Financial Timez gazetesinin haberine göre İrlanda'daki gibi banka iflaslarıyla karşı karşıya kalan Euro Bölgesi ülkeleri Euro Bölgesi'nin 500 milyar euroluk kurtarma fonundan yararlanmak istiyorlarsa hâlâ gelecekteki kurtarmaların büyük kısmını üstlenmek zorunda kalabilir.

Euro Bölgesi maliue bakanlığı yetkilileri arasında geçtiğimiz yıl dolaşan plan, sorunlu ülkeleri iflas etmiş bankaların yanısıra Avrupa İstikrar Mekanizması'na (ESM) yatırım yapmaya ya da ESM'e zarara karşı teminat sunmasını öngörüyor.

Zor durumdaki ülkeleri bankaların yükünü paylaşmaya zorlamak, AB liderlerinin sorunlu bankalar ile hükümetler arasındaki bağı kırma vaatlerini sorgulatıyor.

İrlanda, Güney Kıbrıs ve İspanya'da banka kurtarmaları için gereken milyarlarca euroluk ulusal fonlar ülkelerin borçlarını tırmandırarak, Dublin ve Lefkoşe hükümetlerini kurtarmaya başvurmak zorunda bırakırken, İspanya'yı da benzer kararın eşiğine getirdi.

İrlanda ve İspanya'daki birçok kişi Haziran'da anlaşılan bankaların ESM tarafından doğrudan yeniden sermayelendirmesi önerilerinin, banka kurtarmalarının maliyetini hükümetlerden ESM'e geçirerek, krizle mücadelede "oyun değiştirici" etki yaratacağını umuyordu.

Bankaların yükünün tamamen ESM'e atılması, Euro Bölgesi'ndeki borç krizinin zehirli dinamiklerine son vererek, İrlanda gibi GSYH'sinin yüzde 40'ını oluşturan banka kurtarmalarının altına ezilen hükümetleri koruması hedefleniyordu.

Ancak Avrupa Komisyonu'ndan çıkan 2 sayfalık taslak, gücü olan ülkelerin sorunlu bankalarda önce kendi ulusal fonlarını kullanmasını öngörüyor. Banka kurtarmasının ardından ülkenin borçlarını ödeyemez hâle gelmesi durumunda ise, ulusal hükümetin hâlâ ESM'e zarar karşısında parasını alabileceğini garanti etmesi gerekiyor.

Üye ülkelerin kayıtsızlığının, ESM'in doğrudan banka kurtarması politikalarında uzun zamandır kendini hissettirdiğinin altını çizen Eurasia Group risk danışmanlığı analistlerinden Mujtaba Rahman, "Bankalar ve ülke liderleri arasındaki bağların tamamen ayrılmasından bir hayli uzaktayız" dedi.