Bloomberght
Bloomberg HT Haberler Kocherlakota: Fed fakiri daha da fakirleştirdi

Kocherlakota: Fed fakiri daha da fakirleştirdi

  • Fed politikaları gelir adaletsizliğine katkıda bulundu mu? Muhtemelen, ancak merkez bankasına yönelik eleştirilerde bulunanların düşündüğü anlamda değil

Giriş: 12 Mayıs 2016, Perşembe 17:11
Güncelleme: 12 Mayıs 2016, Perşembe 17:14

Fed'in ekonomik büyümeyi desteklemeye yönelik çabalarına ilişkin eleştirilerde bulunanlar sık sık düşük faiz ve varlık alımı gibi politikaların orantısız bir biçimde zenginlere fayda sağladığını söylüyor. Sonuçta, bu politika araçları kısmen hisse senetleri ve tahvillerin değerini artırmaya yarıyor ve bu menkul kıymetlerin büyük kısmı varlıklı kesimlere ait. Bu tez mantıklı gibi görünse de ilgili veriler bu düşünceyi desteklemiyor.

Fed'in harcamaları desteklemek amacıyla uzun vadeli tahvil faizlerini düşürmeyi hedeflediği 2. tahvil alım programını açıkladığı 2010 sonrasındaki 3 yılı düşünecek olursak.

Varlık değerleri bu dönemde düştü: Standard & Poor’s 500 Endeksi, Kasım 2010'dan 2013 sonuna kadar yaklaşık yüzde 50 yükseldi. Eğer kolay paranın zenginlerin varlığını artırdığı hipotezi doğru olsaydı, gelir dağılımı da bozulmuş olurdu.

Ancak bu olmadı. 2013 anketine bakılacak olursa, zenginler lehine özel bir değişim yok. 2010'dan 2013'e kadar, gelir dağılımının en yüksek yüzde 10'luk dilimindeki medyan ailenin varlığı yüzde 6.3 azaldı. En yüksek dilimdeki düşüş alt gruplardaki daha düşük varlığa sahip ailelerin neredeyse tamamının yaşadığı düşüşten daha fazlaydı. Ancak, yine de farklı dilimlerde yaşanan düşüşler birbirinden çok farklı değildi.

Gelir dağılımının zaman içerisinde değişimini gösteren grafiğe bakıldığında resmin 2007 ve 2010'da çok farklı olduğu görünüyor. Bu dönemde küresel finansal kriz ve beraberinde gelen resesyon ekonomiye ağır hasar vermişti. Gelir dağılımının en alttaki 3 çeyreklik grubunda yer alan ailelerin geliri en yüksek yüzde 10'daki ailelerin gelirlerinden daha fazla azaldı. Bu durum kısmen borçluluğun bir sonucuydu: Gelir düzeyi daha düşük olan aileler gelirlerine oranla daha fazla borç yüküne girerken, borçlu aileler açısından varlıklarda yaşanan bir düşüş oransal olarak daha büyük bir gelir kaybına neden oldu. Sadece varlıklara bakıldığında dahi daha fakir ailelerin daha büyük kayıp yaşadığı görülüyor.

Gelir adalatsizliğindeki bu artışa neden olan unsurlar nelerdi? Bu durum, Fed'in konut piyasası ve 2007-2010 arasında sert şekilde düşen hisse senedi piyasalarını desteklemesinin bir sonucu değildi. Hatta, eğer Fed varlık fiyatlarını özellikle de konut piyasasını desteklemek için daha fazla adım atmış olsaydı, fakir aileler daha iyi durumda olabilirdi. Bir başka deyişle, gelir adaletsizliği, para politikasının fazla sıkı olmasından dolayı arttı, para politikasının fazla geniş olmasından değil.

Sonuç olarak, Amerika vatandaşlarının ekonomik kabiliyetleri zaman içerisinde geriye gitti ve daha fakir aileler en çok kaybeden oldu. Spesifik olarak, gelir dağılımının ortanın altındaki kısmında yer alan bir ailenin durumu 2013'te 1989'ye kadar geri giden verilerde en kötü duruma geldi.

Daha fakir durumdaki Amerikalı ailelerin Fed'in finansal kriz ve beraberindeki resesyon döneminde kendilerinden çok bankalara yardım ettiğini hissine kapılmaları normal. Varlıkların azalması bireylerin emeklilik için daha hazırlıksız bir konuma gelmeleri ve birikimleriyle daha az mal ve hizmet satın alabilecekleri anlamına geliyor. Gelir adaletsizliğinin artması ABD'nin ekonomik ve siyasi hayatını yıllarca etkileyebilir.

Narayana Kocherlakota

Bloomberg News