Obama'nın başı casuslarla dertte
ABD, dünya çapında yapılan izlemeleri ifşa eden Snowden için yakalama kararı çıkartırken Obama döneminde "Casusuluk Kanunu"ndan yargılananların sayısının arttığı göze çarpıyor
ABD'li federal savcılar, Ulusal Güvenlik Kurumu'nun (NSA) dünya genelinde milyonlarca insanın internet ve telefon kayıtlarını izlediği bilgisini ifşa eden CIA çalışanı Edward Snowden hakkında Casusluk Kanunu'na muhalefetten yakalama kararı çıkarttı.
Snowden'in ifşaatlarını yayımlayan The Washington Post gazetesinin haberine göre, ABD, Snowden'i tutuklanması istemiyle Hong Konglu yetkilere resmi başvuruda bulundu.
Yapılan başvuruda, Snowden'in 1917 yılında çıkarılan Casusluk Yasasına muhalefetten, "ulusal güvenliğe ait bilgileri izinsiz paylaşmak" ve "istihbarata ait hassas bilgileri yetkisiz kişilerle paylaşmak" suçlarıyla yargılanacağı bilgisinin yer aldığı bildirildi.
NSA tarafından dünya çapında yürütülen dinleme ve istihbarat çalışmaları hakkında The Guardian ve The Washington Post gazetelerine açıklamalarda bulunan Snowden'in, tutuklanma ihtimaline karşılık nerede gizlendiği tam olarak bilinmezken, Hong Kong'ta olabileceği üzerinde duruluyordu. Snowden, Hong Kong'un yasal ve kültürel ortamının göz altına alınmadan bir süre daha çalışabilmesine imkan sağladığını söylemişti.
-ABD'nin ifşaatçılara karşı tutumu sertleşiyor
Değişim vaatleriyle iktidara gelen ABD Başkanı Barack Obama'nın, ulusal güvenlik konusunda yürüttüğü politikalar, Casusluk Yasası'na dayanılarak yapılan yargılamalar ve ABD yönetiminin ifşaatçılara yönelik takındığı sert tutum göz önünde bulundurulduğunda Snowden'in başı uzun süre ağrıyacağa benziyor.
Obama dönemine kadar ABD yargı tarihinde sadece üç defa başvurulan "Casusluk Yasası", Obama döneminde özellikle Snowden gibi yüksek profilli ifşaatçıları susturma aracı haline geldi. Yasa, Obamının başkanlığı devraldığı 2009 yılından bu yana 6 davaya dayanak teşkil ederken, Snowden, 7. davanın sanığı olacak.
Casusluk Yasası kapsamında yargılananlar arasında, CIA tarafından sorgu sırasında kullanılanı işkence yöntemlerini ifşa eden John Kiriakou, ABD askerlerinin Irak ve Afganistan'da doğrudan sivilleri hedef aldığı görüntüleri basına sızdıran Breadly Manning de bulunuyor.
-İfşaatçıları koruma kanunu göz ardı ediliyor
ABD'de ifşaatçıların desteklenmesi ve korunmasıyla ilgili İfşaatçıları Koruma Kanunu mevcutken, yasanın ulusal güvenlikle ilgili konularda göz ardı edildiği ileri sürülüyor. 1989 yılında çıkarılan kanun, insan hakları ihlalleri, kötü yönetim, kaynakların boşa harcanması, görevi kötüye kullanma, kamu sağlığı ve güvenliğini tehdit ve kanuna aykırı faaliyetler konularında makul delillerle yapılan ifşaatlarda, kanun önünde dokunulmazlık sağladığı gibi, işten atılma, baskı ve tehdit gibi iş veren tarafından gelebilecek misillemelere karşı da ifşaatçıyı koruyor.
ABD'de faaliyet gösteren ve ifşaatçıların haklarını koruma organlarından olan Government Accountibity Project (GAP) yetkililerinden, Ulusal Güvenlik ve İnsan Hakları Danışmanı Kathleen McClellan, Anadolu Ajansı'na yaptığı açıklamada, ifşaatçıların her zaman vicdanları ve kariyerleri arasında bir seçim yapmak riskiyle karşı karşıya olduklarını, fakat Casusluk Yasası'yla birlikte yönetimin israfını, yolsuzluğunu, suistimalini ve kanunsuzluğunu açığa vurmak karşılığında onlarca yıl hapis cezası almakla riskiyle karşılaştıklarını ifade etti.
Obama'nın, seçim kampanyaları sırasında ifşaatçılığın önemini yüksek sesle dile getirdiğini, fakat konu ulusal güvenlik ajanslarına gelince, ifşaatçıların korunmasında bir gelişme yaşanmadığına işaret eden McClellan, tersine, Obama yönetiminin ulusal güvenlik konusunda ifşaatlarda bulunanları Casusluk Yasası kapsamında tevkif ederek daha olumsuz bir atmosfer yarattığını belirtti.
Casusluk Yasası'nın Obama yönetimi tarafından suistimal edilip edilmediği konusunda, yasanın eski ve muğlak olduğuna vurgu yapan McClellan, yasanın maksadının ifşaatçıları değil casusları hedef almak olduğunu kaydetti.
İfşaatçıların toplumdan yeterli desteği görmediğini belirten McClellan, medyanın çoğunlukla mesajdan ziyade elçiye odaklandığını, ifşaatçıların kötü yönetimi sorgulayan ve eleştiren insanlar olduklarını unutarak, ifşaatçıları öcü gibi gösterdiklerini ifade etti. McClellan, ulusal güvenlikle ilgili ifşaatta bulunanları gelecekte daha umutsuz günlerin beklediğine işaret ederek, "ifşaatçılar, tarihte eşi görülmemiş misillemelerle yüz yüze gelecekler" ifadelerini kullandı.
Casusluk kanunu üzerinden yürütülen davaların sonuçları göz önünde bulundurulduğunda, yakalanması durumunda Snowden'in uzun yıllar hapis cezası almasının muhtemel olduğu belirtiliyor.
-Thomas Drake
ABD Ulusal Güvenlik Ajansı (NSA) tarafından yürütülen bilgi toplama ve istihbarat çalışmalarında kullanılan Tailblazer programı ile devletin zarara uğratıldığı ve kanunların çiğnendiği yönünde basına bilgi sızdıran NSA çalışanı Thomas Drake, ulusal güvenliğe ait belgeleri bulundurma, adalati engellemek ve yalan beyanat vermek suçlarından hakim karşısına çıktı. Drake, 35 yıl hapis istemiyle yargılandığı davada, hükümetin Drake'e yönettiği suçlamalardan vazgeçmesi sonrasında dava kapandı.
-Shamai K. Leibowitz
FBI'ın İbranice tercümanı Shamai K. Leibowitz, Washington'daki İsrail Büyükelçiliğini dinleyen Federal Büro'nun 200 sayfalık dinleme dökümlerini medyaya sızdırdı. Yapılan gizli duruşma sonrasında 20 ay mahkumiyet alan Leibowitz, İsrail'in ABD kamuoyunu etkilemek konusundaki agresif tavrını ve İran'ın nükleer tesislerini bombalamak gibi felaket getirecek bir adımı engellemek için konuşma çözümlerini sızdırdığını açıklamıştı. Leibowitz'in davası o kadar gizli yürütülmüştü ki, davanın hakimi dahi sızdırılan belgelerin içeriğini bilmiyordu.
- John Kiriakou
George W. Bush döneminde CIA tarafından göz altına alınan şüphelilere sistemli bir şekilde uygulanan işkence yöntemlerini ifşa edene Kiriakou, hakkında açılan davada, gizli servis ajanını ifşa etmek suçundan ocak ayında 30 ay hapse mahkum edildi.
Kiriakou, ABD'de 27 yıl aradan sonra gizli servis ajanını koruma kanununa muhalefetten hüküm giyen ilk kişi olmuştu.
-Breadly Manning
ABD'nin Afganistan ve Irak'taki faaliyetlerine dair gizli bilgileri Wikileaks'e sızdırmak suçundan yargılanan Bradley Manning'in, 22 ayrı suçtan yargılandığı dava hala devam ediyor.
Manning'in sızdırdığı bilgiler arasından Afgan ve Iraklı sivillerin öldürüldüğü, ABD tarafından düzenlenen hava saldırısına ait görüntüler de vardı.
Bilgileri sızdırma sebebi olarak halkın Afganistan ve Irak'ta neler olduğunu görmelerini istediğini dile getiren Manning, bilgileri önce Washington Post'tan bir muhabire vermek istediğini fakat muhabirin gönülsüz davranması üzerine New York Times'in ombudsmanıyla irtibata geçmeye çalıştığını, karşılık alamaması sonrasında Wikileaks'e yüklediğini ifade etmişti.
Bin günü aşkın süredir tutuklu bulunan Manning, askeri mahkemede kendisine yöneltilen suçlamaların 10'unu kabul ederken, davaya bakan hakim Manning'in ağır tutukluluk şartlarını göz önünde bulundurarak dava sonucu ne olursa olsun mahkumiyetinde 112 gün indirime gidileceğini açıklamıştı.
Konuyla ilgili olarak, Manning'in sızdırdığı dosyaları yayınlayan Wikileaks'ın kurucu Julian Assange da hakkında açılan cinsel saldırı davasında gıyaben yargılanıyor. Davanın siyasi olduğunu söyleyen Assange, hakkında çıkarılan yakalama kararı sonrasında Londra'daki Ekvador Büyükelçiliğine sığındı ve bir yıldır büyükelçilikte yaşıyor.
-Jeffrey Sterling
ABD'nin İran'ın nükleer tesislerini bombalamayı planladığı yönündeki bilgileri Pulitzer ödüllü gazeteci James Risen'a verdiği iddia edilen eski CIA çalışanlarından Jeffrey Sterling, casusluk yasası kapsamında devlete ait gizli bilgileri sızdırmak suçundan yargılanıyor. Sterling, kendisine yöneltilen suçları kabul etmezken, davada adı geçen New York Times muhabiri James Risen ise mahkeme tarafından ifade vermeye çağrıldı.
-Stephen Kim
Sonuçlanmayı bekleyen davalardan bir diğeri ise ABD hükümeti için çalınan analistlerden Stephen Kim'in davası. Kim hakkında, Kuzey Kore ile ilgili gizli bilgileri Fox muhabirine sızdırmak suçundan ABD yönetimi tarafından 2010 yılında dava açıldı.