Advertisement
GÜNCEL / SİYASET ABONE OL

Yatırımcılar, analistler ve ekonomistler kamu politikasında Çin'in volatil bir dönem girdiğinden endişe ediyor. Çin'in dünyanın en büyük ekonomisi olması için ekonomik düzenini yeniden elden geçirmesi gerekiyor. Ama ülkenin bunu gerçekten başarması için uyguladığı politikalar umut vaat ediyor mu?

Bloomberg analizine göre Çinli liderler, bir yandan geniş kapsamlı reformlar uygulama arzusunda, diğer yandan ise işler ters gitmeye başlayınca reformları rafa kaldırma içgüdüsüyle hareket ediyor. Yuanın sürpriz devalüasyonu, Çin'e ihracatta destek sağlarken finansal reformlar, serbest piyasaya dayalı bir Borsa kurmayı amaçlıyor. Çinli liderler, ihracat yerine tüketimi ekonominin lokomotifi olmasını istediklerini açıklıyorlar, ama son dönemde hisse senetlerindeki düşüşü engellemek için piyasaya müdahale ediyorlar.

George Washington Üniversitesi'nin Çin Politika Programı'nın direktörü David Shambaugh'a {ŞAMBO}, göre, "Çin liderliği en ufak bir düşüş karşısında öyle bir paralize oluyor ve öyle bir endişeye kapılıyor ki, eski bildik mali araçları kullanarak tepki veriyor."

Ayrıca Pekin hükümetinin birçok makro ekonomik hedefe aynı anda ulaşmaya çalışması bir sorun olarak görülüyor. Bu hedeflerin başlıcaları 10 trilyon dolarlık ekonomiyi tüketime dayalı bir yapıya kavuşturmak, sermaye piyasalarını serbestleştirmek ve borsaları istikrara kavuşturmak.  Ama bir yandan bu hedefler varken diğer yandan yıllık büyüme oranlarının çift haneden yüzde 2'nin altına doğru gerilemesi, birçok soru işareti yaratıyor. Ancak Barclays'in Çin baş ekonomisti Cian Çang, "Potansiyel olarak bu kadar birbirleriyle çatışan hedefleri aynı gerçekleştirmek imkansız" diyor.