Advertisement
GÜNCEL / SİYASET ABONE OL

1991-1995 Yugoslavya İç Savaşı sırasında 300 bini aşkın kişi katledildi.  II. Dünya Savaşı'ndan bu yana Avrupa'da gerçekleşmiş en büyük toplu insan kıyımı ise Srebrenitsa'da gerçekleşti.

Krivaya '95 Harekâtı esnasında general Ratko Mladic komutasindaki ağır silahlarla donatılmış Bosna Sırp ordusu, Temmuz 1995'te Birleşmiş Milletler'in "güvenli bölge" ilan ettiği Srebrenitsa'ya girdi ve çocuk kadın demeden 8 bini aşkın Boşnak'ı katletti.

Katliama "Akrepler" olarak tanınan Sırbistan özel güvenlik güçleri de katıldı. Güvenli bölge olması sebebiyle bölge halkının silahsızlandırıldığı Srebrenitsa'da katliam sırasında 400 silahlı Hollanda barış gücü askeri bulunuyordu. Askerler, karargahları olan eski akumülatör fabrikasına sığınan onbinlerce Boşnak'ı Sırplara teslim etmişti.

Otobüs ve kamyonlara bindirilen Boşnaklar'dan 8 bin 372'si götürüldükleri ormanlık alanlarda, fabrikalarda, depolarda hunharca katledildi. Katledilenlerin cenazeleri, ülkedeki çeşitli toplu mezarlara gömüldü.

-Acı, gözyaşı, hüzün...

Srebrenitsalıları bu acılı günde yalnız bırakmamak için Bosna Hersek'in yanı sıra, Türkiye ve dünyanın birçok ülkesinden gelen binlerce insan, törenlerin yapılacağı Potoçari'deki şehitlikte toplandı.

Tuzla kentinin Nezuk kasabasında, 3 gün önce başlatılan "ölüm yürüyüşü"ne katılan yaklaşık 5 bin kişi yürüyüşlerini Potoçari mezarlığında tamamlarken, yürüyüşe katılanlar geceyi, Potoçari çevresinde kurdukları çadırlarda geçirdi.

"Beyaz zambaklar" gibi dizilen uçsuz bucaksız mezar taşlarının bulunduğu Potoçari Mezarlığı'nda toplanan binlerce insan, dua edip kurbanların ardından gözyaşı döküyor. Bu gözyaşları, 18 yıl önce katledildikten sonra bedenleri parçalanan, toplu mezarlardan yıllar sonra çıkarıldıktan sonra kimlikleri güçlükle belirlenen kurbanlar için akıtılıyor.

-409 soykırım kurbanının tabutu başında

Srebrenitsa'da, 11 Temmuz 1995'te katledilen 8 bin 372 Boşnak'tan, kimlik tespit işlemleri tamamlanan 409'u, gözyaşları içinde yağmur altında toprağa verildi. Toprağa verilen soykırım kurbanları arasında doğduğu gün katledilen bir bebek de bulunuyor.

-Ölüm yürüyüşü...

Ratko Mladiç komutasındaki Sırp birliklerden kaçanların orman yolunu kullanarak Tuzla kentine ulaşmak üzere geçtiği güzergahta geleneksel olarak düzenelenen ve 3 gün önce başlayan ''ölüm yürüyüşü'', Potoçari Anıt Mezarlığında sona erdi.

Türkiye'nin yanı sıra İspanya, ABD, Suudi Arabistan, Hırvatistan, Almanya, Avusturya ve Avrupa'nın farklı ülkelerinden binlerce kişi, Bosna'daki savaşın en büyük acısının yaşandığı Srebrenitsa'dan kaçanların Tuzla'ya ulaşmak için kullandığı "ölüm yolu"nda 3 gün önce buluştu. Tuzla kenti yakınlarındaki Nezuk kasabasından yola çıkan vatandaşlar, savaş esnasında Birleşmiş Milletler (BM) bünyesinde, Bosna'nın doğusunda görev yapan Hollandalı askerlerin karargah olarak kullandığı eski akümülator fabrikasının karşısındaki Potoçari Şehtlik Mezarlığı'na girerken duygulu anlar yaşadı. Ellerinde Bosna Hersek'in savaş dönemindeki zambaklı bayraklarını ve Türk bayraklarını taşıyan katılımcılar, Srebrenitsa kurbanlarınını mezarları başında dua ederek, geceyi geçirecekleri Potoçari'deki kamp alanına gittiler.

Bu yıl 9'uncusu düzenlenen yürüyüşe AB'nin Bosna Hersek Yüksek Temsilcisi Valentin Inzko da katıldı. Potoçari'ye vardıktan sonra gazetecilere açıklamada bulunan Inzko, Srebrenitsa'nın her zaman iki imajının olacağını, birisinin asla unutulmaması gereken kurbanlar, ikincisinin ise "ölüm yürüyüşü"nün geleceğe dönük "barış yürüyüşü" olması gerektiğini söyledi.

"Ölüm yürüyüşü"ne katılan Saraybosnalı Elis Kalçar, yaklaşık 150 kilometre mesafe yürüdüğünü ifade etti. Kalçar, ''Saraybosna'dan 8 gün yürüdük, Nezuk'ta diğer gruplara katıldık. Bu duygular anlatılamaz'' dedi.

- Srebrenitsa soykırımında suçlanan Hollanda birliğinin askeri konuştu

Srebrenitsa'da, yaşamlarının güvenceleri altında olduğunu belirterek silahsızlandırdıkları Boşnakları Sırplara teslim eden BM Barış Gücü'nün Hollandalı askerlerinden Rob Zomer, savaşın ardından yerleştiği Potoçari'de yaşamını sürdürüyor.

Srebrenitsa kentinde, 6 ay BM barış gücünde (UNPROFOR) keskin nişancı olarak görev yapan Hollandalı asker Rob Zomer, Boşnaklar'ın BM Barış Gücü tarafından Sırp komutan Ratko Mladiç'e teslim edilmesi sürecine ilişkin açıklamalar yaptı.

Srebrenitsa'da işlenen soykırım esnasında Hollandalı askerlerin hiçbir müdahalesi olmadığı ve bu yüzden soykırıma göz yumdukları suçlamalarını anımsatan Zomer, bunun doğru olmadığını, Potoçari'de görev yapan yaklaşık 350 Hollandalı askerin müdahale yetkisinin bulunmadığını savundu. Zomer, ''Müdahaleye yetkimiz yoktu. Yetkimiz, 'izlenimleri aktarıp, üst yöneticilere başvuracaksınız' diyordu. Diğer sorun ise ben keskin nişancıydım örneğin, eski bir tüfek ve 20 mermim vardı. Bununla zaten hiçbirşey yapamazdık'" diye konuştu.

11 Temmuz ve öncesinde BM'den yardım istediklerini ifade eden Rob, 2 uçağın geldiği ve Sırp ordusuna ait bir tankı etkisiz hale getirdiğini kaydetti. Zomer, ''11 Temmuzdan önce yardım talebinde bulunduk, ama üst düzey yetkililer bu tip desteği onaylamadı'' dedi.

Sırp birliklerinin şehri işgal etmesi üzerine Boşnakların, Hollandalı askerlerin karargahı olan Potoçari'deki eski akümülator fabrikasına sığındığını anlatan Zomer, karargaha sığınan insanlara yardım etmeye çalıştıklarını öne sürdü.

Zomer, "Toplu katliamları Hollanda'ya döndükten bir ay sonra, yani 1995 yılının ağustos ayında duydum ve kendime bu mümkün değil dedim. Ama ondan sonra görüntüler yayınlanmaya başladı ve doğru olduğunu anladım. Burada savaş vardı. 60 bin insan 120 kilometre mesafeyi geçmeye çalıştı ve malesef 8 bini öldürüldü'' ifadelerini kullandı.


-"Boşnaklar, beni istemiyor"

Srebrenitsa'ya 2010'da yerleşmeye karar verdiğini ifade eden Zomer, şunları söyledi:

"Srebrenitsalı Boşnaklar, burada 1995'te yaşananlar için Hollandalı askerleri suçluyor. Bu yüzden Potoçari'ye gidemiyorum. Geçen hafta katıldığım bir etkinlikte beni tanıyan biri bana saldırdı. Bazen hakaret bazen dayak yediğim oldu ama bütün insanlar böyle düşünmüyor. Bunlar bireysel yaklaşımlar. Boşnak ve Sırplarla arkadaşlıklar kurdum. İnsanlar ailelerini kaybetti ve beni görünce o eski hatıraları canlanıyor. Kızıyorlar ve kızgınlığını ifade ediyorlar."

Hollandalı askerlerin, savaş suçundan Lahey'de yargılanan Ratko Mladiç'in komutasındaki birliklerden korktuğuna dair iddialarına değinen Zomer, "Boşnaklardan da korkuyorduk çünkü onlar köşeye sıkştırılmıştı, çaresizdi. Bunu Müslüman olmalarına bağlamıyorum. Bütün insanlar aynı, çaresiz kalınca herşey yapabilir" diye konuştu.