Advertisement
GÜNCEL / SİYASET ABONE OL

Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, "Bu millet yeri geldiğinde değerlerine sahip çıkmasını bilir. Türkiye Cumhuriyeti'ni tanımayanı, Türkiye Cumhuriyeti de tanımaz. 76 milyon da bunlara Osmanlı tokadını çakar. İş bu kadar basit. Kimse bu ülkenin itibarıyla, gururuyla ve onuruyla oynayamaz" dedi.

Kars'ın Sarıkamış ilçesinde bir otelde düzenlenen "24. Yerel ve Bölgesel Medya Buluşması" programında konuşan Bakan Yıldırım, hiç kimsenin milleti, insanı yanıltmaması gerektiğini belirterek, şunları kaydetti:

"Bunlar mutlaka olacak. Özgürlüklere sonuna kadar evet, internetin sonuna kadar kullanılmasına evet ama suç işlenmesine, kaos, kargaşa, şiddetin aracı olarak kullanılmasına asla ve asla geçiş yok. Bunu istemek de bir hukuk devleti olarak bizim en tabi görevimizdir. Onun için milyonlarca kullanıcıyı, yanlarında hisseder gibi davranarak bize afra tafra yapmasınlar. Bu millet yeri geldiğinde değerlerine sahip çıkmasını bilir. Türkiye Cumhuriyeti'ni tanıyamayanı, Türkiye Cumhuriyeti de tanımaz. 76 miyon da bunlara Osmanlı tokadını çakar. İş bu kadar basit. Kimse bu ülkenin itibarıyla, gururuyla ve onuruyla oynayamaz"

Kurtuluş Savaşı'nda da bunu yaptıklarını, hepsinin dersini aldığını ifade eden Yıldırım, "Bu bir başka mücadeledir. Bu Türkiye'nin bölgesel ve küresel güç olma mücadelesidir. Olayı hafife almayalım. Çevre hassasiyeti başımız gözümüz üstünde. Vatandaşımızın derdi bizim derdimizdir. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın. Ama bu mecraları kullanarak, ülkeyi kaosa sürüklemek, iktidarı sandıkta değil sokakta aramak hiçbir demokratik hukuk devletinin ilkelerine, umdelerine uymaz. Türkiye bunu gördü, bunu yaşadı" diye konuştu.

"Sosyal medya patronları, 'efendim bu bir kamuya açık şehir meydanıdır. Biz buna karışmayız.' Eyvallah. Ama bu kamuya açık şehir meydanı, asla ve asla bir kaos meydanı olamaz. Bir anarşi meydanı olamaz. Bu insanların birbiriyle ilişkilerini, muhabbetlerini, dostluklarını geliştirdiği bir alandır ve böyle kalmalıdır. Bunun için herkese sorumluluk düşüyor" diyen Yıldırım, bu mecrada olanların birbirlerine mutlaka ikaz etmeleri gerektiğini belirterek, haberleşmenin tek noktadan yayılmadığı bir işten bahsedildiğini söyledi.

Bakan Yıldırım, şöyle devam etti:

"Geleneksel medyada ne oluyor? Bir yerden bir haber. Olabildiğince yaygın ağlarla her tarafa yayılıyor. Burada noktaların sayısı da sınırsız. Yayıldığı mecra da sınırsız. Muzzam bir imkan, muazzam etkileme gücü var. Dakikalar içerisinde bir olay hakkında kanaat oluşturulabiliyor. Eğer bu gerçek olmayan bir haberden bir mesajdan kaynaklandıysa oluşan kanaatı düzeltmenin ne kadar zor olduğunu siz çok kolay tahmin edebilirsiniz. Bizim dediğimiz budur. Bunun dışında efendim tekrar ediyorum, 'yasaklanıyor, özgürlükler kısıtlanıyor, sosyal medyaya hayat hakkı tanınmıyor' gibi söylemler yanlıştır. Efendim bir tanesi de çıkmış bize, 'Biz işbirliği yapmıyoruz, bizi yalanlıyorsunuz'. Ama detaylarını okursanız bazı konularda işbirliği yapıyoruz."

Genel olarak kullanıcıların bilgisini paylaşmadıklarını vurgulayan Yıldırım, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Ben kullanıcıların bilgilerini paylaşıyorlar demedim ki benim öyle bir ifadem var mı? Yok. İşbirliği yapıyorlar, o işbirliğinin sınırları da belli. Gelişi güzel her konuda biz şunu yapalım, bunu yapalım diye talebimiz olmaz. Bir vatandaşın bir kurumun mağduriyeti oluşmuştur. Konu yargıya intikal etmiştir. O zaman tabii ki bunların muhataplarına gidip soruluyor. Bundan doğal bir şey yok. İşbirliğinden kastımız budur. Yoksa geleni geçeni durdurup, 'sen niye bunu dedin, niye böyle konuştun.' Bunlar akla ziyan işlerdir. Bu işin tabiatı gereği, bu mecranın özelliği gereği, yasaklama yapmanın hiçbir anlamı olmaz. Anlık bir iştir. Saniyede on binler, yüz binler haberdar oluyor. Neyi yasaklayacaksınız? Akılla, izamla ölçüsü yok. Sonuna kadar özgürlük ama bir o kadar da sorumluluk var. Bu sorumluluk yasalarla değil, sivil toplum kuruluşlarıyla kullanıcıların kendi etik değerlerini oluşturmasıyla yapılır.

Bu meselenin üstesinden gelen hiçbir ülke yoktur. Herkes bu meseleyi konuşuyor. Küresel işbirliği şart. Bölgesel işbirliği şart. Bu mecranın çok daha etkin hem ticarette hem uluslararasa ıilişkilerde hem turizmde hem eğitimde araştırmadan kullanılması tabiatıyla ülkelerin kalkınmalarına, bölgesel işbirliğine bölgelerarası sayısal uçurumun ortadan kaldırılmasına çok büyük katkı sağlayacak. Bunu da biliyoruz. Bunun için biz Doğu'ya da aynı imkanı getirdik Batı'ya da aynı imkanı getirdik. Ülkenin her tarafından geniş bant erişimini artırtırdık."