Bloomberght
Bloomberg HT Haberler İran: Batının imtiyaz elde etme çabası sonuç vermeyecek

İran: Batının imtiyaz elde etme çabası sonuç vermeyecek

Dışişleri Bakanı Zarif, ülkesinin nükleer programda anlaşma sağlanması konusunda kararlı olduğunu söyledi; "Batının son dakikada imtiyaz elde etme çabası sonuç vermeyecek" vurgusunda bulundu

Giriş: 03 Temmuz 2014, Perşembe 10:16
Güncelleme: 04 Temmuz 2014, Cuma 11:10

İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif, ülkesinin 20 Temmuz'a kadar Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi'nin 5 daimi üyesi ve Almanya (5+1) ile nükleer anlaşma sağlanması konusunda kararlı olduğunu belirterek, "Önümüzdeki üç hafta içinde gereksiz nükleer krizi sonlandırmak ve tarih yazmak için eşsiz bir fırsata sahibiz" dedi.

Zarif, video paylaşım sitesi Youtube'dan 5+1 ülkelerine hitaben yayınladığı mesajında, Batılı hükümetlere müzakerelerin son anında imtiyaz kazanma çabası peşinde olmamaları konusunda uyardı ve yaptırımların İran'a boyun eğdiremeyeceğini söyledi.

Arak Ağır Su Reaktörü'nün yakın zamanda faaliyet göstermeye başlayacağına işaret eden Zarif, "Önümüzdeki üç hafta içinde tarih yazmak için eşsiz bir fırsata sahibiz. Bu, İran'ın nükleer programı konusunda kapsamlı bir anlaşmaya varmak ve bizi son haftalarda Irak'ta meydana gelen korkunç olaylar gibi ortak sorunlara çözüm bulma çabalarından alıkoyan gereksiz nükleer krizi sonlandırmak için eşsiz bir fırsat" dedi.

Süreçle ilgili bilgi veren Zarif, sözlerine şöyle devam etti:

"Nükleer mesele 2005 yılında çözüme kavuşturulabilirdi. İranlıların baskıya tepki vereceklerini söylediğimde sözlerim dikkate alınmadı. George Bush hükümeti, uranyum zenginleştirmenin durdurulması talebinde ısrar ederek tüm anlaşmayı bozdu. Sonraki 8 yılda da baskı ve yaptırım yolunu seçtiler. Yaptırımlar tam anlamıyla sarsıcı ve hatta ölümcüldü. İranlı kanser hastaları, kendi bütçeleriyle bile ilaçlarını temin edemiyorlardı, çünkü dünya kanser bankaları İran sermayesinin transferini önlemek için ABD Hazine Bakanlığı tarafından baskı altında tutuluyorlardı. Ancak, bilim adamlarımızın öldürülmesi, çevresel felaketlerle sonuçlanma riskine rağmen nükleer tesislerimize yapılan sabotajlar ve sürekli tekrar edilen askeri tehditler, bir işe yaramadı ve nükleer programımızı durduramadı. Aslında bu girişimlerin tümü ters tepti."

Uranyum zenginleştirmenin durdurulması konusundaki ısrarın İran'ın santrifüj sayısının 100 katına çıkarak 20 bine ulaşmasıyla sonuçlandığını belirten Zarif, "Amerika yapımı olan araştırma reaktörümüze yakıt satmamaları bizi yakıt üretmek için uranyum zenginleştirme seviyemizi yüzde 3.5'tan yüzde 20'ye çıkarmaya zorladı. Kanser hastalarını tıbbi radyo-izotoplardan mahrum bırakmaları, bizi ağır su reaktörü inşa etmeye ve çok yakın zamanda faaliyete geçecek tam teçhizatlı komple bir tesis oluşturmaya zorladı. Nükleer tesislerin bombalanması tehditleri bizi etrafındaki dağlarla korunan Fordo tesislerini inşa etmeye zorladı. Batılı hükümetler, bu durumu kendi elleriyle yapmalarına karşın itiraz etmeye başladılar" dedi.

Batılı ülkelerin son anda imtiyaz elde etme çabalarının 2005'te elde ettiklerinden daha iyi sonuçlar doğurmayacağı uyarısında bulunan Zarif, "Hala İran'ın müzakere masasına oturmasına ambargoların sebep olduğuna inananlara sadece şunu söyleyebilirim: İran geçen sekiz yıllık baskı sürecinden, aslında son 35 yıldaki süreçten alnının akıyla çıkmıştır. İran halkı yaptırımlar karşısında boyun eğmedi, eğmiyor ve eğmeyecek. Mevcut durumu gün geçtikçe kötüleştiren bu döngüden çıkabilmemiz için hala fırsat var. Karşılıklı saygı duymalıyız. Biz iyi ya da kötü bir anlaşma değil, uygulanabilir ve kalıcı bir anlaşma sağlanması için çaba gösteriyoruz. Her anlaşma, taraflardan birinin tutumunu dayatmasıyla değil, karşılıklı anlayış sonucunda elde edilmelidir" ifadelerini kullandı.

İran'ın gerekli önlemleri alarak nükleer programının her zaman barışçıl kalacağını garanti etmeye hazır olduğunu belirten Zarif, "İran'ın bomba ürettiği efsanelerine son vermek için hala bir şans var. 250 yıldır hiç bir saldırganlık sabıkası olmayan geçmişimiz bu iddiayı kanıtlamaya yeterlidir. Hükümetim, bu gereksiz krizi 20 Temmuz'a kadar sonlandırmaya kararlıdır. Meslektaşlarımın da aynı kararlılığa sahip olmalarını umuyorum" dedi.