Advertisement
TÜRKİYE EKONOMİSİ ABONE OL

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD) Başkanı ve AK Portföy Genel Müdürü Dr. Alp Keler, tasarruf oranlarının artırılması ve sermaye piyasalarında fon birikiminin sağlanması noktasında Bireysel Emeklilik Sistemi'nin kapsayıcılığının artırılmasının önem taşıdığını söyledi.

Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) iş birliğiyle TKYD tarafından portföy yönetimi sektörünün 100 milyar liraya ulaşması ve Türkiye ekonomisine katkılarına yönelik toplantıda konuşan Keler, Türkiye'de sermaye piyasalarının hak ettiği noktada bulunmadığını ifade etti.

Keler, gelecek 5 yılda sermaye piyasalarının büyük bir dönüşüm yaşamasını beklediklerini vurgulayarak, bu dönüşümde ana rolü kurumsal yatırımcıların üstleneceğine inandıklarını dile getirdi.

Sektörlerinde klasik iş modellerinin değiştiğini belirten Keler, son yıllarda birçok yatırım fonunda özel sektör tahvillerinin hızla arttığını gözlemlediklerini aktardı. 

Keler, sektörün son birkaç yıl içerisinde hızlı bir büyüme gösterdiğine işaret ederek, "Buna karşın sektör, 100 milyar lira büyüklüğe ve Gayrisafi Yurtiçi Hasıla'nın (GSYH) yüzde 5,7'sine yeni ulaştı. Bu büyüklüğün yarısı emeklilik fonlarından oluşuyor. Sektör 5,9 milyonu bireysel emeklilik olmak üzere toplam 8,7 milyon yatırımcıya ulaşmakta. Burada bir kıyaslama yapmak gerekirse, Brezilya, Güney Kore, Güney Afrika gibi ülkelerde portföy yönetim sektörünün, yani kurumsal yatırımcıların büyüklüğü, GSYH'larının en az yüzde 20'leri düzeyinde" diye konuştu.

Bireysel Emeklilik Sistemi'nin (BES) kapsayıcılığının artırılması gerektiğine vurgulayan Keler, şunları kaydetti:

"Türkiye'de temel sorunumuz tasarruf eksikliği. Bu noktada BES bizim için tarihi bir fırsat. BES fonları, sağlanan vergisel teşviklerle ülkemizde uzun vadeli tasarrufların artırılması konusunda önemli rol oynamakta. Tasarruf oranlarının artırılması ve sermaye piyasalarında fon birikiminin sağlanması noktasında da BES'in kapsayıcılığının artırılması önem taşıyor.

Bunun için sektör olarak önerilerimiz; iş verenlerin çalışanları otomatik olarak sisteme kayıt edebilecekleri ancak sonrasında çalışanlara sistemden çıkma hakkının verildiği 'Otomatik Katılım Sistemi'ne hızla geçilmesidir. BES'i daha geniş kitlelere yaymak üzere 18 yaşından küçüklerin de katılımcı olmalarının önünün açılması önerilmektedir."

Alp Keler, emeklilik fonlarının Türkiye ekonomisinin ihtiyacı olan alanlara daha fazla yönlendirilmesi gerektiğine de dikkati çekerek, emeklilik yatırımlarının getirisini kısa vadeli ürünlerle kıyaslamanın doğru olmadığını da sözlerine ekledi.