Bloomberght
Bloomberg HT Haberler Köksal: Yatırımcının 'al-satçı' olmasında bizim de rolümüz var

Köksal: Yatırımcının 'al-satçı' olmasında bizim de rolümüz var

TSPAKB Başkanı Köksal, "Biz aracı kurumlar olarak muhasebe yapıyoruz. Yatırımcının 'al-satçı' olmasında belki bizim de rolümüz var" dedi

Giriş: 30 Nisan 2013, Salı 15:22
Güncelleme: 30 Nisan 2013, Salı 15:23

Türkiye Sermaye Piyasası Aracı Kuruluşları Birliği (TSPAKB) Başkanı Attila Köksal, aracı kurumların borçlarının artmasına ilişkin, "Bankacılar küçük ve orta ölçekli aracı kurumlara 7,4 milyar lira borç verir mi? Bunu bir sorgulamak lazım" dedi.

Köksal, birlik tarafından hazırlanan "Yatırımcı Hakları" çalışmasının tanıtımında 20-25 yıl boyunca altın ve dövizin reel olarak Türk yatırımcısına büyük zarar ettirdiğini, en iyi kazancı sağlayan Hazine bonolarına ise itibar edilmediğini ifade etti.

Kısa vadeli yatırımcının uzun vadede borsada para kazanma şansının sıfıra yakın olduğunu, yatırımcının uzun vadeye yönlendirilmesi gerektiğine dikkati çeken Köksal, şunları söyledi:

"Biz aracı kurumlar olarak son bir kaç yıldır geçmişimizle ilgili sürekli muhasebe yapıyoruz. Eleştiriyoruz, 'Nerede hata yapıyoruz?' diye. Yatırımcının 'al-satçı' olmasında belki bizim de rolümüz var. Tabii dönemin şartları ağırlıklı olarak oraya yönlendirdi. Demekki yatırımcılara hisse senetlerine nasıl doğru yatırım yapılır yeterince anlatamamışız. Bunun sonucunda ne oldu? Borsada işlem gören hisse senetlerinin neredeyse üçte ikisi yabancıların elinde, üçte biri yerlilerin elinde... Yabancıların yatırım yapma süresi 1 yıl, yerlilerin yatırım yapma süresi 1 ay. Burada yabancı para kazandı, yerli para kaybetti maalesef. Yavaş yavaş yerli yatırımcının ağırlığını artırmamız lazım. Aynı yabancı yatırımcının tarzında yatırım ağırlığını artırmamız lazım. Bunun için de BES bize çok önemli bir fırsat veriyor. Oradaki devlet katkısı yatırımcıyı bilinçlendirmek için çok önemli bir adım."

SPK'nın yeni dönemde cezalarla ilgili birliğe daha fazla yetki vereceğini de belirten Köksal, endeksin rekorlar kırmasına rağmen geriye bakıldığında zarar eden yatırımcıların görüldüğünü belirtti.

Türkiye ekonomisi büyüyorsa borsanın hem yükseleceğini, hem de düşeceğini aktaran Köksal, uzun vadeli trendin ise yükseliş yönlü olacağını ifade etti.

-7,4 milyar borç-

Basında aracı kurumların borçlarının arttığına yönelik çıkan haberlerle ilgili soruyu, "Bankacılar küçük ve orta ölçekli aracı kurumlara 7,4 milyar borç verir mi? Bunu bir sorgulamak lazım" diyerek yanıtlayan Köksal, bazı büyük aracı kurumların para piyasasından borçlanarak mevduat yaptıklarını, burada bir arbitraj fırsatı olduğunu, bunun rasyonel bir hareket olduğunu anlattı.

Köksal, şunları kaydetti:

"Faizler düşerken kısa vedeli borçlanıp uzun vadeli yatırım, tabii uzun vadeli dediğimiz de 1 ay. Alınan faiz riskini belki sorgulayabilirsiniz. Ama 1 aylık bir vadede faiz riski sıfıra yakındır. 2000 yılındaki 10 bin faiz gibi bir durum olsa bu çok ciddi bir yara bere.... Ama böyle bir ihtimal sıfır. Bu işi yapan arkadaşlarımız da çok bilgili, tecrübeli, bankacı, yatırım bankacısı vs. Analizin bu bacağı olmayınca... 4,5 milyar lirası burada zaten. Kaldı geriye 2,9 milyar lirası... Orada da takas alacakları, takas borcu... Sektörün böyle bir borcu var da sektör kıvrım kıvrım kıvranıyor... Yok böyle bir şey. Bunlar yazıldığı zaman bizim oluşturduğumuz güvene büyük bir darbe oluyor."

SPK'nın son dönemde yayınladığı tebliğlere ilişkin görüşlerini de paylaşan Köksal, Türkiye'nin dünyanın en büyük 17. ekonomisi olduğunu, sermaye piyasasının 30-40 aracı kurumla dönmeyeceğini anlattı.

Türkiye'de içinde bulunan durumda bir aracı kurumun acente olarak yaşama şansının sıfır olduğunu vurgulayan Köksal, konuyla ilgili şunları kaydetti:

"Olaya sırf buradan bakmayalım. Yatırım hizmetleri tebliği tarafında gerçekten çok olumlu şeyler var. Dolayısıyla birçok küçük aracı kuruma da talip gelme ihtimali bence yüksek. Yeter ki o büyük aracı kurumların yapabilecekleri işlemleri birazcık daha net tanımlayalım. Biraz daha bilanço kullanabilme seviyesine getirelim onları. O zaman çok cazip olacak Türkiye'de sermaye piyasası sektörü...

Türkiye'de 33 portföy yönetim şirketi var. SPK'da bir o kadar daha onay bekleyen şirket var. Bu kadar fazla portföy yönetim şirketini kaldıracak bir piyasa henüz yok. SPK'nın amacı portföy yönetim şirketi sayısını çok artırmak değil, biraz orada frenleme yapmak..."

TSPAKB tarafından hazırlanan "Yatırımcı Hakları" çalışması 20 maddeden oluşuyor. Buna göre yatırımcılar, birikimlerini verimli yatırımlara dönüştürme hakkına sahip. Yatırım şirketini seçme hakkına da sahip olan tasarruf sahipleri, yatırım şirketi hakkında da bilgi alabiliyor.

Hazırlanan çalışmada yatırımcılara hizmet alacağı kurumda yatırım danışmanını seçme hakkına sahip olduğu da belirtilirken, bu danışmanlar hakkında bilgi alma hakkının sahip olduğu da hatırlatılıyor.

Çalışmaya göre, yatırımcıların kişiye özel tavsiye alma hakkı da bulunuyor.

AA