Advertisement
GÜNCEL / SİYASET ABONE OL

Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, ''IMF'in reçetesini kullanmak yerine, kendi reçetemizi IMF'in önüne koyduk. Türkiye, IMF çıpası yerine, Türkiye çıpasıyla krizden başarıyla çıktı'' dedi.

Çağlayan, Anadolu Aslanları İşadamları Derneği (ASKON) üyelerinin katıldığı ''Pozitif Ayrışma Gösteren Türkiye Ekonomisinde Yeni Ufuklar'' gündemli toplantıda, Bakanlığın her türlü faaliyetinde ASKON'un en büyük partnerlerinden biri olduğunu belirterek, birlik, beraberlik ve dayanışmanın önemine işaret etti.

Türkiye'nin 2023 hedeflerini anımsatan Çağlayan, ''Türkiye, kamu özel ortaklığıyla bugün bu seviyeyi yakalamıştır. Türkiye, dünyanın önemli ekonomilerinden biri haline gelmişse, böylesine bir küresel krizden fırsat çıkardıysa özel sektörünün sayesinde yapmıştır. İhracatı biz yapmıyoruz, bizim görevimiz de sizlerin önündeki engelleri kaldırıp, sürat yapabileceğiniz otobanları oluşturmaktır. Türkiye bu güvene sahiptir'' diye konuştu.

Bakan Çağlayan, Avrupa'nın içinde bulunduğu sıkıntının temel kaynağının devletin kamu borçlarının milli gelire oranlarının yüksek olması ve bütçe açıklarının çift haneli rakamlara gelmesi olduğunu belirtti.

Zafer Çağlayan, şunları kaydetti:

''Küresel kriz çıktığında Avrupa'da Türkiye'yi tehdit edenler koşarak, IMF'e gitmek zorunda kaldı. Birçok STK başkanı, 'Sayın Bakan siz bizim içimizden geldiniz. Halimizden anlarsınız, IMF'de para kalmayacak çabuk davranın IMF'den biz de para alalım' dedi. IMF ile bizim de görüşmemiz oldu ama hiçbir zaman korku içinde olmadık. Çünkü ne yaptığımızı bilen bir yapıdaydık.

Siyasi ve ekonomik istikrarını sağlamış olmanın verdiği bir rahatlık vardı, ancak hafife alınacak bir kriz değildi. Çevremizi adeta ateş sarmalı gibi saran bir krizdi. IMF, Amerika'ya 'para basın dağıtın' derken, Avrupa'da krizden çıkış reçetesi olarak, 'insanlara para harcatın' derken, Türkiye'ye gelince 'sakın ha! Ekonomiyi genişletici politikalar yapmayın' diye çifte standart politika anlayışında politika uygulamaya kalktınız.''

IMF'in reçetesini kullanmak yerine, Türkiye'nin kendi reçetesini IMF'in önüne koyduğunu ifade eden Çağlayan, Türkiye'nin, IMF çıpası yerine, Türkiye çıpasıyla bu krizden başarıyla çıktığını kaydetti.

Zafer Çağlayan, ''IMF ile dostluğumuz 66 yıldır devam ediyor. 10 yıl önce Türkiye'nin IMF Türkiye temsilcisinin adını sokaktaki simitçi bile bilirdi. O zaman hükümetlerin kendi iradesi yoktu. Bugün geldiğimiz ortamda, böylesine önemli bir kriz içinde IMF ile stand by anlaşması yapmamış Türkiye, IMF'den borç alan değil, gerekirse IMF'e borç verecek bir yapıya dönüşmüş olacağız. Türkiye, alan el değil, veren el olacak'' diye konuştu.

Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Türkiye'nin 2023 hedeflerine ulaşmak için önemli bir büyüme temposuna ihtiyacı olduğunu belirterek, ''Türkiye yürüyerek, emekleyerek 2023 hedeflerini yakalayamaz. Bundan dolayı ki Türkiye basabildiği kadar gaza basmalıdır'' dedi.

Çağlayan, Anadolu Aslanları İşadamları Derneği (ASKON) üyelerinin katıldığı ''Pozitif Ayrışma Gösteren Türkiye Ekonomisinde Yeni Ufuklar'' gündemli toplantıda, Türkiye'nin önemli bir büyüme temposuna ihtiyacı olduğunu kaydetti.

Türkiye'nin 2023 hedefflerine koşarak gitmesi gerektiğine işaret eden Çağlayan, ''Türkiye yürüyerek, emekleyerek 2023 hedeflerini yakalayamaz. Bundan dolayı ki Türkiye basabildiği kadar gaza basmalıdır. 2023'e kadar Türkiye ortalama her yıl yüzde 6'dan büyümek zorunda olan bir ülkedir. Yüzde 6 büyümenin yolu da tekrar ifade ediyorum ekonomiyi daraltıcı politikalar değil, genişletici politikalarla gerçekleşir'' dedi.

Bakan Çağlayan, Türkiye ekonomisinin büyüme hızını artırması gerektiğini vurgulayarak, şunları kaydetti:
''Dünya ekonomisin 2012'deki büyüme tahminleri, yakında açıklanacak, yüzde 3,2, gelişmiş ülkelerin büyümesi yüzde 1,3, gelişmekte olan ülkelerin büyüme rakamı yüzde 5,1. Türkiye'de keşke daha fazla olsaydı. Keşke arkadaşlarımız frene basmak yerine arasıra gaza da bassaydı, daha fazla büyüseydik. Zannediyorum ki yüzde 2,5 civarında bir büyüme rakamıyla karşı karşıya kalacağız.

Ama Türkiye'nin hakkı minimum yüzde 5'tir. Türkiye ortalama yüzde 6'dan fazla büyüme durumdadır. 2023'te 2 trilyonluk hedefe ulaşmanın yolu ancak buradan geçer. Fren basarak mesafe katedemezsiniz. Mutlak suretle ilerlemek zorundasınız. Gün Türkiye'nin günü. Bunu anlatmaya çalışıyorum.''

-''Faiz konusunda korkak davranmanın bir anlamı yok''-

Türkiye'nin faiz politikasına ilişkin düşüncelerini de paylaşan Çağlayan, ''Türkiye bir taraftan enflasyonu kontrol altından tutuyor, düşürüyor, bir taraftan reel faizleri sıfıra getiriyor. Bakınız yüzde 7500'lerden, reel faizlerin sıfır olduğu bir dönemdeyiz. Bana göre faizde gidilmesi gereken daha yer var. Bana göre faiz konusunda korkak davranmanın bir anlamı yok. Türkiye politika faizini daha aşağı çekmeli'' dedi.

Çağlayan, önemli bir teşvik sistemi açıkladıklarını, şimdi bu teşvik sisteminden faydalanacak olan mevcut işletmelerin, yapacağı tesislerin ya da KOBİ'lerin yatırımlarında kaliteli finansman desteğine ihtiyaç olduğunu anlattı.

Böyle bir ortamın olması için maliyetlerin bir noktada düşmesi gerektiğine işaret eden Çağlayan, ''Bu politika, bu faizi belirleyecek olan kurulun da mutlak suretle buna uygun tedbirler alması gerekiyor. Türkiye'nin büyümesinden korkmamak gerekiyor'' dedi.

Türkiye'nin etrafında yaşanan zorluklara rağmen önemli başarılar elde ettiğine dikkati çeken Çağlayan, ki yıl öncesine kadar Türkiye'nin ihracatının yarısını Avrupa'ya yapan bir ülke olduğunu, şu anda Avrupa'nın, Türkiye'nin ihracatı içindeki payının yüzde 38'lere kadar düştüğünü anlattı.

''Bugün Türkiye'de sağduyu hakim olmuştur''

Bakan Çağlayan, çözüm sürecine ilişkin de değerlendirmelerde bulunarak, şunları kaydetti:

''Türkiye'nin yıllardır başına bir bela olarak sarılmaya çalışmış olan, Türkiye'nin gelişmesini istemeyenlerin, engelleyenlerin dışardan ve içerden işbirlikçilerinin Türkiye'nin başına sarmış olduğu terör belası da inşallah şimdi ciddi bir şekilde çözüm sürecine gelmiş durumdayız. Türkiye ciddi bir şekilde çözüme, çözüm sürecine yaklaşmıştır. Tabi ki bunu engellemek isteyenler çıkacaktır. Bunu başarısız kılmak isteyenler çıkacaktır. Türkiye'nin sürekli bir bela ile uğraşmasını Türkiye'nin gelişmesini istemeyenler, ekonomik büyümesini istemeyenler, her zaman çeşitli şekillerde bunun önüne mutlaka geçmeye çalışacaklardır.

Türkiye böyle bir süreçte hızlı bir şekilde yol alıyor. Bunu yapacak iradenin cesur ve sağlam olması gerekirdi. Ever bugün Türkiye şükürler olsun böyle bir lidere sahip. Şu anda milletimizin bu konuda süreci en iyi şekilde takip ettiğini ve sürece destek verdiğini görüyoruz. Artık analarımızın gözü yaşlanmasın, analarımız ağlamasın istiyoruz. Ümit ediyorum bu konuda gelmiş olduğumuz nokta Türkiye'yi süratle çözüm noktasına götürecek.''

-Bankacılar şükretsin-

Toplantıda soruları da yanıtlayan Çağlayan, 2012 Aralık ayı işsizlik oranının yüzde 10,1 olduğunu hatırlatarak, şunları kaydetti:

''Bir artış var ama bunlar bizim hedeflerimizi etkileyecek bir gelişme değil. Mevsimsel etki olarak değerlendirmek gerekir. Bizim hedefimiz işsizliği yüzde 6-7 seviyesine çekeceğimiz günlerdir. Türkiye diğer ülkelerden farklı, her yıl nüfusumuz 1 milyonun üzerinde artıyor. Bu artış yaşanırken Türkiye'de her yıl iş gücü piyasasına 700 bin kişi, yeni piyasaya giriyor. Türkiye hem mevcut işsizlere hem de yeni istihdamına, yeni iş gücüne iş bulacak. Bunun yolu da büyümeden geçer. Ekonomiyi soğutmaya, frene basmaya kalkarsak balataların kopmaya başlayacağını söylemiştim. 4-5 ay önce söylemiştim bunu. Bunlar bizim moralimizi bozmayacak'' ifadelerini kullandı.

Bakan Çağlayan, faizlerin biraz daha düşmesi yönünde çalışmanın olup olmadığı soruya, ''Bu konuda her fırsatta bankaları insafa davet ediyorum. Geçenlerde bilhassa kredi kartlarına ve kredi kartı kullanan müşterilere uygulanan ücretler ve faiz konusunda, rekabeti bozacak davranışlarda bulunan bankalar için Rekabet Kurulu'nun oldukça insaflı davrandığını söylemiştim. Bankacılar otursunlar şükretsinler, Rekabet Kurulu'nun iyi bir gününe denk gelmişler. Aksi halde mutlaka yapanların yaptığı cezayı ödemesi gerekiyor'' yanıtını verdi.

''Çek mevzuatına ilişkin yeni çalışma var mı?'' sorusu karşısında da Çağlayan şu değerlendirmelerde bulundu:
''Yeni bir çalışma yok. Çek Kanunu düzenlemeyi yaparken, ben eski halinden yanaydım. Hapis cezası, çeki verip ödemeyenin ödemesi konusunda, ciddi bir baskı unsuruydu. Hatta öyle bir duruma gelmiştik ki, çeki verip ödemeyen kendini bir de çek mağduru ilan etmeye başlamıştı. Öyle bir pişkinlik vardı. Ama Adalet Bakanlığı da bu konuyla yüzbinlerce dava olduğunu, ve bunların mahkeme sürecinde ciddi tıkanıklığa yol açtığını söylemişti. Bir elektronik ortamda çekveren ile çek alan bir araya gelecekti, fakat bu uygulama gecikti. Önümüzdeki günlerde devreye girecek, sizlerin haklı itirazına katılıyorum.''

Wall Street Journal'in geçtiğimiz günlerde Türkiye ile ilgili hazırladığı raporda ekonomi ile ilgili ''güvensiz'' yorumu yapmasını eleştiren Zafer Çağlayan, ''Bunların kıblesinin ne yönde olduğunu herkes biliyor. Bunların kıblesi de yok. Kimlere hizmet ettiklerini biliyorsunuz. Kimse bunların yazıklarıyla ilgilenmiyor artık. Eskiden kredi derecelendirme kuruluşları ya da Türkiye aleyhine uluslararası alanda yazılan bir yazıdan, Türkiye'de Borsa, faiz piyasaları yaprak gibi sallanırdı. Şimdi sallanan tek bişey var, bunların itibarları. Bunları söyleyerek bile zaman kaybediyoruz'' dedi.
Güney Kore ile serbest ticaret anlaşmasının ne zaman yürürlüğe gireceğine ilişkin bir soruya Çağlayan, ''Onay süreci devam ediyor. Güney Kore serbest ticaret anlaşması da yürürlüğe girecek'' dedi.

AA