Advertisement
SEKTÖR HABERLERİ ABONE OL

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, yerli otomobili makam aracı olarak da kullanacağını belirterek, "Araç C segmentinde olacak ama D segmenti yani daha lüks modeli ve daha küçük olan B segmentine de çalışmaya başlayacağız" dedi.

Işık, Ekonomi Muhabirleri Derneği (EMD) Başkanı Turgay Türker ve üyelerle derneğin merkezinde bir araya geldi.

Soruları yanıtlayan Işık, yerli otomobili 2019 sonuna kadar seri üretimden çıkarmayı planladıklarını söyledi. Şu anda tanıtılan 3 prototipe Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) teknolojisinin yüklendiğini, test ve modifikasyonların yapıldığını bildiren Işık, 22 Aralık'ta da 4. prototip olan suv cinsinin hazır olacağını ve aynı süreçten geçeceğini ifade etti.

Işık, 2016 sonunda 30-40 araçlık bir filoyu üretmeyi ve bu araçları her türlü arazi, iklim şartlarında test etmeyi amaçladıklarını kaydetti. Testlerin sonucuna göre aracın piyasaya çıkacak dizaynını 2018'in mayıs veya haziran ayında tanıtmayı hedeflediklerini vurgulayan Işık, tanıtılan dizaynı da 2019'un sonuna kadar seri üretimle halka sunmak istediklerini dile getirdi.

"Yıllık 3 milyar dolarlık dizel motor ithalatı yapılıyor"

Yerli otomobil Ar-Ge'sinin TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi (MAM) tesislerinde yapıldığına değinen Işık, otomobil ve motor mükemmeliyet merkezlerinin de burada yapıldığını kaydetti. Işık, 2019 sonunda menzil artırıcı içten yanmalı motoru üretmeyi hedeflediklerini belirterek, "Hedeflenen teknoloji elektrikli otomobil ama elektrik altyapısının ve batarya maliyetinin çok olmasından dolayı Türkiye'de bu altyapı gelişip, batarya maliyetleri de makul seviyeye gelene kadar menzil artırıcı yani küçük bir jeneratörü de araca koymak durumundayız. Bu jeneratörün motoru içten yanmalı olacak. Şu anda benzinli veya LPG üzerinde çalışıyoruz, dizel seçeneğimiz de olacak. Elektrik üretip, elektrik motorunu besleyecek ve bataryayı şarj edecek motoru da yüzde 100 yerli imkanlarımızla üreteceğiz" diye konuştu.

Işık, Motor Mükemmeliyet Merkezi'nde hem kendi ihtiyaç duydukları hem de sektörün ihtiyaç duyduğu motorları yerli imkanlarla fikri mülkiyet hakları Türkiye'de olacak şekilde geliştireceklerini anlattı. Şu anda yıllık 3 milyar dolarlık dizel motor ithalatı olduğunu bildiren Işık, bunun için Motor Mükemmeliyet Merkezi'nde Türkiye'nin bu konudaki bütün birikimini bir araya getirdiklerini belirtti.

"Araç C segmentinde olacak"

Gebze'de Otomobil Mükemmeliyet Merkezi'nde gelişen tüm teknolojileri ticarileştirecek şekilde çalışacaklarına değinen Işık, otomobilin üretim yerine ise "babayiğit" ile karar vereceklerini söyledi. Ocak sonuna kadar maliyet ve analiz çalışmalarının devam edeceğini bildiren Işık, ardından bu işte "ben varım" diyenlerle görüşeceklerini ifade etti. Karar verdikten sonra bunu açıklayacaklarını dile getiren Işık, mart ya da nisan ayı sonu gibi bu işleri tamamlamayı hedeflediklerini kaydetti.

"Babayiğit"in bulunmasının programlarında bir gecikme yaratmayacağına dikkati çeken Işık, şöyle devam etti:

"Babayiğidi 2018'in başında da bulsak bizim için çok sorun yok. Çünkü TÜBİTAK'ta biz bu çalışmayı ciddi bütüncül bir anlayışla sürdürüyoruz o açıdan çok acelemiz yok. Babayiğidin bulunma süreci de açık ve şeffaf olacak. Babayiğit, bu yükün altına girecek birisi olacak, yeterli sermayesi olacak, bu riski alacak. Biz TÜBİTAK ve devlet olarak Ar-Ge'de olacağız çünkü bu alan Türkiye için stratejik bir alan. Yerli otomobilin başarılı olabilmesi için devlet olarak her türlü teşvik ve desteği vereceğiz ama biz üretim yapmak istemeyiz. Üretim riskini alacak babayiğit bizim önemli, hükümet olarak kesinlikle arkasında duracağız."

Yerli otomobili makam aracı olarak da kullanacağını söyleyen Işık, "Araç C segmentinde olacak ama D segmenti yani daha lüks modeli ve daha küçük olan B segmentine de çalışmaya başlayacağız" dedi.

Aracın 3 noktada çok önemli olduğunu vurgulayan Işık, şöyle konuştu:

"Aracın bataryası 100 kilometreye kadar çok güvenle, rahatlıkla ihtiyaca cevap verecek. Akşam cep telefonunuzu şarja takar gibi aracınızı şarja takacaksınız sabah kalktığınızda dolu olacak. Günde 2-2,5 liralık, ayda 40-50 liralık şarj maliyetiyle rahatlıkla Ankara'da dolaşabileceksiniz. İstanbul, İzmir ya da Erzurum'a gitmeniz gerekti, o zaman da batarya zayıfladığında durup şarj etmek zorunda değilsiniz. Arkadaki range extender (menzil arttırıcı jeneratör) otomatikman devreye girecek, hem bataryayı şarj edecek hem de motora elektrik verecek. Range extender denilen jeneratörün yaktığı yakıtta 100 kilometreyi aşmak için 2 litreyi geçmeyecek. Şu anda en iyi araç 4,5-5 litre civarında. Bunun aile ekonomisine ne kadar ciddi katkı sağlayacağını düşünün. İkincisi, Türkiye petrolde dışa bağımlı bir ülke. Her bir aracın 100 kilometrede kullandığı yaklaşık 3 litrelik tasarrufu düşünün, bunun ülke ekonomisine getireceği fayda son derece önemli. Üçüncüsü de bütün araçlar böyle olsa emisyon diye bir problem kalır mı? Aracın çalışıp çalışmadığını ekrandan anlayacaksınız yoksa ses duyamayacaksınız. Dolayısıyla aile, ülke ve çevre açısından son derece önemli bir proje."

"Yerli otomobilin maliyet bataryaya göre belirlenecek"

Işık, yeni teknolojilerin otomobile girmeye başladığına dikkati çekerek, mekaniğin ağırlığının giderek azaldığını vurguladı. Araçların mekanik aksamındaki karlılık oranının da giderek azaldığına işaret eden Işık, şu değerlendirmede bulundu:

"Türkiye için en büyük risk de bizim otomotiv endüstrimiz daha çok mekanikte başarılı ama dünyada bu alanda bir sıkışma, daralma olacak. Bizim endüstrimizin bundan olumsuz etkilenme ihtimali çok yüksek. Yeni teknoloji alanlarına kaydığımız zaman işte orada katma değerli ürünü Türkiye çok daha fazla üretebilir. Mesela batarya, sensör teknolojileri ve nesnelerin interneti denilen araç içerisindeki parçaların birbiriyle haberleşmesi gibi. Türkiye bunları hem geliştiren bir ülke olacak hem de kendi otomobiline bunu uyarladığı için ticarileştirmiş olacak. Yani yerli otomobil projesini sadece bir yerli otomobil markamız olacak diye değil, Türkiye otomobil ve otomobille birlikte geliştirilen teknolojilerde söz sahibi, teknoloji geliştiren, üreten ve satan bir ülke konumuna geleceği için çok önemsiyoruz."

Yerli otomobilin çıktığında iddialı olabilmesi için var olan teknolojilerin kullanılmasının yeterli olmayacağına işaret eden Işık, yeni teknolojileri araca eklenmesi için gerekirse TÜBİTAK ile çağrıya çıkacaklarını kaydetti. Yerli otomobilde en büyük maliyet kaleminin batarya olduğuna dikkati çeken Işık, TÜBİTAK'ın batarya teknolojisinde ciddi birikimi olduğunu, 2018'in mayıs, haziran aylarında hangi bataryanın kullanılacağının netleşeceğine ve maliyetin de ona göre belirleneceğini söyledi.

"Kamu alımlarında yerli fiyat avantajı kullanım oranı yüzde 30'a çıktı"

Işık, bir soru üzerine, yerli üretimin kamu alımlarında orta yüksek ve yüksek teknolojide yüzde 15'e kadar fiyat avantajını uygulamanın zorunlu kılındığına dikkati çekerek, "Orada bir ibarede 'Yüzde 15'e kadar' deyince bizim sağ olsun bazı bürokratlarımız 'Ben bunu yüzde 1-2 uygularım' gibi ruhunu kaybeden bir anlayış gösterdiler. Biz de Bakanlık olarak bunları yakın takip ediyoruz ve bunlara müdahale ettik. Şimdi Ar-Ge reform paketinde o yorumu dahi ortadan kaldıran belki bir açıklık da getireceğiz" diye konuştu.

Işık, bu yılki kamu ihalelerinde özellikle teknolojik ürün ile ilgili yerli fiyat avantajı kullanım oranının yüzde 10'dan yüzde 30'a çıktığını belirterek, "İnanıyoruz ki 2016'da bu oran daha da artacak" dedi.

İş bitirme belgesi olmadığı için daha önce ihalelere giremeyen firmaların düzenlemeler sonrasında kamudan aldığı ihale oranının 1 milyar dolar seviyesine geldiğini belirten Işık, kamu alımlarını Türkiye'nin teknolojisini yükseltmek için kaldıraç olarak kullandıklarını ifade etti.

Işık, özellikle raylı sistem konusunda bazı küresel oyuncuların Türkiye'de ortak üretim için yerli firmalarla anlaşmalar yaptığını bildiklerini dile getirerek, bazı yabancı yatırımcıların İzmir'de yüksek teknoloji ile ilgili yatırım yapmaya başladığına dikkati çekti.

Amerika'da dünyanın en büyük şirketlerinden birinin üst düzey yetkilileri ile toplantı yaptıklarını ifade eden Işık, onlara Bilişim Vadisi'nde yer vermek istediklerini, şirket temsilcilerinin tek istediğinin nitelikli insan gücü olduğunu söyledi.

"2015 yılındaki Ar-Ge destek bütçesini tamamen kullandık"

Bakan Işık, Ar-Ge bütçesine ilişkin bir soru üzerine de 2015 yılındaki destek bütçesini tamamen kullandıklarını, KOSGEB'te bütçe gerçekleşme oranının yüzde 120'leri geçtiğini, TÜBİTAK'ta boşta kalan paranın olmadığını bildirdi. 2016 yılında bazı çok önemli projelere de ciddi kaynaklar ayıracaklarını ifade eden Işık, bunlardan bazılarının "Yerli otomobil, Motor Mükemmeliyet Merkezi, Otomobil Mükemmeliyet Merkezi, Biyotıp ve Genom Mükemmeliyet Merkezi" olduğunu söyledi.

Yerli otomobili bir teknoloji geliştirme platformu olarak değerlendirdiklerinin altını çizen Işık, "Asıl bütçe görüşülürken TÜBİTAK'ın ve Bakanlığın bütçesinin ihtiyaçlara cevap verecek oranda artırılması ile ilgili gerekli taleplerimizi yapacağız. Hükümetimizin bu konu ile ilgili yaklaşımı gayet olumlu. Ar-Ge'ye inovasyona ve üretime yönelik bir kısıtlama düşüncesi yok" dedi.

Işık, örneğin yerli otomobil projesinde ayrılan kaynağı kullandıklarını, daha sonra Maliye Bakanlığının projeye gerekli olan ek ödeneği aktardığını ifade ederek, "Ar-Ge'de bütçe birinci sorunumuz değil" ifadesini kullandı.