Bloomberght
Bloomberg HT Haberler Merkel: Almanya olarak 17. faslı açmak isteriz

Merkel: Almanya olarak 17. faslı açmak isteriz

  • Almanya Başbakanı Merkel, Türkiye'nin AB üyelik sürecinde 17. fasıl olan ekonomik ve parasal politikaların müzakerelere açılmasını istediklerini söyledi

Giriş: 18 Ekim 2015, Pazar 17:46
Güncelleme: 20 Ekim 2015, Salı 09:57

Almanya Başbakanı Angela Merkel, Türkiye'nin AB üyelik sürecinde 17. fasıl olan ekonomik ve parasal politikaların müzakerelere açılmasını istediklerini söyledi.

Başbakan Ahmet Davutoğlu ile Dolmabahçe'deki Başbakanlık Ofisi'nde baş başa ve heyetler arası görüşmenin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında konuşan Merkel, Türkiye-AB ilişkileri dahil pek çok konuyu ele aldıklarını söyledi.

Türkiye'nin AB'ye üyeliğinin ucu açık bir süreç olduğunu dile getiren Merkel, "Almanya olarak 17. faslı (ekonomik ve parasal politikalar) açmak isteriz" ifadesini kullandı.

Merkel, 23. fasıl (yargı ve temel haklar) ve 24. fasılla (adalet, özgürlük ve güvenlik) ilgili ayrıntıları konuşabileceklerini ve bu fasılların açılması konusunda "adım adım" ilerlenebileceğini dile getirdi.

Angela Merkel, yeni fasılların açılmasıyla ilgili Kıbrıs Rum kesimini nasıl ikna edecekleri yönündeki soru bir soru üzerine Almanya'nın fasılların açılışına destek vereceğini ve 17 faslın açılmasını temin etmeye çalışacaklarını vurguladı.

"Türkiye sığınmacılar konusunda büyük bir yük üstlenirken, bugüne kadar uluslararası alanda az yardım alabildi"

Almanya Başbakanı Angela Merkel, "Türkiye'de iyi gelişmelerin olması, istikrarlı bir Türkiye, Almanya'nın çıkarınadır" dedi.

Başbakan Ahmet Davutoğlu ile Dolmabahçe'deki Başbakanlık Ofisi'nde baş başa ve heyetlerarası görüşmenin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında konuşan Merkel, Ankara'da yaşanan terör saldırısını kınayarak, başsağlığı diledi.

Merkel, "Sözlerime başlamadan önce Ankara'daki vahşi terör saldırısı nedeniyle hayatını kaybedenler için başsağlığı dileklerimi bir kez daha ifade etmek istiyorum. Almanya burada Türkiye'nin yanındadır ve tabii hayatını kaybedenlerin yakınlarının yanındadır" diye konuştu.

Başbakan Davutoğlu ile görüşmelerinde konuları çok geniş kapsamlı olarak ele aldıklarını belirten Merkel, özellikle Suriye ve Irak'taki durumu konuştuklarını, Suriye'de siyasi çözüm çabalarını ele aldıklarını, Türkiye ile Almanya'nın daha yakın işbirliği yapmayı planladığını ifade etti.

Suriye'de siyasi bir çözümün olabilmesini, milyonlarca sığınmacının evlerine dönebilmelerini istediklerini dile getiren Merkel, "Hiç kimse isteyerek ülkesinden kaçmaz. Şiddetten, terörden, savaştan kaçıyorlar. Dolayısıyla üzerimize çok önemli bir görev düşüyor" ifadesini kullandı.

Davutoğlu ile sığınmacı krizini ve bu konuda AB ile Türkiye arasındaki işbirliği çabalarını masaya yatırdıklarını anlatan Merkel, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bu kapsamda yaptığı Brüksel ziyaretinin çok yapıcı olduğunu hatırlattı.

Vize serbestliği diyaloğu

Sığınmacı krizine çözüm bulunabilmesi, AB ile Türkiye arasında daha yakın işbirliği için eylem planı çerçevesinde görüşmelerin sürdüğünü anlatan Merkel, gündem üzerinde genel uzlaşının bulunduğunu, ayrıntıların ele alınmaya devam edeceğini kaydetti. Merkel, şöyle devam etti:

"Sayın Başbakan'ın dediği gibi 4 unsur bulunmaktadır ve Almanya da bu unsurlara destek vermeye hazırdır. Vize serbestliği konusunda, AB ile görüşmelere paralel olarak, Türk-Alman çalışma grubunda görüşmelerimiz sürüyor. Geçtiğimiz günlerde ilk toplantıları gerçekleştirildi ve çok kısa bir zaman içerisinde yeniden toplanacak. Vize almanın kolaylaştırılması konusunda ikili düzeyde sahip olduğumuz imkanlar irdelenecek. Aynı zamanda hızlandırılmış vize sürecini destekliyoruz. Vize süreçlerinde bildiğiniz gibi karşılanması gereken farklı talepler söz konusu. Almanya, gerekli standartlara ulaşılabilmesi için yapabileceği her türlü yardım yapılacaktır. Bunun karşılığında bizler de AB ile Türkiye arasında Eylem Planı belgesinde anlaşmaya varıldığı gibi Geri Kabul Anlaşmasının daha hızlı uygulanmasını talep ediyoruz. Aslında şu anda anlaşma geçerli ancak üçüncü ülkeler için geçerli değil. Ancak şimdi zamanlama itibarıyla vize serbestisi ile üçüncü ülkeleri de kapsayan geri kabulün paralellik arz etmesi hızlıca sağlanacaktır."

Sığınmacı krizinde külfetin paylaşılması gerektiğini vurgulayan Merkel, "Türkiye sığınmacılar konusunda büyük bir yük üstlenirken, bugüne kadar uluslararası alanda az yardım alabildi. Türkiye'de 2 milyondan fazla Suriyeli, 100 binden fazla Iraklı sığınmacı var. Türkiye gerçekten burada çok büyük bir görevi üstlenmiştir ve tabii göçmenlerden dolayı belirli bir baskı da oluşmuştur" dedi.

AB'nin işbirliği kapsamında Türkiye'ye daha fazla mali yardım sağlayacağını kaydeden Merkel, Almanya'nın da bu alanda katkıda bulunacağını vurguladı.

AB'nin yasa dışı göçle mücadele ederken, yasal yollardan AB'ye göç konusunda da adımlar atması gerektiğini ifade eden Merkel, bu konuda da Türkiye ile Almanya'nın ikili çalışma gruplarının faaliyetlerini sürdüreceğine dikkati çekti.

AB müzakerelerinde yeni başlıklar

Almanya'nın geçmişte imzalanan anlaşmalar ve "ahde vefa" ilkesi çerçevesinde Türkiye'nin AB müzakere sürecinin ucu açık bir şekilde ilerlemesini desteklediğini vurgulayan Merkel, bu sürecin daha dinamik bir şekilde canlandırılmasını konuştuklarını anlattı.

"Almanya, bu yıl içerisinde 17. başlığın açılmasına hazır" diyen Merkel, 23. ve 24. başlıkların açılması hazırlıkları konusunda ise konuşulması gereken bazı konular bulunduğunu kaydetti.

Türkiye'nin AB adayı ülke olmasına rağmen AB zirvelerine davet edilmediği, aile fotoğrafında yer almadığı eleştirisiyle ilgili olarak Merkel, "Aday olan ülkelerin yeniden bu çalışmalara nasıl dahil olabileceği konusunda, tabii bu diğer aday ülkeler için de geçerli, yeni bir düzenlemeye gitmemiz gerekiyor" ifadelerini kullandı.

Türkiye-Almanya stratejik işbirliği

Merkel, Türkiye ile Almanya arasında stratejik işbirliği diyaloğunu geliştirmek istediklerini, bu çerçevede Ocak ayında başbakanlar ve mümkün olursa dışişleri, savunma ve ekonomi bakanlarının da katılacakları bir zirve gerçekleştirileceğini kaydetti.

Angela Merkel, bu şekilde ilişkileri daha da geliştirmek istediklerini vurguladı.

Başbakan Davutoğlu ile baş başa ve heyetler arası görüşmelerde iki ülkenin birçok alanda ortak çıkarları olduğunu tekrar gözlemlediklerini ifade eden Merkel, "Türkiye'de iyi gelişmelerin olması, istikrarlı bir Türkiye, Almanya'nın çıkarınadır. Türkiye istikrarsızlıklarla çevrilidir ve bu nedenle seçimlerden sonra Kürtlerle uzlaşma süreci konusunda yeniden bir imkan yakalanmasını diliyoruz. Çünkü çok sayıda sorunla karşı karşıyayız, her yol denenmelidir" şeklinde konuştu.

Davutoğlu'na açık ve samimi görüşme için teşekkürlerini sunan Merkel, Davutoğlu'nun dile getirdiği, 1915 olaylarına ilişkin Alman tarihçilerin de yer alacağı bir ortak tarih komisyonu önerisi için de teşekkür etti ve bu konuda çalışmaların yoğunlaştırılabileceğini söyledi.

Türkiye'nin güvenli bölge önerisi

Merkel, görüşmelerinde Türkiye'nin, Suriye'de terörden arındırılmış güvenli bölge kurulması önerisinin gündeme gelip gelmediğinin sorulması üzerine Merkel, geçen haftalarda New York'ta yapmış oldukları görüşmede bunu ele aldıklarını hatırlattı. Merkel, güvenli bölge konusunda sözlerini şöyle sürdürdü:

"Şu anda aciliyeti olan konu Halep'ten yeni mülteci akımını durdurmaktır. Hızlıca uluslararası toplum ile diyalog içerisine girmeliyiz. Bu Almanya'nın ve Türkiye'nin çıkarınadır. Avrupalı mevkidaşlarımla bu konuda konuşacağız."

Almanya'nın, tehdit değerlendirmelerinin değişmesi nedeniyle Türkiye'deki Patriotları geri çekme kararıyla ilgili bir soru üzerine Merkel, askeri alanda işbirliğinin süreceğini, Almanya'nın Türkiye'nin yanında olduğunu kaydetti. Merkel, şöyle devam etti:

"Sayın Başbakan ile Patriotların geri çekilmesini konuştuk. Almanya olarak Patriotların çekilmesi sonrasında çok güçlü askeri işbirliğimizi nasıl sergilemeye devam edebileceğimizi konuştuk... Genelkurmay başkanlarımız şimdi bir araya gelecek ve Almanya'nın NATO müttefiki Türkiye'nin yanında durduğunu nasıl açık bir şekilde gösterebileceğini ele alacak."

Merkel, Almanya'nın DAEŞ ile mücadele için Iraklı ve Kürt askerlere eğitim verdiğini de hatırlatarak, bu alanda da Türkiye ile daha yakın bir koordinasyon oluşturacaklarını kaydetti.

Türkiye'nin AB'nin iltica başvurularında dikkate aldığı "güvenli ülke" statüsüne girmesi konusunun görüşmede gündeme gelip gelmediğinin sorulması üzerine de Merkel, "Bu konuda görüşebiliriz. Türkiye aday ülke statüsündedir" dedi.

Merkel, statü konusunu bugün özellikle ele almadıklarını fakat gündemlerinde olduğunu belirtti.

Bir başka soru üzerine Almanya'nın PKK'yı terör örgütü olarak kabul ettiğini hatırlatan Merkel, bu mücadelenin de önemli bir konu olduğunu kaydetti.

AB'nin Suriyeli mülteciler için Türkiye'ye vermeyi öngördüğü 3 milyar avroluk yardımla ilgili belirsizlik konusunda bir soru üzerine Merkel, bu konuda Ankara'nın kaygılarını tamamen anladığını söyledi.

Merkel, "Şu ana kadar söz verilen paraların ödenmediğini biliyoruz. Şimdi de aday ülkelere verilen paraların başka amaçlar için kullanılması talebine karşın, ek kaynak istenmesini de tamamen anlayışla karşılıyorum. Burada ek bir ödeme olacağı için ayrıntıları daha sonra ele alacağız" ifadesini kullandı.

Ziyaretinin Türkiye'deki genel seçimlerin 2 hafta öncesinde gerçekleşmesine ilişkin düşünceleri sorulan Merkel, siyasi açıdan önemli hususlar olması nedeniyle seçim dönemi olsa dahi bu konuların görüşülebileceğini söyledi.

Merkel, "Tabii ki Türkiye'de seçimler adil, serbest ve özgür bir ortamda yapılacaktır diye düşünüyorum. Seçimler bizim çalışmamıza engel değildir" ifadesini kullandı.

Yasa dışı göçün çeşitli zorlukları da beraberinde getirdiğini vurgulayan Merkel, insanların kaçışı sonucu ortaya çıkan görevlerin paylaşılması gerektiğini, bu konuda AB'ye de görev düştüğünü dile getirdi.

Türkiye'yi desteklemek istediklerini kaydeden Merkel, şöyle devam etti:

"Gerektiğinde Avrupa'ya da kontrol edilmiş, düzenli göçü kabul edeceğiz. Bu konuda da hükümetler arası çalışma yapılması gerekir. İnsan kaçakçılarının para kazanmasını engellememiz gerekir. Çocukların iyi eğitim görmesi ve entegrasyonun başarıyla gerçekleşmesi gerekir. Eğitim ve sağlık hizmetleri söz konusu. Türkiye de bu konularda büyük çabalar gösteriyor. Bu konu AB ile de yakından ilgilidir ve Almanya özel desteğini esirgemeyecektir. Ortak çıkarlarımız var, bu görevleri yasal bir şekilde gerçekleştirmek istiyoruz."

AA