Advertisement
GÜNCEL / SİYASET ABONE OL

İngiltere, 2 yıl önce büyükelçiliğini kapattığı İran'a maslahatgüzar atamaya karar verdi.

İran'ın başkenti Tahran'daki diplomatik temsilciliklerinin 2011 yılında bir grup öğrenci tarafından basılmasının ve altı elçilik görevlisinin rehin alınmasının ardından büyükelçiliğini kapatan İngiltere, İran Cumhurbaşkanlığı'na Hasan Ruhani'nin seçilmesiyle başlayan ikili ilişkilerdeki yumuşama süreciyle yeniden bu ülkeye maslahatgüzar gönderme kararı aldı.

İngiltere Dışişleri Bakanı William Hague, parlamentonun alt kanadı Avam Kamarası'nda yaptığı açıklamada, "İran'daki yeni Cumhurbaşkanı ve bakanlar ülkelerini geçmişe göre daha olumlu sunuyor. İran hükümetinin samimiyetini sorgulamalıyız ancak iletişim kanallarımızın açık olması önemlidir" diye konuştu.

İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif ile iki ülke arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi konusunu görüştüklerini belirten Hague, şunları kaydetti:

"İkili ilişkilerdeki ilerlemenin iki taraflı ve adım adım olması gereklidir. İran Dışişleri Bakanı ve ben, bu konuda iki ülke yetkililerinin görüşmesi gerektiği konusunda anlaştık. İlk görüşme yapıldı, bir sonraki görüşme ise gelecek hafta Cenevre'de olacak. Zarif ve ben, ülkelerimizin büyükelçiliklerinin yeniden açılmasını sağlayacak ve ilişkilerimizi geliştirecek, yurt dışında yerleşik maslahatgüzarlar atanmasına karar verdik."

İngiltere Başbakanı David Cameron, Ruhani'ye, resmen görevine başlamasının hemen ardından mektup göndererek, "Seçilmenizin, ülkelerimiz arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi için bir fırsat oluşturmasını umuyorum" ifadesini kullanmıştı. İngiltere, Ruhani dönemini Suriye krizinin sona ermesi ve İran'ın nükleer programıyla ilgili gerginliğin giderilmesi için fırsat olarak görüyor.

İngiltere, Tahran'daki diplomatlarını Kasım 2011'de büyükelçiliğine yapılan saldırının ardından çekmişti. İngiltere'nin, nükleer programı dolayısıyla aldığı yeni yaptırım kararının ardından Tahran Büyükelçiliğine düzenlenen saldırı, 1979 yılındaki İran İslam Devrimi'nden sonra iki ülke arasında yaşanan en kötü kriz olarak nitelendirilmişti.