Advertisement
PİYASALAR ABONE OL

Türkiye'de piyasalar, bugün açıklanacak olan Para Politikası Kurulu (PPK) kararlarını bekliyor. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) bugün toplanarak saat 14:00'te faiz kararını açıklayacak.

TCMB Ekim ayı PPK toplantısında, bir hafta vadeli repo ihale faizini değiştirmeyerek yüzde 8.25'te bırakmıştı. TCMB ayrıca faiz koridorunda da bir değişiklik yapmayarak, üst sınır olan gecelik marjinal fonlama oranını yüzde 11.25'te ve alt sınır olan gecelik borçlanma faizini ise yüzde 7.50'de tutmuştu.

TCMB ayrıca bugün, 1 hafta vadeli repo ihalesi ile piyasaya 10 milyar lira verdi. Bu düzey 13 Kasım'a göre iki kat fazla. Merkez Bankası'nın ağırlıklı ortalama maliyet oranı böylece yüzde 8.26'ya düşerken, 11 Kasım'da yüzde 8.45 seviyesindeydi.

Bloomberg anketine katılan ekonomistlerin tahmin medyanı, TCMB'nin faizlerde bu toplantıda da değişiklik yapmayacağı yönünde.

Görüşlerini aldığımız ekonomistler de ağırlıklı olarak TCMB'nin politika faizini değiştirmeyeceği görüşünde birleşirken, koridorda ölçülü bir indirim olabileceği de bazı ekonomistler tarafından dile getiriliyor.

BloombergHT.com'a değerlendirmelerde bulunan, JPMorgan Türkiye Başekonomisti Yarkın Cebeci, "Son fiyat hareketleri ve hem yerel hem de uluslararası yatırımcılarla teyit edildiği üzere, giderek daha fazla kişi TCMB'nin parasal genişleme ihtimali üzerinde iddialarda bulunmaya başladı. Faiz indirimi ya da faizlerin korunması için oluşan şartlara bakacak olursak; yatırımcı iştahının ve portföy akışının toparlanması, 5 yıllıklarda faizlerin düşük olması, yatırımcıların dezenflasyon ve dış yeniden dengeleme ihtimallerinin farkına vararak fiyatlamaya başlaması, petrol fiyatlarının beklenenden sert düşüşü ve TL'nin diğer para birimlerine göre daha iyi performans göstermesi faiz indirimi için geçerli sebepler. Faizlerin korunması için var olan sebepler ise; enflasyon ve enflasyon beklentilerinin yüksek olması, küresel finans piyasalarındaki belirsizliğin hala fazla olması, yerel ekonomik faaliyetlerin ılımlı fakat kaydadeğer bir büyüme göstermesi, erken bir faiz indiriminin TCMB'nin kredibilitesine zarar vermesi ihtimali ve 5 Aralık'ta not açıklayacak olan Moody's tarafından not düşürme riskini artırabileceği, TL'nin iyi performansına rağmen hala istenilen seviyelerde olmaması, jeopolitik risklerin yüksekliği ve hükümetin bu risklere odaklanmış olmasıyla TCMB'nin faiz indirimi için bir politik baskı altında olmaması şeklinde karşımıza çıkıyor. TCMB yakın dönemde büyük olasılıkla faizleri değiştirmeyecektir. Parasal genişleme ihtimalleri 2015'in ilk çeyreğinde, özellikle küresel risk iştahının ve TL'nin güçlü seyrine devam etmesi durumunda artabilir" dedi.

Garanti Yatırım Başekonomisti Gizem Öztok Altınsaç, "Her ne kadar ekonomistler tarafında TCMB’nin faizlerde bir değişiklik yapması beklenmiyor olsa da, bono piyasasının bir faiz indirimini fiyatladığını söylemek yanlış olmaz. Politika faizi; yüzde 8.25. Burada bugünkü toplantıda bir değişiklik beklemesek de, son birkaç aydır paylaştığımız şekilde görüşümüz aynı. 2015 ilk yarıda düşen enflasyonla beraber politika faizinin yüzde 7'ye düşmesini bekliyoruz. Faiz indirimlerine de yılın başlarında başlanması olası. Hatta TL’nin seyrine göre Aralık'ta dahi bir 25 baz puan indirim söz konusu olabilir. Fakat enflasyon beklentilerinin halen bozulmaya devam etmesinin TCMB’yi bağlayacağını düşündüğümüzden ilk indirim beklentimiz Ocak ya da Şubat 2015; yani enflasyon düşmeye başladığında. Faiz koridoru yüzde 7 - yüzde 11.25 aralığında. Burada bir indirim söz konusu olabilir. Özellikle koridorun alt bandında 25/50 baz puanlık düşüş olası. Üst bantta da 25 baz puanlık düşüş şu aşamada şaşırtıcı olmayacaktır. Toplantı ardından yayınlanacak olan metnin de ilerleyen vadede parasal gevşemenin gelebileceğine işaret eder yönde güvercin olmasını bekliyoruz" ifadelerini kullandı.

HSBC Hazine Grup Başkanı Fatih Keresteci ise beklentilerini BloombergHT.com'a "Piyasaların genel beklentisi, TCMB'nin faizlerde herhangi bir değişikliğe gitmeyip sıkı para politikasını koruyacağı paralelinde. Hem enflasyonun hem de enflasyon beklentilerinin yüksek düzeyde seyretmesi nedeniyle TCMB'nin bu tarz bir politika duruşu sergilemesi bekleniyor. Ancak, petrol fiyatlarındaki düşüş ve baz etkisi nedenleriyle yıllık enflasyonun 2015 yılı Nisan-Mayıs aylarında yüzde 7.0 civarına gelebileceği beklentisi, TCMB'yin önden bir adım atmaya itebilir. Bu da kendisini ölçülü bir faiz indirimi ile gösterebilir. Son dönemde sıklıkla faiz eğrisinin şekline işaret eden ve sıkı para politikası duruşu olarak yatay faiz eğrisini gösteren Banka, uzun vadeli faizlerin yüzde 8.0'in altına gerilemesini sebep göstererek 25 baz puan gibi ölçülü bir faiz indirimine gidebilir. Baz senaryomuz faizlerin sabit tutulması yönünde olsa da 25 baz puanlık bir faiz indiriminin sürpriz karşılanmaması gerektiği kanaatindeyiz. Zira, erken bir faiz indirimi, lirada değer kaybına yol açmak suretiyle petrol kaynaklı olumlu etkileri gölgeleyebilir. Piyasa yansıması olarak, faizlerin sabit bırakılması TL açısından olumlu; tersi ise değer kaybı yönünde bir etki doğurabilir" şeklinde yorumladı.

BloombergHT.com'a değerlendirmelerde bulunan, Saxo Capital Strateji Uzmanı Cüneyt Paksoy, "Bugün TCMB PPK toplantısından beklentimiz özellikle politika faizinde bir değişime gitmemesi yönünde. Belki sürpriz olarak bir sonraki toplantı için sembolik gösterge olması yönünde marjinal faiz olan koridorun üst tarafında ve belki de alt tarafta ölçülü 25-50 baz puanlık bir sürpriz indirimler yapılabilir ama ağırlıklı beklentimiz enflasyon kalıcı olarak düşene kadar ve global piyasalar denge bulana kadar TCMB'nin sıkı para politikası duruşunu koruyacağına dair söylemini devam ettirmesi ve bu toplantıda hiçbir değişime gitmeyerek bir nevi bekle-gör uygulayarak bir sonraki toplantıya daha uygun koşullar beklemesi. Fakat piyasalar hem gösterge tahvil tarafında hem de BİST tarafında ölçülü bir adım beklentisini kısmi fiyatlamış durumdalar. Bu bakımdan PPK toplantısı sonrası gelecek karara ve açıklamalara göre piyasalarda bir miktar volatilite izleyebiliriz" yorumunu yaptı.

Odeabank Ekonomik Araştırmalar Müdürü İnanç Sözer BloombergHT.com'a yaptığı yorumda, "Piyasa beklentilerinin aksine, faiz koridorunda ve politika faizinde ölçülü faiz indirimleri bekliyoruz. Son toplantıdan bu yana küresel ekonomideki gelişmeler, Türkiye’de makroekonomik istikrarın önümüzdeki dönemde iyileşeceğine dair sinyalleri kuvvetlendiriyor. Petrol fiyatlarındaki düşüşün arz yönlü olduğuna dair artan işaretler fiyatlardaki düşüşün kalıcı olduğu yönündeki görüşümüzü kuvvetlendirerek, ekonomide uç risklerin geride kaldığını teyit ediyor. Petrol fiyatlarındaki keskin düşüş sayesinde, Ekim ayında cari açığın beş yılın en düşük seviyesine gerileyeceğini, enflasyonun ise Aralık’tan itibaren düşerek yılın ilk çeyreğinde yüzde 7'nin de altına inebileceğini tahmin ediyoruz. Yüksek seyreden işsizlik oranı da göz önüne alındığında, makroekonomik görünümün para politikasında ölçülü bir gevşemeye imkan tanıdığını düşünüyoruz. Bir önceki toplantıdan bu yana yüzde 10’u aşan oranda gerileyen risk primleri ve 80 baz puan civarında düşen verim eğrisi de bu görüşümüzü destekliyor" ifadelerini kullandı.

ALB Menkul Değerler Araştırma Müdürü Yeliz Karabulut ise, BloombergHT.com'a değerlendirmelerde bulunarak, "Bugün Merkez Bankası'nın faiz kararında her ne kadar genel beklenti faiz indirimi olmaması yönünde olsa da, hem uzun hem kısa vadeli tahvil faizlerinde görülen gerileme bize piyasalar tarafından faiz indiriminin fiyatlandığını gösteriyor. Zira son dönemde emtia ve petrol fiyatlarındaki gerileme, diğer yandan küresel büyüme endişeleri, Merkez Bankası'nın faiz indirimine gitmekte elini güçlendiriyor. Bu açıdan piyasada genel beklenti faiz indirimi olmayacağı yönünde olsa da, gelebilecek bir faiz indirimi özellikle alt banttaki 50 baz puanlık bir indirim bizim için sürpriz olmaz" dedi.

BloombergHT.com Editörü
Fırat Taşvur
ftasvur@bloomberght.com