Bloomberght
Bloomberg HT Haberler Avcı: SBS kalkıyor, dershaneler kapanıyor

Avcı: SBS kalkıyor, dershaneler kapanıyor

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Seviye Belirleme Sınavı'nın (SBS) kalkacağını, dershanelerin kapanacağını bildirdi

Giriş: 03 Temmuz 2013, Çarşamba 13:35
Güncelleme: 03 Temmuz 2013, Çarşamba 16:57

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Seviye Belirleme Sınavı'nın (SBS) kalkacağını, dershanelerin kapanacağını bildirdi.

Bakan Avcı, medya temsilcileri ve muhabirlerle biraraya geldiği basın toplantısındaki konuşmasının ardından soruları yanıtladı.

Bir gazetecenin ''SBS kalkıyor mu, dershaneler kapatılacak mı'' sorusuna Avcı, ''Çok kısa, SBS kalkıyor, dershaneler kapanıyor'' yanıtını verdi.

SBS ile ilgili daha önce açıklamalarda bulunduğunu anımsatan Avcı, çocukların geleceğinin tek bir sınava endekslemenin doğru olmayacağını, bunun hem aileler hem çocuklar açısından ciddi yük oluşturduğunu dolayısıyla çocukların üzerinden bu yükü alacak bir düzenlemenin nasıl yapılacağını tartıştıklarını söylediğini belirtti.

Bu konuda belirli bir mesafeye geldiklerini ifade eden Avcı, tek bir sınavın olmayacağını söyledi. Avcı, ''En azından bütün okullar için tek bir sınav olmayacak. Kapısında ciddi yığılmalar olabilecek olan, alabileceğinden daha fazla talebe maruz kalan okullar için ayrı bir sınav, küçük ölçekli bir sınav yapılacak. Ama asıl büyük değerlendirmeyi, müfredatın gereği olarak yapılması gereken sınavlara, sene içerisinde yapılacak olan sınavlara bir disiplin, çeki düzen getirerek sağlamayı ümit ediyoruz'' şeklinde konuştu.

-''Öğrencilerin notlarına standardizasyon gelsin''-

Öğrencilerin sene içinde çeşitli derslerden yazılılara girdiğini belirten Avcı, müfredatın öne çıkmasını, dershanelerde kazandırılan test becerilerinin değil öğrencilerin yarıyıl içinde o dersten ne öğrendiklerini ölçmeyi istediklerini söyledi.

Geçmiş yıllara dönük araştırmaların, okullarda yapılan sınavlara ilişkin değerlendirmelerin her zaman sağlıklı olmadığına işaret eden Avcı, şunları kaydetti:

''Bir okulun değerlendirme kriterleriyle, bir okulun değerlendirme kriterleri birbirini tutmuyor. Bunun çok kibar bir ifadeyle, büyük öğretmen camiasını rencide etmeyecek bir ifadeyle söylemek gerekirse, öğretmenlerin not verirken bazılarına çok cömert, bazılarına daha tutumlu olabildiklerini, bu yüzden öğrencilerin notlarında bir standart oluşmadığını, bu yüzden o notların daha sonraki değerlendirmelerde kullanılamadığını görmüşüz.

Şimdi bu sınavlardan bazılarını, yani bazılarını Matematik, Türkçe, Fen Bilgisi, Sosyal Bilgiler'den sene içerisinde okullarda yapılan sınavlardan bazılarını, birer tanesini merkezden yapalım, Milli Eğitim Bakanlığı olarak biz yapalım. Gerek sınavın hazırlanışını, uygulanışını, değerlendirilişini biz üstlenelim. Değerlendirmenin de nasıl yapılacağını biz denetleyelim. Böylece standart, daha adil, genel bir not havuzumuz oluşsun. Öğrencilerin notlarında bir standardizasyon bu yolla sağlanmış olsun. Bunları biz daha sonra farklı amaçlarla, okula girişlerde, okul tercihlerinde kullanabilelim. Bunun çalışmasını yaptık, yapıyoruz.''

Bakan Avcı, dolayısıyla SBS'nin olmayacağını, gelecek yıldan itibaren kalkacağını belirtti.

-''Dershanelerle ilgili çalışma Başbakanlığa sunulacak hale getirildi''-

Dershanelerin kapatılmasına ilişkin ise Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın açıklamaları olduğunu anımsatan Avcı, şöyle devam etti:

''Milli eğitimimize paralel bir düzeni olmaması amacıyla dershanelerin özel eğitim kurumlarına dönüştürülmesi çalışmalarımız devam ediyor. Bununla ilgili yasal alt yapı alternatifleri üzerinde çalıştık. Bunları önümüzdeki ders yılından itibaren yürürlüğe girecek şekilde hazırlıklarımızı tamamladık. Amacımız nitelikli kuruluşların özel eğitim kurumlarına dönüşmesinin önünü açmak, onu kolaylaştırmak ve çocuklarımızı dershaneye ihtiyaç duymayacak şekilde eğitim sistemimizi ayarlamak.''

Müfredata ne kadar ağırlık verilirse, çocuklar sınıf içinde ne kadar aldıkları eğitimi ciddiyet verirse dershaneye olan ihtiyacın o kadar azalacağını vurgulayan Avcı, bu süreçlerin tamamını gözeten, konuyla ilgili daha önce Mehmet Ali Şahin başkanlığından bir komisyon kurulduğunu hatırlattı.

O komisyonun çalışmalarını da değerlendirmeye aldıklarını anlatan Avcı, bu konuda yapılacak düzenlemeler konusundaki düşünceleri başbakanlığa sunacak hale getirdiklerini bildirdi.

Bir gazetecinin ''Dershanelere kayıtların başladığı bir dönem. O zaman öğrencilere 'Dershanelere kayıt yaptırmayın' çağrısı yapabilir misiniz?' demesi üzerine Bakan Avcı, bu konunun 1.5 senedir konuşulduğunu, yürürlükte olan mevzuat doğrultusunda böyle bir şey söyleyemeyeceğini ama söylediklerinden çıkan sonucun belli olduğunu kaydetti.

Bakan Avcı, SBS'ye ilişkin bir soru üzerine, sene içinde yapılıp sonuçlandırılacak olan sınavların daha sonra 5, 6, 7. sınıflarda da uygulanacak şekilde geliştirileceğini, şimdiki çalışmanın sadece 8. sınıflarla ilgili olduğunu dile getirdi.

Diğer sınıflar için deneme amaçlı pilot uygulamanın asıl 8. sınıflar için olacağını ifade eden Avcı, diğer okulların da sene içindeki sınavlardan alınan notları hesaba katan seçme sınavı yapabileceklerini kaydetti.

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, okullarda serbest kıyafet uygulamasına ilişkin, özel ve resmi okullarda velilerin yüzde 51'inin tercihi halinde serbest kıyafeti seçebileceklerini, bu konudaki yönetmeliğin yakında çıkacağını bildirdi.

Bakan Avcı, medya temsilcileri ve muhabirlerle biraraya geldiği basın toplantısındaki konuşmasının ardından soruları yanıtladı.

Başbakan Erdoğan'ın "Bir hata yaptık, geleneklere bağlı bir nesil yetiştiremedik" şeklindeki ifadeleriyle Gezi Parkı eylemlerine katılan gençlere dair değerlendirmesinin sorulması üzerine Avcı, farklı illerde, farklı gruplar tarafından pek çok eylem gerçekleştirildiğini, bunları tek bir başlık altında toplayıp genel bir değerlendirme yapmanın doğru olmayacağını söyledi.

Yetiştirilen gençlikle ilgili idealin yakalandığı ve çocuklara gönülden geçen bütün becerileri kazandırıldığının söylenemeyeceğini dile getiren Avcı, durumun böyle olması halinde zaten Fatih Projesi ve öğretmen stratejisi belgesinin hazırlanmasına gerek olmacağını söyledi.

"Daha iyi ne yapabiliriz diye baktıklarını" anlatan Avcı, "Evet daha iyisini yapabiliriz. Milli Eğitim Bakanlığı olarak bizim buna gücümüz yeter, Türkiye olarak bizim buna gücümüz yeter. Daha iyisini yapmak için çocuklarımızı daha iyi koşullarda eğitimek için onları dünyadaki akranlarıyla daha kolay yarışabilecek bilgi ve becerilerle donatabilmek için daha yapmamız gereken çok şey var. Sadece bu söylediklerimle de bu işler olmaz. Dolayısıyla biz eğitimin hem niceliğini, yani sayısal alt yapısal sorunlarını hem de niteliğini yani içeriğini, muhtevasını, değerler eğitimini öne çıkaracak çalışmalar içerisindeyiz" diye konuştu.

"Daha geleneklere bağlı bir gençlik mi yetiştireceksiniz" sorusu üzerine Avcı, bu soruların nereye varmak istediğini anlayacak kadar eğitimin ve siyasetin içinde olduğunu ifade ederek, şunları kaydetti:

"Buradan çok farklı polemik cümleleri çıkar. Söylediğimiz şu: Biz eğitimizde gerek bilgi gerek beceri gerekse değerler eğitimi konusunda gönlümüzdeki yerde olmadığımızı biliyoruz. Türkiye olarak biliyoruz. Hiçbirimiz kendi mesleki eğitimimiz de dahil olmak üzere 'dünyanın en iyisini yaptık' diyecek durumda değiliz 'Bundan daha iyisi olamaz' diyecek durumda değiliz. Onun için eğitimimizi gerek bilgi gerek beceri gerekse değerler eğitimi konusunda daha ileriye götürmek için pek çok projemizi yürürlüğe koyuyoruz"

Bir medya temsilcisinin Twitter'dan, dershanelere kayıt yaptırılıp yaptırılmayacağına ilişkin soru geldiğini ve "Bir SBS vardı, şimdi 5 SBS mi olacak" şeklinde twit aldığını söylemesi üzerine Bakan Avcı, "SBS'yi kaldırdınız ama sene içindeki sınavları merkezileştirerek yeni SBS'cikler icat ettiniz' eleştirisini bekliyorduk zaten. Ama bu doğru bir eleştiri olmaz. Sene içerisinde zaten çocuklarımız, bu derslerden sınavlara giriyorlar. Dolayısıyla zaten girdikleri bu sınavların daha düzenli bir biçimde yapılması, alacakları notların daha objektif değerlendirmeye elverişli olmasını sağlayacağız. Dershaneler konusunda da velilerimiz çok acele etmesin. Mevcut kayıt konusunda çok acele etmesinler. Mevcut mevzuat çercevesinde söyleyebileceklerim şimdilik bu. (Mevcut kayıt yaptıranlar) Onlar için yapabileceğimiz bir şey yok şu anda" şeklinde konuştu.

Okul müdür ve yardımcılarının atamasına ilişkin bir soru üzerine de Avcı, taşra yöneticilerini ile okul yöneticileri atanması ve rotasyonu konusundaki yönetmeliklerin internet üzerinden paydaşların görüşlerine açıldığını anımsattı.

Öneri ve eleştiriler doğrultusunda gerekli düzenlemeleri yaptıklarına işaret eden Avcı, yönetmeliğin son şeklini en kısa zamanda yayınlayacaklarını kaydetti.

Yönetici atamalarında mülakattan vazgecilip vazgeçilmeyeceğine dair soru üzerine de Avcı, mülakattan vazgeçilmeyeceğini, sadece bilgi ölçer bir sınav sonucuna göre yönetici atamanın doğru olmadığının görüldüğünü söyledi.

-Serbest kıyafet yönetmeliği değişecek-

Avcı, okullardaki serbest kıyafet uygulamasına ilişkin soru üzerine, özellikle kız çocuğu annelerinden gelen talepler doğrultusunda bu konuda daha önce de açıklamalar yaptığını ifade etti.

Kamuoyu yoklamaları ve öğrenci, öğretmen ve velilerle yapılan görüşmelerde, serbest kıyafet uygulamasının olumlu karşılandığını ancak bununla birlikte bu seçim yelpazesinin içerisine formanın da dahil edilmesine dair bir talep olduğunu belirten Avcı, sözlerini şöyle sürdürdü.

"Yani velilerimiz, öğretmenlerimiz diyorlar ki Tamam serbest kıyafet olsun. Ne demek serbest kıyafet? Velilerin, öğrencilerin hangi kıyafet seçeceklerine kendilerinin karar vermesi. Bu seçim seçenekleri içerisinde forma da olsun diyen geniş bir kitle de var. Formayı da seçebilelim. Yani biz veliler olarak çocuklarımızın forma giymesini de seçebilelim. Nitekim yürürlükteki yönetmeliğe göre özel okullarda velilerin yüzde 60'ı ne derse o oluyor. Yani veliler, okul aile birlikleri toplanıyor ve veliler önümüzdeki ders yılında çocuklarımız okula formayla gelsin dedikleri zaman bu uygulanıyor.

Bizim öğretmenlerle, velilerle ve öğrencilerle yaptığımız görüşmeler, temaslar, kamuoyu yoklamalarında görülüyor ki, özel okullara tanınmış olan bu tercih hakkı resmi devlet okullarına da tanınsın gibi bir talep var. Şimdi biz bu talebi de dikkate alarak yönetmeliği değiştiriyoruz ve ister özel ister resmi olsun bütün okullarımızda okul aile birliklerini yani velilerimizin yüzde 51'inin tercihi doğrultusunda okullar kıyafet seçebilsinler. Bunu serbest kıyafetten bir geri adım olarak görmüyoruz, öyle de yorumlanması gerekir. Bu velilerin aynı zamanda eğitim sürecine demorkatik katılımları anlamıda da geliyor. Velilerin sadece çocuklanın formaları konusunda değil okulların diğer sorunları konusunda da daha aktif katılımların teşvik edecek bir düzenleme olacağını ümit ediyoruz. Kısaca velilerimizin uzun bir zamandan beri bizden talep ettikleri forma seçme serbestisini böylece gerçekleştirmiş oluyoruz. Önümüzdeki günlerde bu yönetmelik değişikliği yayınlanacak. Şimdiden onu söyleyebilirim. Velilerimiz, okul aile birliklerimiz okul okul bu değerlendirmeleri yapacaklar.

Böylece, velilerimiz büyük bir kısmının 'Çocuklarımız marka bağımlısı oluyorlar, bu şekilde' eleştirilerine de bir nebze dengeleyebileceğimizi, karşılayacağımızı ümit ediyorum."

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, il milli eğitim müdürlüklerince Gezi Parkı eylemlerine katılanlar hakkında liste oluşturulduğu iddialarına yönelik, ''Böyle bir talimatımızın olmasına gerek yok. Çünkü yasalar çok açık. Bu konuda inceleme yapan il milli eğitim müdürleri ve okul müdürleri görevlerinin gereğini yapıyorlar'' dedi.

Bakan Avcı, gazete ve televizyonların Ankara Temsicileri ve eğitim muhabirleriyle yaptığı basın toplantısında soruları yanıtladı. Bir gazetecinin ''Demokratikleşme sürecine ilişkin olarak Kürtçe eğitimin özel okullarda da verilebileceğine ilişkin bakanlığın bir çalışması var mı?'' sorusu üzerine Avcı, kıyafet konusunda yapılacak yönetmeliğin de aslında demokratikleşmeye olumlu bir katkı oluduğunu belirtti.

Velilerin çocuklarının okula hangi kıyafetle geleceği konusunda karar verme yelpazesini genişletmiş olduklarını vurgulayan Avcı, ''Kürtçe konusunda, iki lehçe var, farklı farklı öğretim materyalleri ile okutulmak zorunda, Kırmançi ve Zazaki eğitimi seçmeli ders olarak geçtiğimiz yıl başladı. Büyük çoğunluğu Kırmançi, daha az sayıda Zazaki ana dili olan ve ana dili olmasa da seçmeli ders olarak alan öğrencilerimiz var. Seçmeli ders olarak Kırmançi, Zazaki, Adigece ve Abazaca seçmeli ders olarak okutulmasının önünde herhangi bir engel yok'' diye konuştu.

Ana dilde eğitim konusunda Anayasa değişikliğinin gerektiğini hatırlatan Avcı, şunları kaydetti:

''Yeni hazırlanan anayasada bu konuda bir düzenleme olursa, Milli Eğitim Bakanlığı olarak biz böyle bir düzenlemeye uyum sağlamaya hazır mıyız? Doğrusunu söylemek gerekirse, seçmeli dersler konusunda çok fazla değil ama zorlandığımızı söyleyebilirim. Çünkü en azından bu alanda çalışan akademisyenler arasında bile ciddi bir doktrin tartışması oldu. Mesela 'Zazaki Kürtçe'nin lehçesi midir, ayrı bir dil midir?' Bu konudaki tartışmalar bize kadar yansıtıldı. Talim ve Terbiye Kurulumuzun önüne sorun olarak getirildi. Çünkü bazı akademisyenler dediler ki 'Evet bunu Kürtçenin bir alt lehçesi olarak okutmaya kalkarsanız biz bundan çekiniriz. Çok ayrıntısına girmek istemediğim tartışmalar yaşandı. Ama biz bunu başardık. Toplam 20 bine yakın öğrencimiz Zazaki ve Kırmançi'yi seçmeli ders olarak okuyor.''

Bu seçmeli derslerle ilgili öğretmenleri kadrolu alamadıklarını belirten Avcı, ancak öğrenciler seçtikten ve öğrenci sayısı belli olduktan sonra ücretli öğretmen görevlendirebildiklerini söyledi.

-''Yasal görevleri''-

Bir gazetecinin ''Demokratikleşmeyle ilgili olarak il milli eğitim müdürlükleri Gezi Parkı eylemlerine katılan öğretmen ve öğrenciler için listeler oluşturuyormuş. Sizin böyle bir talimatınız oldu mu, yoksa il milli eğitim müdürleri durumdan vazife mi çıkarıyorlar?'' sorusuna karşılık Avcı, ''Bizim böyle bir talimatımızın olmasına gerek yok. Çünkü yasalar çok açık. Bunu durumdan vazife olarak değerlendirmek de çok doğru olmaz'' dedi.

Bu konuda inceleme yapan il milli eğitim müdürleri ve okul müdürlerinin görevlerinin gereğini yaptıklarını belirten Avcı, aldıkları duyumları değerlendirdiklerini ve bunu da yapmak zorunda olduklarını vurguladı.

Avcı, ''Bunun için bizim ayrıca hatırlatmamıza gerek yok. Milli eğitim müdürlükleri ve okul müdürleri bu konuda yasaların emrettiği görevleri yerine getirmek durumundadırlar. Çocuklarımızı okulda bulunmaları gereken saatte, yürüyüşe götüren, yönlendiren yöneticiler, öğretmenler varsa, bununla ilgili işlemleri yapmak zorundalar ve yapıyorlar'' diye konuştu.

-''Raporlar birbirine karıştırıldı''-

''Dershaneler gelecek yıl kesinlikle özel okula dönüştürülecek mi?'' sorusu üzerine Avcı, bunun süresi ve tarihi konusunda net bir şey söyleyemeyeceğini, yasal bir düzenlemenin gerekli olduğunu vurguladı.

Bir gazetecinin ''Ama Meclis tatile giriyor'' sözü üzerine Avcı, ''Demek ki önümüzdeki yasama yılının başında böyle bir düzenleme yapılabilecek'' dedi.

Artık çocuklarımızın dershanede edinecekleri beceriden çok sınıfta edinecekleri bilgi ve becerilere ihtiyacı olacağını belirten Avcı, bunun için velilerin şimdiden hassasiyetini okula, sınıf içi faaliyetlere yönlendirmeleri gerektiğini söyledi.

Bir gazetecinin ''60-66 aylık öğrencilerin okula başlamasına'' ilişkin sorusu üzerine Bakan Avcı, o konuda sistemin oturduğunu ifade ederek, konuyla ilgili çıkan haberlere ilişkin yaptıkları basın açıklamasını okudu. Avcı, bu sene normal çağ nüfusunun eğitime katılacağını bu nedenle de daha az sorun yaşanacağını belirtti.

Avcı, bir başka gazetecinin ''İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü'nün konuya ilişkin ciddi bir raporunun olduğunu'' hatırlatması üzerine, sadece İstanbul değil, diğer il müdürlüklerinin de bu konuya ve diğer konulara ilişkin çalışmalar yaptığını söyledi.

Konuyla ilgili yapılan haberlerde, İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü'nün hazırladığı rapor ile bir eğitim sendikasının hazırladığı raporun birbirine karıştırıldığını belirten Avcı, müdürlüklerin raporlar hazırlayarak kendilerine bildirmelerini istediklerini ve bunları değerlendirdiklerini, sendikaların hazırladığı raporları da katılmasalar dahi dikkate aldıklarını vurguladı.

-''Ciddi mesafeler alındı''-

Bakan Avcı, ''Yenimahalle İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünce düzenlenen seminerde, bir profesörün 'Diktatör nasıl devrilir' konusunu anlattığı yönünde haberler olduğunu belirterek, soruşturma yapılıp yapılmayacağını'' sorması üzerine, bundan ilk defa haberdar olduğunu söyledi.

Avcı, ''Hizmet içi eğitim amacıyla çağrılan bir bilim adamının da kendi siyasi önyargılarını hizmet içi eğitimi bahane ederek öğretmenlere empoze etmeye kalkışması akademik anlamda şık değil. Eğer bu başlığın ima ettiği şeyer orada konuşulmuşsa, onu bilmiyorum, bakarız ama'' dedi.

''Askeri vesayetin hakim olduğu konular eğitim politikalarıydı. Bu algı sona erdi mi?'' sorusunu ise Avcı, zihniyetlerdeki dönüşümün mevzuat ve kurumsal dönüşüm kadar hızlı ve keskin olamayabildiğini belirtti. Öncelikli olarak kafaların sivilleşmesi gerektiğini söyledi. Bu konuda ciddi mesafeler alındığını ifade eden Avcı, çok farklı görüşlerde öğretmenlerle yapılan toplantılarda bunu görebildiğini kaydetti.

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, öğretmenlerin eş durumu atamalarında il emrinin olmayacağını belirterek, öğretmenleri sınıfta öğrencileriyle buluşturmaya çalıştıklarını ifade etti.

Bakan Avcı, medya temsilcileri ve muhabirlerle yaptığı toplantıda soruları yanıtladı.

Bakanlığın farklı kademelerinde uzun süre çalışmış bürokratlarla bir araya geldiklerini, onlardan yararlanabileceklerini belirten Avcı, 2013 Kasım ile 2014 Kasım tarihlerinde Milli Eğitim Şurası'nın yapılacağını, bunun şuraların şurası olacağını söyledi.

Bu yıl yapılacak şurada, daha önceki şuralarda neler yapıldığının ele alınacağını vurgulayan Avcı, bunun milli eğitimin hafızasının elden geçirileceği bir çalışma olacağına da işaret etti.

Bakan Avcı, görüştükleri bürokratların gelecek günlerde ülkenin çeşitli yerlerinde görev alarak, şuraya yönelik güncel durum hakkında ön çalışma yapacağını anlattı.

-''Fırsat eşitliğini kurmak amacındayız''-

''Müfredatta Alevilik konusunun daha fazla yer almasına ilişkin bir çalışma var mı'' sorusu üzerine Avcı, daha önce bu konuda yapılan çalışmalara hatırlattı. Pek çok derste bu kültürel zenginlikleri, hassasiyetleri gözeten bir bakış açısını hakim kılmaya çalıştıklarını aaktaran Avcı, bunun olumlu bir adım olduğunu ve bundan sonra da sürdüreceklerini kaydetti.

Üniversiteye girişte teste dayalı olmayan bir sınav sistemi üzerinde çalışmalarının devam ettiğini bildiren Avcı, ''Türkiye'nin en kaliteli okulunda ve en ücra köşedeki bir okulunda eğitim alan öğrencilerin aynı kalitede eğitim almalarını nasıl sağlayacaksınız'' sorusuna da ''Onu hiçbir zaman mutlak anlamda sağlayamayacağız'' yanıtını verdi.

Bu kadar büyük bir ülkede, yoğun öğrenci kitlesinin en üst kaliteye ulaştırılmasının hiç kimsenin inanmayacağı bir popülizm olacağını ifade eden Avcı, ''Ama olabildiğince makası daraltmak, en azından yetenekli çocuklarımızın önünü kapatmayacak bir fırsat eşitliği sistemini kurmak amacındayız'' dedi.

Matematik, yabancı dil gibi bütün alanlarda hangi durumda olunduğunu araştırdıklarını kaydeden Avcı, yabancı dil konusunda yetersiz olunduğunu, bu araştırmalar doğrultusunda ders içeriklerinin değiştirildiğine dikkati çekti.

Avcı, öğretmenlerin eş durumu tayinlerinde il emri atamasının olmayacağını, öğretmenleri sınıfta öğrencileriyle buluşturmaya çalıştıklarını söyledi.

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, öğretmen ve öğretim üyelerinin maaşlarının artırılmasına ilişkin, "Maliye Bakanlığımızla görüşmelerimiz devam ediyor. Ama bu konuda bir rakam veya tarih telaffuz edebilecek durumda değilim" dedi.

Bakan Avcı, Başkent Öğretmenevi'nde medya temsilcileri ve muhabirlerle bir araya geldiği basın toplantısında, 2012-2013 eğitim öğretim yılına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Geçen eğitim yılının, zorunlu eğitimi 12 yıla çıkaran 4 4 4 düzenlemesinden dolayı kendileri için kritik bir yıl olduğunu belirten Avcı, eğitimin bütün bileşenlerini etkiyecek köklü bir düzenleme yapıldığını vurguladı.

Bu düzenlemeye altyapıyı ve eğitim öğretim stratejilerini uyarlamak için geçen yıl yaz tatili boyunca canla başla çalışan bütün öğretmenlere, okul yöneticilerine ve bakanlık personeline teşekkür eden Avcı, çok zor bir işi, büyük bir maharetle, sabırla, dirayetle ve başarıyla gerçekleştirdiklerinin altını çizdi.

Fedakarhane çalışmaları sayesinde 2012-2013 öğretim yılının, görece olarak sorunsuz başladığını ve yürüdüğünü kaydeden Avcı, bu sayede böylesine köklü ve büyük kitleleri ilgilendiren büyük bir dönüşümü sancısız şekilde hayata geçirme imkanı buldukların söyledi.

Yerel olarak bazı sorunlar yaşandığını ancak özverili çalışmalarla bunların çözüme kavuşturulduğunu kaydeden Avcı, "İnşallah önümüzdeki yıl, 2013-2014 eğitim öğretim yılı ve sonrasında bu düzenleme olumlu sonuçlarını daha fazla görünür bir biçimde vermeye devam edecek. Biz de her alanda olduğu gibi bu alanda da tüm süreçleri geriye doğru kurumsal olarak elden geçiriyoruz. Bu MEB'in kurumsal kültüründe var olan bir gelenek" dedi.

Bakan Avcı, gelecek eğitim öğretim yılının daha başarılı olacağına inandığını vurguladı.

-"40 bin öğretmen atanacak"

Fatih Projesi'ne ilişkin değerlendirmelerde bulunan Avcı, projeye ihalenin geçen ay yapıldığını, alınacak 10 milyon 600 bin tablet bilgisayarın öğretmen ve öğrencilere dağıtılacağını, sürecin birkaç ay içerisinde tamamlanacağını kaydetti.

Öğretmen İstihdam Projeksiyon Projesiyle 2023 yılına kadar ne kadar öğretmene ihtiyaç olacağının belirlendiğini anımsatan Avcı, buna paralel olarak yürüyen Öğretmen Strateji Belgesi'nin önümüzdeki günlerde, Eğitimde Kalite Çercevesi çalışmasıyla kamuoyuyla paylaşılacağını kaydetti.

Bakan Avcı, "Bu yıl kaç öğretmen atanacak" sorusunu, "Yaklaşık 40 bin kişi" diye yanıtladı.

Öğretmen maaşlarına ilişkin düzenleme yapılıp yapılmayacağı sorusu üzerine Avcı, bu basın toplantısında en çok bunu açıklamak isteyeceğini ancak konuyla ilgili Maliye Bakanlığı ile görüşmelerin sürdüğünü kaydetti. Avcı, "Ama bu konuda bir rakam veya tarih telaffuz edebilecek durumda değilim" diye konuştu.

Eski Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer döneminde, yapılan çalışmaya göre dershanelerin yüzde 5'inin özel okula dönüştürmeye müsait olduğunun hatırlatılan Bakan Avcı, "Ömer Bey zamanında yapılan o çalışmalardaki oran şimdi daha yükselmiş durumda. Bizim son yaptığımız bir araştırma dershanelerin yüzde 55'inin özel okula dönüşmeyi arzu ettiklerini, özel okula dönüşmeyi istediklerini gösteriyor. Tabii Ömer Bey zamanında yapılan araştırma, bugünkü özel okul açma kritirleri gözönüne alınarak yapılan bir tespit" dedi.

Mevcut kriterlerle özel okula dönüşemeyecek dershanelere, bir süre tanıyıp, o sürede belirlenecek asgari kriterlere uyarak, özel okullaşma kriterlerini sağlamalarının beklenebileceğini anlatan Avcı, şunları kaydetti:

"Bu konularda ben bugün hemen şimdi şu tarihte şu, bu tarihte bu açıklamasını yapamayışımın nedeni dediğim gibi biz Milli Eğitim Bakanlığı olarak bu konuyla ilgili çalışmalarımızı Başbakanlığa arz ediyoruz. İlgili Bakan arkadaşlarımızın görüşlerini aldıktan sonra daha net yani işin hem hukuki altyapısı hem yasal altyapısı hem yol haritası konusunda çok da kamuoyunu fazla bekletmeden daha net bir açıklama için yine bir araya geleceğiz. Özellikle bu konuyla ilgili olarak bir araya geleceğiz. Milli Eğitim Bakanlığının dışında da bu konuyla ilgili çalışma sürdüğü için o çalışmanın neticesini aldıktan sonra daha kolay tarih ve yol haritasını konuşabilir duruma geleceğiz."

"Dershanelerin kapanmasıyla mı özel okula teşvikiyle mi ilgili yasal düzenleme" yapılacak sorusuna Avcı, "Onlar aynı şey zaten. Özel okula dönüşmesi kapanması demek zaten" yanıtını verdi.

-"LYS, iller arasında rekabete yol açıyor"

LYS'de illerin başarı sıralamasının sorulması üzerine Avcı, üniversite giriş sınavındaki sonuçların, hiç hak etmediği bir şekilde iller arasında rekabet havasına yol açtığını, aslında bu sınavların o ildeki eğitimin kalitesi, niteliği, altyapısı ve öğretmen başarısı konusunda fikir veremeyeceğini söyledi.

"O sınavların ölçtüğü tek şey sınava giren çocuklarımızın akademik başarısıdır" diyen Avcı, ellerinde akademik eğitim, altyapı imkanları, okula devam terk konularını gösteren ayrıntılı istatistiklerin bulunduğunu kaydetti.

Öğretmenlerin şube müdürlüklerine geçmesi için görevde yükselme sınavları yapılıp yapılmayacağına ilişkin soruyu yanıtlayan Bakanlık Müsteşarı Yusuf Tekin, Devlet Personel Başkanlığının hazırlayacağı çerçeve yönetmelikle sınav takviminin belirleyeceğini, ona göre şube müdürlüğü sınavının yapılacağını söyledi. Tekin, şube müdürlerinin atamasına ilişkin yönetmeğinin de birkaç gün içerisinde tamamlanıp, Resmi Gazete'de yayınlanmak üzere Başabakanlığa gönderileceğini ifade etti.

-"Ankara diye bizi kastediyorsa biz öyle istemiyoruz"-

Bakan Avcı, "Afyon Milli Eğitim Müdürü'ne ilişkin iddialar hakkında soruşturma başlatılacak mı" sorusunu "Yapıyoruz, İnceliyoruz. Ama şu kadarını söyleyeyim. Ankara diye bizi kastediyorsa biz öyle istemiyoruz. Onunla ilgili incelemeyi yapıyoruz" şeklinde yanıtladı.

Avcı, olayın iki taraflı olduğunu Milli Eğitim Müdürü'nün de konuşmanın içinden bir kısmının alındığını ama sözlerin tam böyle olmadığını ve konuyla ilgili haberi yapan basın kuruluşuna dava açtığını söylediğini anlatttı.

Taşra yöneticisi atamalarına ilişkin soru üzerine Avcı, atamaların ağustostan önce yapılacağını bildirdi.

Bakan Avcı, Yenimahalle İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünce düzenlenen seminerde, 'Diktatör nasıl devrilir' konusunun anlattığının söylendiğini belirterek, semineri veren Prof. Selahattin Öğülmüş'ün kendisini arayarak, böyle bir sunum yapmadığını, gerekirse sunumu basın mensuplarıyla paylaşabileceğini söylediğini aktardı. Avcı, "Dolayısıyla biz Prof. Dr. Selahattin Öğülmüş hocamızın bu açıklamasını sizlerle paylaşalım ki yarın bu konu daha fazla yaygınlaşıp, daha fazla üzücü bir şeye dönüşmesin" diye konuştu.

AA