Advertisement
GÜNCEL / SİYASET ABONE OL

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, gelir kaybı ve harcamalar dikkate alındığında CHP'nin seçim vaatlerinin maliyetin en az 149,5 milyar lira olduğunu belirtti.

Şimşek, bir televizyon kanalında gündemdeki konulara ilişkin soruları yanıtladı.

CHP'nin seçim vaatlerine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Şimşek, "Ya sayı saymasını bilmiyorlar ya da hiç ekonomi yönetmediler. Bu vaatlerin maliyetlerini çıkarttık. 2016 için öngördüğümüz bütçe açığı 16 milyar lira. Gelir kaybı ve harcamalar dikkate alındığında bu vaatlerin en az maliyeti 149,5 milyar liradır" diye konuştu.

En düşük emekli aylığının bin 500 liraya çıkarılmasının ilave maliyetinin 37,5 milyar lira olduğuna işaret eden Şimşek, bu rakamın, Türkiye'nin bütçe açığının 2 katından daha fazla olduğunu, bir kalemde bütçe açığının 3 kata çıkacağını ifade etti.

Emeklilere dini bayramlarda birer aylık ikramiye verilmesinin maliyetinin, 26 milyar lirayı bulduğuna dikkati çeken Şimşek, emeklilere yönelik iki vaadin toplam 60 milyarın üzerindeki maliyetinin, 2016 için öngörülen bütçe açığının 4 katına karşılık geldiğini belirtti. Şimşek, "Bunlar içi boş vaatler ama Allah korusun bu vaatler uygulamaya konulsa, Türkiye 3 yılda değil 1,5-2 yılda tekrar IMF'nin kapısını çalacaktır. Çünkü borçlanacak para bulamayacaklar, bu kadar vahim. 2016 bütçe açığı öngörüsü yaklaşık 16 milyar lira, siz ilave 150 milyar lira taahhütte bulunuyorsunuz."

İşsiz 800 bin kişiye asgari ücret karşılığı işbaşı eğitimi verilmesinin maliyetinin 11,2 milyar lira olduğuna değinen Şimşek, geçici, güvencesiz, kamu işçilerine ve memurlarına kadro verilmesinin ilave maliyetinin 8 milyar liraya karşılık geldiğini ifade etti. Şimşek, taşeron işçilerin kadroya alınmasının maliyetinin ise ayrı bir 30 milyar lira tutacağını kaydetti.

Şimşek, Aile Sigortası kapsamındaki engellilere 400-600 lira yaşam aylığı verilmesinin maliyetinin 6,8 milyar lira, okullarda ücretsiz öğle yemeği verilmesinin maliyetinin 5 milyar lira, 15 bin aile merkezinin sadece yapım maliyetinin 3 milyar lira, sağlık hizmetlerinden alınan katılım payı ve benzeri ücretlerin kaldırılmasının maliyetinin 2,5 milyar lira, prim borcu olan esnafın sağlık hizmetlerinden faydalanmasının maliyetinin 2 milyar lira olduğunu belirtti. Bakan Şimşek, "Bu programı uygulasınlar büyüme eksiye döner, büyük bir kriz ve IMF çağrısıdır" dedi.

- "Mazot ithal edecek Döviz bulamazlar"-

Olmayan kaynağın vatandaşa vadedildiğini dile getiren Şimşek, Türkiye'nin popülizmden çok çektiğini söyledi.

Bakan Şimşek, "Bütçenin durumunu çok iyi biliyoruz. Biz de seçim kazanmak isteriz. Hatta Anayasa'yı değiştirecek çoğunluğu kazanmak isteriz. Biz aptal mıyız, neden bunları uygulamaya koymuyoruz" diye konuştu.

Çiftçiye mazotun 1,5 liraya verileceğine yönelik vaadin hatırlatılması üzerine Şimşek, bir ürünün fiyatının 3'te birine indirilmesinin, beraberinde tüketimi de artıracağını belirtti. Şimşek, "Bu zihniyet petrol, mazot ithal edecek döviz bulamayacaktır. Nitekim 1970'lerde bu sübvansiyonlar nedeniyle Sayın (Deniz) Baykal'ın bakan olduğu dönemde petrol ithal edemiyorduk. O dönemde Türkiye'nin petrol ithal edecek dövizi yoktu. Rahmetli (Turgut) Özal geldi, sistemi düzeltti" dedi.

Mazotun vergi öncesi maliyetinin 1,71 lira olduğuna işaret eden Şimşek, hem sübvansiyon hem vergiden vazgeçme maliyetinin sadece çiftçiler açısından 4,8 milyar lira olduğunu belirtti.

Bakan Şimşek, "Bunları yapın Türkiye'de ne büyüme kalır, ne bütçe kalır ne de kimse size borç verir" dedi.

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, "(CHP'nin seçim bildirgesi) Bütün bunları yapsınlar, kaynak göstersinler, sadece şapka çıkarmam, ben de 'CHP'ye oy vereceğim' derim. Bana bırak 149,5 milyar lirayı 3'te 1'ini açıklasınlar, ben onlara oy vereceğim" dedi.

Mehmet Şimşek, vergi denetimlerinin baskı aracı olarak kullanıldığı eleştirilerini yanıtlarken, "Biz hiçbir şekilde vergiyi siyasi istismar ya da baskı aracı olarak kullanmadık. Tartışmalı bazı vergi incelemeleri olmuş olabilir ama vergi mahremiyeti nedeniyle bu tartışmalar hep tek taraflı olmuştur" diye konuştu.

İdarelerin zaman zaman yanlışlar yapabileceğini ancak bu durumun kasıtlı olduğunu düşünmenin doğru olmayacağına işaret eden Şimşek, "Vergi denetimlerinin hiçbirinin onayı Maliye Bakanı'na gelmez. Ne onay ne de sonucu bana gelir. Eksiklerimiz, hatalarımız olabilir. Sürekli şekilde mükelleflerimize daha iyi hizmet etmek için mevzuatı iyileştiriyoruz" dedi.

İsrafla ilgili kamuoyunda yanlış algı oluştuğuna dikkati çeken Şimşek, geçen sene öğrenciler için kiralanan yurtlar dahil kamunun toplam kira giderinin 450 milyon lira civarında olduğunu, bunun da bütçenin binde 1'ine bile karşılık gelmediğini ifade etti.

Bütçenin en büyük kalemini personel harcamalarının oluşturduğunu anlatan Şimşek, şunları kaydetti:

"Diyorlar ki biz tasarruf yapacağız. Maaşları indirecek misiniz, yukarı mı çekeceksiniz? 'Maaşları artıracağız' diyorlar, o zaman nasıl tasarruf yapacaksınız. '60 milyar lira tasarruf yapacağız' diyorlar. Zaten iki kalemde emeklilere yönelik 60 milyarın üzerinde bütçe açığını patlatacaksınız. Tasarrufu nereden yapacaksınız maaşlarımı keseceksiniz.

Neyi tasarruf edeceklerini bir söyleseler, o zaman şapka çıkartırım. Bize hangi vergileri artıracaklarını, nereden kısıntı yapacaklarını, bunları yapmayacaklarsa kimden borç para bulacaklarını, cari açığı patlatmadan, Türkiye'yi bir krize götürmeden, bu taahhütleri nasıl yerine getireceklerini açıklasınlar, Nobel Ödülü hak ederler. Bakın abartmıyorum, bütün bunları yapsınlar, kaynak göstersinler, sadece şapka çıkarmam, 'ben de CHP'ye oy vereceğim' derim. Bana bırak 149,5 milyar lirayı 3'te 1'ini açıklasınlar, ben onlara oy vereceğim. Biz ne kandıran ne kandırılan olacağız. Popülizm tuzağına da düşmeyeceğiz."

- "Ona sordular mı?"-

Maliye Bakanı Şimşek, CHP'nin iktidar olması halinde davet ettiği ünlü bir ekonomist olduğunu ifade ederek, "Ona sordular mı merak ediyorum" dedi.

CHP'nin popülist, içi boş vaatlerle vatandaşın önüne çıktığını savunan Şimşek, "Öncelikle bize kaynaklarını bir söylesinler, istiyorlarsa ben yardımcı olayım onlara, bütçenin bütün detayları belli. CHP içerisinde bütçeyi çok iyi anlayan arkadaşlarımız var. Ana muhalefet partisinin kaynak, etki analizi, hesaplama konusunda yardıma ihtiyaçları varsa onu da yaparım" diye konuştu.

Bu yılki atamalarda da önceliği eğitime vereceklerini vurgulayan Şimşek, ikinci önceliğin ise sağlık olacağını belirtti. Şimşek, personel ihtiyacını bütçe çerçevesinde karşılamaya devam edeceklerini söyledi.

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, CHP'nin içinde Hazine ve Maliye'den değerli kişilerin bulunduğunu belirterek, "Merak ediyorum, kendileri buna inanıyorlar mı? Burada inanılmaz bir dozda popülizm var" dedi.

AK Parti'nin seçim beyannamesinde açıkladığı paketlerin yıllık toplam maliyetinin 7,5 milyar lira olduğunu ifade eden Şimşek, "150 milyar lira değil, 7,5 milyar lira ama bu seneki maliyet 4 milyar lira. Bu maliyet katlanılabilir, neden? Yılın ilk çeyreğine giderseniz biz vergi artışlarında yüzde 6,2'lik ödevimiz varsa 8 küsur, vergi artışlarında 10'luk öngörümüz varsa 13 küsur arttı ama bütçe açığını 2016'da 10 kat artırmaktan bahsediyorlar..." diye konuştu.

AK Parti'de kabinenin nasıl şekilleneceği sorusuna Şimşek, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun bu soruya 3 dönemi dolan ekibin korunacağını ve beraber çalışacağını ifade ettiğini hatırlattı.

Bunun Başbakan Davutoğlu'nun takdiri olduğunu dile getiren Şimşek, "Kabinede olsak da olmasak da biz, bu ülkenin geleceği için her platformda doğruların yapılması için çalışırız. 6 yıldır Maliye Bakanıyım, madem bu kadar bol keseden atabiliyorsak o zaman biz niye bunları yapmıyoruz? Çünkü 'biz popülizm tuzağına düşmeyeceğiz', dedik. Bunu sadece ben söylemiyorum, partimizin kurucu genel başkanı da bunu defalarca söylemiştir. Partimizin kurucu genel başkanı veya bugünkü başbakanımızın desteği olmasa bir maliye bakanı tek başına mali disiplini sağlamaz" ifadelerini kullandı.

Bu rakamların Bakanlar Kurulu'nda paylaşılıp paylaşılamayacağı sorusuna Şimşek, rakamlarla ilgili kendisine soru sorulması durumunda fikrini söyleyeceğini ancak şu an itibarıyla böyle bir gündemin olmadığını söyledi.

"Türkiye'de bir mali kural yok ama biz, bütçe disiplinin öyle bir oturttuk ki sanki bir mali kural varmış gibi" diyen Şimşek, arkasında Başbakan Davutoğlu'nun desteği olmaması halinde, gelen taleplere karşı duramayacağını belirtti.

CHP'nin içinde Hazine ve Maliye'den değerli kişilerin bulunduğunu dile getiren Şimşek, şöyle konuştu:

"Merak ediyorum, kendileri çıkıp buna inanıyorlar mı? Bu içi boş vaatlerin gerçekleştirilebilir olduğuna, bunların hayata geçirilmesi halinde Türkiye'nin karşı karşıya kalacağı riskleri tamamen ihmal edeceklerine ben inanmıyorum. Burada inanılmaz bir dozda popülizm var, 90'lı yıllarda kim ne verirse ben 5 daha fazla veririm zihniyeti 2000'li yılların başında Türkiye'yi tarihinin en büyük krizine götürdü ama biz 2000'li yıllarda geldik, küresel krize rağmen, Avrupa borç krizine rağmen, Orta Doğu'daki kaosa rağmen Türkiye şu anda dimdik ayakta duruyor ve bütün o kırılganlıklar azaltıldı. Diyorlar ki biz, kredi kartlarının faiz borcunun yüzde 80'ini sileceğiz. Bankalar ile vatandaşlar arasında özel hukuk hükümlerine tabi bir sözleşmesi var. Siz devlet olarak bunu tek taraflı olarak iptal edemezsiniz. Ederseniz Anayasa Mahkemesi'nden döner ama vazgeçtin Anayasa Mahkemesi yapmadı, peki bankalar batarsa faturayı kim öder? Vatandaş öder. Bakın CHP, DSP diyelim artık, 2001'de iktidarda değil miydi? 2001'de bankalar battı, Türkiye milli gelirinin yüzde 25'i, vatandaştan toplanan vergiler bankaların kurtarılmasına gitti. Şuradan bir çağrı da bulunuyorum, vatandaşlarımızın bütçesine ve geleceğine sahip çıkmasını istiyorum."

Amerika'da olsa bu programın bir "komedi" olarak sunulacağını, vatandaşın "böyle saçma sapan şey olur mu? diye" sokağa döküleceğini anlatan Şimşek, Türkiye'de popülizmin yaygın olması nedeniyle insanların bir kısmının inandığını söyledi.

Bakan Şimşek,  "Geçici yavaşlama var, kriz diye tanımlanamaz" dedi.

Türkiye'nin geçen sene yüzde 2,9 büyüdüğünü anımsatan Şimşek, "Türkiye, geçen sene büyümede birçok gelişmekte olan ülkelere göre daha iyi, buna kriz diyemem. Türkiye'de işgücüne katılım oranı artıyor. Nüfusumuz genç, 1,3 milyon kişiye iş bulmuşuz ama 1,7 milyon kişi iş talep etmiş, 400 bin kişi artmış işsiz. Bu işsizlikte bir miktar artıştır ama Türkiye 1,3 milyon kişiye de iş bulmuştur. Türkiye'de reel faizler sıfıra yakın yani yüzde 1-2 aralığında ben buna kriz diyemem" diye konuştu.

Merkez Bankasının üzerinde bir siyasi baskı mı var? sorusuna Şimşek, 1 yıl öncesinde dolar/euro kurusunun 1,30'un üzerinde olduğunu, 1,30'dan 1,06'ya indiğini söyledi.

Doların geçen ağustostan bu yana dünyadaki bütün para birimlerine karşı ortalama yüzde 22 değer kazandığını bildiren Şimşek, şunları kaydetti:

"Türk Lirası'ndaki değer kaybı da o kadardır. Daha fazla değildir. Türkiye'de bazılarının iddia ettiği gibi kötü yönetim var, Türkiye bu işi idare edemiyor, peki Brezilya'da ne oluyor. Peki vazgeçtik Brezilya'dan... Güney Afrika'da ne oluyor, hadi Rusya'nın başka sorunları var, Kazakistan'da ne oluyor? Bakın dolar dünyadaki bütün para birimlerine karşı son bir yıl içinde yüzde 22 değer kazandı, euro da dahil olmak üzere Türkiye de istisna değildir. Doların çıkışıyla Merkez Bankası ile tartışmalar aynı döneme geldi. Vatandaştaki algı 'bunlar tartıştılar, Merkez Bankası üzerinde baskı kuruldu ondan dolayı' değil. Merkez Bankası ile ilgili hiç tereddüt yaşanmadı. Merkez Bankası ile ilgili hiç tartışma yaşanmasaydı lira, yine değer kaybederdi. Yüzde şu kadar mı, bu kadar mı onu ben bilemem. Piyasa şartlarına göre bakardık. Türkiye'ye özgü piyasada dalgalanma yok. Son 1 haftada var, ufak tefek seçime ilişkin belirsizlik var. Sayın Cumhurbaşkanımızın muhtemelen ben bilmiyorum tabii şunu kastettiğini düşünüyorum, seçimin getirdiği belirsizlik var, Orta Doğu'daki kaosun getirdiği etki var, çünkü bizim en büyük ihracat pazarlarımızdan bir tanesi Avrupa ise bir tanesi de Orta Doğu'dur. Orta Doğu, Rusya bizi etkiliyor. Şimdi Rusya'da, Avrupa'da, Orta Doğu'da bir kriz var biz, tam ortasındayız. Hiç etkilenmeyeceğiz öyle mi?"

- "Türkiye'ye orta ve uzun vadeli bakan hiçbir fonun Türkiye'den çıkışı yok"-

Türkiye'deki ekonomik ve siyasi gelişmeler dikkate alındığında yabancı yatırımcının ilgisine yönelik bir soruya ilişkin Şimşek, yaklaşık 1 hafta önce Hazine'nin 1,5 milyar dolarlık yurtdışı borçlanmaya çıktığını hatırlattı.

Şimşek, Hazine'nin bu adımına yaklaşık 5 kat talep geldiğini dile getirerek, "Yabancının Türkiye'deki siyasi istikrara ilişkin, popülizme, bütçe dengelerine ilişkin bir tedirginliği bir kaygısı olsaydı, bırakın 5 kat talebi, 1 kat talep bile gelmezdi ve faizler yükselirdi, yükselmedi" ifadesini kullandı.

Günü birlik Borsa hareketlerinin doğru bir resim vermediğine, bir trendin oluşmadığına dikkati çeken Şimşek, "Şu anda benim gördüğüm Türkiye'ye orta ve uzun vadeli bakan hiçbir fonun Türkiye'den çıkışı yok ama bu hızlı para giriş çıkışı yapan aşırı sıcak dediğimiz hedge fonları zaman zaman oynayabiliyorlar. Biz dışa açık bir ekonomiyiz. Bizim borsamız da küresel piyasalara entegre olmuş bir borsadır" değerlendirmesinde bulundu.

-"Bu sene tarım çok iyi olacak"-

Şimşek, gıdadaki üretici ve tüketici fiyatları arasındaki yüksek farkların sorulması üzerine de gıda fiyat farklarının sebebini araştırmak için bir komite kurduklarını belirtti. Bu komitenin sorunun nereden kaynaklandığını araştıracağını ve çözüm önerileri sunacağını ifade eden Şimşek, gıdanın tarladan tüketiciye ulaşmasında bütün zincirin iyi bir şekilde inceleneceğini bildirdi.

Şimşek, çiftçiye daha fazla nasıl yardımcı olunabilir, aynı zamanda da tüketiciye nasıl dünya standartlarında ve uygun fiyatlarda gıda sunulabileceğine yönelik çalışacaklarını belirterek, şunları kaydetti:

"Şu bir gerçek, enflasyon geçen sene yüzde 8,2 idi. 90'lı yıllardaki gibi yüzde 85, yüzde 90, yüzde 100 falan değildi. Çekirdek enflasyona bakıldığında yüzde 7,1, muhtemelen enflasyon, çekirdek enflasyon onu gösteriyor, yüzde 7'ye doğru o trendde devam edecek. Geçen sene büyük bir kuraklık vardı. Gıda fiyatları kısmen onu yansıtıyor. Bu sene kuraklık yok. Ben dün Kilis'in bir köyüne giderken o muhteşem manzarayı gördüm, inanılmaz bir bereket var. Dolayısıyla bu sene tarım çok iyi olacak. Geçen sene tarım küçülmeseydi kuraklıktan dolayı, Allah'ın takdiri... Türkiye yüzde 3,5 büyüyecekti. Avrupa geçen sene yüzde 0,9 büyüdü. Geçen sene şartlar ağırdı, DAEŞ faktörü var, Irak pazarımızı etkiledi. Rusya faktörü var, Rusya pazarımızı etkiledi. Avrupa hala sıkıntıda Türkiye'nin performansını bu hususları görmeden değerlendirmek büyük bir haksızlık olur. Türkiye'nin temelleri sağlamdır."

Bakan Şimşek, popülizme vatandaşın prim vermeyeceğini ifade ederek, "Doğrusu bu kadar büyük dozda popülizmi de ben hiç beklemezdim" dedi.

AA