Bahçeli: Ne yeni sisteme, ne yeni rejime gerek yok
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli partisinin grup toplantısında konuştu
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, başkanlık sistemi tartışmalarına karşılık vererek, "29 Ekim 1923 kuruluş yılı, hiçbir şart karşısında darbelenemez, yıkılamaz. Buna da hiçbir faninin ömrü yetmez. Her Türk vatandaşı bu gerçekleri tasdik edecektir. Ne yeni bir sisteme, ne yeni bir rejime gerek yoktur. Sonu macera olan arayışlara gerek yoktur. Devletin yeniden tanım ve tarif konusunda millet tamam diyorsa o zaman gündeme alınmalıdır. Her söz zaman kaybı, her teşebbüs yeni bir çatışma kaynağı olacaktır. Biz ne başaracaksak, mevcut sistem içinde düşünmeliyiz" dedi.
MHP'deki muhalif isimleri "erken seçim" iddialarına da sert bir şekilde karşılık veren MHP lideri, "Bizim için siyaset çıkarların galası, yalanların borsası, haram ve hıyanetin geçiti de değildir. Milliyetçi siyasetimizde aşk vardır, sevda vardır, vatan vardır, Türklük vardır. Biz siyasette tavşana kaç tazı tut demeyiz, tavşan arayanlara bozkurtu hatırlatır akıllarını baştan alırız. Biz MHP'yiz. Biz Müslüman Türk milletinin korkusuz yürekleriyiz" ifadelerini kullandı.
Hafta sonu yapılan MHP 12'inci Siyaset ve Liderlik Okulu Mezunları'nda yaptığı açıklamalara açıklık getiren Devlet Bahçeli, "MHP'nin hukuki boyutta vereceği destek hükümet mantığı çerçevesinde ele alınmalıdır. MHP, önşart olarak terörle mücadelenin eksiksiz ve kesintisiz sürdürülmesinden yanadır. MHP, Türkiye'nin tarafında, Türk milletinin safındadır. Türkiye'nin bekası ve geleceği her türlü siyasi angajmanın üzerindedir. AKP'nin kurultayı sonrasında terörle mücadele zaafa uğrarsa, TBMM'de her türlü desteği vermekten çekinmeyiz, bunu da milli görev sayarız. Terörün kökü kazınana, kanlı silah teslim alanana kadar üzerimize düşeni yapmaya hazırız. Yasal ve anayasal çalışmalar kendi mecrasında akacaktır. MHP, devletin ve hükümetin fiilen destekçisi olmuştur" dedi.
Devlet Bahçeli partisinin grup toplantısında konuştu. MHP lideri Bahçeli'nin konuşmasından satırbaşları şöyle:
"TERÖRLE MÜCADELEDE İSTENEN DESTEKSE ŞARTSIZDIR, KATKIYSA ARACISIZDIR"
"Terörle mücadele amansız şekilde sürmektedir. Bir o şekilde şehitlerimiz bizleri acıya boğmaktadır. Devlet yana yatarken, terörizm kangreni hızla yayılmaktadır. Biz her seferinde şehit haberi almaktan bunaldık. Gün geçmiyor ki acı bir haberle kahrolmayalım Şahadetler son bulsun istiyoruz, artıyor. Türk milleti adeta ölümle imtihan ediliyor, can pazarında kıvranıyor. Terörizm ne kadar zalim, ahlaksızsa, bu aziz millet o kadar güçlü, sabırlı, soyludur. Allah'ın izniyle kanlı örgüt döktüğü kanda boğulacaktır. Terör destekçileri, terörizmin kuryeleri açtıkları nifak çukurlarına gömüleceklerdir. Türkiye Cumhuriyeti bunu başarak güç, azim ve inançtadır.
Devlet, milletiyle bir ve bütündür. Heyecan ve hedefler aynı geleceğe sabitlenmiştir. Bu vatan 3-5 soysuzun eline düşmeyecak kadar onurludur. Türkiye rüştünü ispatlamış bir devlettir. Bağımsızlığın bedelini asırlar içinde defalarca ödemiştir. Bunun aksin iddia eden kokuşmuşlar takatları yeterse bu milletle boy ölçüşecektir. Mukaddesatımıza yan gözle bakan hayrını göremez, yok öyle karamsarlığa tamah etmek, kötümserliğe geçit vermek. Destekse istenen şartsızdır, katkıysa aracısızdır. Yeter ki terör illetinden kurtulalım, terörizm kuşatmasını birlikte yaralım. Bir vatan, bir millet kaybetmeden derlenip, toparlanalım. Kahramanlar Nusaybin başta olmak üzere ülkemin değişik yerlerinde mücadele verirken, Ankara'da post mücadelesine kapılmayalım. Titreyelim, kendimize gelelim, ihanete mızrak gibi, kurşun gibi saplanalım.
"NE YENİ BİR SİSTEME, NE YENİ BİR REJİME GEREK YOK"
Türk milleti kendi hayat alanını çizip korurken vesveseci anlayışa takılmadı. Teslimiyetçi lobilere aldırış etmedi. Oluyor, başaramayacağız diyenlere kulak asmadı, kaale almadı. Mustafa Kemal'in Meclis kürsüsünden yaptığı konuşma yaşananların özünü anlatmıştır. 29 Ekim 1923 kuruluş yılı, hiçbir şart karşısında darbelenemez, yıkılamaz. Buna da hiçbir faninin ömrü yetmez. Her Türk vatandaşı bu gerçekleri tasdik edecektir. Ne yeni bir sisteme, ne yeni bir rejime gerek yoktur. Sonu macera olan arayışlara gerek yoktur. Devletin yeniden tanım ve tarif konusunda millet tamam diyorsa o zaman gündeme alınmalıdır. Her söz zaman kaybı, her teşebbüs yeni bir çatışma kaynağı olacaktır. Biz ne başaracaksak, mevcut sistem içinde düşünmeliyiz.
Çok başlılıktan şikayet edenler, bugün kaç başın olduğunu samimiyetle itiraf etmelidir. Sistemi inşa eden insandır. Her sistemin dayandığı sosyal, siyasal, hukuksal, tarihsel bir arka planı vardır. Türkiye Cumhuriyeti yükseldiği dinamiklerinden ayrılmadan başkanlık nasıl kurulacaktır? Başkanlık ihtiyaçtır diyenler, başka ihtiyaç ve taleplerle millet huzuruna çıkarsa nasıl mani olacağız. Sosyal ve siyasal dümenin ne tarafa döneceği az çok bellidir. Başkanlık sisteminin doğal bir yansıma olduğu tezi afakidir. Milletimizin beklentisi refah ve reformdur. İş, aş ve yoksulluğun kökten çözümüdür. Bu milli özlemlerin başkanlık sistemiyle anında gerçekleşeceği akla sığmayacaktır.
Takdir edeceğiniz üzerine bu bir patinaj halidir ve geleceğimiz için oldukça mahsurludur. Güçler ayırımını tek elde toplamak milletimizi buhrandan buhrana sürükleyecektir. Pusuda bekleyen Türkiye düşmanları zemin kollamaktadır. Bölücüler ülkeler arasında mekik dokumaktadır. Biz Türk milletinin her kararına saygı duyarız fakat düşünce ve çekincelerimizi açıkça paylaşırız. Sağa sola meyletmeden söylemeliyim ki bugünlere kolay gelmedik. Miras yedi gibi kazanımları elden çıkaramayız.
DAVUTOĞLU'NUN İSTİFASI VE AK PARTİ'DE KONGRE
Başbakan Davutoğlu'nun zarari nedenlerden dolayı başbakanlık ve genel başkanlığı bırakma kararını sistem tartışmalarından bağımsız düşünmek imkansızdır. Birbirimize karşı iyi kötü sözlerimiz, siyasetin doğası gereği olmuştur. Davutoğlu'na kendisine başarı ve mutluluklar diliyorum. Sayın Davutoğlu ve partisinin sorunları ilgi ve merak sahamıza girmemektedir. Partide her belirsizlik, çatlak ülkemizi etkilemektedir ve değerlendirmeye muhtaçtır.
Davutoğlu'nun kenara alınmasında asıl sorumlu kimdir ve bunu niçin gerekli görmüştür? Yüzde 49 oy almış bir partinin genel başkanı yetkilerinin tırpanlanmasına, Cumhurbaşkanıyla görüştükten sonra olağanüstü kurultay kararına nasıl varmıştır? Pelikan dosyası bizim meselemiz değildir. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile fikir ayrılıklarının derinine inmek bizim için faydasızdır. Bizim araya girmeye, taraf tutmaya, birini tercih etmeye niyetimiz yoktur. Sandıktan çıkan bir iktidar, kansız ve silahsız tasfiye edilmiştir. AKP siyasi rakibimiz olsa da bir iktidar karışıklığı çok büyük sakıncalar doğuracaktır.
Davutoğlu'nu çok eleştirdik, demediğimiz kalmadı ama geldiğimiz noktada ne kadar haklı olduğumuz ortaya çıkmıştır. Davutoğlu ilk olarak kendisine oy verenlere büyük bir haksızlık yapmıştır. Vesayet altında olduğunu belgelemiştir. Başbakanlığının sanal olduğunu teyit etmiştir. Cumhurbaşkanı bir plan dahilinde kendi hedefleri doğrultusunda Davutoğlu'nu süresi dinlenmeye almıştır. Bu meseleyi etraflıca konuşmak bizim meselemiz değildir. Bizim için önemli olan Türkiye'nin ne olacağıdır. Müstakbel başbakanın ülkeyi nasıl yöneteceğidir. AKP'nin başına geçecek isimler için bahisler devam etmektedir. Davutoğlu sanki yüksekmiş gibi düşük profilli bir başbakan dedikodularu dillerden düşmemektedir. Lobiler çalışmaktadır.
PARTİ İÇİNDEKİ MUHALİFLERE: YENİDEN SANDIĞI İŞARET ETMEK DEMOKRASİ CİNAYETİDİR
Türkiye doğu ve güneydoğuda şiddetli bir mücadelenin içindedir. 'Biz gidersek beyaz Toroslar gelir' diyen Davutoğlu bir çırpıda gitmiştir, sanki Torosların ahı tutmuştur. Erken seçimi konuşanlar istikrarsızlığı ve mahvoluşa hizmet etmektedir. Yeniden sandığı işaret etmek demokrasi cinayetidir. Erken seçim için MHP bekleniyormuş, ağzı olan konuşuyor. MHP edepsiz dedikodularla yönetilemez. Kameralar karşısına geçip, sütünü içmeden yorum yapanların ciddiye alınacak tarafı yoktur. MHP'ye çelme takmak istiyorlar ama kendi kazdıkları kuyuylara kendileri düşüyorlar. Şirret hesapları ayaklarına dolanacaktır. MHP sırtını ona buna değil, Türk milletine dayamıştır. Kim ne layıksa biz onu söyler, onu dile getiririz. Maksadı ne olursa olsun küresel sömürünün önündeki engel milliyetçiliktir. Bir milletin yükselişinin dayanağı milli devletin gücü, sağlamlığıdır.
Herkesin öncelikle gündemi 22 Mayıs'ta AKP genel başkanı kim olacağına kilitlenmişken, ikinci sırada MHP gelmektedir. Bizim için siyaset kısa metrajlı bir film değildir. Bizim için siyaset egolarımız tatmin aracı değildir. Bizim için siyaset çıkarların galası, yalanların borsası, haram ve hıyanetin geçiti de değildir. Milliyetçi siyasetimizde aşk vardır, sevda vardır, vatan vardır, Türklük vardır. Biz siyasette tavşana kaç tazı tut demeyiz, tavşan arayanlara bozkurtu hatırlatır akıllarını baştan alırız. Biz MHP'yiz. Biz Müslüman Türk milletinin korkusuz yürekleriyiz.
'AK PARTİ'YE HUKUKİ DESTEK' AÇIKLAMASI
AKP'nin olağanüstü kurultaydan hangi sonuç çıkarsa çıksın buna saygı duymak durumundayız. Fakat düşük profilli bir başbakanla gidilecek bir gelecek yoktur. Terör azmış ve haddi aşmıştır. Bölgesel meseler aşmıştır. Sınırötesi bir harekat iddiları gündeme gelmektedir. Kilis metruk şehre dönmüştür. AB vize muafiyetini sağlamak için terörle mücadele yasasının değişmesini istemektedir. Cumhurbaşkanı, AB'ye 'sen yoluna ben yoluma' ifadesini yerinde kullanmıştır. Milletvekilliği dokunulmazlığı Meclis'e gelecektir. MHP milletinin yanında duracak, milli vicdanın sesi olacaktır. AKP'de tartışmalar kesilmezse, anayasa ve referandum Türkiye'yi dibe çekecektir. Ülkenin durumu daha da kötüleşecek ekonomik, siyasal tablo kötüleşecektir. TBMM'deki bölücüler ayrılıp komşu olmaktan yüzsüzce bahsetmektedir. Biz AKP'deki gelişmeleri takip ediyoruz. MHP terörle mücadelenin asla gevşememesine yürekten inanmaktadır.
MHP'nin hukuki boyutta vereceği destek hükümet mantığı çerçevesinde ele alınmalıdır. MHP, önşart olarak terörle mücadelenin eksiksiz ve kesintisiz sürdürülmesinden yanadır. MHP, Türkiye'nin tarafında, Türk milletinin safındadır. Türkiye'nin bekası ve geleceği her türlü siyasi angajmanın üzerindedir. AKP'nin kurultayı sonrasında terörle mücadele zaafa uğrarsa, TBMM'de her türlü desteği vermekten çekinmeyiz, bunu da milli görev sayarız. Terörün kökü kazınana, kanlı silah teslim alanana kadar üzerimize düşeni yapmaya hazırız. Yasal ve anayasal çalışmalar kendi mecrasında akacaktır. MHP, devletin ve hükümetin fiilen destekçisi olmuştur. Biz boşa atıp dolu tutma peşinde, yangından parsa tutma peşinde değiliz. Milli muhafet yeri geldiğinde ülkesi için ateşe atılır.
HABERTÜRK