Advertisement
TÜRKİYE EKONOMİSİ ABONE OL

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, marka için yapılan harcamayı bir yatırım olarak kabul ettiklerini belirterek, "Nasıl makine almak, fabrika yapmak bir yatırımsa marka için harcanan da bir yatırımdır diyoruz ve bu felsefeye uygun bir kredi mekanizmasını da Eximbank içinde gerçekleştirmiş oluyoruz" dedi.

Babacan, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan'la birlikte Eximbank uygulamaları konusunda Başbakanlık'ta basın toplantısı düzenledi.

Türkiye'nin istikrarı önceleyen politikaları sonucunda genel ekonomik verilerde özellikle son aylarda rekorlar kırıldığını ifade eden Babacan, geçtiğimiz yılın son 44 yılın en düşük enflasyon oranıyla kapatıldığını, Hazinenin borçlanma faizlerinin tarihin en düşük seviyelerini gördüğünü ve Türkiye'nin risk primlerinin tarihi düşük seviyelerde olduğunu bildirdi.

Özellikle geçen yıl ihracatta sağlanan yüksek oranlı artış ve iç talebe ilişkin uygulanan dengeleme politikası ile cari açığın bir yıl içinde 4 puan gibi ciddi bir düşüş gösterdiğine dikkati çeken Babacan, "Tüm bunların bir bakıma doğal bir sonucu olarak ihracatçılarımızın en önemli maliyet unsurlarından biri olan finasman maliyetini, yani ihracat kredilerindeki faizlerin de yeniden bir gözden geçirilmesi kararını verdik. Yeni bazı uygulamalar ve yeni faiz oranlarını belirledik" diye konuştu.

Eximbankın faaliyetlerine ilişkin de bilgi veren Babacan, bankanın en önemli faaliyetinin sigorta garanti işlemleri ve nakit kredi desteği olduğunu vurguladı.

Ali Babacan, bankanın sigorta hacmine bakılacak olursa, 2010 yılında 5 milyar dolarlık bir hacim varken, geçen yıl bunun 6,9 milyar dolara çıktığını, 2013 hedefinin ise 11 milyar dolar olduğunu ifade etti.

Babacan, şunları kaydetti:

"Nakdi kredilere bakıldığında, burada da ciddi bir artış olduğu görülüyor. 2010'da 3,9 milyar dolar, 2012'de 15,1 milyar dolara çıkmış, bu seneki hedef ise 19 milyar dolar. Toplama baktığınız zaman, bu garanti ile nakit kredinin toplamına baktığınız zaman ve bu toplam ihracat desteği, ihracatımızın yüzde kaçı diye baktığınız zaman 2010'da toplam ihracatımızın yüzde 7,8'i Eximbankın desteklediği ihracatmış, 2012'de yüzde 14,4'e çıkmış, 2013'te de yüzde 19'a çıkmış durumda.

Bir başka önemli gösterge, bunu Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) yapıyor, Memnuniyet Araştırması yapıyor TİM. (Eximbankın hizmetlerinden duyulan memnuniyeti 4 üzerinden değerlendirin, kaç puan veriyorsunuz Eximbank'a) diyor. 2010'da 4 üzerinden 3,5 alıyormuş, 2012'de bu 3,8'e çıkmış. Bu da hem işlem hacminin arttığını hem de memnuniyetin arttığını bize gösteriyor. Bu güzel performans için Eximbank yönetimine ve tüm çalışanlarına teşekkür ediyorum."

-"Vadeleri biraz daha açacağız"-

Babacan, Eximbankın verdiği nakit kredilere ilişkin de bilgi verdi.

Merkez Bankası kaynaklı sevk öncesi reeskont kredisinin, şu anda Eximbankın tüm kullandırdığı kredilerin yüzde 73'üne ulaştığını aktaran Babacan, şöyle devam etti:

"Merkez Bankası Eximbanka likidite imkanı sunuyor, Eximbank da bunu ihracatçılarımıza kullandırıyor. Rakam 2010 yılında 1 milyar dolar, geçen yıl 10 milyar doları geçti. Bu hem ihracatçılarımız için makul maliyette bir kaynak hem de Merkez Bankası'nın rezervlerini artırması için bir model. Merkez Bankası bunu 120 günlük kullandırıyor çünkü kanun gereği Merkez Bankası 120 günü geçemiyor ama Eximbank, kendisi bunu ilave imkanlarıyla 180 güne kadar çıkarıyor. Bunun da kısa olduğuna dair ihracatçılarımızdan talep var. Biz bunun çalışmasını yapıyoruz. O reeskont kredisiyle ilgili kanun maddesindeki 120 günü değiştirerek, bunun biraz daha önünü açacağız, orada vadeleri biraz daha açmış olacağız. Henüz karar vermedik ama Merkez Bankası ile şu an bu konuda yoğun bir şekilde çalışıyoruz."

-"Firma limitleri 50 milyon dolara kadar çıktı"-

Eximbankın ayrıca orta ve uzun vadeli işletme sermayesi ve yatırım kredisi de sağladığını anlatan Babacan, burada da firma limitinin en son rakamlara göre 50 milyon dolara kadar çıktığını bildirdi.

Ali Babacan, Bankanın marka kredisi programına da değinerek, "Marka kredisi programını yaygınlaştırmak istiyoruz. Biz artık marka için yapılan harcamayı bir yatırım olarak kabul ediyoruz. Nasıl makine almak, fabrika yapmak bir yatırımsa marka için harcanan da bir yatırımdır diyoruz ve bu felsefeye uygun bir kredi mekanizmasını da Eximbank içinde gerçekleştirmiş oluyoruz" diye konuştu. Merkez Bankası kaynaklı sevk sonrası reeskont kredilerin de bulunduğunu ve bunun daha yeni bir uygulama olduğunu belirten Babacan, burada banka teminat mektubunun gerekmediğini, böylece ilave bir teminat maliyetinin de doğmadığını vurguladı.

Bunun da önemli bir uygulama olduğuna işaret eden Babacan, ihracatçıların bu uygulamadan daha çok yararlanmasını arzu ettiklerini söyledi.

-"Mısır'a 1 milyar 250 milyon dolarlık bir hat açıyoruz"-

Babacan, ülke kredi garanti programlarına ilişkin de bilgi verdi.

OECD ülkelerinde yaygın olarak kullanılmaya başlanan bu programın, artık Türkiye'den mal ve hizmet alanlara da sunulmaya başlandığını bildiren Babacan, buradaki en büyük anlaşmanın Mısır'la yapıldığını ifade etti.

Mısır'la 1 milyar dolarlık bir anlaşma yapıldığını ve bunu geçtiğimiz hafta 250 milyon dolar daha artırmaya karar verdiklerini kaydeden Babacan, "Özellikle savunma sanayine yönelik ihracatımızı desteklemek için artı 250 daha ekliyoruz, Mısır'a 1 milyar 250 milyon dolarlık bir hat açmış oluyoruz" dedi.

Gana'da 290 milyon dolarlık iki adet proje kredisinin şu anda onaylanmış durumda olduğunu belirten Babacan, şöyle konuştu:

"Hedef pazarlardaki ticari bankalara 335 milyon dolar tutarındaki kredi limiti açılmış durumda. Artık Eximbank, hedef pazardaki bankalara da kredi açıyor, line açıyor, bu da yeni bir uygulama. Onun haricinde 34 ülkede şu ana kadar 12,6 milyar dolar tutarındaki proje için niyet mektubu düzenlendi."

Babacan, Savunma Sanayii Müsteşarlığı ile Eximbank arasında da bir işbirliği anlaşmasının sağlandığını belirterek, Eximbankın, savunma sanayi ürünlerinin ihracatını kolaylaştırmak için daha aktif olacağını belirtti.

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Eximbankın ihracatçıya kullandırdığı nakit kredi faizlerinin yarından itibaren yüzde 0,75 ile 2,25 arasında düşeceğini bildirdi.

Babacan, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan ile Başbakanlık Merkez Binada düzenledikleri basın toplantısında, Türk Eximbank faaliyetlerindeki gelişmeleri değerlendirdi ve bankanın yeni dönemde izleyeceği politikalara ilişkin bilgiler verdi.

Bankanın yeni dönemde yurt içi alacak sigortasını hayata geçireceğini belirten Babacan, Eximbankın şimdiye kadar ihracatçıların yurt dışı alacaklarını sigorta ettiğini ve bu yolla alacaklarla ilgili sorun çıktığında belli şartlarda bankadan tahsilat yapılabildiğini ifade etti.

Bu programı yurt içinde de başlatacaklarını vurgulayan Babacan, şöyle konuştu:

"Eximbank ihracatçının yurt içindeki alacağına da artık sigorta hizmeti verecek. Bunu yapabilecek ilk yerli kuruluşumuz Eximbank. Şu anda birkaç tane kuruluş var yurt dışı sermayeli, Türkiye'de bu işleri sınırlı bir miktarda yapıyorlar ama biz bunun ihracatçılarımız için geçerli olmasını istiyoruz. Bunun şartı sadece ihracatçı olmak, ihracat miktarıyla da bağlantılı değil. İhracatçı sıfatı olan tüm firmalar Eximbankın bu hizmetinden yararlanabilecek."

Babacan ayrıca Bankalar Birliği, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) ve Hazine olarak bir çalışma grubu kurduklarını ifade ederek, burada alacak sigortası firmalarının oluşması ve bu işleri daha geniş kapsamlı yapabilmeleri için değerlendirmelerde bulunduklarını belirtti. Ali Babacan, "O çalışmalar devam ediyor. Bir bakıma biz Eximbankın uygulamasıyla yeni bir kapı açıyoruz. İlerde alacak sigortası firmaları da bu işlemleri yapmaya başlayabilecek" dedi.

Ticari risklerin de kapsam içinde olduğuna işaret eden Babacan, bu uygulamayla, ihracatçıların alacaklarının teminat altına alınacağını, bankanın risk hizmeti vereceğini ve sigorta ettirilmiş alacakların finansman fonksiyonu göreceğini dile getirdi.

Babacan, prim maliyetlerinin belirlenmesinde alıcı firmaların faaliyet gösterdikleri sektör, firmanın durumu, mali yapısı, kredibilitesi gibi etkenlerin uluslararası standartlarda değerlendirileceğini söyledi.

Yurt dışı müteahhitlik hizmetleri politik risk sigortasının de yeni bir uygulama olduğunu vurgulayan Babacan, "Her iki uygulamada yılın ikinci yarısında başlayacak. Eximbank şu anda hazırlıklarını yapıyor, çok kısa zamanda bunlar bitecek inşallah" diye konuştu.

Babacan, müteahhitlere yönelik uygulamayla, yurt dışında taahhüt işi alan firmalara savaş, iç isyan, hükümet müdahalesi gibi politik nedenlerle onaylanmış hakkediş bedellerinin ödenmemesi ya da Türkiye'ye transfer edilememesi, kontratın iptal edilmesi veya değişikliğe gidilmesi ya da makina-ekipman parkının zarar görmesi durumunda yurt dışı müteahhitlik hizmetleri politik risk sigortasının yılın ikinci yarısında uygulama gireceğini bildirdi.
Bir ülkede bir sorun çıktığında ciddi bir panik havası ortaya çıktığını dile getiren Babacan, bütün bu risklere karşı müteahhitlerin işlerini sigorta ettirme imkanına kavuşacaklarını söyledi.

-Eximbankın yeni faiz oranları-

Eximbankın yarından itibaren uygulamaya başlayacağı faiz oranlarına ilişkin de açıklamalarda bulunan Babacan, şunları kaydetti:

"Bugüne kadar uygulanan faiz oranlarından ciddi düşüşler var. İhracat nakit kredilerine baktığımızda yüzde 4 ile 5,5 arasında bir faiz söz konusu olacak ve yarın sabahtan itibaren geçerli olacak. 120 günde bu, yüzde 4'ten başlıyor, 540 güne kadar vadeler var ve 540 günde yüzde 5,5 oluyor."

Eximbankın ihracatçı müşterilerinden herhangi bir ad altında, herhangi bir ilave ödeme almadığına işaret eden Babacan, bankanın tamamen ihracatçının hizmetinde olduğunu vurguladı.

Ali Babacan, "Eximbanktan beklentimiz şu; dışardan kullandığı kaynağın altına inmeden ama neredeyse maliyete inecek şekilde kredi kullandır, kendi öz sermayenden kredi kullandırıyorsan hazinenin borçlanma faizine kadar inebilirsin. Eximbanktan öyle çok yüksek bir kar beklentimiz yok. Maaşlarını, kiralarını çıkarabilirlerse o yeterli diyoruz" ifadesini kullandı.

Babacan, bir soru üzerine "Kredi faizleri daha önceki rakamlara göre yüzde 0,75 ile 2,25 arasında düştü. İndirim mesela 120 günde 0,95, 540 günde 1,5 puan inmiş, bu Türk Lirası'nda ama dövizdeki düşüşler daha farklı" diye konuştu.

İhraracata yönelik sermaye ve yatırım kredisine de değinen Babacan, burada 5 yıl vade, 1 yılı geri ödemesiz kredi faizinin yüzde 6,25 olacağını bildirdi.

Döviz kredilerine ilişkin bilgi veren Babacan, "120 gün vade libor artı 0,75, 540 günde libor artı 2,5 ama daha uzun vadede ihracata yönelik işletme sermayesi ve yatırım kredisi 5 yıl vadeli 1 yıl geri ödemesiz libor artı 3. Şartlar uygun olmadığı için yararlanılamayan marka kredisinde vade 2 yıl geri ödemesiz 7 yıl, faiz oranı libor artı 2,75" dedi.

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, "Zaten özellikle Merkez Bankasının reeskont kapısını da düşündüğümüzde yeter ki talep olsun, yeter ki ihracatımız olsun, yeter ki biz mal satalım ama katma değeri yüksek mal satalım, Eximbank'ın kaynak sorunu olmaz. Çünkü Eximbank'ın arkasındayız. Yüzde 100 Hazinenindir" dedi.

Babacan, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan ile Başbakanlık Merkez Binada düzenledikleri basın toplantısında, Türk Eximbank faaliyetlerindeki gelişmeleri değerlendirdi ve bankanın yeni dönemde izleyeceği politikalara ilişkin bilgiler verdi.

Babacan, Dışişleri Bakanlığı yaptığı 2008 yılında Afrika'da 12 ülkede büyükelçisi bulunan Türkiye'nin, hangi ülkelerde büyükelçiliği olması gerektiği konusunda ilgili kuruluşlardan görüş alarak 34 ülkeyi tespit ettiklerini ve bugün itibariyle bu büyükelçilerin göreve başladığını bildirdi. Yurt dışı ticaret müşavirliği sayısının 250'ye yükseltildiğini ve bütün kadroların dolduğunu ifade eden Babacan, bir de THY uçuşlarının ihracatçı için önemli güven ve imkan olduğuna dikkati çekti.

Türkiye'nin AB'ye ihracatı ile Ortadoğu ve Afrika'ya ihracatının hemen hemen aynı orana sahip olduğuna dikkati çeken Babacan, "Zaten bunun içindir ki Türkiye, AB'deki bu yoğun krizden nispeten az etkilenen ülkelerden birisi oldu, bu krizin etkisi az oldu. İhracatımız da artış göstermeye devam ediyor. Hızlı pazar çeşitlenmesi güzel sonuçlarını bu şekilde almış oldu" değerlendirmesinde bulundu.

-"Merkez Bankamızın iletişimine çok dikkat etmemiz gerekiyor"-

Daha sonra basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Babacan, bir soru üzerine, 2008-2009 krizinden sonra ABD, Avrupa ve Japon Merkez Bankası başta olmak üzere gelişmiş pek çok ülkenin merkez bankasının piyasaya görülmemiş miktarda likidite sunduğunu ve likiditenin, batmak üzere olan bankaların şimdilik yüzdürülmesine, batmak üzere olan ülkelerin de şimdilik batmasını önlemeye yönelik olduğunu anlattı.

Pek çok finans kuruluşunda ve pek çok ülkede bu riskin ortadan kalkmadığına işaret eden Babacan, merkez bankalarının olağanüstü likidite imkanlarını ortadan kaldırması halinde dünyanın görünümünün çok çok farklı olabileceğini söyledi.

Babacan, olağanüstü düzeyde likiditenin piyasada dolaştığı ve güven arayışında olduğu bir dönemde Merkez Bankasının uygulayacağı politikaların çok önemli olduğunu vurgulayarak, işlerin iyiye gitmeye başlayacağı ülkeler, normalleşme operasyonlarına başladığında da ayrı bir ortam yaşanacağını ve bu ortama da bugünden hem TCMB'nin hem de özel sektör kuruluşlarının hazır olması gerektiğini kaydetti.

Babacan, dünya ekonomisinin bilinmeyen denizlerde olduğunu ifade ederek, şöyle devam etti:

"Böyle bir ortamda özellikle kurla alakalı Merkez Bankamızın iletişimine çok dikkat etmemiz gerekiyor. Merkez Bankamızın söylediği ya da söylemediği, raporlarında yer alan ya da yer almayan her bir ifade, her bir kelime noktasına virgülüne kadar dikkatli incelenmesi lazım. Çünkü Merkez Bankamız iletişimi çok büyük bir hassasiyetle götürüyor. Merkez Bankamızın iletişimi haricinde de diğer iletişim konusunda da çok ihtiyatlı olmamız gerekiyor. Çünkü Merkez Bankamızın fiyat istikrarı sorumluluğu var ama aynı zamanda finansal istikrar sorumluluğu var.
Kur seviyesi de finansal istikrarın önemli taşlarından bir tanesi. Hem seviye hem de oynaklık açısından 'Merkez Bankamızın iletişimine dikkat edin' diyorum. Onun haricinde bir şey söylememiz zaten doğru değil. Hükümet olarak bizim kur politikamız serbest kur rejimidir. Ana çerçevesi budur ama bu ana çerçeve içerisinde günlük, haftalık, aylık uygulamalar piyasa şartlarına bağlı olarak Merkez Bankasının yaptığı, yapacağı işlemlerdir. Ama şunu da görüyorsunuz ki cari açığı olan, gelişmekte olan ülkelere bakın, bütün o ülkelerin para birimleri arasında Türk lirası en istikrarlı para birimi. Şu anda Türk lirası, gelişmekte olan ülkeler içerisinde oynaklığı en az olan para birimidir. Ama böylesine bir ortamda, bu kadar belirsizliğin olduğu bir ortamda da bunu yakalamak bile önemli."

-"Eximbankımız hazır"-

Başbakan Yardımcısı Babacan, "Eximbank'ın ihracatçılara sağlayacağı yenilikler ve faiz indirimi için ne kadar kaynak aktarımı söz konusu olacak?" şeklindeki soru üzerine, bankanın öz sermayesiyle çalıştığını, dışarıdan da dönem dönem kaynak kullandığını belirtti.

Babacan, şunları söyledi:

"Şu an için herhangi bir kaynak sorunu yok. Zaten özellikle Merkez Bankasının reeskont kapısını da düşündüğümüzde yeter ki talep olsun, yeter ki ihracatımız olsun, yeter ki biz mal satalım ama katma değeri yüksek mal satalım, Eximbank'ın kaynak sorunu olmaz. Çünkü Eximbank'ın arkasındayız. Yüzde 100 Hazinenindir. Dolayısıyla ellerinde zaten kullanılmamış ciddi ölçüde kaynakları vardır. Hep ihtiyatlı gittikleri için her an kaynak olarak Eximbankımız hazırdır. Yeter ki talep olsun. Eximbank'ın kredi verme şartlarına uygun talepler olsun."

-"Turquality şartı aranmayacak"-

Babacan, marka kredisi için önceden "Turquality" şartı aranırken, bundan sonra bu şartın aranmayacağını bildirdi.
Başka bir gazetecinin sorusu üzerine Babacan, şunları kaydetti:

"Şu anda bakıldığında büyüme ivmesini yavaş yavaş yakalamakta olan gelişmiş ülke ABD. Ama bu büyüme ne pahasına? Borç stoğundaki durdurulamayan artış ve FED'in sağladığı olağanüstü imkanlar. Biliyorsunuz FED'in uygulamaları çok enteresan boyutlara ulaştı. Bankalara 'batık alacağını getirin bana' diyor, bankalara parasını ödüyor, geçiyor. 'Ben bununla sonra uğraşırım' diyor. Japon Merkez Bankası hisse senedi almaya başladı. Borsaya giriyor, hisse senedi alıyor. Merkez bankalarının şimdiye kadar görülmemiş işlemleri var. Bunları çok dikkatli takip etmek gerekiyor."

-"Amerikan şirketlerinin kasasında 2 trilyon dolar nakit var"-

Likidite veya para politikaları konusunda normale dönüş veya bir çıkışın hangi merkez bankasında, ne zaman oluşacağına bakıldığında en yakının FED olduğunu belirten Babacan, "Çünkü büyüme, toparlanma Amerika'da başladığı için... Ama bunun da öyle yakın bir gelecekte olma ihtimali oldukça zayıf" dedi.

Babacan, FED'in bile daha oldukça uzun bir süre bu politikaya devam etmek zorunda kalacağını çünkü sırf likidite ile olmadığını, güven ortamı oluşmadığında likiditenin bir işe yaramadığını vurguladı.

Bugün Amerikan şirketlerinin kasasında 2 trilyon dolar nakit bulunduğunu fakat korktuklarından, çekindiklerinden bunu yatırıma döndüremediklerine işaret eden Babacan, güven ortamının ne kadar hızlı toparlayacağını Amerika'da izlemek gerektiğini bildirdi.

"Ama bizim finansman komposizyonumuza baktığımızda sadece FED, sadece dolar değil, avro da, Avrupa Merkez Bankası da, Japon Merkez Bankası da vardır" diyen Babacan, büyük merkez bankalarından aynı anda hep beraber senkronize bir çıkış ihtimalinin zayıf olduğuna, bu çıkışların ancak sıralanmış ve koordineli bir şekilde olacağına dikkati çekti.

Bunu hem G7'de hem G20'de ele aldıklarını, G7'de bu konuda uyarılarda bulunduklarını dile getiren Babacan, Amerikan, Avrupa ve Japonya Merkez Bankası başkanlarına üçü beraberken, özellikle bu uyarıyı yaptığını söyledi. Babacan, "Bir gün çıkacaksanız, sıralayıp yapın. Aynı anda yaparsanız bütün dünyada çok ciddi sıkıntı olur. Hala 'bu krizi nasıl atlatırız' derdinde oldukları için çıkış onlar için hala çok uzak bir konu. Ama yine de bir kulaklarına kar suyu kaçırmak açısından da sıralanmış olmasının öneminden bahsettik, yavaş yavaş, basamak basamak olursa bizim üzerimizdeki etkiler çok daha sınırlı olur" ifadelerini kullandı.

-"TCMB'nin koridor uygulaması son derece önemli"-

Ali Babacan, uluslararası iki kredi kuruluşunun Türkiye'ye yönelik not artırımının ve Türkiye'nin güvenilirliğinin artmasının, finansman konusunda bundan sonraki dönemde Türkiye'nin hep avantajına olacağını belirterek, "Artık Türkiye'ye gelecek finansman, daha düşük getirilere de razı olarak gelecektir. Bu da bizim için avantaj olacaktır" diye konuştu.

Babacan, bu noktada Merkez Bankasının koridor uygulamasının son derece önemli olduğuna işaret ederek, koridorun girişi de çıkışı da yavaşlatıcı etkisi olduğunu vurguladı.

-"Nakış işler gibi kongrede bu işin işlenmesi gerekiyor"-

Babacan, başka bir basın mensubunun "ABD ile AB arasındaki STA'nın, ABD ile Türkiye arasında imzalanacak STA'dan önce devreye girmesi ihtimalini değerlendirmesini" istemesi üzerine şunları söyledi:

"Aslında dünya için önemli, sadece Türkiye için değil. Hele hele bu krizden sonra Avrupa Birliği ve Amerika gibi iki dev pazarın birbirlerine açılıyor olmasının önemi çok büyük. NATO nasıl savunma alanında böyle bir transatlantik alanı oluşturduysa savunma alanında, şimdi bu da ticaret alanında öyle bir alan oluşturacak. Kongre ayağında gerçekten çok iyi çalışmak lazım. STK'lara çok çok önemli iş dünyamızın katkısı böyle nakış işler gibi kongrede bu işin işlenmesi gerekiyor. Çözüm oradan geçecek çünkü. Ümit ederiz ki oraya ulaşırız. Gayretin sonucu da iyi olur ümit ediyorum."

Babacan, "İhracatçıların Türkiye iç pazarlarından parasını tahsil edemediği hangi alanlardır? Ne kadarlık bir tutarı tahsil edemiyorlar? Neye karşılık böyle bir sigorta getiriyorsunuz?" sorusuna karşılık ticari risk ve bunun karşılıklı alışverişteki tereddütü bir miktar ortadan kaldıracağını belirtti.

İhracatçının en azından sigorta ettirdiği alacağına garanti gözüyle bakacağını ifade eden Babacan, "Bir alacak sigorta ettirildiği anda bu sağlam bir teminattır. Onun kadar gidip başka bir bankadan yada faktoring şirketten rahat kredi alma imkanı olacak. Çünkü teminat açısından baktığında, alacak kadar garanti bir şey yoktur. Bir gayrimenkul satmanız icabında üç yıl sürer ama garantili bir alacağın tahsilatı en fazla vadesi kadardır. 3-4 ay sonra nakittir. Bir de şu var: Belki ihracatçılarımız mal satmaya tereddüt ettikleri, alışveriş etmedikleri yeni bir müşteri kitlesini de ihracatçımıza kazandıracaktır. Korkuyorum diye düşündüğü, ya da mal satmadığı müşterilere mal satacaktır" değerlendirmesinde bulundu.

-"Eximbank'ın oynaklıkla ilgili programları var"-

Öte yandan Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi, buradaki konuşmasında, ihracatçılara faiz oranı konusunda verilen destekten ötürü teşekkür etti. Ankete göre, ihracat sektörünün en önemli sorunlarının sırasıyla enerji maliyetleri, döviz kurları ve finansman maliyetleri olduğunu belirten Büyükekşi, Eximbank'ın ihracatçının can simidi olduğunu vurguladı.

Büyükekşi, Eximbank'ın sağladığı sigortaların beklentilerini tamamen karşılayacak durumda olup olmadığı sorusu üzerine "Dövizdeki oynaklıkla ilgili sigortanın bir önemi yok. Çünkü sigorta, alacakların garanti edilmesi. Oynaklıkla ilgili Eximbank'ın uygulamış olduğu programlar var. O şekilde ihracatçılarımıza eğitimler veriyoruz, yönlendiriyoruz" yanıtını verdi.

AA