Bloomberght
Bloomberg HT Haberler Babacan: Bankacılık sistemimiz Avrupa'nın en sağlamlarından biri

Babacan: Bankacılık sistemimiz Avrupa'nın en sağlamlarından biri

  • Babacan: Türkiye'de bankacılık sistemi, güçlü sermaye yapısı ve likidite pozisyonuyla Avrupa'daki en sağlam bankacılık sistemlerinden biri

Giriş: 16 Mayıs 2015, Cumartesi 18:47
Güncelleme: 18 Mayıs 2015, Pazartesi 09:56

Gaziantep Ekonomi Forumu’nda yaptığı konuşmada Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, "OECD ülkelerinde 4-5 ülke hariç zengin ile fakir arasındaki uçurum büyüyor. Oysa Türkiye'de çok şükür gelir dağılımı son 10 yıl içerisinde düzeldi" dedi.

Babacan, kamu maliyesi konusunda Türkiye'nin çok sağlam durduğunu belirterek şunları kaydetti:

"Maliye bakanımız Türkiye'nin bütçesini çok sağlam hale getirdi. Geçen sene bütçemizin milli gelire oranla yüzde 1,3. Biz devraldığımızda yüzde 12 bütçe açığı vardı. Orta vadeli programda da 2017 için yüzde 0,3'lük bir bütçe açığı hedefi koyduk. Neredeyse denk bütçeye gidiyor demek. Borcumuzun milli gelire oranı sadece yüzde 33. Yunanistan'da yüzde 130 olan, AB ortalaması yüzde 100 civarında olan bir rakamdan söz ediyoruz. Türkiye'deki bankacılık sistemi de güçlü sermaye yapısıyla ve likidite pozisyonuyla bütün Avrupa'da en sağlam bankacılık sistemlerinden bir tanesi. Bu sağlam bankacılık sisteminin kredi verme fonksiyonunu ve reel sektörle olan ilişkilerini de çok daha sıhhatli bir şekilde düzenlememiz gerekiyor."

Babacan, bankacılık sektörünün sıkıntı yaşadığı bir ülkede reel sektörün rahat iş yapamayacağını, reel ve bankacılık sektörlerinin kader ortağı olduğuna değinerek, para politikası ayağının da önemini vurguladı ve öngörülebilirlik ve güvenin her şeyin başı olduğunu anlattı.

"Türkiye kabuk değiştirecek"

Babacan, Türkiye'nin G20'nin dönem başkanlığını yaptığını anımsatarak şöyle konuştu:

"G20 ülkeleri içerisinde hiçbir ülkede şu anda Türkiye'deki kadar detaylı bir reform hazırlığı yok. 25 dönüşüm programı altında bin 248 tane eylemden bahsediyoruz. Bunların hepsinin sorumlu kuruluşu ve tarihi açıklanmış durumda. 2018 sonuna kadar da bunların hepsinin tamamlanacağını taahhüt etmiş durumdayız. Bu gerçekten Türkiye için çok önemli bir adım. Bunlar eğer gerçekten yapılırsa Türkiye'nin gerçekten kabuk değiştirdiğini göreceksiniz. Nasıl 12 yılda çok büyük bir değişim oldu, aynı hızdaki değişimin önümüzdeki dönemde de gerçekleşeceğini göreceksiniz. 25 dönüşüm programının hemen yanına eklediğimiz yargı ve eğitim reformunu da ekledik. Yargı reformu paketi stratejimiz açıklandı. Kapsamlı ve Türkiye'nin de çok şiddetle ihtiyaç duyduğu bir reform. Türkiye'nin yükseköğretimden tutun hayat boyu öğretime kadar ilk, orta ve lise pek çok alanda gerçekten reforma ihtiyacımız var. Türkiye'nin daha yüksek katma değer üreten bir ekonomi olmasını istiyorsak, eğitim reformuna dikkatli bir şekilde eğilmemiz gerekecek."

Babacan, Dünya Bankası'na göre Türkiye'de orta kesimin yüzde 22'den yüzde 44'e yükseldiğini belirterek, bunların ileriye dönük umut veren önemli gelişmeler olduğuna işaret etti.

Yatırım teşvik sistemiyle ilgili parametreleri değiştirdiklerini, özellikle yatırım dönemiyle alakalı kurumlar vergisi matrahından indirilebilecek rakamları yükselttiklerini ifade eden Babacan, yüksek teknoloji yatırımlarını Türkiye'nin neresinde olursa olsun 5. bölge destek kapsamına alındığı bilgisini paylaştı.

Babacan, yapılan düzenlemelerle iş adamlarının, sanayicilerin şirket bilançolarında borç yerine, kredi yerine daha çok sermayeyi tercih etmelerini sağlayabildiklerini kaydetti.

Dünya ekonomisi

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, "Dünya ekonomisinde belki en kötü dönem geride kaldı ve yavaş yavaş toparlanıyor ama bu toparlanma hızlı değil. Ülkeden ülkeye çok farklılıklar gösteriyor" dedi.

Dünya ekonomisindeki gelişmelerle ilgili değerlendirmelerde bulunan Babacan, dünya ekonomisinin enteresan dönemlerden geçtiğini belirterek 2008-2009 krizinin henüz geçmediğini söyledi.

Dünya ekonomisinde en kötü dönemin geride kaldığını ifade eden Babacan, "Yavaş yavaş toparlanıyor ama bu toparlanma hızlı değil. Ülkeden ülkeye çok farklılıklar gösteriyor. Kırılganlıklar da maalesef var. Yani toparlanıyor dediğiniz ekonomi bir anda tersine dönebiliyor. Dolayısıyla halen normalleşmemiş bir dünya ekonomisinden bahsediyoruz" diye konuştu.

Gelişmiş ülkelerle ABD ve İngiltere'nin daha güçlü toparlanan ekonomiler olarak dikkati çektiğini belirten Babacan, ABD'de bu toparlanmanın iş gücü piyasalarına pek fazla yansımadığını, toparlanmadan umutlanan insanların nüfusun sadece yüzde 1'ini oluşturduğunu kaydetti.

Önümüzdeki dönemde gelişmiş ekonomiler açısından tablonun karışık olmaya devam edeceğini dile getiren Babacan, şöyle konuştu:

"Avrupa'da ve Japonya'da ise toparlanma halen yok. O yüzden her iki tarafta da merkez bankaları sürekli para basarak toparlanmaya çalışıyor ama yapısal reformlar olmadığı için büyüme ve güven olmuyor. Güven olmayınca halk para harcamaktan çekiniyor, sanayici yatırım yapmak istemiyor, bankalar kredi vermekten çekiniyor. Yüzlerce Yen basılıp piyasaya sürülmesine rağmen bu üretime, sanayiye yansımıyor. Hatta faizler de düşüyor ama bir türlü büyüme olmuyor. O yüzden güven ve istikrar çok önemli. O yüzden önümüzdeki dönemde dünya ekonomisinde farklı farklı gelişmeler bizi bekliyor."

Babacan, işadamlarına da "İş yaptığınız ülkeleri çeşitlendirin" tavsiyesinde bulundu.

Kurdaki hareketlilik

Kurdaki hareketlere ilişkin soruya da yanıt veren Babacan, kurun Türkiye'de olduğu gibi Asya, Güney Amerika ve Almanya'da bile tartışıldığını bildirdi.

ABD Merkez Bankası'nın ekonomideki iyileşmeyle beraber faizleri artıracağı bir döneme girdiğini gördüklerini anlatan Babacan, "Henüz ne zaman ne kadar olacağını bilmiyoruz ama faizleri bir miktar artıracağını gözlemliyoruz" dedi.

Türkiye'nin açık ekonomiye sahip olduğuna dikkati çeken Babacan, "Türkiye'de bu kadar açık bir ülke olması nedeniyle bu gelişmelerden etkilenmemesi beklenemez. Biz burada neye dikkat ediyoruz, bu dalgalanmalar kalıcı bir hasara neden olmasın, kriz diye tabir edeceğimiz safhaya gelmemesi. Bu da önemli ölçüde istediğimiz gibi gerçekleşiyor. Yani bu dalgalanmaların temel nedeni büyük ölçüde dışarıdaki olaylar. Bir süre bu hareketliliği yaşamak durumundayız. Dünya sakinleşince biz de sakinleşeceğiz. Bu süreçte de doğru politikaları uygulamaya devam edeceğiz" şeklinde konuştu.

Karekodlu çek dönemi

Babacan, başka bir soru üzerine çeklerin karşılıksız çıkma oranının bugün itibarıyla yüzde 4 civarında olduğunu, karşılıksız çek oranıyla ödenemeyen kredi oranları arasında dönemsel olarak benzer seyir izlendiğini anlattı.

Yeni bir uygulamaya geçmek üzere olduklarını belirten Babacan, şöyle devam etti:

"Bankalar Birliği ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği gibi bazı kurumlarla ortaklaşa karekodlu çek dönemine geçiyoruz. Eğer istenirse karekodlu çek açılacak. Bu çekin üzerindeki karekodu telefonlarınıza okuttuğunuzda internet üzerinden çeki yazan firma ve kişi hakkında özet bir bilgi alacaksınız. Bu bilgiler arasında çeki yazan kişinin son 3 ay içerisinde yazdığı çeklerin yüzde kaçını ödemiş veya ödememiş gibi bilgiler yer alacak. Daha fazla bilgi özele gireceği için bununla yetindik. Ama daha fazla bilgi müşterinin yazılı mutabakatıyla zaten öğrenilebiliyor. Bu sistemle daha hızlı şekilde bilgi sahibi olunacak."

Karekodlu çek kullanımının tercihe bağlı olarak kullanılacağını anlatan Babacan, işlemleri kolaylaştıracağı için bunun çok sayıda kişi tarafından tercih edilebileceğini söyledi.

Suriyelilerin iş hayatına katılımı

Babacan, bir başka soruya yanıt verirken, birçok kentte Suriyelilerin çalışma hayatında yer almaya başladığını ifade ederek, bu kişilerin daha resmi bir formatta çalıştırılması için uğraş verdiklerini belirtti.

Meclis açıldıktan sonra bununla ilgili düzenleme yapılmasının beklendiğini anlatan Babacan, konunun çok hassas olduğunu, Türkiye'deki işsizlik oranları da dikkate alınarak sıkıntıyı giderecek bir düzenlemenin hayata geçirilebileceğini kaydetti.

AA