Advertisement
TÜRKİYE EKONOMİSİ ABONE OL

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, "Enflasyon haziranda açıklanacak rakamla zirveyi bulmuş olacak. Muhtemelen haziran ayı sonrasında enflasyon TCMB'nin tahminleri çerçevesinde düşmeye başlayacak" dedi.

9. Türk-Arap Ekonomi Forumu'nun açılışının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Şimşek, Merkez Bankası'nın kredibilitesinin Türkiye açısından çok önemli olduğunu, TCMB'nin bağımsız olmasının, kurumsal reform anlamında son yılların en büyük kazanımlarından biri olduğunu söyledi.

Prensip olarak bugüne kadar TCMB politikalarıyla ilgili yorum yapmadığını, Banka'nın Türkiye'nin menfaatlerini düşünerek en iyisini yaptığına ve yapacağına inandığını belirten Şimşek, "Bu anlamda TCMB'nin bağımsızlığı, Türkiye ekonomisi açısından çok önemli ve kritik diye düşünüyorum. Dün Başbakan Yardımcısı Ali Babacan da buna ilişkin açıklamalarda bulundu. Kendisi ile aynı görüşteyim" dedi.

Bakan Şimşek, IMF ve S&P'nin açıklamalarına ilişkin bir soruya ise son 12 ayda trendi yaratan kur ve işlenmemiş gıda fiyatları düşünüldüğünde, enflasyonun mayıs ayında zirveyi bulmuş olacağını, gelecek 12 aya bakıldığında ise atıl kapasite olduğunu vurguladı.


Şimşek, şöyle devam etti:

"Teknik tabirle, Türkiye ekonomisinde bir çıktı açığı var. Talep eksenli bir baskı yok. Döviz kurunda da göreceli bir istikrar var. Global enerji fiyatlarında bir artış söz konusu değil. Geçen yılla aşağı yukarı aynı seviyelerde. Gıda fiyatları öngörülmesi zor bir değişken ama enflasyonu etkileyen 3-4 faktörden yüzde 75-80'i yılın ikinci yarısında enflasyonda aşağı yönlü bir trendi gerektiriyor. Enflasyonda aşağı yönlü beklentilerimizi destekliyor. Dolayısıyla ne IMF'nin ne de kredi derecelendirme kuruluşlarının bu konuda bir kaygısının olmaması lazım. Mevcut rakamlara bakıp bir takım söylemler çok anlamlı değil. Önemli olan enflasyonun nerede olduğu değil gelecek 12 ayda nereye doğru gideceğidir. Enflasyon tekrar TCMB'nin hedeflerine doğru inişe geçecektir."

Uzun vadede fiyat istikrarının Türkiye ekonomisi için olmazsa olmaz olduğunu, enflasyonu düşük, tek haneye indirebilirlerse Türkiye'nin büyüme performansının yükseleceğini ve Türkiye'de kalıcı refah oluşacağını vurgulayan Bakan Şimşek, Türkiye'nin son 10 yılda hızlı büyümesi, kişi başına milli gelir ve refah artışının mali disiplin, yapısal reformlar ve enflasyonun tek haneye indirilmesiyle yakından ilişkili olduğunu dile getirdi.

Gelecekte de enflasyonu düşük, tek haneye indirmek için çaba göstermeye, yapısal reform, mali disipline ağırlık vererek ederek düşük faiz, sürdürülebilir, makul yüksek büyüme patikasında devam edileceğini belirten Şimşek, "TCMB ile ilgili tartışmaları bu çerçevede görmek lazım. Enflasyonla mücadelede TCMB'nin elinin güçlü olması gerektiğine inanıyorum. Elini daha da güçlendirmemiz lazım. Mikro düzeyde verimliliği artıracak, inovasyonu artıracak reformlar yapmamız gerektiğine inanıyorum. TCMB'nin de iç talebi makul düzeyde tutacak politikalarına güçlü bir şekilde devam etmesi gerektiğine inanıyorum" dedi.


- Atatürk Havalimanı

Geçen yılın ekim ayında makro ihtiyati tedbirler aldıklarını ve tüketici kredilerini pahalı hale getirdiklerini anımsatan Şimşek, ihracatçıya ve KOBİ'lere verilen kredileri ise ucuzlattıklarını, bunların risk ağırlıklarını değiştirdiklerini söyledi. Ocak başında ilave tedbirler aldıklarını ve belli ürünlerde ithalatı etkileyecek bir takım vergi düzenlemelerine gittiklerini aktaran Bakan Şimşek, "Şubat ayında ilave makro ihtiyati tedbirler devreye girdi. Şu an itibariyle gündemde yeni tedbir yok. Kredi hacmindeki yavaşlama bizim öngördüğümüz çerçevede gidiyor. Son 13 haftalık kredi hacmindeki momentuma bakarsanız yıllık artış yüzde 12'lerde. Biz yüzde 10-15'i de zaten uygun görüyoruz" değerlendirmesinde bulundu.

Şimşek, 3. Havalimanı'nda ÇED raporu alınıp alınmadığına yönelik soruyu şöyle yanıtladı:

"Basından görebildiğim kadarıyla temelleri haziran ayında atılacak. Temelleri atılacaksa muhtemelen bahsettiğiniz hususlar çözülmüştür. 3. Havalimanı Türkiye'nin olmazsa olmazı. Aslında bizim hemen bir havalimanına ihtiyacımız var. Atatürk Havalimanı kapasitesinin çok ötesinde çalışıyor. Birçok ülkenin uçuş talebini karşılayamıyoruz. En son Körfez'e yaptığımız ziyarette bu konuda çok şikayet aldık, hatta şikayet değil, 'Siz bizim havayollarının Atatürk Havalimanına uçmasına izin vermezseniz biz de Türk Hava Yolları'nı sınırlarız' şeklinde tehditler aldık ama çözüm ürettik. Devlet olarak 3. Havalimanı'nın bitmesi için tam bir seferberlik ilan edilmesi gerekiyor. Bu havaalanı bitmezse Türk turizmi ve havacılık sektörü olumsuz etkilenecek, onun için ne gerekiyorsa yapacağız. Bu havaalanını en kısa sürede bitirmemiz lazım. Sabiha Gökçen Havalimanı ve Atatürk Havalimanı yavaş yavaş kapasitesinin ötesinde bir noktaya geçiyor. Atatürk Havalimanı'nda bir genişlemeye gidiyoruz. Mevcut kargo terminalini yıkacağız, yeni bir kargo terminali yaptık. O kargo terminali yerine yolcu terminali yapacağız. Askeri bir saha vardı, biz orayı aldık uçaklar için park yerine dönüştürüyoruz, yeni taksi yolları yapıyoruz. Orada bir teneke mahallesi var onu da yıkıyoruz. Biz harıl harıl Atatürk Havalimanı'nın kapasitesini genişletmeye ve önümüzdeki birkaç yıl idare edecek noktaya getirmeye çalışıyoruz. 3. Havalimanı'nın temeli atıldıktan sonra hızlı şekilde gider."





- "Çözüm sürecinden rahatsız olan kesimler var"

Çözüm sürecine ilişkin bir soru üzerine Şimşek, demokratikleşme ve çözüm sürecinden rahatsız olan kesimlerin bulunduğunu belirterek, "Siyaseten veya başka türlü kendi menfaatlerine aykırı görenler, menfaati zedelenenler var. Ama bizim milletimiz çözüm sürecinin arkasındadır. Güneydoğu'daki hemşehrilerim, kardeşlerim çözüm sürecini destekliyor. Bizim oradaki köy ismini değiştirmemiz sembolik bir adım ama Türkiye'de bir zihniyet devriminin olduğunun göstergesidir. Türkiye yeni köy ismiyle şunu diyor; 'Red, inkar ve asimilasyon siyaseti geride kalmıştır, hepimiz kardeşiz, kardeşlik hukuku içerisinde bu güzel ülkemizi büyüteceğiz' mesaj budur. Ben inanıyorum ki milletimiz bu mesajı güzel bir şekilde almıştır. "

Şimşek, Türkiye'nin güçlenmesi, iç huzur ve refahının artması, terörün bitmesi, anaların ağlamamasının terör örgütü de dahil bazı kesimleri rahatsız ettiğini ifade ederek, "Ortalığı kaşıyanlar var. Milletimiz buna fırsat vermeyecek ve çözüm sürecinin arkasında olacaktır. Bu bir süreçtir, iniş çıkışlar olabilir ama çözüm süreci Türkiye'nin hayrınadır. Güçlü bir destek söz konusudur" dedi.

"TCMB faiz indirimi yaparsa bu enflasyon üzerinde baskı yaratır mı? şeklindeki bir soruya Şimşek, varsayımsal sorulara prensip olarak cevap vermediğini söyledi.

Bakan Şimşek, enflasyonun gelecek dönemde muhtemelen düşeceğini belirterek, şunları kaydetti:

"Neden düşecek. Çünkü Türkiye'de bir talep baskısı yok. Atıl kapasite var. Kurda geçen yıl mayıs ayından itibaren bir hareketlilik, Türk Lirası'nda bir değer kaybı vardı. O duruldu. Enerji fiyatları son 10 yıldır yükselişteydi. Son dönemde 100-110 dolar arasında istikrara kavuşmuş durumda... Geriye bir tek tahmin etmemizin zor olduğu gıda fiyatları var. Bir miktar Türkiye'deki kuraklıkla bir miktar dünyadaki gıda fiyatlarıyla ilişkili. Onun da etkisinin sınırlı olacağını kanısındayım. Enflasyon haziranda açıklanacak rakamla zirveyi bulmuş olacak. Muhtemelen haziran ayı sonrasında enflasyon TCMB'nin tahminleri çerçevesinde düşmeye başlayacak."





- Emlak Vergisi'nde reform

Emlak vergileri ile ilgili bir soruyu da Şimşek, emlak vergilerini belediyelerin aldığını belirterek, " Emlak vergilerinin tespitinde yerel idarelerin tabii ki etkisi... Biz belirleyici değiliz. Tabii ki komisyonda Maliye'nin de temsilcileri var ama esas belirleyiciler yerel idareler. Belediyeler ve il özel idareleri. Dolayısıyla emlak vergi beyan değerlerinin aşırı yükseltilmesini Maliye'ye yüklemeyin. Ne geliri bize geliyor ne tespitini biz yapıyoruz. Bizim de orada üyemiz var. Sonuçta bu emlak vergi değeri sistemin reforme edilmesi gerektiği açıktır. Orada bir reforma ihtiyaç vardır. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ve ilgili idarelerle tabii ki bu noktada ortak bir çalışma gerekiyor. İnanıyorum ki gelecek dönemde yapılacak reformlardan bir tanesi de bu alanda olur. Bizim artık emlak vergi değeri ile piyasa değeri arasındaki farkı ortadan kaldırmamız lazım. Bu kamulaştırmada da sorunlara yol açıyor. Vergilendirmede de sorunlara yol açıyor. Bir çok konuda sorunlara yol açıyor. Bunu aşmamızın yolu iyi, güzel bir reform yapmaktır."