Advertisement
SEKTÖR HABERLERİ ABONE OL

Dünya Bankası Kıdemli Ekonomisti Kamer Karakurum Özdemir, "AB'nin STA imzaladığı üçüncü ülkeler zaman zaman Türkiye ile STA imzalamayı kabul etmemektedir. ABD ve Kanada gibi büyük ülkeler ile AB arasındaki STA'nın artması Türkiye için potansiyel kayıpların artması riskini doğurmaktadır" dedi.

Özdemir, Avrupa Birliği (AB)-Türkiye Gümrük Birliği Değerlendirme Raporu'nu sundu.

Türkiye ile AB arasındaki Gümrük Birliği'nin öncü ve benzersiz bir girişim olduğunu belirten Özdemir, Gümrük Birliği'nin Türkiye'nin kalite alt yapısını iyileştirip, teknik düzenlemelerde reform yapılmasını kolaylaştırarak, AB müktesebatıyla uyumlaşma sürecine yardımcı olduğunu kaydetti.

Özdemir, Türkiye ile AB arasındaki ticaretin değerinin 1996'dan itibaren yaklaşık 4 kat arttığını ifade ederek, şunları söyledi:

"AB'den Türkiye'ye gelen doğrudan yabancı sermaye akışındaki artış ve bununla birlikte Türk ve Avrupalı şirketlerin üretim ağları yoluyla entegrasyonundaki iyileşme önemli düzeyde gerçekleşti. Türkiye'ye giren doğrudan yabancı yatırımın da 4'te 3'ü AB kaynaklıdır. Değişen küresel ekonomi daha fazla entegrasyonu gerekli göstermektedir. Gümrük Birliği'nin uygulamaya girmesi hem Türkiye'nin ekonomik büyüme modelinde hem de küresel ekonomide önemli değişimlerin yaşandığı, özellikle gelişmekte olan piyasaların yükselişe geçtiği bir döneme rastlamıştır."

Özdemir, hem AB hem de Türkiye'nin üçüncü ülkeler ile STA yapma girişimlerinin olmasının ticaret ilişkilerinde değişikliklere yol açtığını anlatarak, "Raporun en önemli bulgularından biri Gümrük Birliği'nin bir STA'ya göre daha fazla fayda sağladığıdır. Gümrük Birliği kapsamında Türkiye'nin AB'ye ihracatı bir STA ile kıyaslandığında yüzde 7'ye kadar daha yüksektir. AB'nin Türkiye'ye ihracatı da yüzde 4 artmıştır. Gümrük Birliği'nden en fazla etkilenen sektörler motorlu taşıtlar, televizyon ve giysi gibi görülmektedir" diye konuştu.

- "Anlaşmanın temel tarımı kapsayacak şekilde genişletilmesi kazanç sağlar"

Rapor çerçevesinde yapılan analize göre anlaşmanın temel tarımı kapsayacak şekilde genişletilmesinin her iki taraf için de kazanç sağlayacağına işaret eden Özdemir, "Ortak dış tarifelerin kabul edilmesi, Türkiye'nin temel tarım ürünlerine ilişkin ithalat korumasını önemli ölçüde azaltacak, bu da tüketicilere fayda sağlayacaktır. Türkiye'nin AB'nin yiyecek güvenliğiyle ilgili kuralları karşılayabilmesi için süt ürünleri, et, canlı hayvan ve balık işletmelerinin modernizasyonu için yaklaşık 2 milyar avroya ihtiyaç duyulacaktır" şeklinde konuştu.

Özdemir, ticaret ilişkilerine hizmetlerin eklenmesinin olumlu olacağını belirterek, "Hizmetler Türkiye'nin GSYH'nin yüzde 60'ını teşkil etmesine rağmen Gümrük Birliği'nde yer almamaktadır. Türkiye hemen hemen tüm AB üye ülkeleriyle kapasitesinin altında ticaret yapmaktadır. Bu bağlamda örnek tahminler sınır ötesi hizmet ticaretinin açılmasının Türkiye'nin 1,1 milyar dolar statik kazanç sağlayacağını göstermektedir" diye konuştu.

Mevcut veya genişletilmiş bir Gümrük Birliği'nin faydalarının en üst düzeye çıkarmak için karar verme ve katılım süreçlerindeki asimetrilerin düzeltilmesinin önemine işaret eden Özdemir, şunları kaydetti:

"Karar verme sürecindeki asimetriler Gümrük Birliği anlaşmasının başlangıçta Türkiye'nin tam üyeliğine giden yolda geçici bir düzenleme olarak düşünülmesinden kaynaklanmıştır. Anlaşmadaki resmi hükümler Türkiye'nin karar verme sürecine değil kararların şekillendirilmesi sürecine katılımına imkan tanımaktadır. Asimetrilerin etkisini azaltmak için 'Türkiye'nin dostları' çalışma gruplarının oluşturulması ve Türkiye'nin komitoloji komitelerine ilişkin temsiliyetinin artırılması gibi adımlar atılabilir. AB'nin STA imzaladığı üçüncü ülkeler zaman zaman Türkiye ile STA imzalamayı kabul etmemektedir. Meksika, Güney Afrika ve Cezayir gibi. ABD ve Kanada gibi büyük ülkeler ile AB arasındaki STA'nın artması Türkiye için potansiyel kayıpların artması riskini doğurmaktadır."

- "Türk iş insanları için özel bir yeşil şerit oluşturulması olumlu olabilir"

Özdemir, Türkiye'nin AB müktesebatını aktarımında şeffaflığın sağlanmasına yönelik resmi bir mekanizmanın gerektiğini belirterek, Gümrük Birliği kapsamındaki alanlarda ortak ticaret politikasının ve teknik düzenlemelerin oluşturulmasıyla ilgili mevcut asimetrilerin eş zamanlı olarak giderilmediği takdirde anlaşmazlıkların halli mekanizmasının uygulanmasının zor olacağını söyledi.

Her iki tarafın da ticaret maliyetlerinin düşürülmesi için adımların atılabileceğini ifade eden Özdemir, sözlerini şöyle tamamladı:

"Ayrıca, vize rejimlerinin de AB-Türkiye iş ilişkileri üzerine önemli yansımaları bulunmaktadır. Şu anda devam eden vize serbestleştirme diyalogu mevcut, ancak bunu tamamlamak amacıyla iş amacıyla AB'ye seyahat eden ve önceden yeterlilik almış Türk iş insanları için özel bir yeşil şerit oluşturulması ticaret üzerinde olumlu etki yaratacaktır. AB-Türkiye ticaretinde Ticaret Politikası Savunma Aracı araştırmaları başlatılmadan önce iyi bir diyalog sağlayabilmek için bir erken uyarı sistemi kurulmalıdır."

- Granje: "Gümrük Birliği'ndeki asimetrik sorunun farkındayız"

Avrupa Komisyonu Genişleme Genel Müdürlüğü Aday Ülkeler Direktörü Alexandra Cas Granje, Gümrük Birliği'ndeki asimetrik düzenlemelerin farkında olduklarını belirterek, hazırlanan bu raporu rafa kaldırmayacaklarını ve genel bakış açısını göz önünde bulunduracaklarını söyledi.

Yeni üye devletlerin katılmasıyla Türkiye'nin Gümrük Birliği'nde sorun yaşamasına neden olduğunu ifade eden Granje, "Bu gelişmeler durdurulamaz ve devam da edecek" dedi.

Granje, Gümrük Birliği'nin Türkiye'ye bir STA'dan daha faydalı olduğunu anlatarak, "AB'nin üçüncü ülkelerle yapacağı serbest ticaret anlaşmaları Türkiye'ye risk getirecektir, biz bunun farkındayız ve bunun üzerinde çalışıyoruz" diye konuştu.

Türkiye ve AB ile ilgili son gelişmelerin istikrarlı ve daha güçlü bir ortaklığa ihtiyacın olduğunu gösterdiğini aktaran Granje, sorunların nasıl yapılacağına ilişkin iş birliği içinde çalışılması gerektiğini kaydetti.

AA