Bloomberght
Bloomberg HT Haberler Erdoğan: Sabrın bir sonu var

Erdoğan: Sabrın bir sonu var

Başbakan Erdoğan, "Ama bunların hiçbirisi değil de başka yola tevessül etmeye veya aynı şekilde devam ederseniz, kusura bakmayın anladığınız dilden konuşmak zorunda kalırım. Çünkü sabrın da bir sonu vardır" dedi

Giriş: 10 Haziran 2013, Pazartesi 06:40
Güncelleme: 10 Haziran 2013, Pazartesi 15:30

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Taksim Gezi Parkı'ndaki olaylara destek eylemlerine son verilmesini isteyerek, "Ama bunların hiçbirisi değil de başka yola tevessül etmeye veya aynı şekilde devam ederseniz, kusura bakmayın anladığınız dilden konuşmak zorunda kalırım. Çünkü sabrın da bir sonu vardır. Çünkü bu ülkeyi dünyada adeta terörün estiği bir ülke olarak gösteremezsiniz" dedi.

Erdoğan, Ankara'da kendisini karşılamak üzere Akköprü'de toplanan vatandaşlara hitap etti.

Ankara'nın kendisini farklı bir sürprizle karşıladığını dile getiren Erdoğan, Esenboğa Havalimanı'ndan kent merkezine geliş güzergahı boyunca bambaşka bir kent gördüğünü söyledi. Türkiye'de yaşanan olayların Taksim Gezi Parkı'nda 15 ağacın sökülmesiyle ilgili olmadığını kaydeden Erdoğan, şöyle devam etti:

"Peki Taksim Gezi Parkı'nda 15 tane ağaç söküldü de ona yönelik gösteri yapanlar Ankara'da niçin bu olaylar oldu? İzmir'de, diğer illerde neden oldu? Dert başkaydı. Dert, sandıkta AK Parti'yi deviremeyenler, bu yollara başvurarak ülkeyi karıştırmak istediler. Fakat bu oyun tutmaz. Onların tuzaklarını biz biliyoruz. Bu tuzakları bozacak irade burada. Gezi Parkı'na gidenlere millet diyorlar, Gezi Parkı'na gitmeyenleri görmüyorlar.

Nitekim Kuzey Afrika seyahatine çıktım. Birileri bana, 'Böyle bir zamanda Sayın Başbakanım ayrılmasan' dedi. 'Niye' dedim. 'İşte görüyorsunuz sıkıntılar var' dediler. 'Bu Türkiye artık eski Türkiye değil' dedim. Fas, Cezayir, Tunus seyahatlerini yaptık, geldik. Ama İstanbul bambaşka karşıladı. İstanbul, gerçekten iki saatte havalimanına aktı. Şimdi Adana, Mersin, Ankara görüldüğü gibi tuzakları bozuyor."

Kendilerinin her zaman görüşme ve konuşmadan yana olduklarını, demokrasiyi istişare rejimi olarak kabul ettiklerini ifade eden Erdoğan, "Ama karşımızdakiler ne yazık ki bunu böyle kabul etmediler. Onlar yaktılar, yıktılar. Kamu binalarına, kamu araçlarına zarar verdiler. Belediye otobüslerimizi, sivil vatandaşlarımızın araçlarını yaktılar ve 600'ü aşkın polisimizi yaraladılar. Bir polisimizi, komiserimizi de şehit ettiler. Onlar bunu yaparken bu topluluğun bir farkı var. Bu topluluk yakmaz, yıkmaz. Bu topluluk inşa eder" değerlendirmesinde bulundu.

-"Siz milletsiniz de burası millet değil mi"

Hitap ettiği topluluğun sevgi tohumları ektiğini belirten Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Diyorlar ki 'Başbakan gerilimden yana. Başbakan sertlikten yana ama filanca mutedil. Yani AK Parti kadroları içerisinde kendilerine göre bir ayrılık tohumu ekmek istiyorlar. Ben sizlere tarihten örnek vereyim. Ebubekir'i, Ömer'i, Osman-ı Zinnureyn'i, Hazreti Ali'yi, Osman Gazi'yi inceleyin, Fatih'i, Kanuni'yi, Gazi Mustafa Kemal'i inceleyin. Acaba bunların hepsi torna kalıbından çıkmış insan mıydı? Hepsinin de farklı farklı özellikleri vardı. Bu oyuna gelmeyeceğiz. Biz ilkelerin partisiyiz. Dik duracağız, dikleşmeyeceğiz."

Kimsenin kendileriyle çevre ve çevrecilik yarışına giremeyeceğini ifade eden Başbakan Erdoğan, 10 yılda Türkiye'de ve İstanbul'da yapılan ağaçlandırma çalışmalarını anlattı. İstanbul Büyükşehir Başkanı olduğu dönemde İstanbul'un çorak olduğunu, TEM ve E-5 refüjüne 10 yaş üstü ağaç ithal ederek diktiğini kaydeden Erdoğan, "Kalkıyorsun 15 tane ağacı söken bir belediyeye, Tayyip Erdoğan'a karşı böyle bir ders vermeye çalışıyorsun. Ayıptır" dedi.

"Taksim'deki samimi kardeşlerim, dürüst niyetlerle orada olan kardeşlerim, siz Haliç'in nasıl koktuğunu bilir misiniz" diyen Erdoğan, Haliç'te yaptığı çalışmaları anlattı. Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:

"Gezi Parkı'ndaki gençlerin acaba Boğaz'ın Haliç'e bağlanması gibi bir olaydan haberi var m? İnanın yok ama şimdi bu Başbakana ve ekibine, İstanbul Belediye Başkanı'na böyle bir yanlışı yapmak reva mıdır? Ne adına ne yapıyorsunuz bunu? Orada siz 5, 10, 20 bin toplanıyorsunuz, siz milletsiniz de burası millet değil mi? Siz milletsiniz de Altınpark, Pursaklar millet değil mi? Siz milletsiniz de Ankara Esenboğa Havalimanı'nın önünde toplananlar millet değil mi? Yol boyu caddelerde toplanan yüz binler millet değil mi? Mersin'deki vatandaşım, Adana, İstanbul millet değil mi? Sizin bu heyecanınız, bu aşkınız bize farklı bir heyecan veriyor. Ümitsiz olmayın, asla yılmayın."

-"Demokrasinin yolu sandıktan geçer"

Başbakan Erdoğan, "Yok Kızılay'da, yok Sıhhiye'de, yok Kuğulu Park'ta, yok şurda, yok burda... Artık bu eylemlere son verilmesini özellikle rica ediyorum" diyerek, sorunların belediye başkanı, vali, Kültür ve Turizm Bakanı ile görüşülebileceğini, seçilecek temsilcileri kendisinin de kabul edebileceğini söyledi. Erdoğan, şöyle devam etti:

"Ama bunların hiçbirisi değil de başka yola tevessül etmeye veya aynı şekilde devam ederseniz, kusura bakmayın anladığınız dilden konuşmak zorunda kalırım. Çünkü sabırın da bir sonu vardır. Çünkü bu ülkeyi dünyada adeta terörün estiği bir ülke olarak gösteremezsiniz.

Utanmadan, sıkılmadan Arap Baharı diyorlar, şimdi de Türk Baharı diyorlar. Ya bunlar ne gafil... Türk Baharı 2002'nin 3 Kasım'ında oldu. Hem de öyle oldu ki dünyada Türkiye umulmayan yerlere ulaştı. Her şeyiyle. 'Sessiz Devrim' dediler, ona sessiz devrim diyen dünya şimdi bakıyorsun Türk Baharı diye şeyler konuşuyor, neden? Çünkü kıskanıyorlar. Bu oyunların hepsi bozulacak hiç endişe etmeyin.

Ey faiz lobisi bizimle uğraşmaya devam edersen kaybedersin. Ey sermaye çevresi bu malum çevrelere el atından destek vermeye devam edersen kaybedersin. Üniversitelerimizi, liselerimizi bu oyunlara alet edenler kaybedersiniz. Çünkü biz sakin bir süreçte yürümek istiyoruz. Eğer demokrasiye inanıyorsanız eğer özgürlüklere inanıyorsanız demokrasinin yolu sandıktan geçer."

Başbakan Erdoğan, 15 Haziran 2013 Cumartesi günü Sincan'da, 16 Haziran 2013 Pazar günü de İstanbul'da miting düzenleyeceklerini kaydetti.

Erdoğan'ın konuşması sırasında, "Polise uzanan eller kırılsın" sloganı atıldı, konuşmasını yaptığı köprüye asılan "Sana layık olmak gayemiz, ak'lıselim" yazılı pankart dikkati çekti. Konuşmanın sonunda Hipodrom'dan havai fişek atıldı.