MTA yılda 3 bin böbrek taşı inceliyor
Kurum, yıllık ortalama 3 bin böbrek taşının analizini yaparak, taş oluşumuna neden olan unsurun belirlenmesini sağlıyor
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü (MTA), yıllık ortalama 3 bin böbrek taşı analizi yaparak, taş oluşumuna neden olan unsurun belirlenmesini sağlıyor.
MTA Genel Müdürlüğü Maden Analizleri ve Teknolojisi Dairesi Başkanlığına bağlı Mineraloji-Petrografi Araştırmaları Koordinatörlüğü bünyesinde XRD yöntemiyle insan vücudundan çıkan taşların türlerinin belirlenmesine yönelik analizler gerçekleştiriliyor. Koordinatörlük laboratuvarında böbrek taşlarının yanı sıra mesane ve safra taşları da inceleniyor.
Laboratuvarda numara verilerek kaydı tutulan numune toz hale getirilerek, özel bir cihazla analiz ediliyor. Bu analiz sonucunda taşın içerisindeki minerallere ulaşılarak, oluşumuna neden olan unsurlar tespit edilebiliyor. Analiz sonuçlarını değerlendiren hekimler, hastada tekrar taş oluşmaması için koruyucu önlemler alabiliyor.
Numune başına 30 lira alan, maddi durumu yetersiz vatandaşlara ise ücretsiz hizmet veren MTA Genel Müdürlüğü, bu konuda yılda ortalama 3 bin taş analizi yapıyor. Bugüne kadar analize tabi tutulanlar arasında operasyonla alınan yumurta büyüklüğünde bir taş da bulunurken, ayda ortalama 250 inceleme yapılıyor.
Zarf içerisinde teslim edilen taş numunesine ilişkin inceleme en geç 2 iş günü içerisinde tamamlanarak sonucu alınabiliyor.
Öte yandan bu laboratuvarda son 4 ay içerisinde analizi yapılan böbrek taşlarının yüzde 82'sini kalsiyum içerikliler oluşturuyor.
Böbrek taşlarının türleri, sayıları ve oranları şöyle:
Böbrek Taşı Analiz Sayısı Analiz Yüzdesi
--------------- --------------- ---------------
Whewellite 470 60
Weddellite 176 22
Ürik Asit 73 9
Struvite 15 2
Cystine 20 2,6
Dahllite 15 2
Biurea 2 0,3
Xanthine 16 2,1
-"Analiz mutlaka yapılmalı"
Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Ünsal, MTA'da son 4 ayda incelenen böbrek taşı türlerine bakıldığında, Türkiye'deki böbrek taşlarının yüzde 82'sinin kalsiyum içerdiğini, diğerlerinin sırasıyla ürik asit, genetik ve enfeksiyon kökenli taşlardan oluştuğunu kaydetti.
Önemli olanın, ameliyatla hastayı taştan arındırmak olmadığını ifade eden Ünsal, bazı hastaların taşı kendiliğinden düşürebildiğine dikkati çekti. Ünsal, sözlerini şöyle sürdürdü:
"MTA analizlerine göre, ilk iki sırada yer alan taşlar, Türkiye'de en çok görülen taş türü, yani yüzde 82'si kalsiyum içerikli. Kalsiyum içeren taşların yüzde 35'i ilk 5 yıl, yüzde 50'si de 10 yıl içerisinde tekrarlıyor. Dolayısıyla tekrarlayan bir hastalık olduğu için önlem alınmalı ve bazen de spesifik tedavi amacıyla taşların mutlaka analizi yapılmalı. Özellikle çocuk hastalarda analiz yapılması lazım. Çünkü çocuk hastalarda yaşam süresi daha uzun olduğu için taş daha fazla tekrarlıyor. Taş oluşumu tekrarlayan yetişkinlerde mutlaka analiz yapılması gerekli."
-"Kalsiyumu kısıtlamak taş oluşumunu artırıyor"
Ünsal, önceden kalsiyum içerikli taş oluşan hastaların süt, yoğurt ve peynir tüketiminin kısıtlandığını ancak bu durumun, sorunu çözmek yerine taş oluşumunu artırdığının tespit edildiğini anlattı. Ünsal, şöyle devam etti:
"Artık süt, yoğurt, peyniri kısıtlamıyoruz. Bol su içmelerini öneriyoruz, günde en az 2-2,5 litre sıvı öneriyoruz. Tuz, taş oluşumunda çok önemli bir rol oynuyor. Mutlaka tuz kısıtlaması yapılması lazım. Bu hem taş için hem de kalp ve damar hastalıkları için tuzun kısıtlanması iyi bir önlem. Üçüncüsü hayvansal proteinlerin kısıtlanmasını istiyoruz. Fakat gelişim çağındaki çocuklarda bunu fazla yapmıyoruz. Bunların dışında bu analizler yapıldıktan sonra da taşa yönelik bir takım ilaçlar verebiliyoruz. Bunlar içerisinde en yaygın olarak idrardaki sitrat düzeyini yükselttiği için limonata ve greyfurt. Bunları kalsiyum nedeniyle oluşan taşlar için öneriyoruz. Taş analiz sonucuna göre, bir enfeksiyon taşıysa bol su ve bazen de koruyucu antibiyotik öneriyoruz. Daha sık idrar tahliliyle, enfeksiyonla mücadele edilebilir. Bir diğer taş tipi olan cystine var. Bu daha çok çocukluk yaşlarında gördüğümüz bir taş tipi. Çünkü genetik oluyor. Bunda da ilaç kullanılması lazım, böylece tekrarlanma riski düşürülebilir."
Ünsal, Avrupa ve ABD'de de böbrek taşı türlerinin yüzde 60-70'inin kalsiyum kaynaklı olduğuna dikkati çekerek, son yıllarda Türkiye'de ürik asit taşlarında bir yükseliş görüldüğünü söyledi. Ünsal, bunun böbrek taşlarının, et ve et ürünleri tüketimindeki artıştan kaynaklandığını vurguladı. Ünsal, özellikle fast food ve tuz tüketiminin böbrek taşı oluşumunu artırdığını kaydetti.
AA