Advertisement
GÜNCEL / SİYASET ABONE OL

Türkiye'de ''eğlendirici piyanist'', ''piyanist şantör'' müziğinin ilk örneklerini veren Ferdi Özbeğen, son yolculuğuna uğurlanıyor.

Hayata önceki gün veda eden Ferdi Özbeğen, geride duygu yüklü şarkılar bıraktı.

İzmir'de 17 Ağustos 1941'de doğan Özbeğen, Şişli Terakki Vakfı Özel Işık Koleji'nde başladığı öğrenim hayatına İzmir Özel Türk Koleji'nde devam etti. O yaşlarda politikayla da ilgilenen sanatçı, Demokrat Parti'ye bağlı öğrenci birliğine üyeydi.

Verdiği bir röportajda 27 Mayıs askeri müdahalesinin kendi hayatını da yakından etkilediğini anlatan Özbeğen, ''hariciyeci'' olmak için başladığı iktisat fakültesindeki eğitimini, babasının vefatı üzerine yaşadığı ekonomik sıkıntılar nedeniyle yarıda bıraktı. Çocukluk yıllarında İzmir'de piyano ile tanışan Ferdi Özbeğen, hayatının bu evresinden sonra tamamen müziğe yöneldi.

Sanatçı, yaşadığı ekonomik sıkıntı nedeniyle Hilton Otel'de program yapmaya başladı. Özbeğen, ölümünden önce bir gazeteye verdiği röportajda, o günleri şu sözlerle anlatmıştı:

''İş aramak için gittiğimiz pavyon kapılarından kovulmaya alışmıştık. Saray Muhallebicisi'nin camına dayanıp uzun uzun tatlıları seyrettiğim günleri hiç unutmadım. Bir gün Hilton'un önünden geçerken nereden aklıma estiyse 'Gir şuraya' dedim kendi kendime. Döner kapıdan geçtim ve kendimi cennette hissettim. Bütün cesaretimi toplayıp resepsiyona yanaştım ve müzik işleriyle ilgili kişiyle konuşmak istediğimi söyledim. Poldi isimli bir beyefendi geldi. Ona yalanları sıralamaya başladım; bir orkestram varmış, İzmir'den Hilton'da çalışmak için gelmişiz filan... Adam demez mi 'Yarın gelin dinleyeyim' diye... Yalana tam gaz devam... 'Çocuklar üç gün sonra gelecekler' dedim ve beklemesi için ikna ettim ama bende şafak attı. Üç gün içinde birkaç müzisyen daha buldum, provalar yaptık... Derken mucize gerçekleşti; Bay Poldi bizi beğendi ve Hilton'da çalışmaya başladık. Tam iki yıl sürdü bu serüven...''



-İlk plak ''Sandığımı açamadım-Kes kes''

Özbeğen, Hürriyet gazetesinin 1965'te düzenlediği ''Altın Mikrofon'' yarışmasına katıldı. Sanatçının burada seslendirdiği ''Anadolu Pop'' türünde düzenlenmiş ''Sandığımı açamadım'' ve ''Kes Kes'' isimli türküler, 45'lik plağa da kaydedildi.

Kendi ismini verdiği orkestrasıyla 1974 yılına değin sahne programları yapan Özbeğen, Okay Temiz, Esin Engin gibi ''efsane'' müzisyenlerle de çalıştı.

Zamanla kendi tarzını oluşturan sanatçıyı ülke çapında tanıtan, 1977'de çıkardığı ilk uzun çaları ''Ferdi Özbeğen ile 45 dakika'' oldu. Özbeğen, ''eğlendirici piyanist'', ''piyanist şantör'' müziğin Türkiye'deki ilk örneklerini verdi.

Özbeğen, ''Sohbet'' adlı plağıyla ''Altın Plak'', ''Mutluluklar'' ile de ''Platin Plak'' ve ''Altın Piyano'' ödüllerini kazandı.

Türkiye'deki ''Türkçe Sözlü Hafif Batı Müziği'', ''Fantezi Müzik'', ''Türk Sanat Müziği'' tarzlarında gezinen Özbeğen'in buğulu sesiyle söylediği, ''Büklüm Büklüm'', ''Dilek taşı'', Bir sevgi istiyorum'', ''İşte bu bizim hikayemiz'', ''Gülmek için yaratılmış'' şarkıları, büyük beğeni topladı.

Dönemin diğer popüler şarkıcıları gibi Ferdi Özbeğen de sinema filmlerinde roller aldı. Gülşen Bubikoğlu, Tanju Gürsu ve Hulusi Kentmen ile ''Tanrıya Feryat'' adlı filmde oynayan sanatçı, Banu Alkan ile ''Piyanist'' isimli filmi çevirdi. Özbeğen, ''Perihan Abla'' adlı dizide de konuk oyuncu olarak rol aldı.

Özbeğen, 1984 yılında, dönemin büyük sanat yatırımcısı Egemen Bostancı'nın şan tiyatrosunda, kendisini canlı dinleme imkanı bulamayan sevenleri için ''kaset fiyatına'' konserler verdi. Özbeğen, bu halk konserlerini hayatı boyunca unutamadığını söyledi.

Profesyonel olarak sürdürdüğü sahne hayatına 1987'de son veren sanatçı, dinleyicileriyle çıkardığı albümlerle buluştu.

Özbeğen, sanat yaşamına 28 albüm sığdırdı. ''Kandil'' isimli şarkısında ''Vefa arıyorum, dost arıyorum, şefkat arıyorum...'' diyen sanatçı, 1993'ten itibaren çıkardığı best-off albümlerle, eski şarkılarına olan vefasını da gösterdi.

Ferdi Özbeğen, 12 yıldır kanser tedavisi görüyordu.

AA