Advertisement
TÜRKİYE EKONOMİSİ ABONE OL

CHP'nin 101. Ekonomi Raporu'nda, "Türkiye dünyanın en yüksek cari açığını veren 4'üncü ekonomisi oldu" iddiasında bulunuldu.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak koordinasyonunda hazırlanan "101. Ekonomik Görünüm Raporu"nda, Cumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ekonomideki genel durumla ilgili son dönemde gazetelere verdiği ilanlardaki veriler değerlendirildi.

Raporda, Erdoğan'ın ekonomiyle ilgili verdiği ilanlarda, ilan başlığı dışında yer alan 15 cümlenin neredeyse tamamının yanlış ya da eksik bilgi içerdiği öne sürülerek, "Yanlış bir kez olursa bunun adı hatadır. Ancak aynı metinde yanlışlar arka arkaya tekrarlanırsa bunun adı katmerli yalandır" sözlerine yer verildi.

Erdoğan'ın verdiği ilanlarda yer alan 12 iddiaya karşı, raporda şu değerlendirmelerde bulunuldu:

"Erdoğan'ın, 'Ekonomik istikrarın ve hızlı büyümenin güvencesi olduğu' iddia ediliyor. Oysa, AKP iktidarlarında büyüme hızı sürekli geriledi. AKP, 2003-2007 yıllarını kapsayan ilk iktidar döneminde bir önceki iktidarın 2001 krizi sonrasında ekonomide siyasi bedelini göze alarak yaptığı mıntıka temizliğinin meyvesini yedi. Ekonomi ilk 4 yılda adeta otomatik pilotla idare edildi. Tüm AKP iktidarları döneminde elde edilen büyüme hızı ise Türkiye'nin geçmişteki büyüme hızlarının gerisinde kaldı."

OECD verilerine göre, Türkiye'nin 34 OECD üyesi ülke içinde "geliri en adaletsiz dağılan üçüncü ekonomi" olduğunun belirtildiği raporda, "AKP göreve gelmeden önceki 27 yılda devletin faiz ödemesi 251 milyar dolardı, son 11 yılda devletin ödediği faiz 367 milyar dolara ulaştı. Sadece devletin değil, ailelerin faiz ödemesi de son 11 yılda katlandı. AKP'nin göreve geldiği 2002 yılında ailelerin faiz ödemesi 1,6 milyar dolardı; 11 yılda yüzde bin 73 artarak 2013'te 19,2 milyar dolara çıktı. Sıcak paracılar da bu dönemde karına kar kattı. 2002'de Borsaya 1 milyon dolar getiren Londralı bankacının parası yaklaşık 11,5 yılda 6,3'e katlanarak 6 milyon 341 bin 281 dolar oldu. Faiz lobileri ve sıcak paracılar köşeyi döndü" ifadelerine yer veridi.

-"Türkiye ekonomisinin, en kırılgan ekonomi" olduğu iddiası

Raporda, Türkiye'nin üyesi olduğu OECD, Dünya Bankası, Uluslararası Finans Enstitüsü gibi uluslararası kuruluşların Türkiye'yi en kırılgan ekonomi listelerinde başa koymaya başladığının ileri sürülerek, şunlar kaydedildi:

"Türkiye, 2002'de dünyanın en yüksek cari açığına sahip 40'ıncı ekonomisiydi. 2011'de 3'üncülüğe yükseldi. 2013 itibariyle Türkiye dünyanın en yüksek cari açığını veren 4'üncü ekonomisi oldu. Türkiye en yüksek cari açık veren ülkeler sıralamasında ilk 5'e yerleşti... AKP, IMF borcunu ödedik deyip ülkenin çığ gibi büyüyen dış borcunu ve özelleştirmelerle elden çıkan kamu varlıklarını gözlerden saklıyor. 22 milyar dolarlık IMF borcunu ödemekle övünen statükonun adayı, Türkiye'nin dış borcunu üçe katladığını söylemiyor. 2002'de 130 milyar dolar olan Türkiye'nin dış borcu 2014 Mart ayı itibariyle 387 milyar dolara çıktı. 2002'de her bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşına düşen dış borç bin 963 dolar iken, 2013 sonunda her bir vatandaşın sırtına yüklenen dış borç 5 bin 103 dolara yükseldi. Dolayısıyla IMF borcu devletin sırtından alınıp katmerli bir şekilde dış borç olarak milletin sırtına yüklendi... Son dönemde yüzde 3'lere gerileyen büyüme hızı ile Türkiye ilk 10 ekonomi arasına giremez. Mevcut statüko 'üretimi' değil 'tüketimi', 'sanayi ve tarımı' değil 'AVM'leri', 'geliri artıran' değil 'borcu artıran' ekonomi politikalarını devam ettirdiği sürece ilk 10 ekonomi arasına giremeyiz."

AA