Türkiye için 3 tehlikeli senaryo
Hükümet senaryolarının netleşmemesi ve Fed'in faiz artışına yaklaşması, Türkiye için tehlikeli ihtimalleri beraberinde getiriyor
Fed'in faiz artışını Eylül'de gerçekleştirme olasılığı ve Türkiye'de gündeme gelen erken seçim ihtimalinin aynı döneme denk gelmesi, piyasalar açısından felaket senaryosu olarak yorumlanabilir. Türk Lirası'nın rekor seviyelere yakın seyrettiği ve enflasyon görünümünün kurun da etkisiyle ciddi şekilde bozulduğu bir dönemde, likidite bolluğunun da ortadan kalkması, yatırımcıların Türkiye'ye bakışını ciddi anlamda olumsuz etkileyebilir.
ABD Merkez Bankası Fed, Çarşamba günkü toplantısı sonrası, Eylül'de faiz artışına açık kapı bıraktı. Federal Açık Piyasa Komitesi'nden (FOMC) yapılan açıklamada, faiz artışına ilişkin önceki taahhütler yinelendi. Fed yetkililerinin faiz tahminlerinden ise bu yıl iki faiz artışı yapılabileceği sinyali geldi. Ancak Fed'in geri kalan dört toplantının hangilerinde adım atacağı bilinmiyor. Temmuz ve Ekim'deki FOMC'lerde basın toplantısı olmadığı için pas geçilebileceği belirtiliyor. Bu durumda, Wall Street Journal'ın anketine katılan ekonomistlerin yüzde 72'sinin tahminlerinin de ortaya koyduğu üzere Eylül ayı ilk sıkılaşma için ön plana çıkıyor.
Fed'in faiz artışını Eylül'de yapacağı yönünde piyasaya yansıyacak bir fiyatlama, özellikle gelişmekte olan ülkelerde sert satışlara yol açabilir. Türkiye gibi cari açığını dış finansman ile fonlayan ülkeler için bu bir nevi uykudan uyanma anlamına gelecek ve kırılganlık ciddi oranda artacak.
Kötü bir tesadüf
Türkiye ekonomisi açısından, likidite bolluğunun Eylül'de sona erme ihtimali, farklı bir nedenden dolayı da önemli hale geliyor. Bu neden de hiç şüphesiz siyasi belirsizlik. 7 Haziran seçiminin ardından henüz nasıl bir hükümet kurulacağına ilişkin net bir tablo ortaya çıkmış değil. Bu da erken seçim ihtimalinin her an gündeme gelebileceğini gösteriyor. Partilerin kırmızı çizgilerini ön plana çıkarmaları ve henüz ciddi temaslarda bulunmamaları, ümitleri azaltıyor. Partiler hükümet kurmak için resmi temaslara, 23 Haziran'daki yemin töreni sonrası, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın görevlendirmesi ile başlayacak.
Erken seçim ilk etapta istenmese de kuvvetli bir ihtimal
BloombergHT.com'a konuşan EDAM Başkanı Sinan Ülgen, muhalefet partilerinin 13 yıldır iktidardan uzak kaldıklarını hatırlatarak, koalisyon imkanının doğduğu bir ortamda erken seçime gitmek istemeyeceklerini belirtti ve bu nedenle bir koalisyon seçeneğinin hayata geçeceği tahmininde bulundu. Mevcut alternatifler arasında CHP-AK Parti koalisyonunun potansiyel olarak en uzun ömürlü olmasını beklediğini ifade eden Ülgen "AK Parti-MHP koalisyonunun gerek ekonomi gerek Kürt sorunundan kaynaklanacak istikrarsızlıklar nedeniyle o kadar uzun ömürlü olabileceğini düşünmüyorum. Azınlık hükümetleri ise daha da az ömürlü olacaklardır. Sonuçta Türkiye çok muhtemelen 2019'dan önce bir seçime gidecektir. Dolayısıyla bir erken seçim ihtimali çok kuvvetli. Ancak bu erken seçim, nihayetinde gündeme gelecek koalisyon senaryolarına göre 18-24 aydan önce olmayacaktır tahminimce" diye konuştu.
Sinan Ülgen kısa vadede bir erken seçim tahmin etmese de, piyasalarda belirsizlik arttıkça bu yöndeki beklenti artıyor. Dün Türkiye'ye ilişkin bir açıklama yapan kredi derecelendirme kuruluşu Standard & Poor's, siyasi belirsizliğin önümüzdeki birkaç ay boyunca süreceğini belirtti. S&P'den yapılan açıklamada değerlendirilen ülkeler arasında cari açık kırılganlığı en yüksek ülkenin Türkiye olduğu ifade edilirken "Erken seçime gidilirse Türkiye'de belirsizlik yıl sonuna kadar sürer" denildi. Denizbank Ekonomisti Deniz Çiçek de, hükümet kurulacağına dair ümitlerin tamamen ortadan kalkmasının, ülkeyi yeniden sonucu belirsiz bir seçim atmosferine sokacağından, bu baskıları şiddetlendireceğini söyledi. Çiçek "Bu olumsuzluğun şiddetlenmesi ve neticede enflasyon görünümünün daha da bozulması durumunda, Haziran PPK toplantısında beklemeyi seçse bile, TCMB eninde sonunda faiz artırımına gitmek durumunda kalacaktır" diye konuştu.
Üç senaryo
BloombergHT.com'a değerlendirmelerde bulunan Credit Agricole Gelişen Piyasa Stratejisti Guillaume Tresca, piyasaların henüz koalisyon ihtimaline binaen olumsuz bir fiyatlama yapmadığını, ancak erken seçimin de ciddi bir olasılık olduğunu belirtti.
Tresca sonuçları benzer olacak şu üç senaryodan bahsetti:
1- Koalisyon kurulsa da 2016 başında erken seçim
Partiler hükümet kurma konusunda başarılı olsalar da, yıl sonu veya en geç 2016 başında anlaşmazlık çıkar ve bu da Fed'in sıkılaşmasına denk gelir. Piyasalar için ciddi sorunlara yol açar.
2- Fed'in faiz artışına denk gelen erken seçim
Koalisyon kurulamaz ve Cumhurbaşkanı sonbaharda erken seçim çağrısı yapar. Bu zamanlama, Fed'in ilk faiz artışlarına denk geleceği için oldukça negatif olur. Ancak yine de Merkez Bankası'nın böyle bir durumda manevra alanı daha geniş olacak.
3- Kısa ömürlü azınlık hükümeti
Koalisyon kurulamaz ancak AK Parti azınlık hükümeti kurar. Bu da kalıcı olmaz ve 2016'nın başlarında erken seçimle sonuçlanır.
Bahsedilen tüm senaryoların olumsuz algılanması, piyasaların uzun vadede siyasi istikrar sağlanacağına inanmadıklarını ortaya koyuyor. Birçok analistin hemfikir olduğu bir başka nokta da, Merkez Bankası'nın orta vadede faiz artışı kartını kullanması gerekebileceği olarak karşımıza çıkıyor.
BloombergHT.com Editörü
Enes Tunagür
etunagur@bloomberght.com