Advertisement
GÜNCEL / SİYASET ABONE OL

Yılbaşından bu yana getirilere geçtiğimiz hafta bakıldığında, 2012 tırmanışının ardından, piyasa beklentisi, endeksin küresel Borsalardaki iyimserliği geriden gelerek de olsa takip etmesi yönündeydi. Ancak bu hafta küresel piyasalardaki temkinli havaya karşın Endeksin 5000 puan yukarı gelmesi, hesaplamaları altüst etti. Artık İMKB 100 dudak uçuklatan yükselişi ile hem şaşkınlık hem de merakla izleniyor. Şaşkınlık, daha 6 ay öncesi bu seviyelerin akılda dahi olmaması, merak ise daha nereye kadar hareket sürer, temelinde oluyor.

2011 yılında İMKB 100 ABD doları temelinde % 36 değer kaybederken, MSCI Gelişen Piyasalar Endeksi % 20 düşmüştü. Dolayısı ile 2012 yılına bu iklimde ve tahvil piyasasında ters getiri eğrisi ile giriş yaptık. Enflasyonun çift hanede gerçekleşmesi ile TCMB'nin TL'nin hem miktarını hem de maliyetini özne konumunu alarak, yeniden düzenlediği ve fiyat istikrarı açısından bu tarafta istikrarı amaçladığını gördük. Politika cevap verince, TCMB, haftalık repo ihalelerinde hem miktarı arttırdı, hem de günlük likiditelerle haftalığı destekledi. Ayrıca bir süre sonra, geleneksel repo ihalesinden miktara geçerek fonlama maliyetini de aşağı çekti. Bu destekleyici politika ile Mayıs ayı sonundan bu yana pozitif ayrışan Endeks, politikanın birincil olarak etkilediği Banka hisseleri öncülüğünde pozitif ayrıştığı yılı tepe noktasından kapattı. Hatta Kasım ayında Fitch kredi not artışının hissedilir bir düzeltmesi olmadı. Halkbank ikincil piyasadan halka arzı ise yine hazmedilme sorunu yaratmadı. Sonuç MSCI Gelişen Piyasalar Endeksi %14 artarken, İMKB'nin 2012'de ABD doları cinsinden % 64 primle kapatması oldu.

Gelinen nokta; İMKB 100 Fiyat/Kazanç'13T çarpanında, Benzer ülkelere kıyasla artık ucuz değil, 2012'de bu fark fazlası ile kapatıldı. Ancak, bu prim, endeksi aşağı çekecek kadar yüksek değil, tek hanelerde. Yine Piyasa Değer / Defter Değeri'13 çarpanında da aynı görüntü var.  Ancak alışık olmadığımız seviye tespitini doğrulayan şekilde, endeksin uzun vadeli ortalamasında bu çarpanlar yaklaşık % 15 yukarıda.

Son dönemdeki hareket; Yükselişin gücü, kısa vadeli ortalamalar olan 20 günlük ve 50 günlük hareketli ortalamanın en son Haziran ayında kesişmiş olması ile belirgin. Dolayısı ile bu güçlü hareketin, düzeltme ihtiyacının güniçi hareketler ile karşılanması, kısa vadeli soluklanmanın bile nefes nefes olduğu endekste prim yükünü artıran unsur olarak dikkat çekiyor. Endeksin dolar cinsinden halen 5.10 seviyesini hedefliyor görüntüsü, hala potansiyeli desteklerken, sonrası merak konusu. Özellikle son haftanın ikinci yarısından itibaren görülen hacimli yükseliş, iki farklı duruşu gösteriyor. Seviyeden çekinenlerin satışı, her satışı, her düşüşü alım fırsatı olarak gören yatırımcının durdurak bilmeden alımı.

Olasılıklar; 2013 yılında İMKB'yi destekleyici majör senaryo, ikincil bir not artış beklentisi. Ancak yapısal göstergeler de, yine olumlu görünümü destekliyor. 2013 yılının ikinci yarısında Dünya ekonomisi açısından büyümeye geçiş olursa, emtianın sürüklenmesi ile İMKB negatif duruşa geçiş yapabilir. Şayet, küresel ekonomide düşük faiz düşük büyüme düşük enflasyon olursa ve bol likidite artarak devam ederse, iç talebin canlanması ile özellikle bölge ülkelerinden ayrışan Türkiye'nin yine pozitif ayrımla değerlendirilmesi yüksek ihtimal. Ayrıca yukarıdaki senaryo seçeneklerine ek olarak, İMKB'de özellikle banka-dışı şirket karları son 4-5 aydır, mütemadiyen yukarı yönlü revize ediliyor. Bu, piyasa çarpanı açısından paydayı sürekli artıran bir durum yaratıyor. Ayrıca küresel stratejide tahvil doygunluğunun hisse senedi piyasalarına kayışının hisse senedi fonlarına girişin rekor seviyeye ulaşması ile görülmesi, yine endeksi destekleyen bir unsur. Hatta not artışı ile birlikte zaten hemen girip çıkma niyeti olmayan yabancı yatırımcının da, hem niteliğinin daha uzun vadeli fonlara kayışının gerçekleştiğini ve yabancı payında gelinen bu seviyelerin ve bu yükselişin kolay kolay terkedilmek istenmeceğini söylemek lazım. Çünkü Dünya'nın başka hiçbir borsasında İMKB 100 gibi durdurak bilmeden bir yükseliş yok. Ancak şunu da belirtmek gerek; eğer endekste ani değişimler sonucunda bir yıl en çok kaybettiren, bir yıl en çok kazandıran borsa olmamak için derinliğin artması lazım ve ülkenin lokomotifi olan daha çok şirketin İMKB'ye gelip, seçenekleri ve tabanı genişletmesi lazım.  

Bloomberg HT Araştırma Bölümü

Cihan Başkal

cbaskal@bloomberght.com