Advertisement
SEKTÖR HABERLERİ ABONE OL

Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Standard&Poor's (S&P) Bankacılık Analisti Göksenin Karagöz, "Merkez Bankası faiz indirimlerine devam ederse faiz marjlarındaki daralmanın ve dolayısıyla karlılık oranlarındaki azalmanın biraz hız kaybetmesini bekliyoruz" dedi.

Türk bankacılık sektörüne ilişkin soruları yanıtlayan Karagöz, bankaların açıkladığı ilk yarı rakamlardan da görüldüğü üzere karlılıkta 2010 yılından bu yana gözlemledikleri negatif seyrin devam ettiğini söyledi.

S&P'den reytingi olan 4 büyük Türk bankasının ortalama aktif karlılıklarının ilk 6 aylık verilere göre yüzde 1 ve yüzde 1,7 arasında değiştiğini belirten Karagöz, şunları kaydetti:

"Halbuki 2010'da aynı rasyo yüzde 1,8 ve yüzde 2,7 arasında idi. Bu çok şaşırtıcı değil zira burada 3 etken rol oynuyor. Birincisi kredilerdeki büyümenin hem iç dinamikler, hem de Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun (BDDK) aldığı tedbirler nedeniyle yavaşlamış olması. İkincisi faiz marjlarının biraz yüksek rekabete biraz da konjonktüre bağlı olarak azalmaya devam etmesi. Son olarak da özellikle 2014 için geçerli, bankaların tüketicilerden alabildikleri masraf ve komisyonları sınırlayan yeni kurallar."

Yılın geri kalanında Türk bankacılık sektörünün performansına ilişkin beklentilerini paylaşan Karagöz, "Eğer Merkez Bankası faiz indirimlerine devam ederse faiz marjlarındaki daralmanın ve dolayısıyla karlılık oranlarındaki azalmanın biraz hız kaybetmesini bekliyoruz" dedi.

- "Rüzgar halen birçok bankacılık sistemi için arkadan esmeye devam ediyor"

BDDK'nın kredilere ve kredi kartlarına getirdiği düzenlemenin sektöre etkilerini değerlendiren Karagöz, ücretlerle ilgili son taslak düzenlemenin bir öncesine göre gelirlerinin daha fazla kısmını bireysel bankacılıktan elde eden bankalar açısından daha iyi göründüğünü dile getirdi.

Karagöz, taksitlendirme sınırlandırmasının da kredi kartlarındaki aşırı büyümeyi yavaşlattığı için olumlu bulduklarını vurgulayarak, "Tabii ki iki düzenlemenin de karlara yansıması negatif olacak" ifadesini kullandı.

ABD Merkez Bankası'nın (Fed) erken faiz indirimine gitmesinin bankacılık sistemine ve özelde Türk bankacılık sektörüne etkilerini anlatan Karagöz, Fed'in tahvil alımlarını azaltması ve olası faiz artırımının gelişmekte olan piyasalara etkisinin uzun zamandır konuşulduğunu ancak bunun gerek fiyatlara gerekse likiditeye yansımasının henüz beklendiği kadar olmadığını ve bu durumun Türk bankaları için de geçerli olduğunun altını çizdi.

Karagöz, şöyle devam etti:

"Dolayısıyla global piyasaların tansiyonunu belirleyen en önemli iki kurumun kararları birbirini nötrlüyor. Diğer yandan likidite halen Türkiye dahil birçok gelişmekte olan ülkeye akmaya devam ediyor. Geçtiğimiz aylar birçok Afrika ülkesinin oldukça makul oranlarda borçlandığını gördük. İspanya, Portekiz gibi halen ekonomik sıkıntılarını atlatmaya çalışan ülkelerin borçlanma faizlerindeki düşüşler de diğer örnekler. Yani rüzgar halen birçok bankacılık sistemi için arkadan esmeye devam ediyor. Bu rüzgarın yavaşlaması halinde fiyatlarda marjinal bir artış bekliyoruz. Ancak bu büyük Türk bankalarının vadesi gelen kredilerini yenilemelerinde bir soruna yol açmaz. Fakat bizim uzun zamandır altını çizdiğimiz bir husus artık birçok piyasa katılımcısı tarafından dile getiriliyor. Türk bankalarının kısa vadeli borca olan bağımlılığındaki artış. Bu seyir devam ederse ki beklentimiz değil zira kredilerdeki artış hızı oldukça düştü. Olası bir likidite daralmasının hem fiyat hem de kredilerin yenilenme oranlarındaki negatif etkisi daha fazla olabilir."

- "Bu yıl kredi hacmi büyümesinin yüzde 15'in altında kalmasını bekliyoruz"

"Merkez Bankası'nın faiz indirimlerine devam edeceğini düşünüyor musunuz?" sorusuna Karagöz, "Bu soru için cevap veremiyorum" dedi.

Bankacılık sektörüne getirilen düzenlemelerden sonra bu yıl kredi hacmi büyümesinin yüzde 15'in altında kalmasını beklediklerini söyleyen Karagöz, tüketici kredilerinde bu oranın daha az olabileceğini öngördüklerini ifade etti.

Türk bankacılık sektörünün benzer kategorideki ülkeler ile kıyasladığında güçlü ve zayıf yanlarını değerlendiren Karagöz, şöyle konuştu:

"En son yayınladığımız sistem analizi (BICRA) raporunda belirttiğimiz hususlar halen geçerli. Bankacılık sisteminin güçlü yanları arasında hanehalkı ve şirket borçluluğunun benzer ülkelere kıyasla daha düşük seviyelerde olması. Bankaların düzenleme ve denetlemelerinin birçok gelişmekte olan ülkenin önünde olması ve sistemin karlılığının alınan risklere göre halen oldukça yeterli seviyede olması var. Zayıf yanları ise kısa vadeli dış borçtaki artışa bağlı olarak fonlama profilindeki zayıflama ve negatif seyir, kişi başı milli gelirin aynı peer (eş-denk) grubundaki ülkelerin altında olması ve özel sektörün yüksek Döviz borcundan kaynaklanan kredi riskleri."

- "Portekiz'in Bank of Espirito'ya sağladığı 4,4 milyar euro tutarındaki yardımın ülke reytinglerimize bir etkisi yok"

"Portekiz'de Banco Espirito Santo'da (BES) yaşanan sorunun Avrupa'da başka bankalarda da görülmesini bekliyor musunuz?" soruna Karagöz, "Konuyla ilgili 13 Ağustos'ta yayımladığımız basın bülteni tahtında cevap verebilirim. Orada belirttiğimiz husus şu ki Portekiz'in BES'e sağladığı 4,4 milyar euro tutarındaki yardımın Portekiz ülke reytinglerimize bir etkisi olmadığı. Bunun bir sebebi BES'e sağlanan yardımın Portekiz ülke reytinglerini değerlendirirken yaptığımız varsayımlar doğrultusunda olması" şeklinde cevap verdi.

AA