Yıldız: Türk Akımı ve TANAP rakip değil

Rusya ile görüşülen Türk Akımı projesinin TANAP'a rakip olup olamayacağının sorulması üzerine Yıldız, Türkiye'nin kabiliyetlerinin birçok projeyi aynı anda gerçekleştirmeye yönelik olduğunu ve bu projelerin birbirine rakip projeler olmadığını ifade etti.

Güney Akım'ın iptalinden sonra Türk Akımı projesine sıcak bakıldığını belirten Yıldız, "Biz TANAP'ın ortağıyız, yüzde 30 hissemiz var. Aynı şekilde Şah Deniz'de 468 kilometrekarelik bir alanda da hisselerimizi arttırdık. TANAP bizim elimizde büyüyor, öz varlığımızdır. Onunla alakalı rekabet oluşturma gibi bir siyasetimiz olmaz. Bu projeler Avrupa'da tüm kapasitesiyle kullanılan projelerdir. Biz, birçok diğer projeyle beraber Türkiye'nin siyasi istikrarını vurgulamış olacağız" diye konuştu.

Yıldız, TANAP'tan önce planlanan Nabucco Projesinin gerçekleştirilememesinin nedeninin sorulması üzerine, kaybedenin Türkiye değil Kuzey Avrupa ülkeleri olduğunu ve TANAP'ın Nabucco'nun yerini fevkalade şekilde aldığını söyledi.

Taner Yıldız, Macaristan Cumhurbaşkanı Janos Ader'in Türkiye ziyareti sırasında enerji konusunu görüştükleri anımsatarak, "Macaristan; Yunanistan, Makedonya ve Sırbistan üzerinden doğalgaz tedarik etmek istiyor. Gaz tedariki konusunda istekli. Macaristan Cumhurbaşkanı'nın 'bundan sonraki girişimleri beraberce takip edelim' dediği bir süreci yaşayacağız" ifadelerini kullandı.

Aynı zamanda Katar Emiri ile Afşin-Elbistan Santrali ile alakalı verecekleri teklif üzerinde konuştuklarını anlatan Yıldız, "Bu projenin mutlaka geliştirilmesi lazım. Petrol, gaz ve kömür projelerimizi aynı anda geliştirmemiz lazım" dedi.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Yıldız, 17 Aralık sürecine de değinerek, şunları kaydetti:

"17 Aralık süreci başarılı olsaydı bugün TANAP'tan bahsedemiyor olacaktık. Bütün bu projenin arkasındaki temel saygı, temel güç, bizim siyasi istikrardan aldığımız ve onun sürdürülebilirliğine olan inancımızdan kaynaklanıyor. Başka türlü, 'siyasi istikrar olmasın, ben enerji sektöründe acayip işler yaparım' diye bir şey yok. Hiçbir sektörün mutlak değer büyüklüğü siyasi istikrardan daha büyük değildir. O yüzden, siyasi istikrara sahip çıkmak yalnızca iktidar partisinin değil, muhalefetin, sivil toplum örgütlerinin, akademisyenlerin, sanat dünyasının ve hatta paralel yapının da sorumluluğudur. Onlar siyasi istikrara tehdit oluşturdukça biz herhangi bir taviz vermeyeceğiz. Kendini iyi niyetli olarak paralel yapının içerisinde hissedenler, gerçekleri önümüzdeki süreçte daha fazla görecekler. O yüzden, biz yolumuza devam edeceğiz, önümüzdeki projelere devam edeceğiz. Türkiye'nin bölgesiyle beraber ilerlemesi, büyümesi, gelişmesi inşallah sağlanmış olacak."

AA