Advertisement
TÜRKİYE EKONOMİSİ ABONE OL

Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Türk Eximbankın kredi faiz oranlarını indirmesi ve sunacağı yeni destekler konusunda, "Eximbankın yeni uygulamaları ve kredileri ihracatçımız için bir can simidi niteliği taşıyacak" dedi.

Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ile Başbakanlık Merkez Binada düzenledikleri basın toplantısında, Türk Eximbankın kredi faizlerindeki indirime ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Türk Eximbankın yeni uygulamalarının ihracatın finansmanında önemli kolaylıklar getirdiğini dile getiren Çağlayan, "Eximbankın yapmış olduğu bu faaliyetler, bana göre bugüne kadar yapmış olduğu faaliyetlerin çok ötesine geçmiş yani bir yerde 'yeni nesil Eximbank" uygulaması olmuş" diye konuştu.

İhracatçıya desteğin bu yıl daha önemli hale geldiğini vurgulayan Çağlayan, şunları kaydetti:

"Geçen yıl ihracatta önemli bir performans göstermiştik. Dünya piyasalarındaki gelişmeler ve AB'deki ekonomik sıkıntılar bu yıl ki ihracatta geçen yıl olduğu kadar bir artış olamayacağını ortaya koyuyor. Zaten Orta Vadeli Programda ihracat artışını yüzde 5 olarak öngörmüştük. 158 milyar dolarlık bir ihracat hedeflemiştik. Şu anda son 12 aylık ihracatımızın 154,3 milyar dolara gelmiş olması bizim açımızdan son derece sevindirici. Bu gösteriyor ki her türlü zorluğa rağmen ihracatta koymuş olduğumuz hedefi, çok büyük aksilik olmazsa 158 milyar doları yakalayacağız."

Türkiye'nin 2023 hedeflerine giden yolda ihracatın sürekli artması gerektiğini dile getiren Çağlayan, "Eximbankın yeni uygulamaları ve kredileri ihracatçımız için bir can simidi niteliği taşıyacak" dedi.

İhracatçıların, Türk Eximbankı, en yakın dost, destekçi olarak göreceğini, bunun da ihracat üzerinde olumlu etki yaratacağını vurgulayan Çağlayan, özellikle sigorta konusunun son derece önemli olduğunu vurguladı.

Yurt içindeki alacakların da sigorta edilmesinin bir ilk olduğuna işaret eden Çağlayan, "Bu anlamda, üreticimiz, kafasında başka riskler ve problemler taşımadan alacağını garanti edeceği bir yapı oluşurken diğer taraftan da yurt içindeki alacaklar konusunda önemli kazanımlar getiriyor. Geçmişte Irak ve Libya'da bu tür problemler yaşandı. Libya konusunda şunu gördüm: İhracatçılarımızın büyük bir çoğunluğu Eximbankın kendilerine sağlamış olduğu ihracat sigortasını maalesef kullanmıyorlar. Bu nedenle ciddi mağduriyetle karşı karşıya kaldılar" diye konuştu.

-İhracatçıya sigorta yaptırın çağrısı-

Çağlayan, ihracatçıların yurt içi alacakları, yurt dışında yapacakları tüm işleri mutlaka sigorta kapsamına alması gerektiğini ifade ederek, "Bu konuda maalesef toplumumuzda bir sigorta yaptırmama gibi bir genetik problem var. Bunun mutlak suretle çözülmesi gerekiyor. Kurlarla ilgili bugün için herhangi bir problem gözükmemekle beraber mutlaka ihracatçımızın fiyatlarını sigorta ettirmeleri gerekiyor. Çeşitli araçlarla mutlaka alacaklarını, fiyatlarını garanti altına almasına ihtiyaç var. Eximbank ihracatçımıza bu anlamda her türlü desteği veriyor" dedi.

Marka konusundaki desteklere dikkati çeken Çağlayan, şöyle devam etti:

"Türkiye'nin markalı ihracatı önem arz ediyor. İhracatımızda çok büyük başarılar elde ettik. İhracat yaptığımız pazarların yüzde 75'inde problemler yaşanırken Türkiye ihracatı yüzde 13,2 artırıp dünyada ihracatını en fazla artıran ikinci ülkesi oldu. Ancak geçen yıl ihracatımızın 1 kilogram fiyatını 1 dolar 58 sente yapabildik. 2009'da bu çalışmayı başlatmıştım, 1 dolar 26 sentten 1 dolar 58 sente kadar geldik. Ancak 1 dolar 58 sentlik fiyat bizi 2070'deki 500 milyar dolara götüremez. Bizim 500 milyar dolar ihracata gitmemiz için miktarı 3 katına çıkaramayacağımıza göre, dünyada böyle bir alım olmayacağına göre mutlak suretle birim fiyatlarımızı artıracak bir ihracat yapısına süratle girmemiz gerekiyor. Bu konuda bakanlık olarak Turquality ile marka destekleri veriyoruz. Marka desteği alan firmaların ihracat rakamlarına baktığımız zaman tüm firmaları istediğimiz rakamlarda görebiliyoruz.

Türkiye'de üreticinin, ihracatçının hamallığı bırakıp daha teknolojik, katma değerli, markalı ürünler konseptine girmesi gerekiyor. Turquality desteği verilen firmaların ihracatına baktığımız zaman kilogram fiyatının 2 dolar 34 sente çıktığını görüyoruz. Bunun en sevindirici tarafı yine bu firmaların destek kapsamındaki marka ürünlerin ihracat rakamına baktığımız zaman 3 dolar 28 sente kadar çıkabiliyor kilogram fiyatı. Bu bize markanın ve kalitenin ne anlama geldiğini net şekilde ortaya koyuyor. Marka desteği son derece önemli."

-"Eximbank ile marka desteği taçlanıyor"-

Bakan Çağlayan, yurt dışında belli markaları, şirketleri alma ya da ortaklık kurma noktasında önemli imkanlar sunduklarını anımsatarak, bakanlık olarak bu yönde yapılacak çalışmalara 200 bin dolara kadar hibe destek verdiklerini söyledi.

Türk Eximbankın marka desteği konusunda sunduğu imkanla bunu taçlandırdıklarını ifade eden Çağlayan, bankanın, normal banka faizlerinin çok çok altında uzun vadeli kredilerle firmalara kendi markalarını oluşturma veya yurt dışından marka alma konusunda önemli destek verdiğini belirtti.

Ankara Sanayi Odası Başkanı iken Türk şirketlerinin nasıl ucuza kapatılacağına yönelik listeler gördüğünü dile getiren Çağlayan, "O gün bir sanayici, ülkenin ferdi olarak çok üzülmüştüm. Bugün şükürler olsun otomotiv, tekstil, çikolata, makine sektörlerinde şirketlerimizin birer birer Avrupa'nın ya da dünyanın önde gelen şirketlerine ortak olduklarını ya da satın aldıklarını görmekten son derece memnunum" diye konuştu.

Müteahhitlik sektöründe Türkiye dünyaya nam salacak bir yapıya geldiğini vurgulayan Çağlayan, sektörün 101 ülkede yaptığı işlerin ekonomik büyüklüğünün 248 milyar dolara dayandığını bildirdi.

Türkiye'nin 1972-2002 arasında uluslararası alanda aldığı müteahhitlik işlerinin toplam 44 milyar dolar olduğuna işaret eden Çağlayan, AK Parti dönemindeki son 10 yılda bunun üzerine 204 milyar ilave taahhüt gerçekleştirdiğini kaydetti.

Çağlayan, geçen yıl müteahhitlik sektörünün 26,5 milyar dolar iş aldığını, Türkmenistan'da yapılan ihalelerin yüzde 95'ini Türk firmalarının aldığını anlattı.

İhracatın normal seyrine devam etiğine değinen Çağlayan, 1-19 Mayıs tarihlerinde ihracatın 7 milyar doları geçtiğini ifade etti.

Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, AB ile ABD arasında imzalanması planlanan serbest ticaret anlaşması konusunda, "AB ile ABD arasındaki anlaşma çok uzun sürer, zor olur ama Türkiye ile ABD arasındaki anlaşmanın daha kolay olacağı kanaatindeyim" dedi.

Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ile Başbakanlık Merkez Binada düzenledikleri basın toplantısının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

Çağlayan, AB ile ABD arasında yapılması planlan serbest ticaret anlaşmasına yönelik soru üzerine, uzun süredir bu konu üzerinde çalıştıklarını söyledi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, ABD Başkanı Barak Obama'ya daha önce konuyla ilişkin mektup gönderdiğini anımsatan Çağlayan, Erdoğan'ın, son ABD ziyaretindeki heyetler arası görüşmede, Türkiye'nin böyle bir anlaşma dışında kalmasının Türk- Amerika ticaretini olumsuz etkileyeceğini ifade ettiğini belirtti. Çağlayan, şöyle konuştu:

"Gelmiş olduğumuz nokta şudur: En azından direkt serbest ticaret anlaşması müzakerelerine başlama gibi bir hakkı bize getirmiyor bu ama bizim böyle bir konuda aramızda bir değerlendirme etki analizi yapacağız. Bu bizim için son derece önemli. Bunun bu şekliyle ortaya konması ve her iki iradenin buna razı olması önemli. Öncesinde arkadaşlarımız bugün itibariyle çalışmaya başladılar. Nasıl bir komisyon? Gündemi ne olacak, çalışma şekli ne olacak? Nasıl bir sistem gerçekleştireceğiz? Mutlak suretle bir süre öngöreceğiz. Arkadaşlarımız bu konudaki çalışmayı yaptıktan sonra beraber değerlendireceğiz.

AB ile ABD arasındaki anlaşma çok uzun sürer, zor olur ama Türkiye ile ABD arasındaki anlaşmanın daha kolay olacağı kanaatindeyim. Benim temennim, beklentim ve bütün gayretimiz AB-ABD arasındaki serbest ticaret anlaşması nihayetleninceye kadar Türkiye'nin fazla vakit kaybetmeden bunu en iyi şekilde değerlendirmesi."

Türkiye ile ABD arasındaki bir serbest ticaret anlaşması yapılmasının gündeme gelmesi halinde sivil toplum örgütlerini de devreye sokacaklarını anlatan Çağlayan, bu süreçte TUSKON, ASKON, TÜSİAD gibi kuruluşların, Amerika'daki Türk-Amerikan şirketlerinin, derneklerin aktif görev alacaklarını söyledi.

-Suriye'de yapılan işler-

Bir basın mensubunun "Suriye yönetiminin, Türk iş adamlarının hak edişlerini sildiği haberleri var. Size böyle bir bilgi geldi mi?" şeklindeki sorusuna karşılık Çağlayan, şunları kaydetti:

"Suriye ile ilgili problemler iki senedir yaşanıyor. Suriye konusunda BM karar almadığı için Libya'daki kadar rahat hareket edemedik. Libya'da yaşanan olaylarla beraber BM Güvenlik Konseyi'nin almış olduğu karar çerçevesinde birçok değerlendirme yapma imkanına sahip olmuştuk. Suriye meselesinde ise yaptığımız şeyler oradaki iş yapanların SSK'yla ilgili ödemelerine destek olmaktı. Teminat konusunda şu anda kayda değer bir şey bize henüz intikal etmiş değil. Ancak daha evvel bir iki bu şekilde bir talep gelmişti. Bir tanesinde de firmanın almış olduğu avans ve ürününü teslim edememesinden dolayı kaynaklanan bir şey vardı. Çok net bir şekilde elimizde herhangi bir kayıt veya talep yok."

AA