Advertisement
TÜRKİYE EKONOMİSİ ABONE OL

Gösterge tahvilin bileşik faizi yüzde 8,99 ile 16 Aralık 2013 tarihinden bu yana gördüğü en düşük seviyeye geriledi.

Tahvil bono piyasasında güne yüzde 9,02 seviyesinden başlayan gösterge tahvilin bileşik faizi, Türk lirası varlıkların değer kazanmasıyla 16 Aralık 2013 tarihinden beri gördüğü en düşük seviye olan yüzde 8,99'a kadar geriledi. 10 yıl vadeli tahvil faizleri ise yüzde 9,10 ile 21 Kasım 2013 tarihinden bu yana en düşük seviyeye indi.

Gösterge tahvilin bileşik faizi ABD'de açıklanan verilerin ardından gelen satışlarla yüzde 9,24'e kadar yükselse de şu dakikalarda yüzde 9,10 seviyelerinde dengelendi.

ABD, nisan ayı tarım dışı istihdam artışının 288 bin kişi ve işsizlik oranının yüzde 6,3 ile beklentilerden belirgin şekilde iyi gelmesinin ardından ABD 10 yıllık tahvilin faizi gün içinde yüzde 2,7 sınırına kadar yükseldi.

- "Türkiye'de istikrar arttıkça faizlerin yüzde 7,5'in de altına gelmesi mümkün olabilir"

Ziraat Yatırım Ekonomisi Bora Tamer Yılmaz, Türkiye'de genel olarak Dövizle birlikte faizlerin de düşüş trendinde olduğunu belirterek, bunun önemli bir sebebinin ülkenin risk primindeki iyileşme olduğunu ifade etti.

Varlık değerlemesinde ülke kuru ve risk priminin önemli değişkenlerden olduğuna işaret eden Yılmaz, "TL varlıklar için risk primi iyileştikçe menkul ve gayri-menkul varlıkların (hisse senedi, devlet tahvili, arsa, konut vb.) değeri artmakta. Aynı şekilde Türk lirası da değer kazandıkça varlık fiyatları artmakta. Türk lirası ve ülke risk primindeki gelişmelerin devlet borç senetlerinin (tahvil ve bono) değerlerini arttırdığını gözlemliyoruz" dedi.

Şubat başında 276 baz puana kadar kötüleşen ülke risk priminin nisan ayı ile 200 baz puanın altına gerilediğini söyleyen Yılmaz, risk primine paralel olarak faizlerdeki düşüşü normal karşıladıklarını belirtti.

TCMB'nin risk primine bağlı olarak mayıs ya da haziran ayında bir seferlik ölçülü bir adım atmasının mümkün olduğunu öngören Yılmaz, şunları kaydetti:

"Piyasa da bu gelişmeleri satın almakta. Piyasa 2014 yılında 2012 gibi gelişmeleri önceden fiyatlıyor. Piyasalarda dönem dönem stresler belirebiliyor. TCMB'nin ilk aşamada faizi yüzde 9,75 oranına düşüreceğini varsayarsak 2 yıllık gösterge faizin yüzde 9,50 ila yüzde 9,75 bandının üzerine çıkması çok kolay olmayacaktır. 50 baz puanlık indirim bekleyenler içinse yüzde 9,50 önemli bir destek bölgesi olacaktır. Genel olarak 2014 yılında risk primindeki iyileşme doğrultusunda faizler de TCMB hamlelerini önceden satın alarak gerilemeye devam edecektir. Bunlara ek olarak mayıs ayında enflasyonun zirve yapmasını takiben TCMB'nin kalıcı faiz indirim hamlesine (bizim beklentimiz) eylül ayı başlamasıyla yılın ikinci yarısında piyasa faizinde gerileme belirginleşebilir."

Yıl sonunda TCMB'nin faizi yüzde 8,00 ila yüzde 8,50 bandına kadar indirmesini beklediklerini dile getiren Yılmaz, buna bağlı olarak piyasa faizlerinin de mevcut seviyelerin altında fiyatlanabileceğini söyledi.

"Türkiye'de istikrar arttıkça faizlerin yüzde 7,5'in de altına gelmesi mümkün olabilir" diyen Yılmaz, son olarak da sıkı maliye politikalarıyla Hazine Müsteşarlığı'nın başarılı borç çevirme yöntemlerinin de kamu borçluluğunu azalttığını ifade etti.

Faizlerin yükseldiği dönemde değişken kupon ile borçlanan Hazine 'nin gelecek yıllarda faizlerdeki iyileşmeyle daha az faiz ödeyeceğini belirten Yılmaz, "Kamu borçluluğundaki azalma piyasadaki devlet borçlanma senedi sayısını (arzını) azalttığı için bono ve tahvillerin değerlenmesine yardımcı olmakta. Daha değerli tahvil ve bono da daha düşük faiz anlamına gelmekte" değerlendirmesini de yaptı.

AA