Advertisement
GÜNCEL / SİYASET ABONE OL

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Taksim Gezi Parkı'ndaki olaylarla ilgili, " Gezi Parkına çıkacağınıza, Kuğulu'ya çıkacağınıza, buraları yakıp yıkacağınıza 7 ay var, sabredin. 7 ay sonra sandıkta sizlerle görüşelim. 'Demokrasi' diyorsanız, 'özgürlükler' diyorsanız, 'hak, hürriyet' diyorsanız bu şiddetle elde edilmez. Hukuk içerisinde kalarak elde edilir" dedi.

Erdoğan, Ankara'ya gelişinde Esenboğa Havalimanı'nda kendisini karşılamak üzere toplanan vatandaşlara hitap etti.

Konuşmasına, "Coşkunuz, heyecanınız, ahde vefanız için sizlere kalbi şükranlarımı sunuyorum" diyerek başlayan Erdoğan, kendilerinin yola kefenlerini giyerek çıktıklarını söyledi. Erdoğan, "Bu can bu tende oldukça Allah'tan başka kimseye verilecek hesabımız yoktur. Bize bazı marjinal gruplar değil, bize millet hesap sorar. Milletin de hesap yeri sandıktır, sandıkta sorar. Ve bizi millet getirdi, millet götürür. Milletten başka bu noktada kimsenin bizi götürmeye gücü yetmez" ifadesini kullandı.

Ankara'nın, cuma gecesi İstanbul'un, bugün Adana'nın, Mersin'in coşkusuna farklı bir coşku kattığını belirten Erdoğan, "Ankara bugün çok farklı. Uçakta gelirken yol boyu şu anda bu süreci bekleyenleri gördüm. Ankara Hacı Bayram Veli'nin şehridir. Hüseyin Gazi Hazretleri'nin şehridir. Ankara Gazi Mustafa Kemal'ın şehridir. Ankara merhum Menderes'in, merhum Özal'ın şehridir. İşte bu Ankara bugün bir kez daha Başbakanı'na sahip çıkıyor. Başbakanı'nı muhabbetle kucaklıyor. İşte şu Ankara'yı Türkiye görsün. Günlerdir Ankara'da terör estirenleri değil Türkiye Ankara'nın bu gerçek fotoğrafını görsün" şeklinde konuştu.

-" Eğer çok rahatsız oldularsa lügata baksınlar çapulca kime denir diye"-

Alanda bulunanların "Vur vur inlesin, çapulcular dinlesin" şeklinde slogan atması üzerine Erdoğan, şöyle konuştu:

"Hatırlıyorsunuz ben bu ifadeyi kullanınca rahatsız olmuşlar. Eğer çok rahatsız oldularsa lügata baksınlar çapulca kime denir diye. Oraya baktığı zaman Başbakanın ne kadar isabetli bir ifade kullandığını görecekler. Yakan, yıkan, saldıranlara çapulcu denir. Dolayısıyla kusura bakmasınlar ama onlara destek verenler de aynı familyada yerini alır. Bu kalabalık, bu topluluk söyleyeceğini sokak aralarında yakarak, yıkarak söylemedi. Karşımdaki topluluk söyleyeceklerini hep sandıkta söyledi. Yarın da sandıkta söyleyecek. Ben diyorum ki Gezi Parkı'na çıkacağınıza, Kuğulu'ya çıkacağınıza, buraları yakıp yıkacağınıza 7 ay var, sabredin. 7 ay sonra sandıkta, sizlerle görüşelim. 'Demokrasi' diyorsanız, 'özgürlükler' diyorsanız, 'hak, hürriyet' diyorsanız bu şiddetle elde edilmez. Hukuk içerisinde kalarak elde edilir. Şu ana kadar böyle bir şey gördünüz mü? Yaptıkları iş sadece vurup kırma, kamunun binalarına saldırma, kamunun binalarını yakıp, yıkma, sivil vatandaşın, halkın araçlarını yakıp yıkma. Bununla kalmadılar benim başörtülü kızlarıma, başörtülü bacılarıma saldırdılar. Bununla da kalmadılar. Dolmabahçe Camii'ne maalesef bira şişeleriyle girmek suretiyle, ayakkabıyla onu da yaptılar.

Benim başörtülü kızlarım, kardeşlerim on yıllarca bu ülkede parya muamelesi gördü. Üniversitelere sokulmadı. Ama hiçbir zaman bunların yaptıklarını yapmadılar. Sabrettiler, çünkü şuna inanıyorlardı; sabrın sonu selamettir. Şuna inanıyorlardı; sabır zaferi getirecektir. Sonunda bunu gördük ama daha göreceklerimiz de var."

Avrupa'da İnsan Hakları Mahkemesinin bile siyasallaştığını ifade eden Erdoğan, "O bile aynı şekilde kararlar verdi. Ama aksi olduğu zaman farklı kararlar çıktı. Şimdi bir başka olay daha var; ben İspanya'da inancı sebebiyle başını örten kardeşlerime sahip çıkan bir ifade kullandım diye partimle ilgili kapatma davası açıldı. Ki bu maddelerden bir tanesiydi. O zaman ki ana muhalefetin genel başkanı şu ifadeyi kullandı; 'hamdolsun ki Ankara'da savcılar var' dedi. Bunların inanca saygısı yok. Çünkü inancına güvenmeyenlerden. Bunların düşünceye saygıları yok. Düşünce hürriyetinden korkarlar bunlar. Niye? Kendi düşünceleri yok" diye konuştu.