Bloomberght
Bloomberg HT Haberler TCMB Başkanı Erdem Başçı, Konya'da Para Politikaları Konferansı veriyor

Başçı: Biz de insanız, faizlerin yüksek olmasını istemeyiz

TCMB Başkanı Erdem Başçı, Konya'da Para Politikaları Konferansı veriyor; Başçı, "Yüzde 4'lük büyüme trendi fena durumda olmadığımızı gösteriyor." açıklamasında bulundu, "İstikrar için gereken önlemleri almaktan çekinmeyiz" mesajı verdi

Giriş: 16 Haziran 2014, Pazartesi 10:31
Güncelleme: 17 Haziran 2014, Salı 10:20

TCMB Başkanı Erdem Başçı, Konya'da Para Politikaları konferansı veriyor.

Başkan Başçı Konuşmasında;

· Gayri Safi Yurt İçi Hasılanın büyüme hızının yüzde 4’e yakın seyrettiğini,

· Tasarruf bilincinin ve basiretli borçlanmanın Türkiye’nin daha dengeli ve istikrarlı büyümesini sağlayabileceğini,

· Yıllık kredi büyüme hızının %15 seviyesine yaklaştığını,

· Enflasyondaki düşüşün Haziran ayı verisinden itibaren başlayacağının tahmin edildiğini,

· Cari işlemler açığında iyileşmenin devam etmesinin beklendiğini vurguladı.

Başkan Başçı, şubat ayında alınan makroihtiyati tedbirlerin son derece etkili olduğunu belirterek, "Tüketici kredilerinin büyüme hızı yüzde 15'in altına indi. Firma kredilerinin büyüme hızı ise yüzde 20'ler civarında. Bu seçici önlem işe yaradı. Bunun mevyelerini alacak mıyız? Kesinlikle alacağız. Türkiye gelecek yıl inanılmaz başarılı bir performans gösterebilir. Hem enflasyonu hem cari açığı düşüreceğiz, hem de büyüme iyi gelecek" dedi.

Başçı, "İstikrar için gereken önlemleri almaktan çekinmeyiz." mesajı verdi.

TCMB Başkanı Erdem Başçı, "Biz, para politikasında istikrar için, istikrar yönünde, bütün bu tedbirlerden arta kalan ilave bir ayarlama ihtiyacı varsa, hiç çekinmeden elimizdeki her türlü aracı, döviz silahımızı, faiz silahımızı, hangisini şartlar nasıl gerektiriyorsa istikrarı sağlayıcı yönde kullanacağız. Para politikası tedbirleri kısa vadeli faizleri etkiler ve geçicidir ama istikrarı sağlar" dedi.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı (TCMB) Erdem Başçı, "Merkez Bankası bir vesayet kurumu değildir. Merkez Bankası vasi değildir, bir acentedir. Teknik bir kurumdur, siyasetin dışındadır ve şeffaftır" dedi.

- "5'i görmeden rahat etmem"

Türkiye'nin enflasyonu düşürme sürecine girdiğini, yani dezenflasyon dönemi yaşadığını anlatan Başçı, son 44 yılın en düşük enflasyonunun yüzde 6,2 ile 2013 yılında yaşandığını söyledi.

Başçı, şöyle devam etti:

"Bizim bundan sonraki hedefimiz 6,2'nin de altında 5'e yakın bir enflasyonu bu yıl değil ama mutlaka gelecek yıl sağlamak. Bu da benim görev süremdeki son yıl sonu olacak. O yıl sonunda ben 5'i görmeden rahat etmem. 5'i göreceğim. Ondan sonra bakarız beraber. 2015 yılı Türkiye için çok önemli bir yıl. Türkiye 2015 yılında G-20 dönem başkanlığını alacak. Bütün dünya liderleri Türkiye'ye gelecek. İstanbul'da toplantı yapılacak. Benim o toplantıya gidip, 'enflasyonu 5'e indiriyoruz arkadaşlar, bu da son 45 yılın Türkiye'nin en düşük enflasyonudur' diyebilmem gerekiyor. İnşallah bunu yapabilecek bir imkanımız var. Şartlar şu anda bu yönde görünüyor. Türkiye'de enflasyon yüzde 68-70'den tek haneye nasıl düştü? Mucize gibi bir şey. Biz, para politikasında istikrar için, istikrar yönünde, bütün bu tedbirlerden arta kalan ilave bir ayarlama ihtiyacı varsa, hiç çekinmeden elimizdeki her türlü aracı, döviz silahımızı, faiz silahımızı, hangisini şartlar nasıl gerektiriyorsa istikrarı sağlayıcı yönde kullanacağız. Para politikası tedbirleri kısa vadeli faizleri etkiler ve geçicidir ama istikrarı sağlar."

Başçı, "Enflasyon ölçülür. Hedef bellidir. Tutturdun mu tutturamadın mı? 5 yılın sonunda bakarsınız kaç yıl tutturdunuz kaç yıl tutturamadınız? Başkan başarılı mı başarısız mı? Belli olur. Neden 5 yıl? Çünkü parasal aktarım mekanizması gecikmeli çalışır. Bugün aldığınız bir karar 1,5 - 2 - 3 yıl sonra etkisini gösterir. O yüzden sabır gerekir" dedi.

TCMB Başkanı Erdem Başçı, "Biz de insanız, bu ülkenin bir vatandaşıyız ve faizlerin yüksek olmasını istemeyiz. Ama bunu yapmak gerekiyor. Bizim için bu bir politika aracıdır, alet edevat takımından bir tanesidir. Bir alet eksik olsa gereken işi yapamayabilirsiniz" daçıklamasında bulundu.

Başçı, toplantıda "Ekonomik Görünüm ve Para Politikaları" konulu sunumunda, Türkiye'de kurulan firma sayısında artış olduğunu ifade ederek, bunun iyi bir şekilde değerlendirildiğini, Merkez Bankası'nın da 131 milyar dolara yakın döviz rezervi bulunduğunu söyledi.

Cari işlemler açığında iyileşmelerin devam etmesinin beklendiğini ifade eden Başçı, son dönemlerde yaşanan olaylar ve dünyadaki gelişmeler ışığında Türkiye'nin yüzde 4 büyümesinin büyük bir başarı olarak kabul edildiğini belirtti.

Merkez Bankası'nın faiz artırımı konusuna da değinen Başçı, şöyle konuştu:

"Amerika'da ve İngiltere'de işsizlik oranlarında düşüş devam ediyor. Avro bölgesi için yüzde 11 civarında bir işsizlik var. Halen yüksek ve dolayısıyla Avrupa Merkez Bankası burada genişletici adım atmaya devam ediyor. Amerika ve İngiltere Merkez Bankası da 'ben artık yavaş yavaş faiz oranlarını artırma konusunda hazırlıklar yapıyorum 'diye son bir yıldır kamuoyuna mesajlar veriyor. Amerikalılar daha önce başladılar. Mayıs ayında işaretler vermeye başladılar. İngiltere Merkez Bankası daha yeni bir kaç gün önce, 'biz de ufak bir faiz artışı düşünebiliriz' dediler. Şu soruyu kendimize soralım. Neden İngiltere Merkez Bankası ve Amerikan Merkez Bankası faizleri artıracağını söyleyebiliyor? Faiz artırmak kötü bir şeyse bunu kendilerinin yapmamaları lazım. Neden yapıyorlar? Bunun her türlü sebebi var, teknik sebebi var, tartışabiliriz."

- "Merkez Bankası bir aracıdır, bir vekildir"

Türkiye'de iki tane önemli değişiklik olduğuna dikkati çeken Başçı, bunlardan bir tanesinin mali disiplin, ikincisinin ise Merkez Bankası'nın Hazine'ye doğrudan borç vermemesi olduğunu dile getirdi.

Başçı, şöyle devam etti:

"Merkez Bankası bağımsızlığı dediğimiz şey nedir? Bunlardan bir tanesi; Merkez Bankası bütçe finansmanıdır. Para basarak kamuyu finanse etmemek. Bu geldi, yasaklandı. İkincisi; hükümet Merkez Bankası'na bir hedef verir, enflasyon hedefi verir, istişare ile belirler. O enflasyon hedefini tutturmak da Merkez Bankası'nın görevidir. Merkez Bankası kendisi her türlü teknik değerlendirmesini yapar, her türlü görüşü dinler, en doğru kararı elindeki araçlarla kullanarak yapar. Aslında Merkez Bankası bir aracıdır, bir vekildir. Hükümetin vekilidir. Zor bir işi var, karışık bir işi var, siyaseten de netameli bir işi var. Faiz artırmak hükümet için kolay olmayabilir, gerektiğinde artırmamız gerekebilir. Dövize müdahale de her zaman tartışmalı bir konudur. Hükümetin bunu yapması zor olabilir. 'Bu işi ben teknik kuruma, Merkez Bankası'na havale edeyim. Vekilim olsun. Bakalım, başarıyor mu, başaramıyor mu? Başaramıyorsa kendisi sorumludur der' ve bağımsızlık bundan ibarettir. Merkez Bankası bir vesayet kurumu değildir. Merkez Bankası vasi değildir, bir acentedir. Teknik bir kurumdur, siyasetin dışındadır ve şeffaftır. Enflasyon ölçülür. Hedef bellidir. Tutturdun mu tutturamadın mı? 5 yılın sonunda bakarsınız kaç yıl tutturdunuz kaç yıl tutturamadınız? Başkan başarılı mı başarısız mı? Belli olur. Neden 5 yıl? Çünkü parasal aktarım mekanizması gecikmeli çalışır. Bugün aldığınız bir karar 1,5 - 2 - 3 yıl sonra etkisini gösterir. O yüzden sabır gerekir."

- "Elimizde gerçekten çok kuvvetli araçlar var"

Türkiye'de enflasyonun çift hanelere çıkma riski varken yüzde 9,7'de kaldığını anımsatan Başçı, şunları kaydetti:

"Bu ay bunda bir miktar düşüş olacak. Bu düşüşün daha sonraki aylarda devam etmesini bekliyoruz. Çok önemli, büyük bir şok gelmezse. Büyük şok gelirse ne olur? Bizim elimizde gerçekten çok kuvvetli araçlar var. Biz tek araçla, sadece döviz satışı aracıyla, neredeyse 5-6 ay faizleri artırmadan, yatay, istikrarlı bir döviz kuru sağladık. Hem faiz hem de döviz silahıyla her türlü şoka karşı elimizden geleni yaparız. İstikrarı yine sağlarız. Vatandaşlarımız müsterih olsunlar. İş adamlarımız çok aşırı cesur olmasınlar. Çünkü sonuç olarak güneyimizde, kuzeyimizde, batımızda ve doğumuzda çok enteresan gelişmeler oluyor. Dolayısıyla, temkinli olmakta fayda var. Fakat, endişeye de mahal yok. Merkez Bankası gerektiğinde gereken tedbirleri alır ve istikrarı sağlar. Bu güven olursa bizim hiçbir şeyden endişe etmemize gerek yok. Aşırı endişe etmemize gerek yok. Dileriz ki, sorunlar sulh içinde çözülür."