilebilmesi gerekmektedir'' diye konuştu.
-Sistemden erken çıkan vatandaşın devlet katsından alacağı pay
Babacan, zaruri sebeplerle sistemden erken çıkmak durumunda olan katılımcılar için de bazı kurallar getirdiklerini ifade ederek, şunları anlattı:
''Sistemde 3 yıldan az kalıp ayrılan vatandaşlarımız, yüzde 25'lik devlet katkısı kısmını maalesef sistemde bırakmak zorunda kalacaklar. Vatandaşlarımızın kendi cebinden yatırdığı para nemasıyla beraber kuşkusuz her an çekilebilir. Sistemde 3 yıldan 6 yıla kadar kalıp daha sonra çıkmak zorundan kalan vatandaşlarımız da devlet katkısı kısmının yüzde 15'ini çekebilecekler. Sistemde 6 ile 10 yıl arasında kalan vatandaşlarımız devlet katkısının yüzde 35'ini alabilecek. 56 yaşını doldurmayıp sistemde 10 yıl kalıp ayrılanlar devlet katkısının yüzde 60'ını çekebilecek. Sistemde en az 10 yıl kalan ve 56 yaşını dolduran vatandaşlarımız da devlet katkısının tümünden yararlanabilecekler. Devlet katkısı vatandaşlarımızın hesabına yatıyor, onu görebiliyor ama yüzde 25'lik devlet katkısının ne zaman, nasıl kullanılabileceği bazı kurallara bağlı.''
Babacan, yeni sistem için hem sektörle çalıştıklarını hem de dünya örneklerini incelediklerini aktararak, ''Bu aynı zamanda Hazinemize önemli bir yük getirecek de uygulamadır. 2013 bütçesine 1 milyar 250 milyon liralık devlet katkısı ödeneği koyduk. Eğer tahminden daha da öte başvuru olursa, bu ödeneği daha yüksek seviyelere çıkarılması mümkün olabilecek. Ama bu rakamın ihtiyatlı bir rakam olduğunu belirtmek istiyorum'' diye konuştu.
Sistemde emeklilik şirketlerinin devlet katkı paylarının hesaplanması ve katılımcıların hesaplarında yatırıma yönlendirilmesi konusunda daha önce Hazine Müsteşarlığınca kendilerine bildirilen hazırlıkları artık yapmış durumda olduğunu belirten Babacan, şunları kaydetti:
''Katılımcılar, sistemdeki diğer birikimiyle birlikte, hesaplarındaki devlet katkısı ve getirilerini yakından takip etme imkanına sahip olacaklar. Güvenlik ve şeffaflık bir sistemin vazgeçilmez özellikleridir. Gözetim ve denetimin, kamu tarafından titizlikle sürdürülmesi için biz gerekli bütün önlemleri aldık. Biz bu sistemi güven üzerine inşa edeceğiz. Vatandaşlarımızın ne yaptıklarını bilerek sisteme girmelerini sağlayacağız. Sonradan 'bunu yanlış anladım' tarzında tepkilerin oluşmasına izin vermememiz gerekiyor. Güveni birinci derecede ön plana koyacağız.''
-''Artık sürümden kazanılacak''
Gelecek dönemde BES'e getirdikleri yeniliklerin sadece devlet katkısı ile sınırlı olmadığını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Öncelikle sistemdeki maliyetlerin ve kesinti seviyelerinin düşürülmesi noktasında önemli adımlar attık. Artık sürüm artacağı için, sigorta şirketlerimizin, bireysel emeklilik kuruluşlarımızın da sürümden kazanması bundan sonraki dönemde önemli olacak. Bu kapsamda, emeklilik şirketlerimizin maruz kaldığı, başta satış ve operasyon giderleri olma üzere çeşitli maliyetlerin düşürülmesini teminen düzenlemeler yaptık. Bunlardan şirketlere mesafeli satış imkanı getirilmesi, bağımsız denetim maliyetinin düşürülmesi gibi örnekler var. Bu düzenlemelere paralel olarak da şirketlerce katılımcılardan yapılan kesintilere uygulanan tavanlarda da önemli indirimler söz konusu oldu. Bir diğer düzenleme de emeklilik yatırım fonlarının değerlendirildiği yatırım araçları ve fon performansıyla ilgili konu da; önümüzdeki dönemde yeni fon türlerinin kurulmasına, altın ve kıymetli madenlere doğrudan yatırım yapılabilmesine de olanak sağlamış durumdayız. Dünyada düşen faiz oranlarına paralel olarak yüksek reel getiri sağlamak zorlaşmış durumdadır, yeni yatırım araçları da bu bakımdan önemlidir.''
Babacan, 1 Ocak 2014 tarihinden itibaren fonlarda performansa dayalı kesinti uygulamasının başlatılması için ilk adımların atıldığını ifade ederek, ''Fonlardan yapılan kesintilerin performansa dayalı olarak değişmesi fon getirilerinin arttırılmasını da teşvik edecek. Yeni dönemde emeklilik yatırım fonlarıyla katılımcılara sağlanan katma değerin de giderek yükseleceğini beklemekteyiz'' diye konuştu.
Babacan, Türkiye'de bireysel emeklilik sistemindeki büyümenin dünya örneklerinin aksine bireysel katılımla sağlandığını dile getirerek, sözlerine şöyle devam etti:
''Dünyada işverenler çalışanlar için bu sisteme toplu kayıtlar yaptırıyor. Bu da yine özellikle şirketler, reel sektör açısından önem arz ediyor. Buna da bir yenilik getirdik. İş verenlerin çalışanları adına ödedikleri katkı payıyla ilgili ticari kazancının tespitinde gider olarak indirim konusu yapılabilecek tutarın üst limitini yüzde 15 olarak belirledik. Yani; bir çalışana, bir iş verenimiz çalışanın maaşının yüzde 15'i kadar çalışan adına BES'e yatırırsa yüzde 15'i kendi vergi matrahından düşürebilecek.
BES'e getirilen devlet katkısı başta olmak üzere bu yeni teşvik ve avantajlar her yönüyle vatandaşlarımızın uzun vadeli birikimine ve ülkemizin tasarruf düzeyinin arttırılmasına ciddi bir seviyede destek niteliği taşımaktadır. Gelişmiş ülkelerde olduğu gibi uzun vadeli fonların ülkemiz ekonomisine kazandırılması ve böylece refah seviyemizin yükselmesi yönünde de önemli bir adım teşkil edeceğini düşünüyoruz. Bu rakamlar tekrar ülkemizin topyekün refahının artmasına yardımcı olacak. Bu fonların yönlendirileceği uzun vadeli yatırım ve kaynaklar ülkemizin büyüme potansiyeline önemli katkı sağlayacak.''