Advertisement
KÜRESEL PİYASALAR ABONE OL

Eskiden Amerikan Merkez Bankası (Fed) için söylerdik, “Bernanke zorunda mı?”  diye, "parasal genişleme yapmak zorunda mı" anlamına gelen sorgulamayla gelişmiş ülke merkez bankası başkanlarının hepsi yüzleşmiştir. Avrupa Merkez Bankası'ndan (ECB) gelebilecek bir adım, Fed veya Japonya Merkez Bankası (BOJ) adımlarına nazaran anlaşılması güç bir adım olacak gibi duruyor. “KOBİ’lerin bilançolarına güvensizlik”, “talep olmayınca kredi neye yarar”, “banka bilançolarında zayıflık” gibi birçok konuyla beraber bir bütün olarak bakmak lazım.  Uzun süre dezenflasyon süreci yerine “düşük enflasyon” demeyi tercih eden Draghi için artık aksiyon zamanı. Genelde düşük faizlerin ve LTRO’ların, tüketiciye kolay borçlanmadan ziyade bankalara arbitraj imkanı yarattığını tecrübe etmiştik.  Artık “düşük enflasyon “süreci Avrupa’nın güneyinden giriş yapsa da, Almanya’ya baktığımızda %1 beklenen enflasyonun %0,6 gerçekleşmesi, bize neden Bundesbank Başkanı Weidmann’ın da parasal genişlemeye onay verdiğini  kanıtlıyor gibi.

Faiz indiriminin yanındaki havuç ne olur?

Draghi geçen hafta Portekiz’in küçük kasabası Sintra’dan seslenirken Avrupa ülkelerinde şirketler arasında kredi olanaklarındaki farkın büyüklüğünden bahsetmişti. Finansal problem yaşayan şirketler Almanya’da %1 iken, İspanya’da %25, Portekiz’de ise şirketlerin 3’te 1’i bu işten muzdarip. Şu ana kadar ilk etapta 40 milyar euro’luk koşullu LTRO, mevduat faizi ve politika faizinde indirim fiyatlamalara girdi. Parasal genişleme için bir sonraki adımlar bekleniyor. 10-15 baz puanlık politika faizinde indirim, piyasaları şaşırtmayacağı gibi daha üzerinde bir orandaki indirim euroyu olumsuz etkileyebilir. Bir de faiz indirimiyle beraber etkili olabilecek SMP sterilizasyonunun kaldırılması meselesi var. Bu işe Almanların çok sıcak bakmadığını biliyoruz, ancak faiz indiriminin yanında yapılırsa etkili olabileceği konuşuluyor. Faiz indiriminin yanında gelebilecek bir LTRO da yine etkili olabilecek diğer bir seçenek.  Parasal genişleme bu toplantının kapsamında beklentiler dahilinde değil ancak bahsinin geçmesi bile euroda negatif algıya yol açar. Bir yandan Draghi’nin piyasaları bu adımın bir seferlik bir hareketten ziyade sadece bir başlangıç olduğuna inandırması lazım ama tarih bize kılavuzluk ederse, biliyoruz ki sözlü yönlendirmede başarılı bir merkez bankası başkanı kendisi.

Biz bir yandan işin gelişmekte olan ülke fonlarına akım tarafına bakıyoruz. Bizim gibi piyasaları bir anlamda parasal genişleme kısmı ilgilendiriyor ama Avrupa hisse senetleri adına özellikle hangi bankanın bu işten en pozitif etkilenebileceği senaryoları yapılmaya başlandı bile. 2014’te sektörün gerisinde kalan Garanti’nin İspanyol ortağı BBVA’da yukarı potansiyel görülürken, Mart ayındaki zirve seviyelerinden düzeltme gören Banco Popular ve Bankia da umut vadeden bankalar olarak sıralanıyor. Şirketler tarafında da, her ne kadar son dönemde baskı altında kalsa da, Ereğli’nin ortaklarından Arcelor Mittal’in de ECB hareketinden olumlu faydalanabileceği belirtilmiş.

Son söz: Genel görüş Draghi'nin bu sefer kaçamayacağı ve harekete geçeceği yönünde.

Aşağıdaki grafiktede neden ilk adımın KOBİ’ler üzerinden geleceğini açıklar bir tablo var.  Almanya’daki "pretzel" satan bir esnafla İspanya’da "churros" dükkanı sahibi neden bankaya gittiklerinde aynı oranlarla karşılaşmıyor onu gösteriyor.



BloombergHT Araştırma
Ayşe İyigündoğdu
aiyigundogdu@bloomberg.net