Bloomberght
Bloomberg HT Haberler Kılıçdaroğlu: Patronlu başkanlık rejimine kapı açan çalışmanın parçası olmayız

Kılıçdaroğlu: Patronlu başkanlık rejimine kapı açan çalışmanın parçası olmayız

  • CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, " Patronlu başkanlık rejimine kapı açan çalışmanın parçası olmayız" dedi

Giriş: 02 Mart 2016, Çarşamba 11:25
Güncelleme: 02 Mart 2016, Çarşamba 11:36

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, " Patronlu başkanlık rejimine kapı açan çalışmanın parçası olmayız" dedi.

Kılıçdaroğlu, " Tercihini başkanlıktan yana koyan Ak Parti ile sonuç alınamaz" şeklinde konuştu.

Kemal Kılıçdaroğlu, anayasa çalışmaları ile ilgili olarak da "Parlamenter sistem mutabakatının sağlanması zorunlu" dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, TBMM Başkanı İsmail Kahraman'ın yeni anayasa için yaptığı çağrıya cevap verdi. Kılıçdaroğlu gönderdiği mektupta, "Patronlu başkanlık rejimine kapı açan çalışmaların parçası olmayız" dedi.

CHP Genel Başkanı, TBMM Başkanı'nın davet mektubuna cevap verdi. Kılıçdaroğlu mektubunda, "Parlamenter sistem mutabakatının baştan sağlanması zorunludur. Patronlu başkanlık rejimine kapı açan çalışmaların parçası olmayız. Parlamenter sisteme dayalı bir anayasa yapımına katkı verebiliriz.Tercihini başkanlıktan yan koyan AK Parti ile sonuç alınamaz" dedi.

KILIÇDAROĞLU'NUN GÖNDERDİĞİ O MEKTUP

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'na gönderdiği anayasa cevabında şu ifadeler yer aldı:

"14 Ocak 2016 tarihli yazımda ayrıntılı olarak ifade ettiğim üzere davetinize, Anayasa çalışmasının, Türkiye’yi darbe hukuku ve onu tahkim eden düzenlemelerden arındıracak bir çalışmayla eşzamanlı yürütülmesi gerektiğini vurgulamıştım. Bu bağlamda ilgili komisyonda, “Mevcut anayasamızın ilk dört maddesinde ifadesini bulan kurucu ilkelerin korunması, kuvvetler ayrılığı, hukuk devleti ve parlamenter sistem” esasına dayalı bir Anayasa değişikliği hedefiyle yer alacağımızı bildirmiştim.

Aydın Milletvekili Bülent Tezcan, Balıkesir Milletvekili Namık Havutça ve Muğla Milletvekili Ömer Süha Aldan da bu çerçevede komisyon çalışmalarında hazır bulunmuşlardı.

Sayın Başkan,

Bu çalışmanın; “Bireysel bir talep doğrultusunda şekillenmiş, kamuoyuna yapılan açıklamalara göre bütün kuvvetleri tek elde toplamayı amaçlayan, hukuk devleti ilkesiyle hiçbir koşulda bağdaşmayan başkanlık sistemi önerilerinin gölgesinde kalmasına asla izin vermemesi” gerektiği konusundaki duyarlılığımızı ve kararlılığımızı da özellikle belirtmiştim.

Ancak bizzat Cumhurbaşkanlığı Makamı tarafından başlatılan “Başkanlık Sistemi” kampanyası, çalışmalarına yeni başlamış komisyonu gölgelemeye dönük bir faaliyet olarak öne çıktı. Sayın Cumhurbaşkanı’nın, Anayasa Mahkemesi’nin Gazeteciler Can Dündar ve Erdem Gül’e ilişkin verdiği hak ihlali kararını tanımadığını ifade ederek yerel mahkemeyi bu karara uymamaya davet eden tutumu da tartışmanın sadece bir hükümet sistemi tartışması olmadığını ortaya koydu. Bu nedenledir ki Sayın Cumhurbaşkanı’nın tutumu, doğrudan doğruya yargı bağımsızlığı, kuvvetler ayrılığı ve demokrasi tartışmasını doğurmakta; daha işin başında parlamenter sistem ısrarımızın haklılığını da

anlaşılır kılmaktadır.

Sayın Başkan,

Anımsayacağınız üzere, 24. Dönem Parlamentosu’nda oluşturulan Uzlaşma Komisyonu 25 ay çalışmış ve 60 maddede uzlaşmaya varmıştır. 25 ay sonunda Adalet ve Kalkınma Partisi’nin başkanlık sistemi dayatmasıyla masadan kalkması sonucu çalışma maalesef tamamlanamamıştır. 24. Dönem Parlamentosu’nda olduğu gibi, 26. Dönem Parlamentosu’nda temsil edilen, Adalet ve Kalkınma Partisi dışındaki üç partinin tercihinin parlamenter sistemden yana olduğu görülmektedir. Bu durumda hükümet sistemi tercihini “Başkanlık” olarak ortaya koyan Adalet ve Kalkınma Partisi ile yürütülecek bir çalışmanın sonuç getirmeyeceği de açıktır.

Dolayısıyla Anayasa’nın ilk üç maddesinde ifadesini bulan ve dördüncü maddeyle koruma altına alınmış olan çerçeve kurucu ilkelerin tartışıldığı, yaklaşık 200 yıllık siyasal birikimimizi yok sayarak parlamenter sistemden kopuşu öngören ve kişisel arzular etrafında şekillenen “Patronlu Başkanlık” rejimine kapı açan bir çalışmanın parçası olmamız düşünülemez. Böyle bir çalışmanın Türkiye’nin demokrasi ihtiyacına cevap verdiği de kesinlikle söylenemez.

Sayın Başkan,

Anayasa Uzlaşma Komisyonu’yla eşzamanlı ve irtibatlı çalışması koşuluyla, darbe hukuku ve onu tahkim eden mevzuatın temizlenmesine ilişkin çalışmanın ayrı bir komisyon tarafından yürütülmesi ve bu komisyonun da derhal kurulması hususu müzakere edilebilir. Ki arkadaşlarımız, başkanlığınızda gerçekleşen toplantılar sırasında, bunun mevcut komisyon içinde alt komisyonlar eliyle yürütülmesini önermişler ancak diğer çözümleri de tartışabileceklerini ifade etmişlerdir.

Bu çerçevede mevcut Anayasamızın kurucu ilkeleri temelinde, hukuk devleti, yargı bağımsızlığı ve kuvvetler ayrılığını esas alan, parlamenter sisteme dayalı bir Anayasa yapımına katkı verebileceğimizi, bu doğrultudaki bir mutabakatın çalışmanın başlangıcında sağlanmasını da zorunlu gördüğümüzü ifade etmek isterim.

Şayet bu konuda bir uzlaşma sağlanamıyorsa, Komisyonun; 24. Dönem Uzlaşma Komisyonu’nun üzerinde anlaştığı 60 maddeye yargıya ilişkin hükümleri de ekleyerek, azami bir ay içinde temel hak ve özgürlükler ile yargı bölümünü değiştiren bir paketi TBMM’ye sevk etmek üzere çalışma yapmasını öneriyoruz."