Advertisement
TÜRKİYE EKONOMİSİ ABONE OL

Merkez Bankası'nın yeni Başkanı Murat Çetinkaya'nın açıkladığı yılın ikinci enflasyon raporunda yıl sonu enflasyon beklentisi 2016 için %7,5, 2017 için % 6 olarak korundu.

Küresel iktisadi faaliyetteki yavaşlama eğiliminin ve enflasyondaki düşük seviyelerin devam etmesi ile gelişmiş ülke merkez bankalarının destekleyici politikalarını bu dönemde de sürdürdüğünü kaydeden Çetinkaya, ABD Merkez Bankasının (Fed) faiz artışlarını daha yavaş gerçekleştireceğini belirttiğini, Avrupa Merkez Bankası (ECB) ve Japonya Merkez Bankasının (BoJ) ise genişleyici yeni para politikası tedbirleri açıkladığını anımsattı.

TCMB Başkanı Çetinkaya, son zamanlarda Çin ekonomisine yönelik belirsizliklerin de azaldığını ifade etti.

Bu gelişmeler doğrultusunda, gelişmekte olan ülkelerdeki finansal koşullarda da iyileşmeler görüldüğünü dile getiren Çetinkaya, bu ülkelere yönelik portföy akımlarının toparlanırken, risk primleri ile piyasa faizlerinin gerilediğini ve para birimlerinin değerlenme eğilimi sergilediğini anlattı.

Çetinkaya, küresel piyasalarda yaşanan bu gelişmelerin Türkiye ekonomisini olumlu yönde etkilediğini ve yakın dönemde açıklanan veriler ile makroekonomik göstergelerdeki iyileşme eğilimlerinin devam ettiğini söyledi.

"Sıkı duruşumuzu koruyacağız"

2016 yılı şubat ayında yüzde 9,1 seviyesine ulaşan ağırlıklı ortalama fonlama faizinin nisan ayı itibarıyla yaklaşık yüzde 8,6 seviyesine gerilediğini belirten Çetinkaya, bankalararası gecelik repo faizlerinin de koridorun üst bandında gerçekleştirilen toplam 75 baz puanlık indirime paralel olarak düşüş gösterdiğini ifade etti.

Çetinkaya, "Önemle vurgulamak isterim ki, önümüzdeki dönemde para politikası duruşu enflasyon görünümüne bağlı olmaya devam edecektir. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası olarak, enflasyon beklentilerini, fiyatlama davranışlarını ve enflasyonu etkileyen diğer unsurlardaki gelişmeleri dikkate alarak para politikasındaki sıkı duruşumuzu gerekli gördüğümüz süre boyunca koruyacağız." diye konuştu.


- "2016 yılı için gıda enflasyonu tahminimiz % 9"

Enflasyon tahminlerinde gıda, enerji ve ithalat fiyatlarının da önemli rol oynadığını vurgulayan Çetinkaya, petrol fiyatlarında bir önceki Enflasyon Raporu dönemine göre bir miktar yükseliş olmakla birlikte, uluslararası piyasalardaki emtia fiyatlarında düşüş eğiliminin yılın ilk çeyreğinde de sürdüğünü söyledi.

Ocak Enflasyon Raporu varsayımlarına göre, ham petrol fiyatlarını yukarı yönlü ve ABD doları cinsinden ithalat fiyatlarını ise aşağı yönlü güncellediklerini aktaran Çetinkaya, şu ifadeleri kullandı:

"Yıllık ortalamalar itibarıyla ham petrol fiyatları varsayımımızı 2016 yılı için 37 dolardan 40 dolara yükselttik. Gıda enflasyonunda yılın ilk çeyreğinde işlenmemiş gıda grubu kaynaklı çok belirgin bir düşüş gördük. Bu düşüşün kısa vadede devam etmesini bekliyoruz. Bununla birlikte, işlenmemiş gıda fiyatlarındaki yüksek oynaklığı göz önünde bulundurarak gıda enflasyonu varsayımımızı 2016 yılı için yüzde 9, 2017 yılı için yüzde 8 olarak koruduk.

Orta vadeli tahminlerimizi üretirken vergi ayarlamalarının ve yönetilen/yönlendirilen fiyat değişikliklerinin enflasyon hedefi ve otomatik fiyatlama mekanizmaları ile uyumlu olacağı bir görünümü varsaydık. Maliye politikasının orta vadeli duruşu için 2016-2018 dönemini kapsayan Orta Vadeli Program projeksiyonlarını temel aldık. Asgari ücrette 2016 yılı başında yapılan artışın üretici maliyetlerine, toplam talebe ve enflasyona yansımalarını da yakından takip ediyoruz."

"Daha öngörülebilir politika tercih edeceğiz"

Çetinkaya, yeni dönemde tercihlerinin daha sade ve öngörülebilir bir para politikasından yana olacağını belirterek, "Nihai olarak para politikası duruşunun daha açık ve öngörülebilir olduğu bir sisteme geçmeyi planlıyoruz" dedi.

Başkan, getiri eğrisinin bu dönemde yataya yakın seyrini koruduğunu, mali disiplinin ekonominin sağlamlığına önemli katkı verdiğini bildirdi.

Çetinkaya cari dengedeki iyileşmenin devam edeceğini kaydetti.

- Enflasyon hedefi

Ekonomik koşullar, politika duruşu ve varsayımları çerçevesinde gelecek döneme dair enflasyon tahminlerinde bir önceki rapora göre değişiklik yapmadıklarını belirten Çetinkaya, "Enflasyonu düşürmeye odaklı ve kararlı bir politika duruşu altında, enflasyonun yüzde 5'lik hedefe kademeli olarak yakınsayacağını; 2016 yılında yüzde 7,5'e; 2017 yılında ise yüzde 6'ya geriledikten sonra 2018 yılında yüzde 5 düzeyinde istikrar kazanacağını öngörüyoruz. Bu çerçevede enflasyonun, yüzde 70 olasılıkla, 2016 yılı sonunda yüzde 6,3 ile yüzde 8,7 aralığında (orta noktası yüzde 7,5), 2017 yılı sonunda ise yüzde 4,2 ile yüzde 7,8 aralığında (orta noktası yüzde 6) gerçekleşeceğini tahmin ediyoruz." diye konuştu.

Çetinkaya, yurt içi belirsizliklerin 2015 yılına göre azalmasının, tüketici ve yatırımcı güveninin iyileşmesi yoluyla güven kanalından iç talebe katkı verebileceğini belirterek, "Küresel oynaklıklardaki azalmanın sürmesi ve küresel finansal koşullarda yaşanan iyileşme yurt içi finansal koşulları da olumlu etkiliyor. Bu gelişmeler doğrultusunda önümüzdeki dönemde gelir ve güven kanallarıyla finansal koşulların iç talebi desteklemesini bekliyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

- "Sadeleşme adımlarına devam edeceğiz"

Yakın dönemde getiri eğrisi tüm vadelerde aşağı kaydığını belirten Çetinkaya, "Bu gelişmede küresel faktörler olarak gelişmiş ülke merkez bankalarının genişleyici politika duruşlarını sürdürmesi ile bu ülkelerdeki faiz oranlarının uzunca bir müddet düşük düzeylerde kalacağı öngörüsünün güçlenmesi, küresel belirsizliklerin azalması ve küresel finansal koşullarda gözlenen iyileşme etkili oldu." açıklamasında bulundu.

Çetinkaya, Türkiye'ye ilişkin makroekonomik göstergelerin olumlu seyrinin, piyasa ve anket bazlı enflasyon beklentilerindeki azalış ve marjinal fonlama faizinde yaptıkları indirimlerin de bu gelişmeye katkı verdiğini ve getiri eğrisinin eğiminin ise bu dönemde yataya yakın konumunu koruduğunu dile getirdi.

Küresel gelişmelerin Türkiye ekonomisi üzerindeki olumsuz etkilerinin sınırlandırılmasının büyük önem taşıdığına dikkati çeken Çetinkaya, ekonomik temeller açısından bakıldığında son yıllarda Türkiye'deki kırılganlıkları azaltan önemli gelişmeler olduğunu ifade etti.

TCMB Başkanı Çetinkaya, özellikle uygulanan para politikası ve makroihtiyati politikalarla ekonomide yaşanan dengelenmenin bu sürece önemli destek verdiğini vurguladı.

Bu dönemde, mali disiplinin sürdürülmesinin de ekonominin sağlamlığına önemli bir katkı verdiğine işaret eden Çetinkaya, "Ayrıca, ağustos ayında açıkladığımız yol haritasındaki önlemlerin etkili bir şekilde uygulanması ile kredilerde ve döviz kurlarında gözlenen aşırı oynaklıkların azaldığını görüyoruz. Uygulamakta olduğumuz sıkı para politikasının ekonominin küresel şoklara olan hassasiyetini azaltarak finansal istikrarı desteklediğini değerlendiriyoruz. Merkez Bankası olarak, küresel oynaklıklardaki düşüşün devam etmesi veya dış denge ve finansal istikrar alanındaki kazanımları sürdürecek politika önlemlerinin etkili bir şekilde kullanılması durumunda sıkı para politikasını daha dar bir faiz koridoru içerisinde uygulayabileceğiz. Bu çerçevede, önümüzdeki dönemde koşullar elverdiği ölçüde sadeleşme adımlarına devam edeceğimizi ifade etmek istiyorum." değerlendirmesini yaptı.

- "Kredi büyüme hızları makul düzeylerde seyredecek"

Çetinkaya, uyguladıkları sıkı para politikasının ve BDDK’nın konut hariç bireysel kredilere yönelik yürürlüğe koyduğu makroihtiyati tedbirlerin de etkisiyle yavaşlayan finansal olmayan kesime kullandırılan kredilerin yıllık büyüme oranının 2016 yılı ilk çeyreğinde yüzde 10,9’a gerilediği bilgisini verdi.

Bu dönemde, 2014 yılı başından itibaren olduğu gibi, ticari kredilerin tüketici kredilerine göre daha yüksek bir oranda büyümeye devam ettiğini aktaran Çetinkaya, kredi büyümesi ve kompozisyonundaki bu gelişmelerin bir yandan dengelenme sürecine ve finansal istikrara katkı verirken, diğer yandan enflasyon üzerindeki maliyet yönlü baskıları sınırlayıcı yönde etki yaptığına dikkati çekti.

Çetinkaya, 13 haftalık ortalamaların yıllıklandırılmış büyüme hızlarına bakıldığında ise hem ticari kredilerde hem de tüketici kredilerinde büyüme eğilimlerinin 2016 yılı başından itibaren bir toparlanma sergilediğini söyledi.

Tüketici kredilerinin risk ağırlıklarına dair yapılan düzenlemelerin, ücret gelişmeleri ve finansal koşullarda yaşanan iyileşmelerin gelecek dönemde kredi büyümesine olumlu etki edebileceğini değerlendiren Çetinkaya, "Bununla birlikte, sıkı para politikası duruşumuzun ve makroihtiyati politika çerçevesinin katkısıyla yıllık kredi büyüme hızlarının makul düzeylerde seyretmeye devam edeceğini öngörüyoruz." dedi.

- "En makul hızla tamamlayacağız"

Dar ve simetrik faiz politikası uygulayacaklarını belirten Başkan sadeleşme konusunda birçok faktörü göz önüne aldıklarını, küresel piyasalardaki oynaklığın azalmasının en temel faktör olduğunu söyledi.

Başkan "Sadeleşme politikasının daha faydalı olacağını düşünerek uygulamayı başlattık, olabilecek en makul hızla da tamamlamayı hedefliyoruz" dedi, şimdilik diğer araçlarda sadeleşmenin gündemde olmadığını söyledi.

Çetinkaya para politikası kurulunun yeni politika faizi konusunda henüz karar vermediğini kaydetti. 

 "Sadeleşme konusunda kurul üyelerinin tamamı ortak bir görüşte"

Çetinkaya "..Sadeleşme konusunda kurul üyelerinin tamamının net ve ortak bir görüşü söz konusu. Bu yüzden bu adımlar önümüzdeki dönemde devam edecek. Tek politika faizinde de temel meselemiz fiyat istikrarı beklentilerimizi kontrol altında tutabilmek. Bunun da yeni çerçevede mümkün olabileceğini öngörüyoruz." değerlendirmesini yaptı.