Advertisement
TÜRKİYE EKONOMİSİ ABONE OL

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Yassıada'nın bundan sonraki dönemde demokrasi müzesi ve demokrasi kompleksi olmasını arzu ettiklerini söyledi.

TBMM Genel Kurulu'nda, Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesine ilişkin tasarının tümü üzerindeki görüşmeler tamamlandı.

Milletvekillerinin sorularını yanıtlayan Babacan, Varlık Kiralama Şirketi'ne ilişkin eleştirilere değinerek kira sertifikalarının dünyada gittikçe yaygın şekilde kullanılan finansman enstrümanı olduğunu ifade etti.
Bu enstrümanın Türkiye'de öncelikle Hazine Müsteşarlığı tarafından kullanılmaya başlandığını anlatan Babacan, yatırımcı tabanından geniş bir talebin söz konusu olduğunu, özellikle ihracatta, öngörülenin 7-8 katı kadar talep geldiğini bildirdi.

Kira sertifikalarının işleyebilmesi için Varlık Kiralama Şirketi'nin kurulması gerektiğine işaret eden Babacan, şöyle konuştu:

''Meclis, geçen yıl çıkardığı yasayla, Hazine Müsteşarlığı'na bu şirketi kurma yetkisi verdi. Tescil işlemleri Hazine Müsteşarlığı bünyesinde yapıldı. Süreç, uluslararası hukuk bürolarınca da incelendi ve sağlam hukuki zeminin oluşturulduğu kanaatine varıldı. Bu, yatırımcılara da raporlandı.

Şirket, Türkiye'ye şimdiye kadar ilgi göstermemiş yeni yatırımcı kitlesini de cezbetti. Türkiye'de bazı hassasiyetlere sahip yatırımcının yatırım yapmasına da imkan sağladı. Mevzuat, özel sektörün de kira sertifikası çıkarmasının altyapısını hazırlamış oldu. Ayrıca, konuyla ilgili maddede bir düzenleme yapılarak, şirketin Sicil Gazetesi'nde yayınlanması da öngörüldü.''

Babacan, tasfiye sürecine girmiş tarım satış kooperatifleri ile ilgili düzenleme yapılması yönünde talep geldiğini, konuyu değerlendirdiklerini, hazırlanacak önergeyle, görüşülen tasarı üzerinde bir düzenlemeye gidilebileceğini belirtti.

-''Demokrasi müzesi''-

Vakıflar Bankası'nın, Vakıflar Genel Müdürlüğü'ne pay aktarımına ilişkin düzenlemenin kaldırılması ile ilgili eleştirilere de değinen Babacan, söz konusu Genel Müdürlüğün 2008 yılında yaptığı bildirimde hisse oranının yüzde 42 olduğunu açıkladığını anımsattı.

Bunun yanında, halkın ortak edildiği bir bankanın, gelirinin belli bölümünün Vakıflar Genel Müdürlüğü'ne aktarmasını doğru bulmadıklarını ifade eden Babacan, bu nedenle böyle bir düzenlemeye gittiklerini açıkladı.

Tasarıda, Yassıada ve Sivriada ile ilgili düzenleme hakkında bilgi veren Babacan, ''Yakın tarihimizdeki son derece acı bir dönemi, bir bakıma gelecek nesillere ibret olsun diye kalıcı, sembolik bir eser haline dönüştürmeyi amaçlıyoruz. Bunun dünyada çok örnekleri var. Demokrasi mücadelesinde acı çeken, hayatını kaybeden pek çok kişi ile ilgili dünyada benzer uygulamalar var. Yassıada'nın bundan sonraki dönemde demokrasi müzesi ve demokrasi kompleksi olmasını arzu ediyoruz. Sivriada da yakın bölgede. Buralarda yapılan düzenlemelerle, bu projenin gerçekleşmesini istiyoruz'' diye konuştu.

-''Rekabet mutlaka işlemeli''-

Rekabet Kurulu'nun bankalarla ilgili aldığı kararlara yönelik soruları da yanıtlayan Babacan, Türkiye'de mutlaka rekabet mevzuatının işlemesi gerektiğini söyledi.

Babacan, şöyle devam etti:

''Rekabet Kurulu bağımsızdır. Karar almadan önce tarafları dinleyen ve değerlendirmelerini dikkate alan bir kurul. Bu kurul çok önemli. Türkiye'de rekabet gerçek anlamda işliyorsa bu öncelikle halkın menfaatini, ürün ve hizmetlerin kaliteli olmasını sağlar. Ayrıca düşük fiyat sağlar.

Şirketler açısından da önemli. Rekabet ortamında çalışan şirketler etkinliklerini artırırlar. Türkiye'de gücü kazanan şirketler, dünyada da rekabete hazır olur. Rekabete fazla tabi olmayan şirketler dünya şirketi olamıyor.

Rekabetin bizim uygulamakta olduğumuz ekonomik politika açısında da önemli olduğunu düşünüyoruz. Gelir dağılımı açısından da önemli. Rekabetin iyi işlediği ortamlarda şirketlerin aşırı karı mümkün olamıyor. Bugün Türkiye'de pek çok sektörde rekabet var.''

Tasarının birinci bölümü üzerinde görüşmelere geçildi.

AA