Yücaoğlu: İşte risk burada!
TÜSİAD'ın 43. Olağan Genel Kurulu'nda konuşan YİK Başkanı Yücaoğlu, Türkiye için risk oluşturan duruma dikkat çekti
Yüksek İstişare Konseyi (YİK) Başkanı Erkut Yücaoğlu, Türkiye'nin, dünya kamuoyunda ağırbaşlı, konsensüs yaratan, çözüm üretme konusunda aktif, fakat çatışma ortamından uzak bir profil çizmesi gerektiğini söyledi.
Yücaoğlu, Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği'nin (TÜSİAD) 43. Olağan GenelKurulu'nda yaptığı konuşmada, 42 yılı geride bırakan TÜSİAD'ın, yurt içi ve yurt dışında birçok faaliyette bulunduğunu belirterek, yönetim kurulunda 10 komisyon ve 38 çalışma grubu olduğunu ve üyelerin yüzde 20'sinin bu komisyon ve çalışma grubunda yer aldığını kaydetti.
TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner ve yönetim kurulu üyelerine yaptığı çalışmalarından dolayı teşekkür eden Yücaoğlu, ''TÜSİAD'da bir bayrak değişimi töreni gerçekleştirilecek. Her yönetimin işi bir öncekinden daha zor olmakta ve dernekten beklentilerin çıtası her yıl artmaktadır. Genel Kurulumuzun seçeceği yönetime de iyi şanslar diliyorum'' diye konuştu.
-''Türkiye'nin hasmane tavırları bertaraf etmesi gerekiyor''
Ekonomik dünya trendlerine bakıldığında Türkiye'nin önünde atılım yapması için ciddi bir fırsat olduğunu ifade eden Yücaoğlu, şunları dile getirdi:
''Irak'ta siyasi dengeler bozulmuş vaziyette, Suriye'de ne zaman biteceği belli olmayan iç savaş devam ediyor. İsrail ve İran'ın Ortadoğu bölgesiyle ilgili söylemleri ve aldığı pozisyonlar son derece sert. Bütün bunlara baktığımızda Türkiye'ye karşı hasmane tavırlar ortaya çıkmış vaziyettedir. İşte risk burada. Türkiye'nin bu hasmane tavırları bir şekilde bertaraf etmesi gerekiyor. Türkiye'nin, dünya kamuoyunda ağırbaşlı, konsensüs yaratan, çözüm üretme konusunda aktif fakat çatışma ortamından uzak bir profil çizmesi gerekiyor. ABD'de seçimlerden sonraki yönetimin, Türkiye'yi ilgilendiren dış politikada ve bölgemizde Türkiye ile daha yakın çalışmasını mümkün noktada görüyoruz. AB'de de Türkiye'ye karşı bir yumuşama var.''
Yücaoğlu, geçen yılın dünya konjonktürü açısından zorlu geçtiğini ifade ederek, şunları söyledi:
''AB'deki borç krizi dünyayı bir uçurumun kenarından geçirdi ama Avrupa Merkez Bankası bol likidite sağlayarak ve euroyu kesinlikle yaşatacağını belirterek bu durumu kurtardı. Yunanistan'ın borçlarının bir kısmı affedildi. İspanya'ya destek verildi. Bütün bunlardan sonra Avrupa sakinleşmiş bir noktadır. Ama bütün bunlar için bir bedel ödendi. Avrupa'da büyüme sıfırlandı ve euronun dağılması önlendi. Ayrıca işsizlik ile toplumsal kemer sıkmanın getirdiği rahatsızlıklar devam ediyor. Seçimler olup, siyasi aktörler değişiyor. Avro Bölgesi'nin sorunlarının nihai çözümünün Almanya'da sonbaharda yapılacak seçimlerden sonra şekilleneceğini zannediyoruz. ABD de bir mali uçurumun yanından döndü. Genel olarak ABD'de bir daralma olmayacağı, büyümenin bir miktar hedeflerin altında kalacağı düşünülüyor. Gelişmekte olan ülkelerde büyüme daha canlı ve hızlı. Bu yıl ayrıca Çin ve Uzak Doğu'da büyümenin bir miktar daha hızlanacağı düşünülüyor.''
-''Üretim artışı ve yatırımlar için son derece elverişli bir ortam''
Türkiye'nin geçen yılı sorunlu gelişmelerden uzakta, kontrollü bir yumuşak iniş yaparak geçirdiğini anlatan Yücaoğlu, şunları kaydetti:
''Büyüme hızının yüzde 2-3 olacağını düşünüyoruz. Cari açık, ithalatın duraklaması ve ihracat gelirlerinin artmasıyla önemli ölçüde geriledi. Türkiye iç talep artışının sıfır olduğu bir ortamda yeni ihracat pazarlarına açılarak çok iyi bir başarı kazanmış oldu. İhracatın 2012'de 152 milyar dolar gibi bir rekor seviyede oluşacağı hesaplanıyor. Bu arada enflasyon yüzde 6'ya düştü, reel faiz de sıfıra yaklaştı. Bu ortam aslında üretim artışı ve yatırımlar için son derece elverişli bir ortam. Biz Türkiye'deki büyüme hedefinin bugünkü plan hedeflerinden daha yüksek olması gerektiğini düşünüyoruz. Türkiye'nin 2013'te en aşağı yüzde 5 veya yüzde 6 hızına rahatlıkla gidebileceğini görüyoruz. Bütün özel sektör şirketleri yüzde 8-10 planlamış vaziyette. 2023 hedeflerine erişmek için bizim ortalama yüzde 7 büyümemiz gerekiyor.''
Yücaoğlu, katma değer artışı sağlayacak olan yapısal dönüşümleri gerçekleştirmenin önemine işaret ederek, ''Rekabet gücümüzü artırmak için şanslı bir dönemdeyiz. Para ve maliye politikasında güçlü duruşumuz devam ediyor. Özelleştirme gelirlerinin artacağı bir döneme giriyoruz. Bu gelirlerin bütçeye kaynak olmasının ötesinde eğitim, Ar-Ge ve verimlilik sağlayacak altyapı projelerine ayrılmasını, sanayimizin rekabet gücüne destek verilmesini bekliyoruz'' şeklinde konuştu.
-Türkiye'nin büyüme hızı artışı
Yücaoğlu, enerji konusunda dünyada büyük yapısal dönüşümlerin bulunduğunu belirterek, şunları aktardı:
''ABD, kayagazı atılımıyla doğalgaz fiyatlarını Amerika'da Avrupa'nın 5'te birine Uzak Doğu'nun 8'de birine indirdi. Bu büyük bir rekabet avantajı. Birçok firmanın, fabrikalarını ABD'ye taşımayı düşündüğünü okuyoruz. Avrupa'da ise kömür tüketimi arttı, doğalgaz tüketimi düştü. Önümüzdeki 10 yılda petrol ve doğalgaz üretiminde ABD'nin lider olacağını ve net ihracatçı konuma geçeceği hesaplanıyor. Önümüzdeki 20 yıl içinde dünya petrol üretim artışının yüzde 45'ini Irak'tan çıkacağı belirtiliyor. Bu bizim için büyük bir ihracat potansiyelinin belirmesi demektir. Bu sene özel sektör yatırımların artacağını, iç talebin canlanacağını, ihracat artışının devam edeceğini ümit ediyoruz. Büyüme hızının yüzde 5-6'ya çıkması için cari açık ve yüzde 5 enflasyon hedefinin kontrol altında tutulması, güçlü mali yapı ve sağlıklı borçlanma yönetiminin devam etmesi, 2014 ve 2015 seçim yıllarına dönük harcamaların orta vadeli program çerçevesinde yürütülmesi, katma değer artışı sağlayacak yatırımlara öncelik verilmesi lazım.''